Oğuz Sel
2017’nin black metal adına gayet bereketli başladığını söyleyebilirim.
Burada incelemesini yaptığım nice grubun yanında, daha ya sırası gelmeyen ya da vakitsizlikten yazamadığım hayli grup var. Eskiden içimdeki en müzikal korkulardan (O da ne demekse) biri olan “Acaba ileride kaliteli ve eski kafa black metal yapan gruplar olacak mı?” sorusu da böylelikle gereksiz bir vesveseye dönüşmüş oluyor. Vesveseden misal açılmışken, bugün ele alacağımız Ars Magna Umbrae’yi tanımlayan üç kelime nedir deseniz, sırasıyla; umutsuzluk, karanlık ve vesvese kelimelerini kullanırım.
Polonya’nın dertli, tasalı ve kasvetli topraklarından çıkıp gelen tek kişilik projelerden Ars Magna Umbrae, taze gruplardan biri ve EP’si “Through Lunar Gateways” de albümün anlam ve önemine en uygunsuz gün olan 14 Şubat Sevgililer Günü’nde dinleyicisiyle buluştu. Bu günün özel olarak seçildiğini düşünüyorum şahsen, herifçioğlu mutluluğa ve pozitif duygulara tepki olarak doğmuş gibi. Lâkin yaptığı şarkılardaki kasvet ve karanlık bir an olsun durmuyor, bir an olsun dinleyiciye soluk aldırmıyor. Okült ve ezoterik işlere meraklı D.A Khthōn adlı 24 yaşındaki arkadaşın ellerinden çıkan ve gitarından davul programlamasına kadar her şeyiyle karanlığa övgü kuşağı tadındaki EP, uyumsuz seslerin ve gerçekten kafa beyin bulandıran enteresan melodilerin bir bileşimi olmayı başarıyor. İlgisiz yerlerde değişen şarkı kompozisyonu mu dersiniz, olayın okült tarafını zirveye taşıyan kadın vokaller mi dersiniz, ne ararsanız “Through Lunar Gateways” EP’sinde mevcut.
Kayıt kalitesi ve prodüksiyon manasında tatmin edici olan ve türün gerektirdiği pisliği paçalarından akıta akıta gelen yapımın tek suçu günahı, bir miktar kısa sürmesi. O kadar kusur kadı kızında da olur diyeyim ve konuyu hanımlardan açmışken, yapımın kasvetine kasvet, korkunçluğuna korkunçluk katan Hekte Zaren isimli hanımdan da bahsedeyim. Birçok grupta ve ilerleyen günlerde kritiğini buralarda bir yerlerde okuyacağınız Medico Peste grubunun (Mgła üyelerinin ağırlıkta olduğu kişilerden oluşuyor) da ilk demolarında boy gösteren sanatçı, gerçekten tam da bu işlere süper giden bir rengine sahip.
Başta da belirttiğim gibi 2017’nin bereketli başladığının kanıtlarından “Through Lunar Gateways” Ars Magna Umbrae’nin ilk çalışması, ama bence ilerleyen zamanlarda bu tek kişilik projeden çok acayip şeyler gelebilir. Tekrarlamakta fayda var, adam 24 yaşında ve böylesine iç karartıcı bir şeyler yapabilmiş. Kim bilir, bir iki sene sonra neler yapacak…
Abi güzel kritik, eline sağlık. Yalnız bir şey söyleyeceğim. Senin kritiklediğin black metal grupların hepsi atmospheric b.m değil elbette ama genelde bu türde oluyor. (ya da ben öyle sanıyorum) Düz black metal var mı bu sene iyi albüm ben pek rastgelmedim. İlla ki çıkmıştır da bildiğin varsa önersen iyi olur. Atmospheric b.m düşmanı değilim ama son zamanlarda bu türde dinlediğim grupların çoğu bana vasat geliyor, galiba ben düz black metali çok daha fazla seviyorum ondan herhalde.
08.04.2017
@deadhouse, Teşekkür ederim. İşin açığı şimdilik ben de “aha bu albüm deli manyak” dediğim bir şeye denk gelmedim düz black namına. Mesela geçen sene Insane Vesper albümünde baya kendimi kaybetmiştim. Çok iyinin birkaç tık altı olan albümler var bu yıl ama sanırım benim de biraz daha araştırma yapmam gerekiyor. Kesin bir yerlerde süper mega albümler vardır ama keşfetmem zaman alabiliyor.
Tabii yine de tavsiyesiz geçmeyim bu yorumu, takvime göre yarın yayına girmesini beklediğimiz Pestlegion, biraz olsun düz black açlığını dindirecek kıvamda, yani umarım. :)
albüm gerçekten biraz kısa ama o sürede doyuruculuk konusunda sıkıntı çekmiyor. grup önerme kısmında birisi paylaşmıştı şimdi onun da hakkını vereyim, kritik de gayet güzel. ben de tam tersine düz black metal sevmem, bunlar tam benlik black metal o yüzden dinlediğime memnun oldum