“The Eye” albümü sonrasında, ilk göz ağrısı olan Mercyful Fate’e yoğunlaşan ve 1980’lerdeki havayı yakalamak adına küçümsenmeyecek adımlar atan King Diamond, “Melissa” ve “Don’t Break the Oath” albümlerindeki doğrudan şeytanlı lirikleri ve korkunçlu anlatım tarzını nispeten “Light” bir forma dönüştürüp “In the Shadows” ile takım elbiseli ve efendi bir yola girmişti. Haşin ve gaddar yapıdaki Mercyful Fate’in fanlarını ikilemde bırakan 1993 çıkışlı albümün ardından kolları sıvayan grup üyeleri, “Time” ile eski zamanlara dönüş yapmak için deneyim ve yaratıcılıklarını konuşturdular.
“Previously on Mercyful Fate” tadında bir giriş ve kritiğe konu olan albümün ismine gönderme yapan berbat ötesi bir kelime oyunuyla giriş yapmış olsam da, neredeyse bir sene sonra, yeni bir Mercyful Fate kritiğine başlamış olmaktan gayet mutluyum. Mercyful Fate ve King Diamond dinlerken kendimi, rahmetli dedemin yanına oturmuşum ve bana korkunçlu hikâyeler anlatması için yalvarırmışım gibi hissediyorum. Korku-gerilim türündeki romanları kimi zaman isteksizlikten kimi zaman vakitsizlikten okuyamasam da, King Diamond’ın anlattığı şeyler beni her zaman heyecanlandırıyor ve yer yer ürkütüyor.
Onun, şarkıların gidişatı içerisinde kılıktan kılığa büründürdüğü sesi, şarkı içi hikâye anlatımını güçlendirmekle birlikte hiç şüphe yok ki şarkıların dinlenebilirliğini de büyük oranda arttırıyor. Girişte de hafiften bahsettiğim gibi 1980’lerde yayınlanan ilk iki albümlerinde ciddi ciddi şeytan övgüsü, hasreti ve bilumum kötücül mevzuyu gayet -bu kelimeyi kullanmayı pek sevmesem de- direkt bir biçimde dinleyicisine aktaran Mercyful Fate, “In the Shadows” kritiğine yaptığım yorumda belirttiğim gibi bu albümde biraz daha “Şeytanın Avukatı”ndaki şeytan kılığına bürünmüştü.
“Time” ise eskiyle yeninin bir harmanı gibi… Şarkı kompozisyonu açısından çeşitlilik gösteren ve “Angel of Light” gibi akıcı parçalarla dinleyicilerini tam anlamıyla mest eden “Time”, son derece bir temiz sound ile oluşturulmuş. Sharlee D’Angelo’nun bas gitarının hemen her notasının rahatlıkla işitilebildiği, Denner/Shermann ikilisinin muhteşem çift gitarlarıyla kimi zaman ürpertici kimi zamansa hüzünlü bir atmosfer yarattığı albüm, gruptan beklenecek vokal melodisi ve rif zenginliğine sahip.
King Diamond’ın bir önceki albümdeki kısmen suspus hâlinden eser olmayan ve yine cayır cayır çığlıklar, ağlamaklı ses tonları ve korkutucu sakinlikteki vokal bölümleriyle eski günleri özleyen fanları memnun eden yapım, albüme adını veren şarkının hüzünlü formuyla, grubun yaratıcılığının nerelere kadar uzanabileceğini de gösteriyor. Lirikler açısından yine büyük oranda ürkütücü ve korkutucu olan parçalar, kimi zaman King Diamond’ın bazı gerçekleri hafiften çarpıtarak biri bin yapmasıyla ortaya çıksa da “Mad Arab” parçasında olduğu gibi doğrudan doğruya H.P. Lovecraft eserlerine göndermeler de yok değil. Tabii ilgili parçanın hafif bir oryantal yapıya sahip olmasından memnuniyet duymayanlar da çıkacaktır,benim gibi.
Çıkışının üzerinden neredeyse çeyrek asır geçen “Time” grubun, 1990’lı yıllarda hayat verdiği en önemli eserlerden biri. Birçok grubun cover’ını yaptığı “Lady in Black” ya da kompozisyon ve düzenleme namına o dönem için parmakla gösterilebilecek “The Afterlife” gibi şarkıların boy gösterdiği albüm tam anlamıyla konsantre müzik ve konsantre korku deneyimi.
Kadro King Diamond: Vokal, klavye
Hank Shermann: Gitar
Michael Denner: Gitar
Sharlee D'Angelo: Bas
Snowy Shaw: Davul
Şarkılar 1. Nightmare Be Thy Name
2. Angel of Light
3. Witches' Dance
4. The Mad Arab
5. My Demon
6. Time
7. The Preacher
8. Lady in Black
9. Mirror
10. The Afterlife
11. Castillo del Morte
@deadhouse, Bu arada baktım da Don’t Break the Oath’a da 8.5 vermişsin buna da 8.5 vermişsin. Bu kadar kült albümlere nispeten düşük sayılabilecek puanlar vermen ilginç.
Başından sonuna kadar beni heyecanlandıran, bana acayip duygular yaşatan ve müzikal açıdan bana göre fantastik bölümler sunan albümlere genellikle 10 veriyorum. Mercyful Fate için kült diyebileceğim yegane albüm -yine bana göre- Melissa’dır. İlk dinlediğim zamanlarda Melissa’daki şarkılar beni çok başka boyutlara taşıyordu. Don’t Break the Oath başarılı bir albüm ancak zayıf bulduğum ya da ısınamadığım parçalar/yanlar var, bu durum Time’da da mevcut. Hatta In The Shadows’da daha da çok mevcut.
Puanlamalarla insanlara vermek istediğim mesajlar şöyle:
10 – Süper albüm, mutlaka dinleyin.
9-9,5 – Hakikaten iyi albüm, dinlemeye gayret edin.
8-8,5 – Dinleyin ama grubun daha iyi albümleri varsa beklentilerinizi yüksek tutmayın.
7-7,5 – Fena değil, bir zaman ayırın.
6-6,5 – Daha iyisi olabilecekken olamamış.
1-5 arası puanlar için de; kritiklerde mutlaka kayda değer bir şeyler anlatıyorumdur, kritiğe göre dinleyin ya da dinlemeyin.
Tabii bunların yanında grubun ciddi fanı olup da “Ey Ouz sen kimsin ya!” diyecek olanlara da saygılıyım. Sevdikleri gruplar için osursalar sıçsalar dinlerim diyen insanlar var netice itibariyle. Bu noktada 8 de, 9 da, 10 da onlar için tatmin edici olmayabilir.
@Ouz, ”Sevdikleri gruplar için osursalar sıçsalar dinlerim diyen insanlar var netice itibariyle.” Bunu söyleyeyebileceğin en son kişilerden biriyim. Çok sevdiğim grupların albümlerine 3 verdiğim oldu, yerden yere vurduğum oldu. Senin kritiğini sorgulamadım. Aksine mutlu oldum böyle bir albümü kritiklediğin için teşekkürler, gayet de güzel olmuş kritik. Bazen yeni kurulan grupların sıradan denilebilecek (tabii bu da göreceli bir şey) albümlerine 10′ar puan verildiğini görüp efsane bir grubun efsane sayılabilecek albümlerine verilen 7.5-8-8.5 puanlı kritikleri görünce biraz şaşırıyorum. Olay bundan ibaret. Bunu senin için söylemiyorum yanlış anlama. Genel bir izlenim sadece bu site için değil. Tabii yine müzik bu deyip isteyen istediği puanı verir demeyi bilmek lazım :)
@deadhouse, Yok zaten o ifadeyi senin için kullanmadım ben de. PA’yı ağır nostalji sitesine döndürmeden eskice olan ve sitede bulunmayan albümleri dilim döndüğünce karalıyorum işte. Nispeten yeni gruplara benim de 10 verdiğim oluyor. Kendi adıma 10 verme gerekçem, önceki postta ifade ettiğim nedenlerden. Efsane albümlerin efsaneliğini ve bu müziğe verdiği yönü, kattığı değeri, benim verdiğim 10 altı puan değiştirmez kesinlikle. Sadece albümleri, bulundukları efsanelik rafından alıp kendi bakış açımdan incelemesini yapıp tekrar yerlerine kaldırıyorum. :)
@Ouz, Yalnız puanlama mesajlarında biraz acımasız davranmışsın haha. Bence;
10 – Başyapıt. Türü sevip dinlemeyen kör olur.
9, 9.5 – Başyapıtın bir tık altı. Mutlaka dinlenmeli.
8.5 – Dinlemezseniz çok şey kaybedebilirsiniz.
8 – Baya iyi albüm.
7.5 – İyi albüm.
7 – İyi albüm. Ama dinlemeseniz de çok şey kaybetmezsiniz.
6, 6.5 – Dinlenebilir.
@Ouz, Reload’un 8 aldığı puanlamada MOP en az 20 olmalı. O nasıl bir puanlamadır öyle? Gerçi 90 öncesi Metallica’yı dinlenemez derece sert bulup sonraki albümlere ayılıp bayılan ciddi bir nesil de yok değil! Bu arada konu ne ara Metallica’ya bağlandıysa! Metallica is long dead, long live Merciful Fate!!!
DÜNYANIN EN İYİ ALBÜMÜ
Mükemmel bir albüm.
06.03.2017
@deadhouse, Bu arada baktım da Don’t Break the Oath’a da 8.5 vermişsin buna da 8.5 vermişsin. Bu kadar kült albümlere nispeten düşük sayılabilecek puanlar vermen ilginç.
07.03.2017
@deadhouse, Merhabalar.
Başından sonuna kadar beni heyecanlandıran, bana acayip duygular yaşatan ve müzikal açıdan bana göre fantastik bölümler sunan albümlere genellikle 10 veriyorum. Mercyful Fate için kült diyebileceğim yegane albüm -yine bana göre- Melissa’dır. İlk dinlediğim zamanlarda Melissa’daki şarkılar beni çok başka boyutlara taşıyordu. Don’t Break the Oath başarılı bir albüm ancak zayıf bulduğum ya da ısınamadığım parçalar/yanlar var, bu durum Time’da da mevcut. Hatta In The Shadows’da daha da çok mevcut.
Puanlamalarla insanlara vermek istediğim mesajlar şöyle:
10 – Süper albüm, mutlaka dinleyin.
9-9,5 – Hakikaten iyi albüm, dinlemeye gayret edin.
8-8,5 – Dinleyin ama grubun daha iyi albümleri varsa beklentilerinizi yüksek tutmayın.
7-7,5 – Fena değil, bir zaman ayırın.
6-6,5 – Daha iyisi olabilecekken olamamış.
1-5 arası puanlar için de; kritiklerde mutlaka kayda değer bir şeyler anlatıyorumdur, kritiğe göre dinleyin ya da dinlemeyin.
Tabii bunların yanında grubun ciddi fanı olup da “Ey Ouz sen kimsin ya!” diyecek olanlara da saygılıyım. Sevdikleri gruplar için osursalar sıçsalar dinlerim diyen insanlar var netice itibariyle. Bu noktada 8 de, 9 da, 10 da onlar için tatmin edici olmayabilir.
07.03.2017
@Ouz, ”Sevdikleri gruplar için osursalar sıçsalar dinlerim diyen insanlar var netice itibariyle.” Bunu söyleyeyebileceğin en son kişilerden biriyim. Çok sevdiğim grupların albümlerine 3 verdiğim oldu, yerden yere vurduğum oldu. Senin kritiğini sorgulamadım. Aksine mutlu oldum böyle bir albümü kritiklediğin için teşekkürler, gayet de güzel olmuş kritik. Bazen yeni kurulan grupların sıradan denilebilecek (tabii bu da göreceli bir şey) albümlerine 10′ar puan verildiğini görüp efsane bir grubun efsane sayılabilecek albümlerine verilen 7.5-8-8.5 puanlı kritikleri görünce biraz şaşırıyorum. Olay bundan ibaret. Bunu senin için söylemiyorum yanlış anlama. Genel bir izlenim sadece bu site için değil. Tabii yine müzik bu deyip isteyen istediği puanı verir demeyi bilmek lazım :)
07.03.2017
@deadhouse, Yok zaten o ifadeyi senin için kullanmadım ben de. PA’yı ağır nostalji sitesine döndürmeden eskice olan ve sitede bulunmayan albümleri dilim döndüğünce karalıyorum işte. Nispeten yeni gruplara benim de 10 verdiğim oluyor. Kendi adıma 10 verme gerekçem, önceki postta ifade ettiğim nedenlerden. Efsane albümlerin efsaneliğini ve bu müziğe verdiği yönü, kattığı değeri, benim verdiğim 10 altı puan değiştirmez kesinlikle. Sadece albümleri, bulundukları efsanelik rafından alıp kendi bakış açımdan incelemesini yapıp tekrar yerlerine kaldırıyorum. :)
07.03.2017
@Ouz, Yalnız puanlama mesajlarında biraz acımasız davranmışsın haha. Bence;
10 – Başyapıt. Türü sevip dinlemeyen kör olur.
9, 9.5 – Başyapıtın bir tık altı. Mutlaka dinlenmeli.
8.5 – Dinlemezseniz çok şey kaybedebilirsiniz.
8 – Baya iyi albüm.
7.5 – İyi albüm.
7 – İyi albüm. Ama dinlemeseniz de çok şey kaybetmezsiniz.
6, 6.5 – Dinlenebilir.
07.03.2017
@deadhouse, http://www.pasifagresif.com/2010/09/metallica-kill-em-all/comment-page-1/#comment-445676
Metallica’nın Master of Puppets’ına 10 vermişsin, Reload’una 8. Bence sen biraz bolbolcusun. :)
07.03.2017
@Ouz, Reload’un 8 aldığı puanlamada MOP en az 20 olmalı. O nasıl bir puanlamadır öyle? Gerçi 90 öncesi Metallica’yı dinlenemez derece sert bulup sonraki albümlere ayılıp bayılan ciddi bir nesil de yok değil! Bu arada konu ne ara Metallica’ya bağlandıysa! Metallica is long dead, long live Merciful Fate!!!
King Diamond’ın 7 yılda 9 albüm yaptığı dönemin en iyi işlerinden biri Time yine. O dönemde vasat albümleri de var çünkü.
sen ne güzel bir şarkısın witches dance…
the mad arab çok iyi bir şarkı.