Bugün büyük abilerdne kurulu bir grupla birlikteyiz. BOLT THROWER vokalisti Karl Willetts, BENEDICTION basçısı Frank Healy, bu iki ismin zoruyla davul çalmaya geri döndürülen eski BOLT THROWER davulcusu Andrew Whale ve CEREBRAL FIX’ten Scott Fairfax’li kadrosuyla MEMORIAM, aslında adı gibi anma amacıyla yola çıkan bir grup.

BOLT THROWER davulcusu Martin Kearns’ün kaybıyla sarsılan Willetts ile o sıralarda babasını kaybeden Healy’nin acılarını kalplerine gömmek için yarattıkları ve başta sadece cover çalıp eğlenmek isteyen MEMORIAM; günün birinde Fairfax’in “Bir rif yazdım, sizce nasıl?” demesiyle bambaşka bir boyuta taşınmış. Grup sadece 1 yıl içinde; bir demo, bir de albüm çıkardı, önemli festivallerde çaldı ve Nuclear Blast’le anlaştı. Geriye dönüp baktıklarında, bu kadar kısa süre içinde bunca şeyi başarmış oldukları için mutlu olan grup üyeleri, ikinci albümün de mutlaka geleceğini şimdiden duyuruyorlar.

MEMORIAM bir death metal grubu. Büyük ölçüde eski usul; yer yer BOLT THROWER ve BENEDICTION’a oranla birazcık daha teknikleşebilen ancak genel itibarıyla kafaya kakmalı, cayır cayır, groovy bir death metal icra ediyorlar. Albümün sound’u, iki grubun en efsane albümlerinden olan; BENEDICTION “Transcend the Rubicon” ve BOLT THROWER – “The IVth Crusade”in bir kırması niteliğinde. Isıran gitarlar, yumruklayan gitarlar ve Willetts’in death metal haykırışları arasında MEMORIAM gerçek bir ölüm makinesine dönüşüyor.

Albümün akılda kalıcılık ve çok acayip şeyler deneme konusuna pek kasmadığını söylemeye elbet gerek yok. 30 yıldır bu müziği icra eden bu insanlar, elbette ki kendi gruplarında yaptıkları şeyleri masaya taşımışlar. Ancak sonuçta ortaya çıkan şey gerçekten de samimi bir vahşete kavuşmuş. MEMORIAM’ın genel itibarıyla düz ama deneyim dolu death metali, bana “death metal yapan MOTÖRHEAD” hissini de vermiyor değil. MOTÖRHEAD’in yanıp tutuşan enerjisi ve basitliği ile kusursuz “Transcend the Rubicon” veya “The IVth Crusade”in yarmanlığını bir potada erittiğinizde karşınıza MEMORIAM’ın çıkması gayet olası. Yine de “For the Fallen”da MOTÖRHEAD’vari bir rock ‘n’ roll karakteri asla yok. Albüm baştan sona ezici bir death metal; MOTÖRHEAD’lik sadece belirli rif karakterlerinden ve gazdan kaynaklanıyor.

Albümdeki gitar tonu ve genel anlayış, tıpkı HAIL OF BULLETS türevi bir “savaşlı death metal” havası yaratıyor. Her ne kadar albüm belli bir konuya odaklanmasa ve dünyada ters giden pek çok şeyden bahsetse de, Birinci Dünya Savaşı öncesinde savaşa çağrılan ve sevdiklerine son sözlerini ileten bir askerin ağzından yazılmış Last Words gibi şarkılar da var.

Genele baktığımızda “For the Fallen”ı bir ilk albüm olarak nitelemek ne kadar doğru bilmiyorum, zira Fairfax dışındaki üç isim de İngiliz death metal tarihini yazan gruplardan ikisinin en önemli parçaları arasında ve 30 yılı aşan zamandır bu müziği yapıyorlar. Dolayısıyla MEMORIAM varsayılan olarak tecrübeli bir grup. Ortaya çıkardıkları death metalin akıllara kazınma ve yıllar sonra unutulmama konusunda çok bir çaba gösterdiğini söylemek zor olsa da, daha ilk dinlemeden keyif veren, heyecanlandıran, gaza getiren bir iş ortaya koydukları da ortada. BOLT THROWER ve BENEDICTION seviyorsanız es geçmeyin.