Efsane grup Black Sabbath’tan bağımlılık sorunları ve grubun gitaristi Tony Iommi ile yaşadığı tartışmalar nedeniyle tabiri caizse kovulan Ozzy Osbourne, grupta da sık sık bahsettiği solo projesini gerçekleştirmek için bir şans yakalamıştı. Quit Riot’dan yetenekli genç gitarist Randy Rhoads, Rainbow ve Uriah Heep’te bas gitarist ayrı, zamanda söz yazarı olan Bob Daisly, Deep Purple ve Rainbow’dan klavyeci Don Airey, Uriah Heep’in davulcusu Lee Kerslake ile birlikte solo grubunu kurdu.
Grup öncelikle çıkaracakları albüm olan The Blizzard of Ozz ismini aldı, lakin bu daha sonra menajerler tarafından değiştirildi. Black Sabbath’tan ayrılmasının ardından yerine Rainbow’un efsanevi sesi Ronnie James Dio geçmişti. Bunun karşılığında Rainbow’un yetenekli isimlerini de yanına alan Osbourne, 1979 yılında “Blizzard of Ozz” için stüdyoya girdi. Ozzy Osbourne, Randy Rhoads ve Bob Daisly tarafından yazılmış 9 adet parçadan oluşan albüm, hem eleştirmenler hem de metal kitlesi tarafından fazlasıyla beğenildi. Crazy Train ve Mr. Crowley adında muhteşem iki single çıkaran albümde en çok göze batan isimse, gitardaki eşi benzeri görülmemiş yeteneğiyle Randy Rhoads oldu.
Albüm başından sonuna kadar inanılmaz bir enerji içeriyor. Rhoads imzalı I don’t Know şarkısı ile başlıyor ve bize gösteriyor ki Black Sabbath’taki hâlinden daha enerjik bir Ozzy Osbourne var karşımızda. Grubundaki performansına göre daha zengin ve güçlü işlere imza attığını söyleyebilirim, zira bu performans albüm boyunca bir tık bile inmiyor. Özellikle single şarkılarında bu farkı daha çok görüyoruz. Bestesini Rhoads’un, sözlerini ise Osbourne’un yazdığı ve albümün ilk single’ı olan Crazy Train, tüm rock tarihinin en güçlü riflerinden biriyle başlıyor. İnsanlığın yarattığı düşmancıl ve karamsar sistemi eleştiren Osbourne, şarkıdaki özgün gitar tekniğiyle dans etmesinin ardından yerini öldürücü solosuyla son darbeyi indirecek olan Rhoads’a bırakıyor. Bana kalırsa albümdeki tek dişe dokunur performansı bu şarkı olsaydı bile kendisi benim için gelmiş geçmiş en iyi gitaristlerden biri olarak kalacaktı. Bulunduğu grupta uyuşturucu ve alkol alışkanlığı olmayan tek kişi olmasıyla beraber Rhoads ayrı zamanda grubun en genciydi. Jimi Hendrix, John Bonham gibi, hayatını genç yaşta kaybetmeseydi daha neler yapabilirdi sorusunu her dinleyişimde sorduğum bir diğer yetenek ve benim de dâhil olduğum bir çok kişi için bir idol olmayı başarmıştı.
Mükemmel bir single’ın ardından daha duygusal bir şarkıyı dinliyoruz. Goodbye the Romance benim albümde sözlerini en çok beğendiğim şarkı. Melodisi ve vokallerden de olsa gerek, sözlerini daha samimi buluyorum. Ayrıca Bob Daisley’in bu şarkıdaki inanılmaz performansını unutmamamız gerekiyor.
I’ve been the king, I’ve been the clown
now broken wings can’t hold me down
I’m free again
The jester with the broken crown
It won’t be me this time around
to love in vain
Suicide Solution, sakin bir klasik gitar şarkısının ardından geliyor. Belirtmem gerekiyor ki Randy Rhoads’un en büyük hayallerinden bir tanesi klasik gitar virtüözü olmaktı. Klasik gitara olan bakışı bu albümle yaptığı patlamadan sonra ne kadar değiştiği bilinmez, ama bu konudaki hevesini bu albümde almış diyebiliriz. Suicide Solution, alkol yüzünden hayatını kaybeden AC/DC vokalisti Bon Scott için yazıldı. Kendini suçlu görüp kapılan ümitsizliği ve bunu alkol ile aşmaya çalışmanın bir intihar çözümü olduğunu söyleyen şarkı aslında sözleri kadar hüzünlü değil. Aksine albümün geneli gibi fazlasıyla enerjik ve canlı performanslarda sonundaki inanılmaz gitar solosuyla aşırı gaz bir şarkı.
Gelelim albümün ikinci single’ı ve benim baştacı olan şarkıma. Mr. Crowley’nin sözlerini Osbourne, sol kol satanizmin kurucusu okultist ve mistik Aleister Crowley için yazdı. Don Airey’nin klavyesi ile başlayan şarkı, daha ilk cümlesinden Aleister Crowley’e açık bir şekilde sesleniyor. Albüme kıyasla daha ağırbaşlı vokaller ve riflerle devam eden şarkı bu sakinliğini Randy Rhoads’un attığı efsanevi inanılmaz hayvansı gitar solosuna kadar koruyabiliyor. Şarkının yarısında habersizce giren ve heavy metal bakiri olan kulaklar için ölümcül seviyede teknik içeren bu efsanevi solo, kuşkusuz en iyi gitar sololarında en tepeye oynayacak potansiyele sahip. Rhoads bize henüz çözemediğimiz bir şeyler anlattıktan sonra yerini tekrardan Ozzy Osbourne’a bırakıyor. Artık öğreniriz ki Prince of Darkness bu şarkıda Aleister Crowley’e yaptıklarının bir saçmalık olduğunu ve insanları kandırdığını anlatıyordur. Şarkının ağır ağır biticeğini beklerken genç yeteneğimiz, ilki yetmezmiş gibi bir de ikinci bir solo atar. İnterlude hâlinde daha yavaş lakin daha melodik ve vokallerle iç içe devam eden gitar, yeniden yükselerek hızlı picking’lerle şarkıyı zirvede bitirir.
No Bone Movies, sözlerini grubun bütün üyelerinin imza attığı tek şarkı. Hâlbuki ne sözleri ne de bestesi bir sürpriz içeriyor. Ağır bir şarkının ardından geliyor olmasından dolayı belki de albümün en tatsız şarkısı benim için No Bone Movies. Bu şarkının ardından gelen Revelation (Mother Earth) No More Romance’in ardından gelen ikinci duygulu parça. Yaptığımız, yapacak olduklarımız için bir yakarış niyetinde olan şarkı en sonunda kıyamet alametleriyle insanoğlunun sonunun kendi elinden geleceğini anlatmaya çalışıyor. En azından benim yorumum böyle, Mother Earth kısmı sizi yanıltmasın. Michael Jackson’ın Earth Song tarzı bir mana yok bu şarkıda. Klavye ile temponun düştüğü anlarda Ozzy’nin bahsettiği ölüler adasından gönderilen Randy, kendine has solosuyla ve gaz rifleriyle son şarkı olan Steal Away’e geçiyor. Vokal olarak Ozzy’yi en çok beğendiğim bu şarkı, albüm için çok yerine bir kapanış, enerjik ve özgün. Albüm bu hâliyle sadece metal dinleyicileri için değil, bütün müzik kitlesine hitap edebilecek seviyede dinlenebilirliğe sahip. Canlı performanslarda Rhoads gibi bir canavara dönüşen baterist Kerslake, Osbourne’un başına gelmiş bir diğer büyük şans.
Ozzy Osbourne belki alkol ve uyuşturucu problemleri yüzünden belli bir vakte kadar Black Sabbath’ı kaybetti ama kendisinin deyimiyle “Tanrı bana Randy Rhoads’u gönderdi.” Prince of Darkness, bundan sonraki solo kariyerinde bu albümün seviyesine hiçbir zaman ulaşamadı ve 19 Mart 1982’de Randy Rhoads 25 yaşındayken bir kaza sonucu hayatını kaybetti. Her şeye rağmen gitmeden önce “Blizzard of Ozz” albümüyle birlikte bize gelmiş geçmiş en iyi heavy metal albümlerinden bir tanesi bırakmayı başardı.
ah be Randy Rhoads ölmeseydi kim bilir daha ne riff’ler sololar dinlerdik kendisinden. geleceğe yönelik çok büyük planları ve umutları olan bir adammış. ayrıca rivayete göre Ozzy’ye; ‘eğer bu kadar çok sigara ve uyuşturucu kullanırsan erken yaşta ölürsün’ dedikten on dakika sonra kaza geçirmiş.
yukarıdaki Crazy Train videosunda Randy yerine Brad Gillis var. o yüzden şuraya aşırı mutlu Ozzy Osbourne’lu ve Randy Rhoads’lu performansını bırakayım: https://www.youtube.com/watch?v=H-PQeWJ2ZC8
kendisi hakkında hiçbir bilgisi olmayan biri bu performansı izlese; vay anasını kimmiş ya bu adam der herhalde. o yüzden kritikteki şu cümleye sonuna kadar katılıyorum:
“albümdeki tek dişe dokunur performansı bu şarkı olsaydı bile kendisi benim için gelmiş geçmiş en iyi gitaristlerden biri olarak kalacaktı.”
Ozzy’ in Crazy Train şarkısını plakta daha önce hiç dinlemedikleri bir versiyonunu dinletmişlerdi. Youtube’ da görmüştüm, ”keşke Randy aramızdan bu kadar erken ayrılmasaydı” diyordu ve plak dönerken hafifçe ağlamaya başlayıp şarkıyı dinliyordu… Adamın genç yaşta öldüğünü biliyordum ama gerçekten 25 yaşında öldüğünü yeni öğrendim… 23 yaşında böyle rifler yazmayı başarmış ve alkol ve uyuşturucu problemi olmamasına karşın böyle bir yetenek bu kadar basit bir şekilde ölmüş. Gerçekten çok üzücü, huzur içinde yatsın. Ayrıca PASİFAGRESİF’ te bunca yıldır olmaması da üzdü bu albümün kritiği, neyse.
Şöyle klasik albümleri görünce mutlu oluyorum. 80′lerin Heavy Metal kültürü ayrı bi şey. İsterseniz atmosferik yarrak metal dinleyin hepinizin kökeni budur.
Bir an çömez yıllarıma gittim. Ne dinlerdik bu albümü. Bunlar iyi albümler de Ozzy’nin diskografi bi yerde tıkanıyor ben gerisini getirememiştim. Umarım bir ara getiririm.
O değil de ben bi şeyi anlamadım: Yazar burada ”artık öğreniriz ki Prince of Darkness bu şarkıda Aleister Crowley’e yaptıklarının bir saçmalık olduğunu ve insanları kandırdığını anlatıyordur.” diyor. Yazar burada ironi mi yaptı anlamadım ama ben bu şarkıda Ozzy Aliester Crowley’i övüyor diye biliyorum. Sözlere baktım öyle bi anlamda göremedim. Yıllardır ben mi yanlış biliyormuşum yoksa yazar ironi mi yaptı anlamadım. Yetkili bir abi açıklayıversin bana.
En iyi Classic Heavy Metal albümlerinden biri olması bir yana gerçekten o 80′lerin gerçek metal tutkusunu duygusunu sonuna kadar hissettiriyor bizlere.
Randy Rhoads için ise ne desek az yaşasaydı sanırım bir çok masterpiece eser bizimle olurdu. Huzur içinde uyu abimiz-kardeşimiz \m/
bu arada, IRON MAIDEN, JUDAS PRIEST, BLACK SABBATH, RAINBOW gibi devler arasında; gruptan ayrılıp, kendi isimleri ile solo kariyer başlattıktan sonra bu kadar iyi işler ortaya koyup başarılı bir distokrafiye sahip -bana kalırsa- yalnızca Ozzy ve Dio’dur.
Rahmetliye haksızlık edecem ama benim için Mr.Crowley, Live and Loud’daki Zakk Wylde performansıdır. Yıllardır şarkının başka bir versiyonunu dinlemedim ki en sevdiğim 3 heavy metal şarkısından biridir.
Albümün kritiği yok ama buraya yazayım ben de, benim en etkilendiğim ve sevdiğim Randy Rhoads solosu Tonight’ın (Diary of a Madman) sonundaki solodur. Birkaç gündür de aklıma takıldı döndürüp dinliyorum sürekli. Ruhu şad olsun.
ah be Randy Rhoads ölmeseydi kim bilir daha ne riff’ler sololar dinlerdik kendisinden. geleceğe yönelik çok büyük planları ve umutları olan bir adammış. ayrıca rivayete göre Ozzy’ye; ‘eğer bu kadar çok sigara ve uyuşturucu kullanırsan erken yaşta ölürsün’ dedikten on dakika sonra kaza geçirmiş.
yukarıdaki Crazy Train videosunda Randy yerine Brad Gillis var. o yüzden şuraya aşırı mutlu Ozzy Osbourne’lu ve Randy Rhoads’lu performansını bırakayım:
https://www.youtube.com/watch?v=H-PQeWJ2ZC8
kendisi hakkında hiçbir bilgisi olmayan biri bu performansı izlese; vay anasını kimmiş ya bu adam der herhalde. o yüzden kritikteki şu cümleye sonuna kadar katılıyorum:
“albümdeki tek dişe dokunur performansı bu şarkı olsaydı bile kendisi benim için gelmiş geçmiş en iyi gitaristlerden biri olarak kalacaktı.”
26.02.2017
@Raddor, paylaştığın videoyu çok beğendim, teşekkürler.
Ozzy’ in Crazy Train şarkısını plakta daha önce hiç dinlemedikleri bir versiyonunu dinletmişlerdi. Youtube’ da görmüştüm, ”keşke Randy aramızdan bu kadar erken ayrılmasaydı” diyordu ve plak dönerken hafifçe ağlamaya başlayıp şarkıyı dinliyordu… Adamın genç yaşta öldüğünü biliyordum ama gerçekten 25 yaşında öldüğünü yeni öğrendim… 23 yaşında böyle rifler yazmayı başarmış ve alkol ve uyuşturucu problemi olmamasına karşın böyle bir yetenek bu kadar basit bir şekilde ölmüş. Gerçekten çok üzücü, huzur içinde yatsın. Ayrıca PASİFAGRESİF’ te bunca yıldır olmaması da üzdü bu albümün kritiği, neyse.
O zaman hemen fırsattan istifade Freedom Hawk reklamı yapayım.
https://www.youtube.com/watch?v=35gUQIx0Bpk
2 sene olmuş çıkalı, hala dinlemeyi en sevdiğim albümlerden biri.
bu albümü görünce direk aklıma ilk gelen Randy Rhoads’ın dağı taşı siken solosu oluyor
Şöyle klasik albümleri görünce mutlu oluyorum. 80′lerin Heavy Metal kültürü ayrı bi şey. İsterseniz atmosferik yarrak metal dinleyin hepinizin kökeni budur.
Bir an çömez yıllarıma gittim. Ne dinlerdik bu albümü. Bunlar iyi albümler de Ozzy’nin diskografi bi yerde tıkanıyor ben gerisini getirememiştim. Umarım bir ara getiririm.
O değil de ben bi şeyi anlamadım: Yazar burada ”artık öğreniriz ki Prince of Darkness bu şarkıda Aleister Crowley’e yaptıklarının bir saçmalık olduğunu ve insanları kandırdığını anlatıyordur.” diyor. Yazar burada ironi mi yaptı anlamadım ama ben bu şarkıda Ozzy Aliester Crowley’i övüyor diye biliyorum. Sözlere baktım öyle bi anlamda göremedim. Yıllardır ben mi yanlış biliyormuşum yoksa yazar ironi mi yaptı anlamadım. Yetkili bir abi açıklayıversin bana.
En iyi Classic Heavy Metal albümlerinden biri olması bir yana gerçekten o 80′lerin gerçek metal tutkusunu duygusunu sonuna kadar hissettiriyor bizlere.
Randy Rhoads için ise ne desek az yaşasaydı sanırım bir çok masterpiece eser bizimle olurdu. Huzur içinde uyu abimiz-kardeşimiz \m/
bu arada, IRON MAIDEN, JUDAS PRIEST, BLACK SABBATH, RAINBOW gibi devler arasında; gruptan ayrılıp, kendi isimleri ile solo kariyer başlattıktan sonra bu kadar iyi işler ortaya koyup başarılı bir distokrafiye sahip -bana kalırsa- yalnızca Ozzy ve Dio’dur.
03.02.2021
@chuck, distok değil diskografi olacak o gerizekalı. ayrıca ozzy ve dio arasına king diamond eklemeyi unutmuşum.
Rahmetliye haksızlık edecem ama benim için Mr.Crowley, Live and Loud’daki Zakk Wylde performansıdır. Yıllardır şarkının başka bir versiyonunu dinlemedim ki en sevdiğim 3 heavy metal şarkısından biridir.
08.05.2021
@Yiğit, Çok canım acıdı okuyunca.
08.05.2021
@Opethsevenbiri, neden dostum, taşş gibi performans bence.
Albümün kritiği yok ama buraya yazayım ben de, benim en etkilendiğim ve sevdiğim Randy Rhoads solosu Tonight’ın (Diary of a Madman) sonundaki solodur. Birkaç gündür de aklıma takıldı döndürüp dinliyorum sürekli. Ruhu şad olsun.