PAGAN’dan tanıdığımız Emre Balık ile DAYLIGHT DIES’dan bildiğimiz Jesse Haff’ın New York’ta kurdukları GÖKBÖRİ’nin bu Cuma günü Hammer Müzik’ten çıkacak ikinci albümü “Erlik”le birlikteyiz bugün. Kritiğe geçmeden önce, 2013 yılında grupla yaptığımız röportajı da hatırlatalım.
İlk albümü “Balbal” ile black/thrash metal adına iyi bir iş ortaya koyan ve Türk mitolojisini bu kontekstte işleyen en başarılı gruplardan biri hâline gelen GÖKBÖRİ; kurt kafası şeklindeki logosundan sözlerine, kapaklarından genel atmosferine kadar her şeyine yedirdiği eski Türk mitolojisini bu kez “Erlik” ile bizlere sunuyor.
İlk albümün ardından yine New York’ta yaşayan Koray Önder’i kadrosuna katan GÖKBÖRİ’nin yeni albümü “Erlik” ile ilgili söylenebilecek ilk şey; albümün müzikal olarak “Balbal”a göre daha değişken, hissiyat olaraksa daha tutkulu olması. Hepsi farklı karakterlere sahip şarkıları dinlerken, her ne kadar içlerinde neredeyse tek bir Türk motifi kırıntısı dahi olmasa da, bahsi geçen konuların karakterine uyan bir agresiflik, merak uyandırıcılık, gizem olduğunu hissedebiliyorsunuz. Grup MOTÖRHEAD’den de, DARKTHRONE’dan da, IMMORTAL/I’dan da besleniyor -ya da en azından benzer kimlikler taşıyor- ancak sunulan konular itibarıyla her şekilde kendine özgü olmayı başarıyor.
Yer yer karşımıza çıkan daha punk, black n roll kıvamlarla zaman zaman VREID’vari tatlara, çok lezzetli groove’lara da yer veren müzik, en değerli tarafını da işte bu direktliği sayesinde yansıtıyor. “Erlik” ciddi anlamda çiğ, lafı hiç gevelemeyen, yeterli yırtıcılıkta, Orta Asya bozkırlarından fırlatılan binlerce ok kıvamında bir albüm. Bu hoyrat çekiciliğin oluşmasını sağlayan başlıca unsurlardan biri de böylesi -iyi anlamda- paçoz bir müziğe Türkçenin ciddi anlamda yakışıyor oluşu. Bunun başlıca sebebi, bu tür bir thrash/black metali duymaya alıştığımız başlıca dillerden olan Norveççe ve İsveççe gibi, Türkçenin de sert vurgularının olması, r harflerinin bastırılarak söylenmesi, içinde k, z, g gibi daha “haşin” vurgulanan harfler barındırması. Kısacası bu çekiciliği kendi dilim olduğu için söylemiyorum, denenleri anlamasaydım da eminim çekici bulurdum.
35 dakikanın biraz altındaki süresiyle tıpkı “Balbal” gibi özü sözü bir bir tavır takınan albümde, ARMAGEDDON ve ARCH ENEMY’deki akılda kalıcı sololarını pek sevdiğimiz Chris Amott da Yelbegenler Yüresi’ndeki solosuyla kendine yer buluyor.
Albüme biraz daha derinlemesine bakmak ve şarkılardan şöyle bir bahsetmek istersem, ki istiyorum, açılışı yapan ve şarkı sözü videosunu da yazıdan izleyebileceğiniz Tamuya ile albüm çok lezzetli bir giriş yapıyor. Sözleri takip ettiğinizde çok daha keyifli hâle gelen şarkı, “Erlik”in genel karakterini ve GÖKBÖRİ’nin kimliğini net şekilde açıklıyor aslında. Mitolojiden, efsanelerden bahsedildiğinde mutlaka epik, görkemli olunması gerekmediğini gösteren grup, bu bodoslama tavrını Yerbegenler Yüresi’nde de sergiliyor. Aralara giren black metal akorları ve içlerinde ufak melodiler saklı riflerle, şarkı net şekilde albümün en iyilerinden biri hâline geliyor. Tabanca gibi patlayan Karabasanlar Ardında, farklı vokal denemeleriyle öne çıkan Gökten Gelen Tuğ ve bahsettiğim black n roll havasını belki de en yi yansıtan Erlik de albümün şakır şakır akmasını sağlayan diğer şarkılar. Daha bir punk kimliğine sahip Körmösler Görmezler, ortasından itibaren albümde hiç duymadığımız olaylara girişen Ben, Ang ve yine farklı fikirler eşliğinde albümü kapatan Çift Başlı Kartal da yine dinlemesi gayet zevkli yapıtlar.
Son kelamlara geldiğimizde söylememiz gereken şu ki; GÖKBÖRİ yaptığı şeyi iyi yapıyor. Bugüne dek hakkıyla ele alındığını çok da sık görmediğimiz bir konsepti gayet başarılı ele alıyorlar ve klişelere kaçmadan çekici bir kimlik yaratıyorlar. Grubun ne yaptığını biliyor oluşu, elemanların geçmiş deneyimleri gibi pek çok şeyi de üst üste eklediğimizde, GÖKBÖRİ’nin bir başarı olduğunu söylemek şimdiden mümkün. “Erlik”; “Balbal”a epey yakın bir kimlikte olmasına rağmen, bence ondan biraz daha kirli, daha etli bir albüm. Uzaktan atılan ve göğüs kafesini delen Türk oku kıvamındaki ilk albümden ziyade, haldır huldur koşturup düşmanı kılıçla kesip biçmeye odaklanan; daha yakın dövüşlü, daha temaslı bir albüm.
Türü seviyorsanız GÖKBÖRİ’yi mutlaka dinleyin ve alışık olduğunuz bir müziği, belki de henüz hiçbir grubun ele almadığı şekilde duymaya hazır olun.
Not: Albümün teşekkürler bölümünde adımı gördüm, çok naziksiniz, ben de teşekkürlerimi gönderiyorum.
Türkçe metal olayı rüyalarımı süsleyen bişey. Gökböri bu konuda ileride adı daha da çok anılacak değerli bir grup. Umarım albüm satışları beklentileri çok çok aşar.
bir kaç şarkı dinledim güzeldi,tam albümü bilemiyorum,ama bana daha da oturalı ve sağlam geldi sound
bu arada bu tür şamanik-paganist-turanik black metal yapan grupların kesin bir kere şarkı veya albüm yaptığı bir isim Erlik,Türk mitolojisi ile alakalı olanlar bilir Erlik, Altay Türklerinin mistik tasavvurlarında kötü ruhların başındadır, başkanıdır. Erlik “güçlü, kuvvetli” anlamlarına gelir. Bazı Türkologlara göre bu kelime “erklig” kelimesinin bozulmuş halidir.Erlik, Türk yaratılış anlatmalarında Şeytan’a denk kabul edilir. Bir anlatmada Erlik’in bir insan, hatta ilk insan olduğu belirtilse de bu durum metinle ilgili bir problem olabilir. Erlik, İran mitolojisindeki Ehrimen’le de benzer olarak düşünülür. Erlik, yaratılış anlatmalarında en baştan beridir, yani kaosun kozmosa, düzensizliğin düzene ve evrene dönüşmesi sürecinin başından beri vardır. Bu da kötülüğün kökeniyle ilgili bir tür açıklama çabasıdır. Fikir olarak iyinin karşısındaki kötü, yaratılış anlatmasında en baştan beri bulundurularak kötünün ve kötülüğün menşei açıklanır. Erlik, kötüdür; kötülük eder; her zaman kötülük düşünür; fakat iyi ve beyaz olan tanrı Ülgen tarafından kesinlikle öldürülmez; sadece hapsedilir. Erlik yıkıcıdır, yıkımın ve düzensizliğin sembolüdür. Kuzeydeki karanlık ülkeler Erlik’in diyarı kabul edilir. Erlik’in bir mantığa uymayan bir yaratma edimi mevcuttu.Erlik; insanlara her türlü kötülüğü yapar, insanlara ve hayvanlara türlü türlü hastalıklar gönderir ve onlardan kurbanlar ister.İstediği kurban verilmediği takdirde musallat olduğu oba veya aileye ölüm ve felaket ruhlarını gönderir. Öldürdüğü insanların canlarını yer altındaki karanlık dünyasında kendine uşak yapar.Erlik, şaman dualarında bir canavar olarak tasvir edilir. Atletik vücutlu, gözleri ve kaşları kömür gibi kapkara, çatal sakalı dizlerine kadar uzamış, yaban domuzunun azı dişlerine benzeyen bıyığı kulaklarının üzerine yerleşmiş, çenesi tokmağa, boynuzları ağaç köklerine benzeyen bir ihtiyardır. Saçları kapkara ve kıvırcık olarak tasvir edilir. Bir başka tasvire göreyse Erlik’in beli o kadar şişmandır ki hiçbir kuşak yetişmez, boynu o kadar kalındır ki insanın kucağı yetmez, gözkapakları bir karış, bıyıkları ve sakalı simsiyah, gözleri ve kaşları karadır. Erlik’in dizlerine kadar uzanan bir sakalı vardır. Erlik inanılmz bir güce sahiptir, insan kuvvetinin kaldıramayacağı şeyleri kaldırır, insan göğsünden bir kovaya ve yeşil demirden bir kılıca sahiptir. Erlik’in dokuz oğlu vardır. Başka bir tasvirde ise Erlik’in dumansız barutla dolu bir tüfeği vardır. Kızlarının adları tam olarak belirtilmese de “sekiz gözlü Kiştey ana” ve “Erke Solton” adlı kızları bilinir.Şaman dualarında Erlilk’e “Kayrakan” olarak da seslenilir. Erlik insan için acı, eziyet ve ölümle eşdeğerdir. Erlik’in yeraltı diyarıyla ilgili farklı tasvirler de mevcuttur. Erlik yeraltı diyarında kara çamurdan bir sarayda veya duvarla çevrili kara demirden bir sarayda yaşar. Erlik’in sarayı insanların gözyaşlarından oluşan dokuz nehrin birleşerek Toybodım (Doymadım) Nehri’ne dönüştüğü yerde veya abra ve yutpa denilen korkunç su canavarlarıyla dolu olan Bay Tenis (Bay Deniz)’in yanında bulunmaktadır. Toybodım Nehri üzerinde at kılından kurulmuş bir köprü vardır. Erlik’in aleminde birçok ruh vardır. Bu ruhlar kaçmaya çalışırsa at kılından köprüde düşüp nehir aracılığıyla Erlik’in topraklarına geri gelir. Bir şamanın tasvirine göre de Erlik’in diyarı güneşsiz ve aysızdır. O diyarda dağlar ve yosun tutmuş geniş bataklıklar, insan gözyaşları ve tesadüf eseri ölenlerle kendini öldürenlerin kanlarından oluşmuş göller ve geçmek için tek bir at tüyünden köprüsü olan yosun tutmuş kara sulu dipsiz göl vardır.Erlik’e ulaşabilmek için yolda “puudak” denen büyük engellerden geçmek gerekir. Şamanlar ayin yaparken Erlik’in huzuruna bu yoldan giderler. Erlik küreksiz, kara kayıkta gezer; yağız, rahvan ata, yük hayvanına veya kel bir öküze biner. Kızıl ve kanlı yemeklerle beslenir; akciğer kanı içer, Erlik’in yeme içme zamanı ise akşamüstü, gökyüzünün kızardığı zamanlardır.
Daha da pekişmesi için Erlik kelimesini bir de örnek olara cümle içinde kullanalım:
ERLİK’in molozları bitmişte yerkürenin üstünden gafil beşerler almaya çıkmış gibi bir halin var. Frenk alametleri ile yanıp tutuşan bir çift mahlukat görmüş gibisin. Gobi çölü gibi donuk suratınla kim bilir kafanda ne melunluklar dönüyor.
@TAAKE, her ne kadar sitedeki yorumlarının çoğu olumsuz karşılanıyor olsa da Türk mitolojisi hakkında anlattıkların ilgi çekici olabiliyor. Bu yüzden böyle engin bilgilerini paylaştığın zamanlarda paragraf kullanabilir misin lüften? Ben dahil bir çok kişi bundan ziyadesiyle müteşekkir olur eminim ki.
@Ashes of the Wake, bazen merak etmiyor değilim acaba isveçliler de aynı şeyleri viking temalı şeyler yapan gruplar için de söylüyor mu diye böyle yorumları gördükçe.
@Mehmet Yüce, Bilmem. Normalda dinlediğim grupların ideolojisine bakmam. Metal camiası şovenizmle doludur zaten. Bizim dilimizde bir grup olunca bana bir değişik geliyor. Buda benim ikiyüzlülüğüm sanırım :D. Grubu dinleyince kendimi ”Tigir Er” sayfasında hissettim.
Ne zamandır hakkında bir şeyler söyleme ihtiyacı duyuyordum grup ve albüm hakkında.
- Bir Türk Dili Ve Edebiyatı mezunu ve Türk Halk Edebiyatı alanında yüksek lisans öğrencisi olarak konu zaten müthiş derecede ilgimi çekiyor, bir de üzerine sevdiğim müzikle aynı potada eriyince insanın ortaya konan işi can-ı gönülden takdir edesi geliyor.
- Albümün konusu zaten başlı başına ilgi çekici: Erlik. Erlik, Türk mitolojisinin şeytanıdır. Yukarıda arkadaşlardan biri uzun uzadıya yazmış, o yüzden fazla girmeyeyim Erlik konusuna.
- Sözlerin hatırı sayılır kısmı Yaratılış Destanı’nın Verbitskiy derlemesinden ve Oğuzname’den alınmış. Ne güzel şey yahu, hem Türkçe söz yazmak hem de bu sözleri yazarken Yaratılış Destanı’nı ve Oğuzname’yi referans almak.
- Türkçe’nin ses ve dil özelliklerine özen gösterilmesi ayrıca hoşuma giden bir şey. Patlayıcı ünsüz harflerin vurgulama ve tonlamadaki etkileri sözlere çok başarılı bir şekilde yansıtılmış.
Umuyorum bir gün ”Kalgançı Çak” konseptli bir albüm de yaparlar. Türk mitolojisinin kıyametinin hikayesini böyle kaotik bir müziğin bünyesinde dinlemek sanırım çok heyecanlı olurdu.
Türkçe metal olayı rüyalarımı süsleyen bişey. Gökböri bu konuda ileride adı daha da çok anılacak değerli bir grup. Umarım albüm satışları beklentileri çok çok aşar.
Sabah baktığımda orusbunun birisi 1 vermiş kaçmış, zile basıp kaçan veletler gibisiniz amg.
bir kaç şarkı dinledim güzeldi,tam albümü bilemiyorum,ama bana daha da oturalı ve sağlam geldi sound
bu arada bu tür şamanik-paganist-turanik black metal yapan grupların kesin bir kere şarkı veya albüm yaptığı bir isim Erlik,Türk mitolojisi ile alakalı olanlar bilir Erlik, Altay Türklerinin mistik tasavvurlarında kötü ruhların başındadır, başkanıdır. Erlik “güçlü, kuvvetli” anlamlarına gelir. Bazı Türkologlara göre bu kelime “erklig” kelimesinin bozulmuş halidir.Erlik, Türk yaratılış anlatmalarında Şeytan’a denk kabul edilir. Bir anlatmada Erlik’in bir insan, hatta ilk insan olduğu belirtilse de bu durum metinle ilgili bir problem olabilir. Erlik, İran mitolojisindeki Ehrimen’le de benzer olarak düşünülür. Erlik, yaratılış anlatmalarında en baştan beridir, yani kaosun kozmosa, düzensizliğin düzene ve evrene dönüşmesi sürecinin başından beri vardır. Bu da kötülüğün kökeniyle ilgili bir tür açıklama çabasıdır. Fikir olarak iyinin karşısındaki kötü, yaratılış anlatmasında en baştan beri bulundurularak kötünün ve kötülüğün menşei açıklanır. Erlik, kötüdür; kötülük eder; her zaman kötülük düşünür; fakat iyi ve beyaz olan tanrı Ülgen tarafından kesinlikle öldürülmez; sadece hapsedilir. Erlik yıkıcıdır, yıkımın ve düzensizliğin sembolüdür. Kuzeydeki karanlık ülkeler Erlik’in diyarı kabul edilir. Erlik’in bir mantığa uymayan bir yaratma edimi mevcuttu.Erlik; insanlara her türlü kötülüğü yapar, insanlara ve hayvanlara türlü türlü hastalıklar gönderir ve onlardan kurbanlar ister.İstediği kurban verilmediği takdirde musallat olduğu oba veya aileye ölüm ve felaket ruhlarını gönderir. Öldürdüğü insanların canlarını yer altındaki karanlık dünyasında kendine uşak yapar.Erlik, şaman dualarında bir canavar olarak tasvir edilir. Atletik vücutlu, gözleri ve kaşları kömür gibi kapkara, çatal sakalı dizlerine kadar uzamış, yaban domuzunun azı dişlerine benzeyen bıyığı kulaklarının üzerine yerleşmiş, çenesi tokmağa, boynuzları ağaç köklerine benzeyen bir ihtiyardır. Saçları kapkara ve kıvırcık olarak tasvir edilir. Bir başka tasvire göreyse Erlik’in beli o kadar şişmandır ki hiçbir kuşak yetişmez, boynu o kadar kalındır ki insanın kucağı yetmez, gözkapakları bir karış, bıyıkları ve sakalı simsiyah, gözleri ve kaşları karadır. Erlik’in dizlerine kadar uzanan bir sakalı vardır. Erlik inanılmz bir güce sahiptir, insan kuvvetinin kaldıramayacağı şeyleri kaldırır, insan göğsünden bir kovaya ve yeşil demirden bir kılıca sahiptir. Erlik’in dokuz oğlu vardır. Başka bir tasvirde ise Erlik’in dumansız barutla dolu bir tüfeği vardır. Kızlarının adları tam olarak belirtilmese de “sekiz gözlü Kiştey ana” ve “Erke Solton” adlı kızları bilinir.Şaman dualarında Erlilk’e “Kayrakan” olarak da seslenilir. Erlik insan için acı, eziyet ve ölümle eşdeğerdir. Erlik’in yeraltı diyarıyla ilgili farklı tasvirler de mevcuttur. Erlik yeraltı diyarında kara çamurdan bir sarayda veya duvarla çevrili kara demirden bir sarayda yaşar. Erlik’in sarayı insanların gözyaşlarından oluşan dokuz nehrin birleşerek Toybodım (Doymadım) Nehri’ne dönüştüğü yerde veya abra ve yutpa denilen korkunç su canavarlarıyla dolu olan Bay Tenis (Bay Deniz)’in yanında bulunmaktadır. Toybodım Nehri üzerinde at kılından kurulmuş bir köprü vardır. Erlik’in aleminde birçok ruh vardır. Bu ruhlar kaçmaya çalışırsa at kılından köprüde düşüp nehir aracılığıyla Erlik’in topraklarına geri gelir. Bir şamanın tasvirine göre de Erlik’in diyarı güneşsiz ve aysızdır. O diyarda dağlar ve yosun tutmuş geniş bataklıklar, insan gözyaşları ve tesadüf eseri ölenlerle kendini öldürenlerin kanlarından oluşmuş göller ve geçmek için tek bir at tüyünden köprüsü olan yosun tutmuş kara sulu dipsiz göl vardır.Erlik’e ulaşabilmek için yolda “puudak” denen büyük engellerden geçmek gerekir. Şamanlar ayin yaparken Erlik’in huzuruna bu yoldan giderler. Erlik küreksiz, kara kayıkta gezer; yağız, rahvan ata, yük hayvanına veya kel bir öküze biner. Kızıl ve kanlı yemeklerle beslenir; akciğer kanı içer, Erlik’in yeme içme zamanı ise akşamüstü, gökyüzünün kızardığı zamanlardır.
Daha da pekişmesi için Erlik kelimesini bir de örnek olara cümle içinde kullanalım:
ERLİK’in molozları bitmişte yerkürenin üstünden gafil beşerler almaya çıkmış gibi bir halin var. Frenk alametleri ile yanıp tutuşan bir çift mahlukat görmüş gibisin. Gobi çölü gibi donuk suratınla kim bilir kafanda ne melunluklar dönüyor.
22.02.2017
@TAAKE, her ne kadar sitedeki yorumlarının çoğu olumsuz karşılanıyor olsa da Türk mitolojisi hakkında anlattıkların ilgi çekici olabiliyor. Bu yüzden böyle engin bilgilerini paylaştığın zamanlarda paragraf kullanabilir misin lüften? Ben dahil bir çok kişi bundan ziyadesiyle müteşekkir olur eminim ki.
Yetenekliler ama şovenist tavırlar falan bana itici geliyor.
24.02.2017
@Ashes of the Wake, bazen merak etmiyor değilim acaba isveçliler de aynı şeyleri viking temalı şeyler yapan gruplar için de söylüyor mu diye böyle yorumları gördükçe.
24.02.2017
@Mehmet Yüce, Bilmem. Normalda dinlediğim grupların ideolojisine bakmam. Metal camiası şovenizmle doludur zaten. Bizim dilimizde bir grup olunca bana bir değişik geliyor. Buda benim ikiyüzlülüğüm sanırım :D. Grubu dinleyince kendimi ”Tigir Er” sayfasında hissettim.
24.02.2017
@Ashes of the Wake, Şövenist ne tavrı var ya adamların, bildiğin mitoloji anlatıyorlar. İlk albümlerinde Türk kelimesi bile bir kere dahi geçmiyor.
Ne zamandır hakkında bir şeyler söyleme ihtiyacı duyuyordum grup ve albüm hakkında.
- Bir Türk Dili Ve Edebiyatı mezunu ve Türk Halk Edebiyatı alanında yüksek lisans öğrencisi olarak konu zaten müthiş derecede ilgimi çekiyor, bir de üzerine sevdiğim müzikle aynı potada eriyince insanın ortaya konan işi can-ı gönülden takdir edesi geliyor.
- Albümün konusu zaten başlı başına ilgi çekici: Erlik. Erlik, Türk mitolojisinin şeytanıdır. Yukarıda arkadaşlardan biri uzun uzadıya yazmış, o yüzden fazla girmeyeyim Erlik konusuna.
- Sözlerin hatırı sayılır kısmı Yaratılış Destanı’nın Verbitskiy derlemesinden ve Oğuzname’den alınmış. Ne güzel şey yahu, hem Türkçe söz yazmak hem de bu sözleri yazarken Yaratılış Destanı’nı ve Oğuzname’yi referans almak.
- Türkçe’nin ses ve dil özelliklerine özen gösterilmesi ayrıca hoşuma giden bir şey. Patlayıcı ünsüz harflerin vurgulama ve tonlamadaki etkileri sözlere çok başarılı bir şekilde yansıtılmış.
Umuyorum bir gün ”Kalgançı Çak” konseptli bir albüm de yaparlar. Türk mitolojisinin kıyametinin hikayesini böyle kaotik bir müziğin bünyesinde dinlemek sanırım çok heyecanlı olurdu.