Dünyada istesem de objektif bakamayacağım grupların sayısı 1′i geçmiyor. O grup THEORY IN PRACTICE.
25 yıldır dinlediğim bu müzik içerisinde beni açık ara en çok şaşırtan, yaratılmış olduğuna şu an bile hayret ettiğim “Colonizing the Sun” ile 2002 yılında hayatıma giren THEORY IN PRACTICE; 2015 yılına dek yeni bir şey çıkarmamış olsa da, hâlâ benim için var olan en değerli birkaç gruptan biri.
Bundan 3 yıl önce yaptığımız röportaj sayesinde bağlantı kurduğum, “Evolving Transhumanism” single’ındaki şarkıların bazı bölümlerini single daha çıkmadan bana yollayan, o zamanki grubum THROWN TO THE SUN’ın şu şarkısını çok beğendiğini ve o dönem sıklıkla dinlediğini söyleyen (ki şarkının kapanış melodisine bir de THEORY IN PRACTICE göndermesi sıkıştırmıştım) ve yolladığı yeni THEORY IN PRACTICE materyali hakkında yorum yapmamı isteyen Peter Lake; son 15 yıldır metal dünyası içinde en büyük hayranlığı beslediğim kişi konumunda.
Tüm bu durumlardan ötürü, THEORY IN PRACTICE benim için gerçekten de yeri apayrı ve bu yüzden de objektif bakamayacağım bir grup. Babam metal albümü çıkarsaydı daha daha eleştirel olurdum öyle diyeyim.
Şimdi bugünkü konumuza gelelim. “Colonizing the Sun”la şaşılacak düzeyde kafiyeli bir isme sahip olan “Crescendo Dezign”;
Co-lo-ni-zing-the-Sun
C-re-scen-do-De-zign
yine ilginç şekilde mevzubahis albümden büyük oranda ayrı duran ve THEORY IN PRACTICE’in sound’u içerisinde çeşitli değişikliklere gittiğini gördüğümüz bir çalışma. Bir kere EP alışıldık THEORY IN PRACTICE’e göre daha konvansiyonel, daha alışıldık ve daha Swedish death metal kıvamında. Yer yer AT THE GATES’vari bodoslama riflere dahi rastlıyoruz. Peter Lake’in külliyatını bildiğimde, ilk 3 albümü çıkardığı sıradaki ruh hâli ve yaşam koşullarından da haberdarım. O albümlerdeki psikopatlık düzeyindeki delilik ile, Lake’in hayatını düzene koyduktan sonraki, yani şu anki müziğinin biraz farklı olması da anlaşılabilecek bir durum.
Önceki THEORY IN PRACTICE’e oranla daha modern bir sound, daha farklı gitar tonları, böylesi modern bir sound içinde şaşırtıcı gelen teknik oyunlar; daha basit şarkı iskeletlerine rağmen yine her zamanki aşırı karakteristik nota seçimleriyle THEORY IN PRACTICE havasını beynimize dolduran rifler, melodiler ve sololar…
“Crescendo Dezign”da görülen başlıca karakteristik fark; THEORY IN PRACTICE’in daha az kıyametli, daha az kaoslu bir yola sapmış olması. Ancak bunu yaparken yerine getirdikleri en önemli ve kıymetli şey; “sound’umuzu moderize edelim ama THEORY IN PRACTICE olmaktan da vazgeçmeyelim diyerek içine alakasız teknik unsurlar, eğreti duran kaotik bölümler sokuşturulmuş ve bu şekilde kitlesini şaşırmış bir çorba sunmamaları. THEORY IN PRACTICE bariz şekilde daha modern ve kolay alıglanır bir ürün sunmuş, ancak bunu kendi bileşenleri, kendi dinamikleri içinde yapmayı başarmış. 2 şarkıda kullanılan clean vokaller bile bir şekilde sırıtmamayı ve bir lezzet katmayı başarmış. 1997-2002 arasında 3 albüm çıkarmış olsa da aslında 22 yıllık bir gruptan bahsettiğimiz düşünüldüğünde, THEORY IN PRACTICE’in böyle denemeler yapmasında bir sakınca görmüyorum. Aynı şeyi “The Armageddon Theories” veya “Colonizing the Sun”da yapsalardı belki de “Ya siz hayırdır?” diyebileceğimiz THEORY IN PRACTICE, 2017′ye gelindiğinde bu ufak eklentileri kaldırabilecek bir karaktere sahip.
Peter Lake’in yazdığı şeylerde ve grubun sound’unda beni onlara bağlayan ve başka hiçbir grubun dokunamadığı yerlere dokunan bir şeyler var, bu yüzden de THEORY IN PRACTICE’in bu devirde,13 yıllık sessizliğin ardından yeni bir şeyler çıkarıyor olmasından dolayı aşırı mutluyum. 1-2 sene içinde albüm de gelecektir diye ümit ediyorum, bekliyorum, istiyorum.
THEORY IN PRACTICE’in yazdığı tek bir rifle bile, 25 yıl sonra dahi bu müziği dinlediğime şükrediyorum.
Not: Grubun ricası üzerine yazılan İngilizce versiyonu da şuradan görülebilir.
Abi ne yalan söyleyeyim bunun çıktığını duyar duymaz aklıma sen geldin acaba kritik ne zaman gelecek diye. Henüz şarkıları 1-2 kere dinledim ama hiç fena değil. Bi 8 puan gelir benden.
Bu arada Trevor’un guest vocalist kısmında olması da inanılmaz güzel bir ayrıntı.
Youtube’da toplam 5 kişi falan izlemiş şarkıları, onların da burdan görenler olduğunu düşünmeden edemiyorum. Geçenki röportajdan sonra dayanamayıp pasifagresif’e özel albüm yaptılar heralde ahaha.
Albümle ilgili de yorum yapayım, sound’u colonizing the sun’dan çok the armageddon theories’e benzettim ben.
Bir de kritikte “daha az kaos, kıyamet” denmiş ama fena bir kıyamet havası hissettim dinlerken, armageddon theories dinlerken de benzer şeyler hissetmiştim. Colonizing the sun’da daha “sıcak” (nasıl ifade edeceğimi bilemedim cidden) melodiler vardı.
Önceki albümlerden daha az teknik.
Ve clean vokal var. Daha önce sanırım yoktu. Güzel olmuş.
”Babam metal albümü çıkarsaydı daha eleştirel olurdum” ahaha güzel olmuş bu :)
youtube kanallarına ilk abone, ilk yorum şerefine ulaştım grup.
facebook hesabımı sileli 1-2 ay oluyor. adamlardan haber alabildiğim bi facebook sayfaları vardı, hesabımı kapatınca o da güme gitti. o kadar ki adamların ep çıkaracağını bile unutmuşum, siteye girince neye uğradığımı şaşırdım.
henüz derinlemesine dinleyemedim ama yine de diğer tip albümlerine göre şarkıların daha kolay sindirilebilir olduğu ortada. o yüzden şimdilik albüme dair yapabileceğim tek yorum kapağın vasat oluşu. hele ki o ”sarı z” beni çıldırtmış durumda aman tanrım…
Bu arada bu EP’ yi satın almayı çok fazla istiyorum ama internet üzerinden bazı sebepler sebebi ile satın alım yapamıyorum. Akmar Pasajı’ n da bulabileceğimi de zannetmiyorum. Yardımcı olabilecek olan var mı? Gerçekten çok sevinirim…
13.01.2017
@killyourselfchuck, Peter’a mesaj atıp sorayım. Daha önce bana 2 kez hediye tişört yollamaya çalıştı ama nedense 2 paket de gelmedi, EP için bir daha sorayım.
13.01.2017
@Ahmet Saraçoğlu, teşekkür ederim. :)
13.01.2017
@killyourselfchuck, hocam fiziksel olarak almaktan bahsediyorsan ep sadece dijital ortamda yayınlandı bildiğim kadarıyla
birinci, ikinci ve dördüncü şarkılar müthiş. clean vokal sevmeyenler derneği başkanı olarak cleanleri pek rahatsız edici bulmadım. ha gerek var mıydı? yoktu bence ama kötü değil. ve Trevor buraya da yetişmiş. adam her yerde.