Hayatın, neyi ararsam, beni o yönde yönlendirdiğine defalarca şahit oldum. Müzik konusunda da durum pek değişmiyor ve nerede, ne kadar enteresan işler varsa, hepsinin içine giderek daha bir derinlemesine dalıyorum. Bundan şikâyetçi miyim, elbette değilim.
2016’dan devraldığımızı düşündüğüm kötülüğün, 2017’ye sirayet ettiğini, yılın daha ilk gününden görmüşken, bugünlerin yapısına uygun olabilecek bir kritikle karşınızdayım; Fransa’nın bağrından kopup gelen K.F.R’nin “Ø” albümüyle. Grubun “ANTI” ile başlayıp, “Death March“la devam edip, “NEKRO” ile sürdürdüğü üçlemesinin son halkası “Ø” müzikal açıdan ele aldığında, pek çok kişiye bir anlam ifade etmeyen ancak genel çerçeveden bakıldığında, yazının başında da belirttiğim üzere “enteresan” bir deneyim açıkçası.
Black metal etkileşimli dark ambient üzerine çalışmalar yapan grubun davul haricindeki her şeyi sayılan Maxime Taccardi adındaki psikopat kişiliğin, karanlık zihninden damıtarak sofralarımıza getirdiği yapımın tam anlamıyla bir ses cümbüşü ya da kakofoni olduğunu söyleyebilirim. Melodik açıdan çok fazla şey sunmayan ancak buna karşın; seslerle kaos nasıl yaratılır, bir insan hayata nasıl küstürülür, rahatsız edici atmosfer nasıl oluşturulur gibi sayısız soruya cevap niteliğindeki “Ø” Taccardi’nin rahatsız edici zihninin yalnızca “müzikal” bir yansıması değil, tepeden tırnağa bir manyaklık örneği aslında; az sonra anlatacağım. “Ambient” kısmının ağır bastığı, black metal ögeleri devreye girdiğindeyse hunharlığın had safhaya ulaştığı albümün genel yapısının, dinleyiciye pek de nefes aldırdığı söylenemez. Ardı ardına sıralanan yorucu ve kasvet dolu eserler, dinleyicinin kendini korku tünelinde gibi hissetmesine yetiyor da artıyor. İtinayla seçilen ses efektleri ve ses bozma efektleri, Taccardi’nin ve yancısı Vordb’un insanlıktan nasibini almamış vokalleriyle birleşince hayli rahatsız edici yapıya kavuşuyor.
İşte, merakla beklediğiniz az sonra anlatacağım kısmına geldik. “Bir yazı yazmış kanıyla, deli çoban,” şeklinde sözlere sahip türkünün ete kemiğe bürünmüş hâli olan “Ø” albüm içeriğinin yanı sıra kapağıyla da beyin tokatlıyor.
Maxime Taccardi kişisinin diğer albüm kapaklarında olduğu gibi kendi kanıyla yaptığı bu ürkütücü kapak, daha önce farklı bir kritikte belirttiğim yaptığı işe inanmanın ve adanmışlığın bir yansıması gibi. İşin ilginç yanı Taccardi, albümlerinin sınırlı sayıdaki sürümlerini ve farklı görsel çalışmalarını, yine kendi kanıyla hazırlayarak insanlara ulaştırıyor;garip ama gerçek.
Günlük güneşlik havalarda, martılara simit atarken bile dinlense, kişiyi bambaşka bir boyuta götürecek yapıdaki albüm, K.F.R’nin ne denli pislik bir grup olduğunu bilmem kaçıncı defa kanıtladığı eserlerin şu an için sonuncusu.
Kadro Maxime Taccardi: Vokal, tüm enstrümanlar
Déhà: Davul
Şarkılar 1. Vermines!
2. Abgrund
3. The Light Will Slightly Shade
4. Le Roi du poing
5. Be the Knife
6. Libera
7. Puisse ma chair, même morte, se tenir encore debout
8. The Abode of the Dead
9. Sirius
10. Lamentations
11. There Is No Fear
12. Mantra
13. Void
İlginç bir tür ama uzun süre dinlenmesi ruh sağlığına zarar verebilir.İnternette türkçe olarak kaynak bulamadım.Nelerden bahsediyorlar,kimdirler…Az çok hangi konulardan bahsettikleri ortada aslında.Dinleyene saygım var elbette ama işim gereği(animasyon ve sinema)insanı enerjiyle doldurup çoşturan müzikler tercihimdir…
instagramdan adamın çizimlerine bakarken nasıl olduysa karısının sayfasına gelmişim, kendimi Ozan Tufan gibi hissettim. yaptığı müziğe katlanmam 1 dakika sürmedi ama çizimleri iyi cidden.
Klipte ağır bi begotten göndermesi var diye düşünüyorum. Bkz; god killing himself.
Muzige gelince, ben boyle manyakca sesleri sevdigim icin son derece begendim. Silencer vokalinin manyak albumu transformalin’i de sevdigim icin cok yadirgamadim bu elemanin tarzini.
kapağa da, herifin diğer tüm çalışmalarına da bayıldım diyebilirim. çok seviyorum böyle ne idüğü belirsiz, tu kaka şeyleri.
İlginç bir tür ama uzun süre dinlenmesi ruh sağlığına zarar verebilir.İnternette türkçe olarak kaynak bulamadım.Nelerden bahsediyorlar,kimdirler…Az çok hangi konulardan bahsettikleri ortada aslında.Dinleyene saygım var elbette ama işim gereği(animasyon ve sinema)insanı enerjiyle doldurup çoşturan müzikler tercihimdir…
instagramdan adamın çizimlerine bakarken nasıl olduysa karısının sayfasına gelmişim, kendimi Ozan Tufan gibi hissettim. yaptığı müziğe katlanmam 1 dakika sürmedi ama çizimleri iyi cidden.
Fight Club Jean-Claude Van Damme Walking Dead Noise Black Metal
07.01.2017
@Bende Saklı Kalsın, hahaha hepsine katıldım :D müzik de berbat.
07.01.2017
@Bende Saklı Kalsın, ulan tam yorumu okudum yukarıya çıktım klipte van damme vari tekmeler atıyodu gülmekten yerlere yattım
her şey güzel harika ama müzik on para etmez bence,müzik de kallavi olsaydı taş gibi grup olurdu
Klipte ağır bi begotten göndermesi var diye düşünüyorum. Bkz; god killing himself.
Muzige gelince, ben boyle manyakca sesleri sevdigim icin son derece begendim. Silencer vokalinin manyak albumu transformalin’i de sevdigim icin cok yadirgamadim bu elemanin tarzini.