Oğuz Sel
2016 black metal adına beni ziyadesiyle mutlu etmesine karşın, öncelikli sevdiğim bir başka tür olan brutal death metal/brutal teknik death metal alanında çok da aradığımı bulamadığım bir yıl oldu. Muhakkak kaçırdığım, görmediğim, işitmediğim iyice albümler vardır ancak ilerleyen dönemlerde yazmayı planladığım başkaca gruplarda da belirteceğim üzere, vurucu olmayan, tekdüze, sert olmasına rağmen içine giremediğim hayli albüm de yok değil. Öte yandan beni Defeated Sanity gibi birkaç grup da mest etmeyi başardı, şu an yazısını okumaya başladığınız ve nedense pek de tanınmayan Unfathomable Ruination da onlardan biri.
Meksikalı ve Brezilyalı dostlarımızı bir kenara koyarsak teknikli brutal death metal işleri, her ne hikmetse, Amerika’da kök salıp en sağlam materyallerini yine buralarda vermiş olmasına rağmen, yazılarımda sıklıkla vurguladığım “Yenilik yapalım derken, işin suyunu çıkarma,” temasına örnek teşkil eder bir yapıya dönüştü son yıllarda. Bunun büyük grubu küçük grubu yok; aşırı sıkıştırılmış gitarlardan duyulmaz ve anlaşılmaz hale gelmiş snare ve bas tonlarına kadar birçok detay, artık neredeyse türün standardı gibi görülmeye başlandı, gayet talihsiz bir şekilde. Neyse ki bu gidişata dahil olmayan ve az önce adını zikrettiğim memleketlerden çıkan görece underground gruplar da var. Ama Unfathomable Ruination oralardan değil, İngiltere’den çıkan, eski kafalı yeni nesil bir grup.İkinci albümü “Finitude”u yaz aylarında müzik dinleyicilerinin beğenisine sunan ekip, vokal koltuğundaki ufak bir değişiklikle daha sağlam adım atmaya başlamış.Bu durum, önceki albümle kıyaslandığında rahatlıkla duyulabiliyor.
Dinleyicisini matematik hesapları içerisinde bırakmadan müziğini icra eden grup, Inherit Disease, Abnormality gibi gruplardan ziyade doğrudan doğruya Defeated Sanity’nin“PassagesintoDeformity” dönemindeki gibi bir yol izlemiş bu albümde. Prodüksiyon, şarkı yazımı, enstrümanların kullanımı, ufak tefek snareve zil oyunları gibi kadar sayısız nokta bunun göstergesi. Aslında attıkları adımda haksız da sayılmazlar, zira bu alanda iyiden iyiye bir boşluk oluştu yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü.
Gelelim albümdeki can alıcı kısımlara. Bir kere enstrüman kullanımı çok iyi, “Thy Venomous Coils” ya da “Nihilistic Theorem” gibi türün köklerine sıkı sıkıya sarılıp üstüne air blast beat’lerle süsleme işlerinin hastasıyım. Öte yandan kimi pasajlarda öyle rifler oluşturmuş ki herifler, doğrudan 1990’ların ortasına götürüyor dinleyiciyi. Vokaldeki değişiklikten bahsetmiştim az önce; vokal koltuğuna oturan Ben Wright, hayvani gırtlağıyla şarkıların brutallikten ölmesini sağlıyor, iyi de ediyor.
Ve şimdi de gelelim albümdeki enteresan kısımlara. Malumunuz bu yıl çıkan Defeated Sanity albümü “Disposal of the Dead / Dharmata”nın “Disposal of the Dead” kısmı, bildik Defeated Sanity formunda, “Dharmata” kısmı ise Death, Cynic ve Atheist gibi gruplara selam çakar nitelikteydi. Unfathomable Ruination da nedendir bilinmez ama albümün genel konseptiyle tamı tamına oturmayan ama var olmasına çok sevindiğim bir işe imza atmış ve “Neutralizer” isimli şarkıyı albümüne eklemiş. Dinlediğinizde ne demek istediğimi anlayacak, çok erken kaybettiğimiz dâhi bir müzisyen için yine çok üzüleceksiniz.
Benim gibi yana döne şöyle sağlam bir teknik brutal death metal albümü olsa da yardıra yardıra dinlesek, boyunları eskisi gibi hamlatsak diyorsanız, alın size Unfathomable Ruination ve albümü “Finitude”.
Bunu bir arkadaş önermişti de dinlemiştim,ilk başta ilgimi çekmemişti ama sebebi tamamen ilk şarkı sonrası sarmıştı.Şimdi yazıyı görünce tekrar açtım böyle giriş şarkısı olmaz :D Gitar tonu falan hoşuma gidiyor bunun gibi ama öne çıkan bi parça yok gibi geldi bana.Tabi neutralizer isminden bekleneni veriyor. 7/10
belirli istisnalar hariç teknik death metal adamı değilim ama bu albüm resmen aklımı aldı. 90lar ve günümüz teknik death metalini müthiş harmanlamışlar. grubun Suffocation ve Death hayranı olduğu çok belli zaten. yılın ıskalanmaması gereken icraatlarından.
Kalp kalbe karşıymış, herifler kritikten iki gün sonra yeni kliplerini yayınlamışlar:
https://youtu.be/6rSxEHqQwLI
Böyle grupların müzikleri kadar icra yöntemlerini izlemeye de bayılıyorum ve klip bu nedenle tam benlik olmuş.
Bu grubu dün keşfettim. Şu ana kadar iki albüm ve bir ep çıkartmışlar. Hepsini baya beğendim. İstediğim hız, dozunda brutallik, güzel rifler, teknik falan baya sevdim yani. Umarım beğenim kalıcı olur.
Bunlarda baya potansiyel var. Sıradaki veya bir sonraki albümlerinde kendi başyapıtlarını çıkartıp patlama yapmalarını bekliyorum. Soundları da çok iyi. İnsan gitarın ve davulun seslerini duymanın hazzını alıyor.
Sadece şu bası kökleyerek verdikleri patlama efektinin daha fazla bokunu çıkarmamaları lazım. İlk albümdeki ilk efekt ilk duyulduğunda korkutuyor doğruya doğru. Ama sonra albüm boyunca ikide bir olunca e yeter artık dedirtiyor. Yapmayın be güzel kardeşlerim. Böyle güzel müziği, böyle tatlı soundu yapıyorsunuz. Bunun üzerine sık sık patlama sesine benzer basit şeyleri koymaya nasıl karar veriyorsunuz? Kimin fikri bu gözünüzü seveyim