Fin death metal sahnesinin kendine has tortusu ve balçığıyla kulaklarımızı sıvayan bir gruplayız bugün. 2013′te çıkan “Unending Degradation” ile yeraltı dünyasında adını sağlam şekilde duyuran ve death metal ile doom metal unsurlarını bir arada kullanarak karanlığını üzerimize püskürten KRYPTS; son zamanlarda pek lezzetli işler yapan Dark Descent Records’dan çıkan yeni albümü “Remnants of Expansion”ı da geçtiğimiz Ekim ayı sonunda ortama saldı.
İkonik kapağıyla dikkat çeken albüm, hızlandığı ve yavaşladığı bölümleri dengede tutsa da daha ziyade orta tempo bir death metal yaklaşımını benimsiyor. İlk albümünde daha sık kullanıdğı ADRAMELECH, hatta yer yer DEMILICH’vari rahatsızlıkları bu albümde bir nebze azaltan KRYPTS; bunun yerine doom metalin buhranını işin içine daha yoğun şekilde katmayı seçmiş. The Withering Titan gibi şarkılarda gayet atarlı yardırsalar da, albümün genel karakterini INCANTATION türevi, daha orta tempo, uğursuz bir death metal olarak ifade etmek mümkün.
Grup bu albümde prodüksiyon olarak “Unending Degredation”dan üstün bir iş ortaya koysa da, bu tarz death metalin çekiciliği namına ilk albümden daha uysal bir profil çizdiğini de ekleyelim. Sadece bas tonundaki değişim bile bu düşüncemi desteklemek için yeterli. “Remnants of Expansion” önceki albüme göre kulağa daha dolgun, daha tok ve güçlü geliyor, lâkin ilk albümün tonunu daha çok sevecek birçok insan olacağı da ortada.
İki albüm arasındaki bu hem müzikal hem prodüksiyon tabanlı değişimde yeni gitarist Jukko Aho’nun payı var mı bilmiyorum; lâkin ortaya çıkan müzik, grup elemanlarının birbirlerini iyi anladıklarının ve hizmet ettikleri ortak amacın ne olduğunu iyi bildiklerini net şekilde gösteriyor. Albümü dinlerken, özellikle de vokalin geri plana çekildiği bölümlerde, yaratılmak istenen lanetli atmosferi solumamak imkânsız. Grup tempoyu iyice düşürüp dinleyicinin masum duygularıyla oynamayı iyi beceriyor. Albüme adını veren şarkı bu konuda iyi bir örnek.
Olayın vokal kısmına baktığımızda, böylesi bir müziğe bundan başka bir vokalin olmayacağı kabak gibi ortada. Mağaralarda yankılanan türde, dehlizleri dolduran bir vokal performansı sunan Antti Kotiranta, rahatsız gitarlar ve KRYPTS müziğinin güçlenmesindeki gizli kahramanlardan biri olan davulların yarattığı grotesk ortamda kendini belli etmeyi biliyor. Her ne kadar müzik büyük enstrümantal boşluklara sahip olsa da, Kotiranta sırası geldiğinde bizi yerimize çivilemeyi biliyor.
Şarkılara baktığımızda ortak, genel bir karakter görüyoruz. Şarkılar bir bütün hâlinde düşünülmüşler ve 36 dakika gibi kıs bir sürede olabilecek maksimum etkisi vermeleri için oluşturulmuşlar. Bu sebepten, albümü dinlerken uzun tek bir şarkı dinliyormuş gibi hissetmek de gayet olası. Bu açıdan “Remnants of Expansion”, içinde çok fazla çeşitlilik ve değişkenlik barındıran bir albüm değil; zaten böyle bir derdi de yok. Bu bilinçli ve faydalı tekdüzelik ve eski usul tavrı dâhilinde gayet çekici bir karakter yaratmaya çalışan grubun, bu amacında yüzde yüz başarılı olduğunu söylersek, biraz abartmış oluruz.
KRYPTS belli bir karakterin peşinden gidiyor, amaçladığı şey doğrultusunda gerekenleri yerine getiriyor ve zamanında yapılmışları iyi yapma kısmını kusursuz hallediyor. Bunun yanında -her ne kadar bu bir zorunluluk olmasa da- kendinden bir şey katma ve özgünlük anlamında elle tutulur bir heyecan yarattığını söylemek zor. Bu açıdan bakıldığında KRYPTS bir “eskinin pisliklerini analım” grubundan elbet daha fazlası; ancak ayrıştırılırlık bakımından daha katetmesi gereken mesafeler olduğunu da hissettiriyor.
KRYPTS işini hakkını vererek yapıyor. Alışık olduğumuz bir türde, çok sayıda muadil grup arasında uzun vadeli bir öne çıkarlık sağlamak adına, bahsettiğim türde bir farklılaşmaya, yahut ufak karakter katkılarına ihtiyaçları olduğunu düşünsem de, türün kılavuz kitabında belirtilen her şeyi yerine getiriyor olmaları da pek çoklarınca yeterli görülebilir. “Remnants of Expansion” orta/ağır tempo death metal alanında 2016′nın iyi albümlerinden biri olmasının yanı sıra, KRYPTS’in daha iyisini yapabileceğini de açık şekilde hissettiren bir çalışma.
Yazıda bahsi geçen daha fazlasını yapabilecek potansiyelde bir grup olduğuna katılıyorum. Yalnız benim için bu grubu özel kılan şey bir çok old school müzik yapan grupta görmek istediğim beni 90′lara götüren atmosfer. O yıllarda kaydedilmişçesine kendini belli eden melodiler ve prodüksiyon. Önceki albüm bu konuda bir tık daha önde olsada yine de keyifle dinlediğim, yılın en iyilerinden bir albüm.
30 Eylül’de buradalar.
http://www.pasifagresif.com/2017/02/krypts-30-eylul/