İstanbullu bir insan olarak, İstiklal Caddesi ve Kadıköy dışında bir İstanbul bilmeyen bazı İstanbullular’ın, Ankara konusu açıldığında sanki doğma büyüme Ibiza bebesiymiş gibi “Ankara çok sıkıcı yeaeaea” diye Ankara’yı küçültmesine oldum olası uyuz olmuşumdur. Bu konudaki düşüncemi şöylecene araya sıkıştırarak, hayatımın 1 yılının geçtiği Ankara’nın kara iklimine uzanıyor ve sahip olduğu metal potansiyeliyle Türkiye metal sahnesinde her daim ön planda olan başkentin en önemli gruplarından CARNOPHAGE’a doğru yol alıyorum.
Pasifagresif’in açılmasından 1 yıl önce, 2008 yılında, bir yerlerde bir albüm kapağı görmüş, “Aaaaa Pär Olofsson! Çok tatlı yhaaa…” demiş ve ardından albümün Türkiye’den bir gruba ait olduğunu fark ederek albümü satın almış, böylece de CARNOPHAGE’la tanışmıştım. Türkiye’den çıkan gruplar konusu açıldığında kulaklarınızı tıkayıp bağırarak sağa sola koşturmuyorsanız, CARNOPHAGE’ın ismini duymuşsunuzdur. Teknik ve brutal death metalin uyumlu bir karışımını sunan grup; “Deformed Future//Genetic Nightmare“in 8 yıl sonrasında yeni albümü “Monument” ile karşımızda. Şimdi gelin, tıpkı ilk albüm gibi Unique Leader etiketiyle çıkan “Monument”ın karanlık dehlizlerinde neler oluyor bakalım.
CARNOPHAGE’a dair söylenmesi gereken başlıca şeylerden biri; grup elemanlarının ne yaptıklarını iyi bildikleri. İçinde bulundukları türün dinamikleri konusunda gayet deneyimli oldukları açık ve bu sayede şarkılara çeşitlilik katmak adına ellerinden geleni yapıyorlar. Kazımasyona gönül verdikleri ayan beyan ortada olsa da, NECROPHAGIST’vari daha sofistike işlere de sıklıkla bulaşıyorlar. Amansız davulların at koşturduğu, gitarların kuduz olmuşçasına yardırdığı bölümlerin arasına serpiştirilmiş, clean gitara dek varan farklı renkler “Monument”ta kendilerine yer buluyorlar.
İlk albüme göre kadroda değişikliklere giden ve gitaristini değiştiren CARNOPHAGE; CENOTAPH’ta da çalmışlığı olan Serhat Kaya’yı grubun saflarına katmış. “Deformed Future//Genetic Nightmare”in 8 yıl önce çıktığı düşünüldüğünde, albümdeki müziğin ne zaman yazıldığı konusunda bir bilgim yok (kitapçıkta da yazmıyor). Dolayısıyla “Monument”taki müzikten Mert Kaya tek başına mı, yoksa 2 yıl önce gruba katılan Serhat Kaya ile birlikte mi sorumlu, bilmiyorum. Bildiğim ve net şekilde görülen bir şey varsa, o da albümdeki riflerin gayet tutarlı olduğu ve benzer bir kafa yapısıyla bir araya getirilmiş oldukları.
“Monument”ın genel çizgisini değerlendirirken göze çarpan diğer bir konu; CARNOPHAGE’ın ne tam bir teknik death metal, ne de ansiklopedik anlamda bir brutal death metal sunuyor oluşu. Grup müziğinde iki türe de yer veriyor ve bunu bazen iki türün bileşenlerini ayrı ayrı sunarak, çoğu zaman ise iki türü bütünüyle iç içe sokarak yapıyor. Albümü dinlerken yer yer “Bu daha ziyade bir teknik death metal rifi”, yahut “aha da BDM kısımlar başladı” şeklinde değil, iki türü de bir arada aldığınızı hissederek dinliyorsunuz.
Cillop gibi tertemiz bir prodüksiyon altında sunulan dijital ve aşırı kusursuz çok notalı modern muadillerindense, daha direkt, daha tekme tokat bir tavır barındıran CARNOPHAGE, bu sayede tehditkârlığını da artırıyor. “Monument”ı dinlerken aklınıza gitar playthrough videoları değil, üst üste yığılmış seyirciler ve sahneden yayılan bir adrenalin geliyor. Bu minvalde grubun organik ve nefes alan bir şey sunduğundan söz edebiliriz.
Akılda kalıcılık konusunda CARNOPHAGE’ın riflerini eleştirme yoluna gitmek istemiyorum, çünkü grup böyle bir derdi olmadığını zaten hissettiriyor. Öne çıkarılmaya çalışılan ve işe yaramayan denemeler olsa CARNOPHAGE’ın bu çabasında başarısız olduğunu ifade ederdim, lâkin grubun yaratmaya çalıştığı ürkütücü ve tehidtkâr kimlik zaten böyle bir şeyden şikâyet etmeyi anlamsız kılıyor. Burada büyük oranda gayet sofistike ve zekice yaratılmış bir kazımasyon söz konusu.
CIDESPHERE’ın çok sevdiğim “Interment…“ında yardıran vokalist Oral Akyol’un son derece etkin ve dominant vokal performansından da kısaca bahsedeyim. Özellikle davulun sırasını beklediği çıplak gitarlı anlardaki vokalleri ve ölçü içine sıkıştırdığı tekme tokatlı uzun cümleler söylediği kısımlar cidden epey gaza getirici. Aynı şekilde davulcu Onur Özçelik de söz konusu gaz olayını perçinleyen ve ne zaman ne yapacağını iyi bilen, yer yer bize küçük tatlı sürprizler de yapan çalımıyla albümün dinleme keyfine etki eden unsurlardan.
36 dakikalık süresiyle tür adına son derece uygun dozda bir müzik sunan “Monument”; barındırdığı atarlı kimlik ve işitsel dayak potansiyeline rağmen apar topar olmaması, kaosun arkasına saklanmaması ve kendini ve amacını anlatabilmesi dolayısıyla başarılı bir teknik/brutal death metal albümü olarak yılın iyileri arasına giriyor. Dinlerken belki aklımız başımızdan gitmiyor, böylesini duymadım diye bağırıp odamızın duvarlarını kırmaya yeltenmiyoruz; ancak tür adına gereken her şeyin yapıldığını kafamıza kakan ve ruh hâlimiz de birazcık uygunsa baya bir adrenalin salgılatan bir işle karşı karşıya olduğumuzu da net şekilde hissediyoruz.
Umarım bir sonraki albüm için bu kadar beklemeyiz.
Türk gruplarının çıkardıkları vasat albümleri bile övmek ya da en azından yermemek gibi bir refleks var Türk metal camiasında. Bu albüm bunun tamamen dışında, gerçekten iyi ve dünyadaki her standarda göre iyi bir albüm.
Olağanüstü!
Tebrikler. Tebrikler. Tebrikler. Başka yorumum yok.
Her detayında kalite var.