Toprağını taşını bilmem ama müziklerine hasta olduğum ülkelerden biri olan İsveç’ten çıkan black metal gruplarının imza attığı kaliteli eserleri yan yana getirip dinlemeye başlasak, kuvvetle muhtemel, ömrümüzün son demlerine doğru yaklaşırız. Bu söylediğim mübalağa olarak algılanmasın; zira bu ülkeden çıkan gruplar her geçen gün artıyor.
Ve kıyasıya rekabetin yaşandığı müzik sektöründe ön plana çıkmak isteyen genç bünyeler, gerçek anlamda kaliteli materyallerle sektörde yer almaya çalışıyor. Bir çırpıda sayılabilecek İsveçli gruplar arasına giremese de, 2014 çıkışlı albümüyle “Ortamlarda ben de varım,” diyen Astrophobos, 2016 çıkışlı “Enthroned in Flesh” EP’si ile bu seferki konuğumuz.
Adından da anlaşılacağı üzere kozmik meselelerle kafayı bozan grup, zibilyon tane black metal topluluğun bulunduğu müzik dünyasında kendilerine özgü formüllerle sivrilmeyi başarıyor. Hareketli rifler üzerine inşa edilen parçaları, sağlam blast beat’lerle destekleyen grup, daha EP’nin açılış parçasından “Aha bu Marduk!” dedirtse de, gerek aynı parçada gerekse diğer parçalarda bana doğrudan Alman grup Cryptic Wintermoon’u anımsatıyor.
Güçlü gitar ve bas kullanımının yanında türün olmazsa olmazı hırçın vokallerle süslenen şarkılar, ilk bir iki dinlemeden sonra ezberlenebilecek yapıda. Ancak böyle demem olumsuz olarak algılanmasın, benim kastım yabancıların sıklıkla kullandığı “catchy”ye denk geliyor.
Haldır huldur kazımalı black metal yapımları yerine yer yer hızlanan yer yer orta tempo ilerleyen türdeki işleri takip edenlerin beğeneceği “Enthroned in Flesh”, kendi içinde yer yer çelişkiler de barındıran bir EP. Şöyle ki; kimi parçalardaki rifler aşırı dozda gaddar şekilde ilerlerken, şarkının bağlandığı nokta, çok farklı ve hatta pozitif bir yere doğru yönelebiliyor. Bu durum bana YouTube’da çok ciddi bir tartışma dinlerken araya giren Molfix reklamlarının alâkasızlığını anımsattı.
Prodüksiyon açısından da yeterli olan albümde benimsenen sound, gitarların tonu sayesinde dinleyiciyi doğrudan 90’lı yıllara döndürebiliyor. Özellikle son dönemde birçok grubun benimsediği “post” işlerden hoşlanmayan ve bu tür müzikleri tam olarak benimseyemeyen eski usûl black metal dinleyicilerin şans vermeleri gereken “Enthroned in Flesh”, Cel Shaded grafikli bilgisayar oyunlarından fırlamış gibi duran kapağını saymazsak fena olmayan bir çalışma.
Grup kendini geliştirir, yönlerini biraz daha keskin şekilde belirlerse, ilerleyen dönemlerde İsveç’in büyükleriyle birlikte anılabilirler.