31 yıl önce insan ırkının canını sıkmak, keyifli anlarını baltalamak ve sorun bile olmayan birtakım şeyleri sorun etmesini sağlamak üzere kurulan NEUROSIS, post-metali yaratan grup olarak değerlendirilmesinin yanı sıra, daha genel bir perspektifte çok ama çok fazla grubu etkileyen, sayısız müzisyene ilham veren bir oluşum olarak karşımızda duruyor.
Geçen hafta piyasaya çıkan “Fires Within Fires” ile 11. albümüne imza atan NEUROSIS, her anlamda ağırlığı olan bir grup. Sadece müziğiyle değil; duruşu, genel karakteri ve verdiği hisle de tam bir ağır abi grubu NEUROSIS.
Bir önceki “Honor Found in Decay”e göre daha iyi bir albüm olduğunu düşündüğüm “Fires Within Fires”ı neden böyle gördüğüme geleyim şimdi. NEUROSIS’i NEUROSIS yapan birtakım özelliklerden bahsettiğimizde, grubun özellikle “Times of Grace” sonrasında büründüğü ve anafikri “yoğunluk” olan anlayışın, zaman içinde biraz olsun kendini kanıksattırdığına inanıyorum. Ürettikleri her şey belli bir kalitenin üstünde olsa ve muadili denemese de kendisinden ilham alan diğer grupları alaşağı etse de, NEUROSIS’in son derece içselleştirilmiş biçimde sunduğu kederinin ve içsel patlamalarının da bir yerden sonra albümsel bazda birbirlerinin yerine geçebilecek kimlikte olduğuna inanıyorum. Özellikle son birkaç albüm bence NEUROSIS’in çok iyi olduğu ancak bunu devasa adımlarla ileri taşımak için çok da gayret göstermediği albümlerdi. Sorsanız hepsine 8 ve üstü verecek olsam da, objektik bakıldığında bence durum böyle.
Doksanlarda yaptıkları devrimler göz önünde bulundurulduğunda, “Fires Within Fires”ın belli açılardan grubun o dönemdeki karakteristiklerinden de izler taşıdığını görebiliyoruz. Grubun çeyrek asırdır çıkardığı en kısa albüm olan “Fires Within Fires”; 5 şarkıya sığdırdığı bu yeni yoğunluğu, kederi, öfkesi ve farkındalığıyla son birkaç albümüne nazaran daha kompakt, daha kolay sindirilen ancak güç bazından onlardan hiç de aşağı kalmayan bir iş sunuyor.
Albümü dinlerken dikkatimi çeken başlıca şeylerden biri, grubun ayrıntılara verdiği önem. Özellikle klavyeler ve aralara sokulan ufak gitar, klavye efektleriyle albüm aslında olduğundan daha dolu ve zengin bir hâl almış. Grubun country/folk etkilenimleriyle hissedilen Amerikan taşrası durağanlığı, buhranı, hüznü ve bu ağırlığı yırtarcasına fırlayan traktör tekerleği tadındaki devasa rifler, albümün her zamanki NEUROSIS tutkusunu ve kontrastlarla yaratılan duygu yoğunluğunu oluşturmasına ön ayak oluyor.
A Shadow Memory ve Broken Ground’u aşırı fazla sevdiğim albümde; NEUROSIS en iyi yaptığı şeylerden biri olan “2-3 notalık damar” olayını da nefis biçimde yapıyor. Grup, normalde arka arkaya duysanız çok da bir şey ifade etmeyebilecek ya da en azından kendinizi yerden yere atmayacağınız sadece 2-3 notayı belirli yerlerde öyle bir kullanıyor ki, bazen ufak bir melodiyi, bazen bir rifi bu 2-3 notayla öyle bir kuruyor ki, al canımı da kurtulayım demeden edemiyorsunuz. “Fires Within Fires” bu açıdan da grubun kariyerinin büyük kısmını özetleyen ve NEUROSIS’e giriş babında da kullanılabilecek bir albüm.
Madem albüm grubun 1990′dan bu yana yaptığı en kısa, en direkt albüm, biz de kritiği fazla uzatmayalım. NEUROSIS burada ne daha önce yapmadığı bir şey yapıyor, ne de cepten yiyor. Bu açıdan “Fires Within Fires”; belli ki içlerine dağlanmış olan ve 30 yılı aşkın zamandır bitmeyen ızdıraplarını, DNA’larına kodlanmış kederlerini ve öfkelerini yansıttıkları ve bunca yıla ve albüme rağmen hâlâ yüzde yüz samimi ve gerçek olduklarını hissettirdikleri bir diğer albüm.
Pek sevgili NEUROSIS; belli ki sadece müzikal kimliğinizi yaratmanızı sağlamakla sınırlı kalmayan ve muhtemelen hayatlarınızı da olumsuz etkileyen bir şeyler yaşamışsınız ki böylesine gerçek ve derin şeyler sunabiliyorsunuz, ancak sadece müzikal bağlamda düşündüğümde, kusuruma bakmayın ama, her ne yaşadıysanız iyi ki yaşamışsınız.
Birkaç sene önce bu grubun müziğine katlanamıyordum. Bir süredir baya bi bağlandım yaptıkları müziğe ve şimdi çok seviyorum. Bu albümün genel havasını da yine beğendim. Umarım daha iç kemirici işlerle de yine karşımıza çıkarlar. Güzel kritik olmuş ellerine sağlık abi
02.10.2016
@Burcu Özbek, sağ olasın.
Albüm hakkında şimdiye kadar okuduğum yorumlar hep acayip olumlu, baya da merak ediyorum ama dinlemedim albümü, bir Neurosis albümünü kaldırabileceğime inandığım zaman bakıcam. Durduk yere bağışıklık sistemini çökertmeyelim kışa girerken.
Albüm müthiş
Yaşama isteği bırakmıyor bu grup. Bugün 3 kez dinledim bu albümü, atlayacak köprü arıyorum.
Çok fazla saygı duyuyorum Neurosis’e. Öyle böyle değil. Orijinallik, öncü olmak, derinlik, kalite, üretkenlik. İyi ki tanıdım ve iyi ki dinliyorum. Çok şanslıyım. Keşke yeni albüm çıkarsalar. Benim için çok problem değil. Son albümlerini 2 senedir dinliyorum ve yoğunluğunun altında eziliyorum, bana yeter de artar da. Yine de yeni bir şeyler duymak isterdim tabii, güzel olurdu.