Sizin gününüz nasıl başladı bilmem ama benimki ION DISSONANCE’ın 6 yıl sonraki geri dönüş albümü “Cast the First Stone”un promosunu mail’imde görmemle başladı. Promoyu gönderen Good Fight Music’in mail’i şöyle başlıyor:
“REVIEW REQUEST: OH MY GOD THIS ALBUM IS AMAZING. I’m not even going to bother with the PR bullshit, just put it on and get under a table. THIS IS HEAVY. First track. Seriously FIRST TRACK!!!”
Böylesi bir albüm için, ION DISSONANCE’ın yeni albümünü çıkardığını ifade eden ve benden bir inceleme istediklerini kibar dille rica eden bir mail beklemiyordum elbet. Sonuçta boru değil; ION DISSONANCE.
Başım üstüne diyor ve başlıyorum.
2003′teki “Breathing is Irrevelant” ile kariyerini başlatan ve yeterince büyük bir şok etkisi yaratan Kanadalı mathcore/deathcore grubu ION DISSONANCE, 2005′teki “Solace” ile akılları alan ve kimliğini iyice güçlü ortaya koyan bir işe imza atmıştı. Grubun sahip olduğu çeşitli ilhamları son derece özgün yorumlaması, ION DISSONANCE’ı bir anda başkalarına da ilham veren bir grup hâline getirmişti. Özellikle o sıralarda gitar üzerinde uyguladıkları kimi fikirlerin yansımalarını, bugün çıkan devasa albümlerde dahi görebiliyoruz. ION DISSONANCE, pek çoklarına fark ettirmeden de olsa gizli bir fikir edinme ve ilham alma kaynağına dönüşmüş, el üstünde tutulan kimi gruplarca faydalanılan bir kaynak hâline gelmişti. “Minus the Herd” ile sound’unda değişikliğe giden grup, “Cursed” ile de daha sludgy bir sertliği amaçlamıştı.
Şu an karşımızda duran “Cast the First Stone”; ION DISSONANCE’ın bugüne dek yaptığı her şeyi bir araya getiren gerçek bir kaos kumkuması. THE DILLINGER ESCAPE PLAN, BOTCH, MESHUGGAH, SIKTH, CAR BOMB, THE RED CHORD, DESPISED ICON; aklınıza kaosu ve kargaşayı getiren her tür grubu düşünün ve bunların anlamlı ve ne yaptığını bilir ellerden çıkmış bir çorbasıyı birbirleriyle dövüşe dövüşe karıştırdığını düşünün. “Cast the First Stone” işte böyle bir albüm. Tekinsiz, asla güvenilmeyecek, ne yapacağı kestirilemeyen, sırf uyuzluğuna tahmin edilen şeyi yapmaktan kaçınan…
Yaptığı türün öncülerinden olması sebebiyle istediğini sunma hakkına sahip olan ION DISSONANCE, 6 yıl sonraki bu dönüşünde gerçek anlamda etkili bir izlenim yaratmayı kafasına koymuş. Promo mail’inde “FIRST TRACK!!!” diye bağırılarak bahsedilen Burdens’ın “GET OUT OF MY HEAD!” haykırışıyla başlaması ve bir anda sizi bir kaos sarmalının içine almasından tutun da, Treading on Thin Ice’ın gerçek bir şerefsiz gibi arkanızdan kovalayıp baldırınızdan tekmeyi eksik etmeyen tavrı; Virtue’nun alışık olmayan kulaklar için gerçek bir sabır testi olması, kapanışı yapan Perpetually Doomed: The Sisyphean Task’in akılda kalıcılıkla akıl bırakmayıcılık arasında gidip gelen manyaklığı, D.A.B.D.A State of Discomposure’un tümü 3 dakika civarındaki albümde 9 dakikalık bir hayvan olarak fırlaması.
Kesin olan bir şey var, o da “Cast the First Stone”un sadece türe alışık olanlar tarafından dinlenebilecek, gerçek anlamda sabrı zorlayan ve bunu sadece sabrı zorlamak için yapmadığını belli edecek kadar da ne yaptığını bilir bir tavırla sunulmuş bir albüm olması. Albümü açtıktan sonra albümü dinlemediğiniz ve sadece arkada çalsın diye düşündüğünüz takdirde “Cast the First Stone” sizin için gerçek bir baş ağrısına dönüşebilir, zira ION DISSONANCE’ın hiçbir kalıba uymayan, yapısal anlamda bütünlük barındırmazmış gibi duran müziği, bir yerden (ikinci, üçüncü şarkıdan) sonra yormaya başlayabilir.
Ancak albümü gerçekten dinlemek için açarsanız, mathcore’a alışıksanız ve bu tarz zorlayıcı müzikleri çözmek adına sapıkça bir zevk duyuyorsanız, albüm size çok şeyler verecektir. “Cast the First Stone” bir başyapıt olmayabilir, lâkin ION DISSONANCE’ın tek amacının ortalığı karıştırmak, taş üstünde taş bırakmamak olduğu düşünüldüğünde, 6 yılın ardından gelen bu varoluşsal patlamanın da hakkını vermek gerek diye düşünüyorum.
Umarım takdir edecek kitlesini bulur da ION DISSONANCE yoluna daha uzun yıllar devam eder.
Kavurucu sıcaklar, Koronavirüs belası, işlerin boktanlığı derken açtım bu albümü kafayı yiyorum şu an. Göt çatalımdan terler süzülürken süper gidiyor. Tam delirmelik.
15.01.2023
@ismail vilehand, Abi sanki daha dün yaşamışsın bunu değil mi? 2 yıl 4 ay geçmiş.
Zaman kısalıyor.
16.01.2023
@deadhouse, zamanı sikeyim de iddaa’dan para alamıyoruz. En kötü salonda full masaj 300 TL, mutlu son için de 200 TL bahşiş atsak 500lük olduk. Bu ülkenin evlatları kaldırımları mı kemirsin?
16.01.2023
@ismail vilehand, Abi son 4 günde banko kuponlarımda kime güvendiysem yanıltmadı. Bugün pek maç yok ama şu maçlara güveniyorum. Bakalım şansım devam ederse gelir.
Genoa MS1
Cadiz Kg Var
Çılgın Max, Pokemon, Rolex, Mitsubishi, Kiraz, Armani, Bomba, Maserati, Elma, Casper, Ferrari, Calvin Klein, Leblebi, Bomba, 007, İkilik, Mercedes, Baklava, Elmas, Bonibon, Kelebek, Zoro, Tofaş, Ying yang, Jaguar.
15.01.2023
@ismail vilehand, 5237/190
15.01.2023
@Berca B., hatta https://www.instagram.com/p/CnNjGBFM2eC/
Boş bir zamanda Solace albümünün siteye kesinlikle kazandırılması lazım