Kozmik black metalin iki kişilik yıkım ekibi INQUISITION’ın yeni albümünden merhaba. 26 Ağustos’ta çıkacak olan albümü hiç geciktirmeden yazalım dedik. Bunun sebeplerinden biri INQUISITION’ın günümüzün en önemli black metal gruplarından biri oluşu; bir diğeri “Obscure Verses for the Multiverse“ün ardından bu albümün 3 yıldır büyük merakla beklenmesi; son ve en önemlisi olarak da bunu yapabiliyor olmamız.

“Obscure Verses for the Multiverse”ün black metal dünyasında yarattığı dalga, türü takip eden herkesin malûmu. INQUISITION’ın 2 kişilik bu gövde gösterisi, black metalin mistik, şeytani, kozmik yanını bir arada enfes bir karanlıkla sunması ve bunu sadece his olarak değil, teknik beceri ve yaratıcılıkla sunabilmesi; grubu değerli kılan başlıca unsurlar arasındaydı. 1988′den beri müzik yapmalarına rağmen ilk albümlerini 1998′de çıkaran INQUISITION; “Into the Infernal Regions of the Ancient Cult” adlı başlangıçlarıyla gayet sağlam bir giriş yapmış ve sonrasında da 2-3 yılda bir çıkan her albümüyle kalitesini konuşturmuştu.

44 yaşındaki gitarist, vokalist, basçı Dagon ve davulcu Incubus’tan oluşan INQUISITION’ı özel kılan başlıca şeyin, elbette ki iki kişiden oluşmalarının yanı sıra, grubun rif çeşitliliği konusunda black metal dünyasının sayılı özgün karakterlerinden birine sahip olmaları olduğunu düşünüyorum. Dagon’un rif yazma, melodilerle rifleri iç içe geçirme ve özellikle de duygular arası geçişlerde yaptığı çok zekice tercihler, INQUISITION müziğinin dünyayı aşıp tüm evrene saçılmasına imkân veriyor. Derinden gelen kurbağa/kaplumbağa arası ekolu vokallerin de eklenmesiyle oluşan kozmik his; INQUISITION müziğinin de temelini oluşturuyor.

Soğuk akorlar, buzlu melodiler çalarak black metal hissi yaratmanın hiç de zor olmadığı bir ortamda, INQUISITION’ın bu kozmik atmosferi verebilmesi, üstelik bunu tuhaf akort sistemleri veya akla gelmedik gitar oyunlarıyla değil de, büyük oranda türün temel taşlarıyla yapıyor oluşu takdire şayan.

Şimdi gelin albüm adını güzelce kopyalayıp yapıştırarak, yılın en iyi işlerinden biri olan “Bloodshed Across the Empyrean Altar Beyond the Celestial Zenith”in derinlerine inelim.

Aslında konu INQUISITION olunca iş derinlerden ziyade yukarılar, en yukarılar, kozmik ortamlar oluyor. “Bloodshed Across the Empyrean Altar Beyond the Celestial Zenith” de bunu net şekilde sergileyen bir diğer INQUISITION çalışması. Riflerdeki tekinsizlik, geleneksel unsurların yaratıcı biçimde tazelenmiş olarak sunulması ve böylece oluşan zenginlik, tıpkı “Obscure Verses for the Multiverse”te olduğu gibi “Bloodshed Across the Empyrean Altar Beyond the Celestial Zenith”in de en büyük silahı. Grup yaratmak istediği hissi çok iyi biliyor ve bunu olabildiğince kötücül, karakteristik ve varyasyonlu biçimde yapıyor. Bu sayede The Flames of Infinite Blackness Before Creation’ın girişindeki gitarların bend’li çığlıkları size sonsuz bir lanetlenmenin acısını kabullenmiş çocukların yakarışlarını, From Chaos They Came’in girişi size evrendeki tüm gezegenleri yok etmek için yola çıkan trilyonlarca meteoru falan çağrıştırabiliyor. Adını andığım ilk şarkının 1:20′sinde giren kısma da dikkat.

Albümün bir öncekine göre farklıarına değinecek olursak; “Bloodshed Across the Empyrean Altar Beyond the Celestial Zenith”in de “Obscure Verses for the Multiverse” gibi son derece akılda kalıcı ve atmosfer yaratmayı başaran bir çalışma olduğu ortada. Vokallerin biraz daha ön plana çıktığını ve Power From the Center of the Cosmic Black Spiral’ın sonundaki bölüm gibi başarıya ulaşan çeşitli denemelerin olduğunu da ekleyelim. Zevk sahibi davul yazımı ve black metal dünyasının sayılı rif yazarlarından olduğunu düşündüğüm Dagon’un gitarı eğip büktüğü rif anlayışı sayesinde, epey uzun çalma süresi olan albümün hiçbir anından sıkılmadığımı da belirteyim.

INQUISITION benzeri olmayan bir şey yapıyor ve her şeyden önemlisi, hepsinden değerlisi; ilham veriyor. Çok net ilham veriyor. Bildiğinizi düşündüğünüz, yıllardır elinizde avucunuzda tuttuğunuz bir şeyi, hiç eğip bükmeden, sadece yaratıcı fikirlerle daha ne şekillere sokabileceğiniz konusunda size dersler sunuyor.

Konu böylesi karanlık ve içlerde yanan alevlerle yaratılan bir sanat olunca, bundan daha değerli bir şey yok.