Oğuz Sel

Zamanın akışı içerisinde pek çok şey avuçlarınızın arasından kayıp gitmiş olabiliyor. Elbette bu durum yalnızca yaşananlar için geçerli değil, artık hayatın vazgeçilmezlerinden biri olan internet için de geçerli.Sıkça başvurduğunuz ve hayatınıza yenilik ya da farklılık katan web sitelerinden bazıları birer canlı gibi doğup büyüyor ve zamanı geldiğinde ya da birileri karar verdiğinde ölüyor, baki kalan bu kubbede hoş bir sadâ hâline geliyorlar. Vakt-i zamanında bırakın Deezer ve Spotify’ı, YouTube bile ortalıklarda yokken, yağmur sesi, kendine has karanlık tasarımı ve su dalgası efektli pentagramı ile gönüllerde ayrı bir yer edinen blackmetalradio.com vardı. Pek de tanınmamış gruplara yer veren çalma listeleri ve dönemine göre gayet verimli kullanılabilen arayüzüyle türün müdavimlerini mest ederdi.İnternet kafelerde zaman geçirirken bu site sayesinde denk geldiğim …And Oceans bu defaki konuğumuz.

Finlandiya menşeli grupların kendine has kasvetli ve bir o kadar da melodik havasını zihninizin en derinlerinde hissetmenizi sağlayan işleriyle ön plana çıkan grup, çok değil bu albümden yalnızca bir sene önce çıkardığı ve pek çok kişi tarafından aşılmaz görülen “The Dynamic Gallery of Thoughts” albümünü “The Symmetry of I, the Circle of O” aşmayı denedi ve bunda hayli başarılı oldu. O yıllarda ortaya konan senfonik black metal albümlerinden ayrı bir yere konumlandırılması gereken eser,kompozisyon açısından türe yenilik getirmese de klavyenin etkin ve etkileyici bir biçimde kullanılmasıyla ön plana çıkıyor.Şarkılarda sıklıkla yer verilen klavyenin büyük katkılarıyla oluşturulan enteresan, enteresan olduğu kadar da gizemli hava sayesinde hemen her şarkıda yamulup kalmanız gayet mümkün.

Albümde dikkat çeken noktalardan biri de başarılı davul partları ve gayet seri çalınan blastbeat’ler. Davullar sayesinde inanılmaz bir canlılık kazanan parçalar, gitarların ve klavyenin ortaya koyduğu armoni zenginliğiyle kolay kolay erişilemeyecek kaliteye çıkıyor. Vokal koltuğunda oturan K-2T4-S, şarkılarda anlatılan meseleleri gayet içselleştirerek aktarıyor ki liriklere meraklıysanız şöyle bir kurcalamanızı tavsiye ederim albümdeki sözleri.

Farklı bir versiyonu daha olan ve çift CD olarak sunulan albümün ikinci diskinde daha çok enstrümantal yapıda bol efektli, bol hazır patch’li klavye içerikli şarkımsılar var. Bu, aslında grubun ilerleyen zamanlarda çizecekleri yol haritasının bir parçası niteliğinde zira adamlar endüstriyel metal olaylarına yöneldiler.

“Black metalin her türünü çok severim, senfonik black metalin de hastasıyım,” diyen herkesin en az bir kere döndürmesi gereken albümlerden biri olan “The Symmetry of I, the Circle of O” özellikle klavye bölümleriyle nev-i şahsına münhasır olarak değerlendirilebilecek albümlerden biri. Bunu klavye meraklısı biri olarak yazıyorum, sözüme güvenebilirsiniz. Muadili grupların pek de kullanmadıkları notalar üzerinde dolaşılarak üretilen şarkılardan oluşan albüm, günümüzde bile keyifle dinlenebilecek bir yapım olarak tozlu raflardaki yerini alıyor.

Not: Anımsayamayanlar için belirtmem lazım, blackmetalradio.com’daki parça Sålipsism idi.