PERIPHERY’nin 2010 sonrası metal dünyasına kattıkları su götürmez bir gerçek. Yaptıkları şeyi sevin ya da sevmeyin, PERIPHERY’nin çalışkanlığı, belli ölçüdeki özgünlüğü, her şeyi kendi başlarına yapabiliyor oluşları ve özellikle de günümüzdeki pek çok grubun bocaladığı ya da hiç bulaşmadığı, müziğin “iş” kısmını çok iyi kotarıyor oluşları, onları tam bir grup hâline getiriyor.
Geçen seneki iki CD’lik “Juggernaught: Alpha & Omega”nın ardından PERIPHERY’nin biraz dinlenmek yerine yeni albümle dönmüş olması bence şaşılası bir durum. Yaratıcı ve üretken olmak bir yana, bir grubun bu denli sık albüm çıkarması olayın heyecan dozunu nasıl etkiliyor, o da hayranlara sorulması gereken bir soru.
PERIPHERY’nin birbirinden yetenekli ve kafası çalışan müzisyenlerden oluştuğu ortada. Misha, Mark, ve Matt enstrümanlarında özgün bir karakteri benimsemeyi başarmış müzisyenler. Bu açıdn grubun önünde bir engel yok gibi gözüküyor; hepsi de pırıl pırıl çocuklar.
Grubun önünde bir engel olduğuna dair izlenimimse, ilk kez bu albümle birlikte ortaya çıkan ve PERIPHERY’nin de bayraktarlığını yaptığı djent hareketinin artık sınırları çok da yaratıcı şekilde zorlanamayabilecek bir yöne doğru gittiğini hissettiren durum. Önceki albümlerde hissetmediğim şekilde, “Periphery III: Select Difficulty”de kendi adıma bir doymuşluk hissetmemin sebebi de bu.
Grubun genel sound’u, müzikal karakteri ve Spencer Sotelo’nun hepsini çevrelen vokali neticesinde, “Periphery III: Select Difficulty”yi dinlediğim 9-10 seferin tümünde, albümün gereğinden fazla uzun, önceki albümlerdeki kadar hit potansiyelli şarkı barındırmayan ve müziğe katılan yan elementler ne olursa olsun artık bu sound’un heyecan yaratma becerisinin biraz tıkandığını hissettim. Müzisyenlik, karakter, PERIPHERY kimliği aynen duruyor, ancak bunların içinde durduğu sound, açıkçası bana biraz miadını dolduruyor gibi gelmeye başladı.
Bunda, grubun bu albüm için böylesi acele etmesini çok da anlamlı kılmayacak düzeyde standart yaratıcılığın da etkisi var elbet. Şarkılar kendi başlarına iyi olsalar da, öne çıkan kimi bölümler ve bütün hâlindeki bazı şarkılar dışında albümün içine girmekte epey zorlandım. Spencer’ın vokal tarzı da eklenince, “Periphery III: Select Difficulty”nin pek çok anında sanki aynı uzun şarkıyı dinliyormuş gibi hissettim. Bu ayrıştırılamazlık, bence bir grubun başına gelebilecek tehlike sinyallerinden biri. Katılan yeni unsurlar, blast beat’ler, orkestral elementler de -her ne kadar gayet başarıyla uygulanmış olsalar da- yeterli olmayabiliyorlar diye düşünüyorum.
Bunu önermek bana düşmez elbet, ama dilerim PERIPHERY bu albüm turnesinden sonra biraz bekler, sakinleşir ve yetenekli, üretken zeki çocuklar kimliğinin bile yeterli çekiciliği sağlamak adına her zaman işe yarar olmayabileceği üzerinde durur.
“Periphery III: Select Difficulty” iyi bir albüm, ancak bu kadar karakteristik bir sound’unuz varsa, sadece iyi bir albüm yetmiyor; özellikle de öncesinde 3 albüm çıkarmış ve karakterinizi herkese ezberletmişseniz.
Kadro Spencer Sotelo: Vokal
Misha "Bulb" Mansoor: Gitar, synth, prodüksiyon
Jake Bowen: Gitar, synth, programlama
Mark Holcomb: Gitar
Adam "Nolly" Getgood: Bas, gitar, prodüksiyion
Matt Halpern: Davul
Şarkılar 1. The Price Is Wrong
2. Motormouth
3. Marigold
4. The Way the News Goes...
5. Remain Indoors
6. Habitual Line-Stepper
7. Flatline
8. Absolomb
9. Catch Fire
10. Prayer Position
11. Lune
Güzel bir kritik olmuş. Gerçekten de şarkıların akılda kalıcılığı pek yok. Hani var da diyorsun ‘Lan şöyle bi kısım vardı hangi şarkıdaydı bu?’ Yani şarkılar karıştırılmaya çok müsait. Ama bu durum önceki periphery albümlerinde o kadar göze çarpmıyordu. Gerçekten yaratıcı adamlar, özellikle matt halpern’e hayranım, ama biraz daha bekleyip daha sağlam bir albümle karşımıza gelebilirlermiş.
Güzel bir kritik olmuş. Gerçekten de şarkıların akılda kalıcılığı pek yok. Hani var da diyorsun ‘Lan şöyle bi kısım vardı hangi şarkıdaydı bu?’ Yani şarkılar karıştırılmaya çok müsait. Ama bu durum önceki periphery albümlerinde o kadar göze çarpmıyordu. Gerçekten yaratıcı adamlar, özellikle matt halpern’e hayranım, ama biraz daha bekleyip daha sağlam bir albümle karşımıza gelebilirlermiş.