Üstümüze kusulan çok fazla notanın ve sonsuzluğa uzanan sweep’lerin grubu BRAIN DRILL’in dünyasına hoş geldiniz. Metal dünyasında bu denli “fazla” müzik yapıp bu denli dalga konusu olan bir başka grup daha var mı emin değilim. BRAIN DRILL’in ilk iki albümü pek çok insan için komedi boyutlarına taşınan bir şekilsizlik ve otuzbir şöleniydi. Grubun lideri Dylan Duskin adeta duvarlar dâhil bütün salonu gazete kağıtlarıyla kaplayıp havada taklalar atarak otuzbir çekiyor, dinleyicinin kulakları da bu yapışkanlıktan nasibini alıyordu.
Şarkıların neredeyse hiçbir form barındırmamaları ve can sıkıcı düzeyde hıza ve teknik gövde gösterisine bel bağlamaları, çok şey yapıp az şey sunmanın karşılığı gibiydi. BRAIN DRILL o kadar fazlaydı ki, bir yerden (2. şarkıdan) sonra ister istemez sıkıcılaşıyordu.
Kısacası, çoğu kişi için BRAIN DRILL; hiçbir akılda kalıcılığı olmayan, suni bir notalar çöplüğüydü.
Yıl oldu 2016 ve 6 senenin ardından BRAIN DRILL tekrar karşımıza çıktı. Önceki iki albümün kritiği zamanında yazılmıştı, ancak yazan kişi sonradan yazıların siteden kaldırılmasını istediğinden şu anda onlara referans vermiyorum; zaten gerek de yok. O iki albümün kısa bir özetini yukarıdaki paragraftan okudunuz.
Şimdi günümüze gelelim.
BRAIN DRILL konusunda bana tuhaf gelen şey, sanki teknik/brutal death metal -hatta müzik- içinde belli kurallar varmışçasına, BRAIN DRILL’in bu otuzbirinin, bir bütün hâlinde gruba karşı bir silah olarak kullanılması. “Çok fazla sweep yapmak”, “bütün albümün gravity blast’ten ibaret olması” gibi kavramlar ne zamandan beri metal dediğimiz bu güya açık görüşlü ve nispeten kuralsız müzik içinde bir eleştiri konusu olmaya başladı?
Acaba konu BRAIN DRILL olunca ikiyüzlüleşiyor muyuz? Sunulan bu “şey”i çok bulan kalabalığa katılıp “tısısısı bu ne lan paso otuzbir” deyip geçiyor muyuz?
Yahut bu müziği yaratan Dylan Duskin, yıllardır müziğiyle ilgili yorumları okuyup “ne istiyosunuz ulan, istediğim müziği yapıyorum işte” diye hırslı hırslı terliyor mu?
Bu soruların cevapları her ne olursa olsun, gerçek olan bir şey var ki, o da BRAIN DRILL’in son 10 yılın teknik death metal grupları üzerinde net bir etkisinin olması. Tüm gruplardan bahsetmiyorum tabii, ancak özellikle ABD’li çok fazla grup, BRAIN DRILL’in bu spastik, kusmuksu teknik gövde gösterisini daha usturuplu şekilde müziklerine uygulamayı bildi. “Her şeyin fazlası zarar” düsturunu takip eden pek çok yeni nesil grup, bu manyaklığı dozunda uygulayıp “adamlar çok iyi ağbi yağğğ” dedirtmeyi başardı.
Peki BRAIN DRILL, daha doğrusu Dylan Duskin bu altı yıl içinde neler planladı, neler yazdı ve neler ortaya çıkardı?
Bunların cevabını “Boundless Obscenity”de görüyoruz. Bence çok kötü ve hiçbir albenisi olmayan bir kapakla sunulan albüm, İLGİNÇTİR, şarkı yazımı ve kompozisyon adına önceki iki albümün ilerisinde, daha kendini bilir bir profil çiziyor.
Elbette ki bütün albüm aşırı dozda sweep, blast/gravity blast ve akılda kalıcılıktan uzak bir yapıya sahip. Zaten BRAIN DRILL’in bu şekilde olmadığı bir dünya yok; bunlar olmadığı takdirde ortada BRAIN DRILL diye bir grup da olmaz. Lâkin bu sefer, ayan beyan olmasa da, alttan alttan hissedilen bir melodik kimlik, atmosfer yaratacak düzeyde kaotik ve iyi düşünülmüş ritim gitar kullanımı ve yine genel yıkım ve apokalips havasını besleyen çeşitli akor bileşenleri var. Tüm bunlar, albümün pek çok yerinde hayvan evladı gibi öğürülen abuk subuk sweep’lerin altında hayatta kalma mücadelesi verse de -misal Cerebral Degeneration’ın 1:18-1:30 arası tam bir göt beyinlilik- “pfffsssss bu ne lan böyle” demenin ötesine geçtiğinizde Duskin’in “şarkı kavramını” biraz daha anlar gibi olduğu hissine kapılıyorsunuz. Yine her yer otuzbir içinde kalıyor, ancak en azından “bunu insan dinleyecek” düşüncesi de Duskin’in gazetelerle kaplı yapışkan dünyası içinde kendine yer buluyor.
BRAIN DRILL müziği kendini daha fazla tarif ettirmeye pek fırsat vermiyor. Böylesi bir müziği bir satırla da, bin sayfayla da anlatmaya çalışır ve ikisinde de başarılı olabilirsiniz. Ben grubun bu albümde önceye kıyasla daha anlamlı bir iş yaptığını düşünüyorum, lâkin önceki iki albümü sevmediyseniz “Boundless Obscenity” de fikirlerinizi fazla değiştirmeyecektir. Genelin aksine ilk iki albüm hoşunuza gittiyse, bu albümü daha bile çok sevmeniz olası.
Brain Drill için yorumum “Seni hem sevdim hem senden nefret ettim…” Ama bu albüm hakikaten dinlenebilir durumda öncekilere nazaran.
ya bi gidin aq şu grupla ne alıp veremediğiniz var anlamadım eşi benzeri olmayan bi müzik yapıyolar tamam da o kadar kötü değil be abi..
Bu müziği dinledikten sonra “Alex Skolnick” in yaptıkları tamamen anlamını yitiriyor, hayret ettirmiyor. Aslında Brain Drill ve onun gibi müzik yapanlar dışında tüm metal anlamını yitiriyor. Keşke bu müziği hiç bilmeseydim dedirtiyor. Pasifagresif ise bunları bizlere tanıtarak şeytanın elçiliğini yapmış oluyor :)
Burada brain drille sovulmesine çok şaşırdım açıkçası her türlü extreme metalin desteklendiği bir platform gibi gözüküyor sorun muhtemelen çok hızlı olması surekli bu tur dinleyenlere normal gelecektir tavsiyem hızı düşürerek dinleyin youtube gibi sitelerde muzik hızını düşürme diye bi özellik var bilmeyenlere hatırlatalım.