# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
CAMEL – Stationary Traveller
| 03.06.2016

Berlin devesi.

Oğuz Sel

Durun ve şimdi şuna odaklanın: Yaşadığınız her an, tarihe tanıklık ediyorsunuz. O yüzden algılarınızı mümkün olduğunca açın ve her şeyi daha dikkatli gözlemleyin.

İlkokuldayken, o zamanların izlenebilen iki kanalından birinde gördüğüm “Berlin Duvarı Yıkılıyor!” haberini hayal meyal anımsıyorum. Şu an çeşitli video sitelerinde bulunabilen görüntüleri, o yıllarda hiçbir şeyden anlamadan izleyerek aslında o döneme bir şekilde tanıklık etmişim. Dört metreye yaklaşan bir duvarın insanlara neler yaşattığını ise büyüyünce öğrenecektim. Üzerine nice şarkılar yapılan, nice filmler çekilen Berlin Duvarı, evet, insanlığa çok şey kaybettirdi ancak insanlığın belki de üretebildiği en iyi şey olan sanata büyük katkılarda bulundu. Hem zaten çoğu sanat, acılardan beslenmez miydi?

Ortaya koyduğu hemen her albümüyle büyük ses getiren ve progresif rock diye bir şeyin varlığını en çok borçlu olduğu grupların başında yer alan Camel, Berlin Duvarı’nı konsept olarak seçtiği eserde, önceki albümlerinin aksine biraz daha yoğun klavye kullanımıyla ön plana çıkıyor. Bunda, uzun bir süre rock ve türevi müziklerle en sık kullanılan ve dominant hale gelen Hammond’un yerine, synthsizer olarak adlandırılan ve birçok sesi taklit etmekte hayli başarılı olan, aynı zamanda çeşitli arpejlerin otomatik olarak çalınabilmesini sağlayan programlamalarla gelen aygıtların yaygınlaşmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Böylece grup, yaratmak istediği o hüzünlü ve yoğun atmosfere, bu enstrümanlarla ulaşabilecekti, öyle de oldu.

Grupla birlikte hatırlanan çok sayıda şarkıya ev sahipliği yapan albümün kimi parçalarında Andrew Latimer’in paralize edici ve kendine hayran bırakan sesini, kimi parçalarda ise Chris Rainbow’un enerjik ve bağımlılık yapıcı sesini duyacaksınız. Latimer’ın gitarı gerçek anlamda ağlattığı bölümler, yoğun melodi fırtınasıyla dolu eserler içinde, kendilerine korunaklı bir yer bularak “Ben buradayım..” derken, Gheorghe Zamfir’e “Bak hüzünlü melodi öyle yapılmaz, böyle yapılır,” dercesine icra edilen pan flüt bölümleri, sağlam psikolojinizi kolayca yerle bir edebilir. Ayrıca, yapıtta yer yer kullanılan perdesiz baslar, gözlerinizi kapattığınızda, kendinizi başka bir boyutta gibi hissetmenizi sağlayabilir. Bir Camel klasiği olarak enstrümantal parçaların da yer aldığı albümde, en etkileyici ve vurucu melodilerin bu şarkılarda olduğunu görebilirsiniz. Sırf başlangıçları gayet sakin diye çalar saat melodisi olarak kullandığım kimi şarkılar; güne rezil, kepaze bir şekilde başlamama neden olmuştu bir dönem. Tavsiyem, bu hataya siz de düşmeyin.

Şimdiye kadar “Stationary Traveller” hakkında yazılan onlarca yazının ortak bir noktası vardı: Bu albüm, zamanın pop müzik kültürüne hizmet edecek şekilde yapılandırılmıştı ve progresiflikten hayli uzaktı. Ancak göz ardı edilen gerçek şu ki; bu yapım hüzünle yoğrulan, içinde bol miktarda acı ve endişe barındıran bir albümdü ve her zamanki oranda progresiflik, bu amaca hizmet etmeyebilirdi. Yoksa Lady Fantasy, Song Within a Song ya da Unevensong gibi işlere imza atıp adeta “Biz bunları ve daha fazlasını rahatlıkla yapabiliriz!” diyen bir grup, sırf popülerlik uğruna veya yeteneklerinin azalması dolayısıyla böyle bir albüm için kolları sıvamazdı.

Tarihi olayları zamanı içerisinde değerlendirmek en doğru tavırdır. Müzik eserlerini de kendi zamanları içinde değerlendirmenin ve eserleri ortaya koyan müzisyenlerin hissiyatlarını anlamaya çalışmanın, gerçek bir müzikseverin takınması gereken en önemli tavır olduğuna inanıyorum. Bu bağlamda bakıldığında “Stationary Traveller”, Camel’ın en iyi albümü olmayabilir ancak ondan önce çıkan en iyi albümleri olmasaydı, rahatlıkla grubun en iyi albümü olabilirdi diyebilirim.

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.02/10, Toplam oy: 52)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1984
Şirket
Decca Records
Kadro
Andrew Latimer: Gitar, bas, synthsizer, pan flüt, vokal
Chris Rainbow: Vokal
Ton Scherpenzeel: Piyano, synthsizer, org, akordeon
Paul Burgess: Davul
David Patton: Bas, perdesiz bas, geri vokal
Mell Collins: Saksafon
Haydn Bendall: Synthsizer
Şarkılar
1. Pressure Points
2. Refugee
3. Vopos
4. Cloak and Dagger Man
5. Stationary Traveller
6. West Berlin
7. Fingertips
8. Missing
9. After Words
10. Long Goodbyes
  Yorum alanı

“CAMEL – Stationary Traveller” yazısına 9 yorum var

  1. Burcu Özbek says:

    Kesinlikle katılıyorum. Camel’ın en iyi albümü olmayabilir belki fakat çok fazla şey ifade eden bir albüm. Güzel kritik olmuş.

    Ouz

    @Burcu Özbek, Çok teşekkürler.

  2. Tahsin says:

    1980 sonrası elektronize edilen müzik kültürüne ayak uydurmuş, 1979 sonrası rock müzik öldü tezimi kanıtlayan bir albüm. Ama Camelın ölüsü bile dinlenir o ayrı konu

  3. ghoglan says:

    Albüm cidden çok vurucu ve içten. Şarkılar sizi anında istediği havaya sokabiliyor. Özellikle albüme ismini veren ‘Stationary Traveller’ tam bir enstrümantal başyapıt.

  4. Vahdet Ünal says:

    Tek kelimeyle süper bir yorum…Albüm de öyle…

  5. Yiğit says:

    Özellikle The Single Factor, I Can See Your House From Here, Nude gibi albümler başta olmak üzere Camel albüm kapaklarını aşırı dandik bulurum ama bu ne güzel bir kapaktır kardeşim. Bir gün kabanımı giyip evin aşağısındaki eski Mersin binalarının önünde şöyle bir foto çekilecem yıllardır aklımda.

    Camel’ı keşfetme şarkımdır/albümümdür aynı zamanda.

    Erhan

    @Yiğit, Benim için rock/metal tarihinin en iyi ilk 3 kapağından biridir. Diğer ikisini hiç düşünmedim..

  6. Erhan says:

    Stationary Traveller şarkısı dünyanın en iyi enstrümental şarkısıdır. Bakın rock veya metalin demiyorum. Direkt müziğin ta kendisinin diyorum. Çok yaşa Andrew Latimer ömrün uzun olsun.

    Albüm kapağını en sevdiğim albümler listesine sokmayı unuttuğum için tablomda bu albüm yer almıyor maalesef… Sağolsunlar spotifyda bu albüm yok o yüzden ben de unuttum gitti…

    Dysplasia

    @Erhan, 2018 konserlerinde çalmadılar o şarkıyı, playlist kağıdında da yazıyordu üstelik. içimde patladı.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.