Black metal ve death metali bir araya getirmek her zaman için çirkin olmayı gerektirmeyebiliyor. Son dönemde çok rastladığımız bu tarz aşırı gergin, tekinsiz grupların yanında, daha temiz kayıtlı, çirkinden ziyade hayvan olarak özetlenebilecek gruplar da var.
10 yılı aşan kariyerinin 3. albümü olan “Dualitas”ı 2010′da çıkaran WITHERED, 6 yıllık aranın ardından yeni albümü “Grief Relic” ile geri döndü. “Dualitas”ı çıktığı dönemde bir kez dinlemiş ve grupla olan ilişkimi noktalamıştım. Zaten grup da aradan geçen sürede neredeyse tamamen sessizliğe büründüğünden, WITHERED diye bir grup olduğunu neredeyse unutmuştum. Şimdi takvimler 2016′yı gösteriyor ve WITHERED, ben buradayım demek üzere geri dönmüş.
Albümü fark etmemi sağlayan ilk şey, müthiş yetenekli çizer Paul Romano’nun çok fazla beğendiğim kapak çalışması oldu. Kapağı görünce vay bu da ne dedim, ardından da anam bu o WITHERED değil mi yahu diyerek grubun varlığını tekrardan hatırlamış oldum. WITHERED çok net bir death/black metal kırması yapıyor. “Dualitas”ta bu durum black/death metal şeklindeyken, şimdi death metal ağırlığı daha bir önce çıkmış ve death/black metale evrilmiş. Kadrosunda da önemli değişiklikler yapan grup, bu kısmen yeni sound’u ile başta ULCERATE ve GORGUTS olmak üzere, GORGOROTH’undan ANGELCORPSE’una dek çeşitli tehditkâr abileri sevenlerin hoşuna gidecek bir iş ortaya koymuş.
Atonal bir kaosun hüküm sürdüğü “Grief Relic”de, son dönemde sık sık yazdığım tarzda ücübik, spastik, avangarda kaçan ve aşırı buhranlı, yoğun bir death/black metal grubu duymuyoruz. Daha ziyade, etkin bas gitar ve davul üzerinden yürüyen ve ULCERATE’vari bir anlayışla, riflerin öne çıktığı, daha lineer, daha şablonlu bir müzik söz konusu. Bu durum şarkıların ayrıştırılabilirliğini artırırken, grubun karakteristik yönlerini sergilemesine de ortam hazırlamış oluyor. WITHERED yaptığı işte gayet donanımlı olduğunu yansıtan, yeri gelince kodu mu oturtan, yeri geldiğinde de ezip geçen tavrını albüm boyunca yansıtıyor.
İlk dinlemede albüme ısınmada zorluk çekilebilir, zira özellikle ilk şarkı My Leathery Rind büyük oranda kaos pompalayan yapısı ve şekilsizliğiyle, bu müziği dinlemek adına biraz zahmet vermesi gerektiğini dinleyiciye hissettiren bir açılış yapıyor. Grubun GORGUTS ve ULCERATE’vari karakteristikleri de zaten bir çırpıda gözler önüne seriliyor. Ardından gelen şarkılarda ise, dediğim gibi daha lineer bir üslup var ve ilk şarkıya nazaran daha kolay kanıksanır yapıdalar.
Sonuç olarak “Grief Relic”, 6 yıl ara veren WITHERED’ın baya sağlam bir dönüş yapmasını sağlayan, yeterince güçlü bir albüm. Bahsi geçen gruplardan ve bu grupların tarzlarından hoşlanıyorsanız dinlemenizi öneririm.
Kapağı, özellikle de renk paletini çok beğendiğimi de bir kez daha belirteyim.