Kritiği uzun zamandır beklenen ancak şimdiye nasip olan bir albümle, Avustralya’nın kızgın adamları THY ART IS MURDER’ın geçtiğimiz yıl çıkan son albümü “Holy War”la birlikteyiz bugün.
Konu deathcore olduğunda pek çok insanın ilk andan temkinli yaklaştığı ortada. Bu durumun esas sorumlusu, tutan formülü en ufak riske girmeden ve birbirinin kopyası olmaktan çekinmeden kullanan gruplar. Elbet her türün kendi standartları, karakteristikleri vardır ancak deathcore gruplarının yakaladıkları kitleye hiç bıkmamacasına aynı şeyi yıllarca dayaması, türün kendi içine sıkışıp tedavülden kalkmaya başlamasındaki birincil sebep diye düşünüyorum. Zaman içinde deathcore’u black metalimsi tatlar, yahut kimi ekstrem unsurlarla harmanlayan ve farklı sound’lar arayan gruplar da oldu ancak türün pek çok kişi için karikatürleşmesinin önüne geçilemediği de ortada.
Türe karşı temkinli yaklaşma konusunun diğer bir boyutu ise dinleyiciler. Deathcore’un pek çokları için “tamam güldük eğlendik bitti” şeklindeki geçici bir heves olarak görülmesinde, dinleyicilerin, yukarıda bahsettiğim klonluk müessesesinde yer almaya can atmayan ve ortaya karakter koyan grupları da yok saymasının rolü büyük. Kendimden bahsedecek olursam, deathcore içerisinde sevdiğim ve yaptıkları işten etkilendiğim grupların sayısı epey az. Dağılana dek deathcore ihtiyacımı karşılayan DESPISED ICON’ın ardından, ara ara çıkan grup ve albümler beni çekmeyi başardıysa da, türün belli özellikleri dolayısıyla deathcore’a çılgıncasına gönül veren bir insan olduğumu söyleyemem.
Deathcore’a yönelik olumsuz bakış açısının temelinde, deathcore’un büyük oranda tek boyutlu bir müzik olması geliyor. O boyut elbette ki “öfke”. Deathcore’un var olmasının belki de tek sebebi, bu grupların yansıttıkları öfkenin dinleyicilerde karşılık bulması.
Günümüzde deathcore’u hakkını vererek yapan grupların başında da THY ART IS MURDER geliyor. “The Adversary” ile tür adına son derece yaratıcı bir iş koyan grup, ardından gelen “Hate” ile cepten yemiş ve her ne kadar kitlesini epey genişlettiyse de, THY ART IS MURDER’a olan ilgimin azalmasına ve heyecanla takip edeceğim bir deathcore grubu bulma hevesimin kursağımda kalmasına sebep olmuştu.
Geçtiğimiz Haziran sonunda çıkan “Holy War” bu konuyu tekrar gözden geçirmeme sebep olan bir albüm.
THY ART IS MURDER’ın en güçlü tarafı, grubun kimilerine kolpa gelebilecek olsa da sert bir söyleminin olması. Avustralya’nın en çok satan albümleri arasına girebilecek düzeyde popülerleşmiş bir grubun din karşıtı duruşunu bu denli vurguluyor olması, pek çokları için gayet olumlu bir durum. GHOST için de benzer bir yorum yapılabilir ancak THY ART IS MURDER’ın yaptığı müziğin ekstremliği düşünüldüğünde olayın değeri daha bir artıyor.
“Holy War” her anlamda bir deathcore albümü. Breakdown’ından bass drop’una, sürekli çok sinirli olmaktan aralara giren kazımasyonlara dek albümü tür adına numunelik bir örnek olarak gösterebiliriz. Durum böyleyken, “Holy War” benzerlerinden sıyrılmak adına ne yapıyor bakalım.
Bence albümü öne çıkaran başlıca konu, THY ART IS MURDER’ın nefretini aktarmayı başarması. “Deathcore yapıyoruz, elimizdekiler bunlar, yeterince kızgın olursak bu iş tamamdır” düsturunu benimsemiş ve öfkesindeki gerçeklik namına büyük kısmı havada kalan grupların aksine, THY ART IS MURDER’ın içinde bir yerde yanan alevi hissedebiliyorsunuz. Adamlar her anlamda son derece net bir kızgınlık, acımasızlık pompalamayı başarıyorlar. Bu elbette ki türe karşı net bir ön yargınız yoksa ve “pffffhsss yine aynı şey” deme eşiğini geçtiyseniz mümkün.
Bu eşiği geçmiş ve grubun yaptığı şeyde bir değer olduğunu kabul etmiş dinleyiciler için “Holy War”, yansıttığı dev öfke konusunda samimiyetini hissettirmeyi başarıyor. Her ne kadar grup çoğu şarkıda benzer formüller kullansa ve bir yerden sonra bu öfkesel tek yönlülükle birlikte albümdeki şarkıları ayrıştırma konusunda sıkıntı çekmeye başlasanız da, tekil olarak değerlendirdiğinizde güçlü şarkılardan oluşan bir albüm var karşımızda.
Güçlü sound, sololarla renklenen etkin gitar kullanımı, her gördüğümde “bu adam nasıl böyle çalıyor” dedirten çelimsizliğine şaşırdığım kulağı delik davulcunun etkileyici icrası ve albüm sonrası gruptan ayrılan vokalist CJ’in görkemli performansı ile birlikte “Holy War”; deathcore kıstasları düşünüldüğünde yapması gerekeni ve yer yer fazlasını yapan, türü seven dinleyicilerin çok da şikâyet edemeyeceği, hatta kendilerini baya harap edecekleri bir çalışma.
Bakalım grup, ayrılan vokalistin arkasından ağıtlar yakan hayranlarını etkilemek adına yeni vokalistiyle çıkaracağı bir sonraki albümünde daha da öfkeli olacak mı… Bekleyip görelim.
Kadro Lee Stanton: Davul
Sean Delander: Rİtim gitar, bss
CJ McMahon: Vokal
Andy Marsh: Lead gitar
Şarkılar 01.Absolute Genocide
02.Light Bearer
03.Holy War
04.Coffin Dragger
05.Fur And Claw
06.Deliver Us To Evil
07.Emptiness
08.Violent Reckoning
09.Child Of Sorrow
10.Naked And Cold
11.Vengeance (bonus)
Bugün bu kritik de haberler de süper geldi,siteye puanım 9,5/10
Albüme de 8/10
Türü seven biri olarak,nefret kusmalı gruplar zaten hoşuma gidiyor thy art is murder en iyi bi iki taneden biri bence. Bütün deathcore gruplarını dinlemedim,belki de bu yüzden dinleyip de sevdiklerim sayesinde deathcore güzel geliyor ama holy war genel itibariyle de bayağı iyi.
türün son yıllardaki en iyi albümlerinden biri. boş yok. bi şarkı açıp geçerim diye bişi olmuyor, açtın mı illa ki bitiyor albüm. büyük terbiyesizlik söz konusu.
Albüme adını veren şarkıyı ve sözlerini baya seviyorum. Geçen bu şarkının bir reaksiyon videosuna denk geldim, dinleyen kişiler Hristiyan ve ilginç şekilde sözlere bayılıyorlar ahah
duyduğum ama dinlemediğim bi gruptu. kapak ultra güzelmiş. allahless bi yapıda olduklarını da öğrendim bu kritik sayesinde. dinleyelim gayrı :)
Evde son ses açıp komşuyu rahatsız etmek için bire bir. 8.5′u hak ediyor.
Bugün bu kritik de haberler de süper geldi,siteye puanım 9,5/10
Albüme de 8/10
Türü seven biri olarak,nefret kusmalı gruplar zaten hoşuma gidiyor thy art is murder en iyi bi iki taneden biri bence. Bütün deathcore gruplarını dinlemedim,belki de bu yüzden dinleyip de sevdiklerim sayesinde deathcore güzel geliyor ama holy war genel itibariyle de bayağı iyi.
Geçen sene ilk çıktığında 3-4 kere dinlemiştim.Sonra unutmuşum.Şu an dinliyorum da baya es geçmişim ben bu albümü.
türün son yıllardaki en iyi albümlerinden biri. boş yok. bi şarkı açıp geçerim diye bişi olmuyor, açtın mı illa ki bitiyor albüm. büyük terbiyesizlik söz konusu.
Çok çok fena bi albüm bu.1 haftadır Fit for an autopsy’nin yeni albümü ve bunun esiri oldum.
Albüme adını veren şarkıyı ve sözlerini baya seviyorum. Geçen bu şarkının bir reaksiyon videosuna denk geldim, dinleyen kişiler Hristiyan ve ilginç şekilde sözlere bayılıyorlar ahah
23.06.2020
@Ahmet Saraçoğlu,
https://youtu.be/VyhRj0nz7ag
Şu video mu?
23.06.2020
@ismail vilehand, aynen. Bunların bir de DsO – Sola Fide ve Kenose reaksiyonları vardı, onlarda da sözlerin derinliğine hayran kalıyorlardı.
Deathcore ile neredeyse hiç aram yoktur ama grup ve albümün hastasıyım