Bir insan istediği kadar geniş yelpazede müzik dinlesin, onun gerçekten ruhuna dokunan, kan akışını hızlandıran ve suratına aptal bir ifade oturtan müzikal temalarının sayısının bir ya da iki olduğunu düşünmekteyim. Mesela kiminin gerçek tutkusu power baladdır; arkada bol yaylıların desteklediği epik bir altyapı üstüne giren yanık bir vokal onu alıp başka diyarlara götürüyordur.
Kimisi de karanlık ve umutsuz bir atmosferi körükleyen şarkılardan aldığı zevki başka hiçbir şeyden alamaz. Bir başkası ise kendi iç dünyasının yansımasını dakikalarca kendini tekrar eden bir elektronik müzik parçasında bulabilir. Burada demek istediğim “herksin zevkleri farklıdır” gibi sığ ve basit bir söylem değil. Yukarıda saydıklarımı seven insanlar bunların yanında bir sürü başka şey dinliyor ve zevk alıyor olabilirler. Ama konu gerçekten “işte benim müziğim budur ya” dedirtecek şeylere geldiğinde, bunun bu kadar çeşitli olmadığını düşünüyorum. Ne dinlerseniz dinleyin, kalbinizin derinlerinde genelde tek bir tema yatıyor.
Bana gelince, benim için bu tema “nefes aldırmayan müzik” adını verdiğim şey oluyor. Yani fikirleri uzun uzun tekrar etmeyen, melodileri ısındıra ısındıra vermeyen, tam aksine size riff üzerine riff, armoni üstüne armoni bombardımanı yapan, ritimleri sürekli değiştiren ve siz tam “hah şimdi ne olduğunu anladım” dediğinizde yepyeni bir forma bürünüp sizi bozguna uğratan kompozisyonlar. Bunu illa metal müzik olarak düşünmeyin, bahsettiğim durumun klasik müzikte (Beethoven’ın son dönem eserleri) ve cazda da (Tribal Tech) birçok örneği var. Fakat bunun death metaldeki örneklerini tartışacaksak, bu konudaki zirve bence net şekilde SPAWN OF POSSESSION’ın “Noctambulant”ına aittir.
Daha albümün başında giren enstrümantal intro parçası Inception ile farklı bir durumla karşı karşıya kaldığınızı anlıyorsunuz. Birçok grup dinleyiciyi havaya sokmak için bu tarz klavyeden oluşmuş atmosferik parçaları albümlerin açılışına koyar, ve dinleyici de bir iki kere baktıktan sonra bu parçayı atlayıp albümü 2. parçadan dinlemeye başlar. Oysa Inception’da akorların ve melodilerin nasıl birbiri içine sarmal gibi dolandığını duyunca, bu intronun sırf atmosfer olsun diye yazılmış olmadığını, bunu yazan kişinin standart rock/metal müziğin ötesinde bir birikime sahip olduğunu anlıyorsunuz. Fakat ardından giren ve bence bu güne kadar yazılmış en şahane 3-5 teknik death metal şarkısından biri olan Lash By Lash ile maalesef anlama kabiliyetinizi yitiriyor ve kendinizi 40 dakika sürecek olan riff ve melodi taarruzuna bırakıyorsunuz.
İşte tam bu noktada grubun esas elemanı Jonas Bryssling’e bir paragraf adamak lazım. Kendisinin gitarist olarak teknik kapasitesini bir kenara bırakırsam, adamın metal dünyasının gördüğü en sıra dışı ve yaratıcı bestekârlardan biri olduğunu açıkça ilan etmek istiyorum. “Noctambulant”ı ilk kez dinlediğinizde duyduğunuz melodiler, partisyonların geçişlerindeki tahmin edilemezlik, araya serpiştirilen ufak tefek lead’ler, garip gurup akorlar ve arada atonaliteye göz kırpan rifler derken elemana hayran olmamak elde değil. Üstelik bütün bunları size garip ve yabancı gelecek şekilde değil, sevdiğiniz ve bildiğiniz brutal death metal yapısının içinde eriterek yapıyor. Mesela iki tane acayip riff geldiyse mutlaka arkasından biraz daha Cannibal Corpse veya Suffocation’ı hatırlatacak bir şey geliyor. Yani karşınızda sadece kafayı klasik müzikle bozmuş ve bunun metalini yapsak nasıl olur acaba diye düşünen bir adam değil, tam aksine death metali de en az klasik müzik kadar iyi kavrayan ve bu ikisini aynı potada eritecek kudrette bir müzisyen var.
Bu arada albümün köpekler gibi gaz olduğunu söylemiş miydim? Hadi tamam bırakalım tekniği, kompozisyonu filan, Dead & Grotesque’in girişini duyup da evde keskin alet aramamak mümkün mü? Peki ya Render My Prey ve By a Thousand Deaths Fulfilled’in vokallerini ne yapacağız? Bizim ciğerlerimize yazık değil mi, nasıl eşlik edeceğiz bunlara? Şaka bir yana, albümün bu kadar gaz olmasını vokallerin sağlamlığının yanı sıra biraz da davulların ve basların sadeliğine bağlıyorum. Gitarlar zaten yeterince karmaşık olduğu için davul ve bas görece sade çalarak olayın iyice deliler hastanesine dönmesine engel oluyor.
“Noctambulant” yıllardır “en sevdiğin albüm ne” gibi sorulara verdiğim demirbaş cevaplardan birini oluşturuyor. Benim müziğim tam olarak bu işte; hızlı, teknik, yaratıcı, kural tanımaz, ama bir yandan sanki o kuralları kendi yazmış gibi köklerini de kucaklayan, insanı hem düşündüren, hem gaza getiren hem de aklını azaltan bir çalışma.
Kadro Jonas Bryssling: Gitar
Jonas Renvaktar: Vokal
Dennis Röndum: Davul, Vokal
Jonas Karlsson: Gitar
Niklas Dewerud: Bas
Şarkılar 1. Inception
2. Lash by Lash
3. Solemn They Await
4. Render My Prey
5. Eve of Contempt
6. Sour Flow
7. By a Thousand Deaths Fulfilled
8. Dead & Grotesque
9. In My Own Greed
10. Scorched
Şimdi şöyleki album gayet güzel evet bende seviyorum ama diyeceklerim genel olarak site kritikleri üzerine; Son 3,4 yıldır hemen her kritikleri severek takip edip ediyorum ” bunları duydunuzmu” köşelerinin bile tamamını okudum ve şu zamana kadar çoğu kritikdeki puanlamalar müthişti.. Nedense 2016 nın başından bu yana sitedeki kritiklerde defalarca 10 üzerinden 10 gördüm ve bu bugune kadar bu sitede çok az olmuştu, kaldıkı bu 10 verilen gruplar sizin 10 üzerinden 10 verdiğiniz albumden iyi bir album yaptığı gün nolcak merakla bekliyorum. Ha bu yazdığım şeyinde iğneliyici olmasını istemem sadece bu artık dikkat çekici olmaya başladı demek istiyorum mesela bencede Nordjevel in albumu 10 üzerinden 10 hakediyor ama 10 verilen diğer albumler tartışılır,
Şimdi şöyleki album gayet güzel evet bende seviyorum ama diyeceklerim genel olarak site kritikleri üzerine; Son 3,4 yıldır hemen her kritikleri severek takip edip ediyorum ” bunları duydunuzmu” köşelerinin bile tamamını okudum ve şu zamana kadar çoğu kritikdeki puanlamalar müthişti.. Nedense 2016 nın başından bu yana sitedeki kritiklerde defalarca 10 üzerinden 10 gördüm ve bu bugune kadar bu sitede çok az olmuştu, kaldıkı bu 10 verilen gruplar sizin 10 üzerinden 10 verdiğiniz albumden iyi bir album yaptığı gün nolcak merakla bekliyorum. Ha bu yazdığım şeyinde iğneliyici olmasını istemem sadece bu artık dikkat çekici olmaya başladı demek istiyorum mesela bencede Nordjevel in albumu 10 üzerinden 10 hakediyor ama 10 verilen diğer albumler tartışılır,
türün sevmeyeni olarak oldukça beğendim iki parçayı.
Teknik Death Metalde bu albüm en sevdiğim albümdür. 10 yıldır falan dinliyorum. Dinlemediğim sene yok. İnanılmaz bir iş.
06.05.2024
Tabii ki bu sene de dinliyorum.