Mis gibi bir blues akşamında daha eski dostumuz Joe Bonamassa’yla birlikteyiz. Sitenin “Bonamassa İşlerinden Sorumlu Kritik Bakanı” olduğumdan ve bu mesleğimden son derece keyif aldığımdan, Bonamassa’nın “Different Shades of Blue” albümünü de kimselere kaptırmadım ve işte karşınızda!
Çocuk yaşta yerel basında “harika çocuk” olarak adlandırılan ve ömrünü Blues’a vermiş bu adam ister solo olarak takılsın, ister ustaların arkasında takılsın, ister Beth Hart’ı vokale koysun, rock müziğe olan yakınlığı ve devasa gitar tonuyla kendini hemen belli ediyor. Daha önceleri belki söylemişimdir, onunla ilgili canımı sıkan konu, onca sene kendi şarkıları diye gözümde en tepeye koyduğum adamın aslında albümlerinde hep cover’lar yapmasıydı. Bonamassa diye bildiğim çoğu şeyin hatta şarkısal anlamda %80 işin aslında onun olmayışıydı. Tamam Blues, Amerikan kırsal halk müziğidir, dolayısıyla zaten doğasında anonim olmak vardır. Her zaman bir kültüre ait olan şey dilden dile tekrar seslendirilip yaşatılır evet. Ama ne bileyim işte… Bonamassa takım elbisesi ve stiliyle sanki kendi blues’unu yapıyor kendi öyküsünü anlatıyor diye düşünmüştüm. Neticede müzikal olarak hatları çok net olan bu müzikte, sadece blues gamını öğrenip onu belli bir ölçüde çalmak değil kendi hikayeni içten anlatmak önemli. Öyleyse soruyorum sana Bonamassa, hikayen nerede? İşte cevap da tam bu albümde.
Güzel bir Hendrix introsuyla bizi selamlayan adam sonunda tamamında kendi şarkılarının olduğu albümü bizlere sundu. Albüm 1 dakikalık girişten sonra “Oh Beautiful!” şarkısıyla açılıyor ki son derece epik ve rock n roll bir şarkı. Çok net bir Led Zeppelin şarkısı bu şarkı. Duyar duymaz “A-HA Jimmy Page!” dedim. Hani vardır ya Zeppelin’in iki ileri bir geri riffleri, kafa göz başlar da sonra durup vokalin sözleri söylemesini bekler. (Zaten sırf bu hareketi bile tek başına “Stoner”‘ın gövdesini oluşturmuştur kanımca). Öyle bir şarkı işte bu da. Önceleri daha B.B. King (ki hocası olur) havasında slow blues şarkılarında kendini gösteren, ciğeri yanık türkücü gibi gitarını öttüren Bonamassa’nın son 2 albümdeki Rock n Roll gidişi beni ziyadesiyle mutlu etti. Bundan ötürü giriş şarkısı benden tam puan aldı.
Hemen arkasından “Love Ain’t A Love Song” şarkısıyla devam ediyor ki bu da net bir Funk-Rock şarkısı. “Haydaa noluyor Bonamassa, neler yapıyorsun yine?” diye dinlediğim güzellik bittiğinde “böyle gidersek süper bir yarım saat beni bekliyor” dedim içimden. Hız kesmeden blues standardı 2 şarkı daha patlattıktan sonra bir balad vakti geldi. O da “Never Give All Your Heart”. Zaten önceleri “Reconsider Baby” manyaklığını bildiğimden, böyle sürüklenen şarkıları harika yorumladığını da biliyordum ki bence Clapton, Elvis Presley gibi adamların da seslendirdiği şarkıya niyetlenmek başlı başına zaten cesur bir hareket. Neyse “Never Give All Your Heart” da gözleri kapatıp dinlenilen Bonamassa şarkıları arasında yerini almış oldu.
Albümün bu noktadan sonra geriye kalan kısımdaki 5 şarkı arasında “Get Back My Tomorrow” harici Bonamassa standartını aşan bir şarkı bulunmuyor diye düşünüyorum. Onlar da gayet iyi ama biraz daha çerez geldi bana. Çünkü albümün bu noktasına kadar verdiği şeylerden farklı bir şey vermiyor. “Get Back My Tomorrow” son 5 arasında dinamik ve melodik olarak biraz daha öne çıkıyor.
Neticede kendi şarkılarıyla da “Blues Deluxe” albümü kalitesini yakalayabildiğini gösteren adam artık yılların tecrübesini de nasıl ortaya koyacağını bildiğini gösteriyor. Joe Bonamassa, Rock çizgisinin hızını ayarlayamazsa ismi Jeff Beck, Clapton gibi adamlarla anılmayacaktır ama bir Buddy Guy ya da SRV olmaması için de hiçbir sebep yok. Ayrıca Beth Hart’la olan çalışmasını dinlemek için sabırsızlanıyorum. Mutlu ve sağlıklı 2016 yılı dilerim.
Kadro Joe Bonamassa: Gitar, vokal
Reese Wynans: Organ, piyano
Anton Fig: Davul, perküsyon
Carmine Rojas: Bas
Michael Rhodes: Bas
Lenny Castro: Perküsyon
Doug Henthorn: Geri vokal
Melanie Williams: Geri vokal
Lee Thornburg: Trombon, trompet
Ron Dziubla: Saksafon
The Bovaland Orchestra: Yaylılar
Jeff Bova: Yaylı aranjesi
Şarkılar 1. Hey Baby (New Rising Sun)
2. Oh Beautiful!
3. Love Ain't A Love Song
4. Living On The Moon
5. Heartache Follows Wherever I Go
6. Never Give All Your Heart
7. I Gave Up Everthing For You
8. Different Shades Of Blue
9. Get Back My Tomorrow
10. Trouble Town
11. So, What Would I Do
oh be kaç zamandır siteye girip en yeni kritiğe tıkladıktan sonra “ulan yine mi böğürmeli black, death metal” diyerek çıkıyordum hep pis metalci abilerin dinlediği underground albümlerin kritikleri yazılıyordu ne zamandır bak bu ne güzel kritik işte ya rahatladım.
bonamassa’nın kimi şarkılarında gary moore havası sezilebiliyor. baştan sona herhangi bir albümünü dinlemediğim için hakim değilim yaptığı müziğe, izlediğim youtube vidyolarından az çok fikir sahibiyim diyebilirim. yeni albümünü mutlaka dinleyeceğim ama. şurdaki performansına da bitiyorum:
Sitede underground sakatat metal kritigi gormekten bikkinlik gelmisti. Eline saglik; guzel kritik, guzel album. 8/10
oh be kaç zamandır siteye girip en yeni kritiğe tıkladıktan sonra “ulan yine mi böğürmeli black, death metal” diyerek çıkıyordum hep pis metalci abilerin dinlediği underground albümlerin kritikleri yazılıyordu ne zamandır bak bu ne güzel kritik işte ya rahatladım.
underground sakatat metale uzanan dilleri kesmekle görevli arkadaşları alalım buraya hemen.bıkmak da yasak.
Underground’luktan içimizin dışına çıktığı bu zorlu günlerde adeta çöldeki bir vaha misalisin Joe Bonamassa.
http://tinyurl.com/gnwkxqg
kapak çalıntı
http://bit.ly/1VCx1xF
Kapak Konya motor yarışlarını hatırlattı:
http://www.61saat.com/images/haberler/25732.jpg
Asla bir The Ballad of John Henry veya Black Rock olamayacak bir albüm. Bonamassa’nın son vasat işi ve kendini tekrar ettiği bir çalışma.
müthiş bir adam joe bonamassa, eski tombik haliyle gitar nerd’lerine benzerken şimdilerde aldı başını yürüdü. misal 2006′daki hali:
https://www.youtube.com/watch?v=tbUlBWOVJrg
bonamassa’nın kimi şarkılarında gary moore havası sezilebiliyor. baştan sona herhangi bir albümünü dinlemediğim için hakim değilim yaptığı müziğe, izlediğim youtube vidyolarından az çok fikir sahibiyim diyebilirim. yeni albümünü mutlaka dinleyeceğim ama. şurdaki performansına da bitiyorum:
https://www.youtube.com/watch?v=wSQwj3s8Y4s
Zihnimizi biraz açık tutmakta fayda var bu aralar