Yeni BARONESS albümü “Purple”dan herkese merhaba. “Purple” 18 Aralık’ta raflarda olacak ve henüz dinlemeye açılmadı, ancak Petting Zoo’daki iyi insanlar bize albümü şimdiden gönderdiler ve biz de her zaman olduğu gibi ilk olarak Pasifagresif okurları haberdar olsun diye albümü gecikmeden sizlere ulaştırıyoruz.
Yeni BARONESS albümünün ilk notalarını dinlerken aklıma gelen birkaç şey oldu. Grubu ilk keşfettiğim “A Horse Called Golgotha” şarkısının muhteşemliği, “Blue Record“a ilk andan vuruluşum, “Red Album”ü hatmedip sonra da “Yellow & Green”i bekleyişim…
“Yellow & Green”le daha kolay benimsenir ve genele hitap eden bir sound’a kayan ve bunun semeresini de Billboard listesine 30 numaradan girerek gören BARONESS, bu güllük gülistanlık ortamın keyfini ne yazık ki yalnızca 1 ay kadar sürmüş ve 2012 yazında, İngiltere turnesi sırasında çok büyük bir kaza geçirmişti. Grubun gitarist ve vokalisti John Baizley’nin kolu ve bacağı kırılırken, diğer elemanlarda da omurga kırıkları ve sayısız yara bere meydana gelmiş, grup bir anda sıfırlanmıştı.
“Purple”, grubun yaşadığı bu acı olayı, bu durumdan ayağa kalkışını ve umutla baktığı yarınları konu ediyor. Promoyla birlikte gelen basın bülteninde, John Baizley BARONESS’in bu albüme bakışını şöyle özetlemiş:
“Böylesi bir olayı acı, hüzünlü, ağır bir müzikle ifade etmek istemedik. Hayat dolu olsun, hızlı olsun, enerjik olsun, bir ayağa kalkış olsun istedik.”
Gerçekten de “Purple”ı dinlerken bu hissi almamak elde değil. Elbette ki BARONESS’in böyle bir kaza geçirdiğini bilmeyen biri albümü dinlerken “Bu adamlar ağır bir şey atlatmış” diye düşünmez; ancak olan biteni bilince, BARONESS’in bu albümü nasıl bir rehabilitasyon aracı olarak kullandığını net şekilde görebiliyorsunuz.
“Yellow & Green”deki yumuşama, “Purple”da da kısmen hissediliyor. Albümün single’larından “Shock Me”nin aşırı basit ve hedef odaklı oluşu bu konu adına iyi bir örnek. Ancak elbette ki ortada “öyle ya da böyle kitlelere ulaşalım” şeklinde yüzeysel bir çaba yok ve yine elbette ki BARONESS ne yaptığını bilen, aklı başında bir grup. Bu sebeple de ortaya çıkan şey her şekilde güzel oluyor. Shock Me, bu açıdan çok iyi bir single seçimi; aşırı basit, minimal, direkt ve harika.
BARONESS hiçbir zaman dumanlı ve çamurlu bir sludge yapmadıysa da, ilk iki albümde nispeten sert bir yaklaşımı da benimsemiş durumdaydı. Çamuru geçelim, olayın daha bir bataklıkımsı kısmını dahi “Blue Record”la büyük oranda noktalansa da, bir önceki albümdeki daha steril, daha “jelibonsu” sludge/progresif hava “Purple”da biraz daha kırçıllandırılmış. Başta dediğim “ayağa kalkma” ve “rehabilitasyon” faktörlerinden ötürü “Purple” bir öncekine oranla daha enerjik ve -sert demeye dilim varmasa da- canlı. Bu minvalde bakınca “Blue Record”ı mavi bir keçe, “Yellow & Green”i sarımtrak bir ipek tül olarak düşünürsek, “Purple” da konforlu mor bir kadife koltuk havası barındırıyor. Oturması yumuşak, ancak sağında solunda sert yerleri de dirseğinizle hissettiğiniz, genel anlamda size güvenli bir oturma tecrübesi sunan konforlu bir koltuk hüviyetinde.
Müzikle mobilya dünyasını da buluşturduğuma göre, yazıyı noktalama vaktim de gelmiş demektir. “Purple”, BARONESS’in her bir özelliğini yeterli dozlarda sunan, dışarıdan bakıldığında bir “Blue Record” kadar tutkulu gözükmese de, yazan kişiler ve bu albümün varoluş sebebi olan olayı yaşayanlar açısından elbette ki tam bir empati kurmamın imkânsız olduğu bir çalışma. Bu yüzden, dinleyici olarak albümün duygusal içeriğini tam olarak içselleştirmeye çalışmadan dinlemek ve ortaya konan yaratıyı takdir etmek en güzeli.
BARONESS güzel insanlardan oluşan ve güzel müzik yapan bir grup, umarım şans hep yüzlerine güler ve daha uzun süre ortalıkta olurlar.
Kadro John Baizley: Gitar, vokal
Pete Adams: Gitar, vokal
Sebastian Thomson: Davul
Nick Jost: Bas, klavye
Şarkılar 1. Morningstar
2. Shock Me
3. Try to Disappear
4. Kerosene
5. Fugue
6. Chlorine & Wine
7. The Iron Bell
8. Desperation Burns
9. If I Have to Wake Up (Would You Stop the Rain?)
10. Crossroads of Infinity
Grupla Blue ile tanışıp büyülenince Red’e dönüp onu da dinleyip hayran olmuştum. Sonra gelen Yellow and Green belli bir süre grupla arama ara koymuş olsa da bu ara çok uzun sürmeden önce Yellow’u sonra da Green’i bir şekilde kabullenip gece gündüz mırıldanır halde bulundum. Şuan da Purple ilk turunu bitirmek üzereyim ve her zaman bu şekilde devam etmesini istiyorum grubun. Gerçi Baroness bana o kadar fazla güzel şeyi hatırlatıyor ki sanırım ne yaparlarsa yapsınlar bir şekilde kabullenip yaptıkları müzikten zevk alabilirim.
İlk kez dün dinledim albümü ve hala çeviriyorum. Albümün tam da Baroness müziğine ihtiyacım olduğu günlerde çıkmış olması çok iyi oldu. ”Çamuru geçelim, olayın daha bir bataklıkımsı kısmını dahi “Blue Record”la büyük oranda noktalansa da, bir önceki albümdeki daha steril, daha “jelibonsu” sludge/progresif hava “Purple”da biraz daha kırçıllandırılmış.” cümlesi baya nokta atışı olmuş. Yellow & Green’i sevmiş biri olarak onun üzerinde görüyorum Purple’ı. Blue Record’dan sonra da en iyi albümleri olmuş bence, bu sene ilk 10′umda yer verebilirim. Baroness çok güzel bir grup cidden ya.
Öncelikle site bütün gün aktif olmayınca merak etmedim değil umarım bir sıkıntı yoktur,en ufak şeyde insanı merak eder hale getirdiler.
Sonralıkla buraya gelmemin sebebi yellow&green ama kritik yokmuş.Durduk yerde Baroness açtım spotify’da ilk şarkı da Eula çıktı,ilk notadan depresyona soktu resmen.Bana son iki album daha duygusal,daha yoğun geliyor niyeyse ve bu şekilde hissettiren müzikleri aşırı seviyorum.Öyle duygu yüklü anlarda paylaşasım geliyor bi şekilde,şimdi yazarken niye yazıyorum falan dedim ama olsun Baroness çok güzel grup iyi ki tanımışım.
Grupla Blue ile tanışıp büyülenince Red’e dönüp onu da dinleyip hayran olmuştum. Sonra gelen Yellow and Green belli bir süre grupla arama ara koymuş olsa da bu ara çok uzun sürmeden önce Yellow’u sonra da Green’i bir şekilde kabullenip gece gündüz mırıldanır halde bulundum. Şuan da Purple ilk turunu bitirmek üzereyim ve her zaman bu şekilde devam etmesini istiyorum grubun. Gerçi Baroness bana o kadar fazla güzel şeyi hatırlatıyor ki sanırım ne yaparlarsa yapsınlar bir şekilde kabullenip yaptıkları müzikten zevk alabilirim.
İlk kez dün dinledim albümü ve hala çeviriyorum. Albümün tam da Baroness müziğine ihtiyacım olduğu günlerde çıkmış olması çok iyi oldu. ”Çamuru geçelim, olayın daha bir bataklıkımsı kısmını dahi “Blue Record”la büyük oranda noktalansa da, bir önceki albümdeki daha steril, daha “jelibonsu” sludge/progresif hava “Purple”da biraz daha kırçıllandırılmış.” cümlesi baya nokta atışı olmuş. Yellow & Green’i sevmiş biri olarak onun üzerinde görüyorum Purple’ı. Blue Record’dan sonra da en iyi albümleri olmuş bence, bu sene ilk 10′umda yer verebilirim. Baroness çok güzel bir grup cidden ya.
Öncelikle site bütün gün aktif olmayınca merak etmedim değil umarım bir sıkıntı yoktur,en ufak şeyde insanı merak eder hale getirdiler.
Sonralıkla buraya gelmemin sebebi yellow&green ama kritik yokmuş.Durduk yerde Baroness açtım spotify’da ilk şarkı da Eula çıktı,ilk notadan depresyona soktu resmen.Bana son iki album daha duygusal,daha yoğun geliyor niyeyse ve bu şekilde hissettiren müzikleri aşırı seviyorum.Öyle duygu yüklü anlarda paylaşasım geliyor bi şekilde,şimdi yazarken niye yazıyorum falan dedim ama olsun Baroness çok güzel grup iyi ki tanımışım.