Progresif müziğe ilgi duymak, sıradışı, değişken işleri dinlemeyi beraberinde getirir. Birçoğumuz için eminim Cynic ve Between the Buried and Me çok farklı bir yere sahiptir. Şahsen şu grupların ismini yazarken bile heyecanlanıyorum.
Geçtiğimiz günlerde Cynic içindeki tartışmalarla Sean Reinert gruptan ayrılmıştı. Haber duyulduğunda grupla özdeşleşen bu ismin yerini kimin dolduracağı ise derin bir merak konusuydu. ‘’Bir dakika ya? Aslında…‘’ şeklinde düşündüğümde, Matt Lynch ilk aklıma gelen isim olmuştu. Daha doğrusu şöyle bir düşlediğim isim oydu. Ardından grup Matt Lynch’in sıradaki Almanya konserinde davulun başına geçeceğini açıkladı. Pek de bilinmeyen bu davulcu kimileri için sevinç kaynağı olmuşken, kimileri ise derin bir ‘’HAYDAAAAAAAAAAAAAAAAA’’ çekmişti. Bu konuyu daha fazla uzatmadan söz konusu grup ve albümümüze geçmek istiyorum.
Trioscapes 2011 yazında ABD’de kurulmuş bir füzyon caz, progresif rock grubu. Tam bir sınıflandırmaya sokması epey zor bir grup aslında. Sitede grupla ilgili bir haberde geçen ‘’ Steve DiGiorgio (s.a.v.)’ın da çaldığı Dark Hall projesine benzettim ben. Herifler iyi, devamını bekliyoruz.’’ yorumu (oroborus) Trioscapes’i baya iyi açıklıyor aslında.
“Digital Dream Sequence” grubun “Separate Realities” sonrası ikinci albümü. Albümdeki tüm şarkılar enstrümantal. Grup üyeleri ise ilk albümle aynı.
Dark Hall için Steve DiGiorgio ne ise Trioscapes için Dan Briggs aynısı. Albüm BTBAM’den tanıdığımız bu isim etrafında dönüyor desek yeridir. Bas gitarın bu kadar ön planda ve değişken olması grubu kalıplaşmış caz algılarından çok farklı bir yere taşıyor. Dan Briggs saksafona eşlik edip yumuşak tuşeleriyle dinleyeni rahat bir yolculuğa çıkarırken, saniyeler içerisinde aynı kişiyi duvardan duvara vuruyor. Kimi zaman ise en rahatsız edici sesleri sunuyor. Bu yüzden Trioscapes ‘’Şöyle bir kestirirken biraz müzik açalım.’’ şeklindeki beklentileri pek de karşılamıyor. Albüme biraz kulak kabartanlar eminim ne demek istediğimi çok iyi anlıyordur.
Aynı şekilde bahsettiğim özelliklerden dolayı Trioscapes herkese hitap eden bir grup değil. Bunun progresif müzik dinleyip dinlememekle veya yeniliklere açık olmaya çalışıp çalışmamakla çok alakası yok. Bazı arkadaşlarım albümün ilk saniyesinden itibaren yoğun bas kullanımı, hatta bu işin bazen bahsettiğim gibi rahatsız edici düzeylere gelmesi sebebiyle albümü beğenmediğini belirtti. ‘’Abi ben bunu dinleyemem, gülerim’’ diyenle bile karşılaştım. Canları sağolsun.
Eğer BTBAM, Cynic gibi grupları seviyorsanız veya caz müziğe ilginiz varsa albümü seveceğinizi düşünüyorum.
Bir saniye bile sıkmayan, özellikle davul kullanımıyla bize sık sık King Crimson’ın Larks’ Tongues in Aspic ve Red zamanlarını anımsatan bu beş şarkılık albüm, hem ciddi ve sıkı bir çalışma hem de söz konusu üç müzisyenin hakim oldukları enstrümanlardaki rahatlıklarına tanık olmak için bire bir.
Trioscapes, özenle yapboz parçalarını yerlerine yerleştirip sonrasında tüm yapbozu kafasından aşağı dökerek eğlenen çocukları anımsatıyor.
Seperate Realities muazzamlığından sonra aynı çizgiyi koruyan, hatta üzerine birkaç element daha ekleyen süper bir devam albümü olmuş bu. Ben de fırsat buldukça misyonerliğini yapmaya çalışıyorum bu hayvan oluşumun.
Bu arada Matt Lynch konusunda çok haklısın. İlk albümden canlı stüdyo performans videoları çıktığı zaman aklımı kaçıracak gibi olmuştum. Albüm boyunca uçan kaçan yakalaması baya zor melodileri harika bir şekilde taşıyan bir tekniği var. Başka pek çok davulcuya bu melodileri versen “bu ne lan, buna bişi çalınmaz” diyecekken, kendisi süper bir akışkanlıkla alıp götürüyor. Cynic davullarının da hakkını vereceğinden hiç şüphem yok.
Digital Dream Sequance, gerçek anlamda astral bir şarkı olmuş. Saksafon kullanımı insanda, birilerinden kaçıyormuş hissi yaratıyor, albümü henüz çevirme fırsatı bulmadım ama önümüzdeki 15 gün boyunca oturup hazmederek dinleyeceğim, kritik için de teşekkürler.
Seperate Realities muazzamlığından sonra aynı çizgiyi koruyan, hatta üzerine birkaç element daha ekleyen süper bir devam albümü olmuş bu. Ben de fırsat buldukça misyonerliğini yapmaya çalışıyorum bu hayvan oluşumun.
Bu arada Matt Lynch konusunda çok haklısın. İlk albümden canlı stüdyo performans videoları çıktığı zaman aklımı kaçıracak gibi olmuştum. Albüm boyunca uçan kaçan yakalaması baya zor melodileri harika bir şekilde taşıyan bir tekniği var. Başka pek çok davulcuya bu melodileri versen “bu ne lan, buna bişi çalınmaz” diyecekken, kendisi süper bir akışkanlıkla alıp götürüyor. Cynic davullarının da hakkını vereceğinden hiç şüphem yok.
İlk albümü severek dinlemiştim.. Bu albüme henüz kulak kabartamadım ama şimdi daha çok merak ediyorum.. Teşekkürler yazı için.
Digital Dream Sequance, gerçek anlamda astral bir şarkı olmuş. Saksafon kullanımı insanda, birilerinden kaçıyormuş hissi yaratıyor, albümü henüz çevirme fırsatı bulmadım ama önümüzdeki 15 gün boyunca oturup hazmederek dinleyeceğim, kritik için de teşekkürler.