Fransızlar teknik death metal başta olmak üzere sofistike türlerde çok yetenekli olduklarını anlamak için neden 2000′leri beklediler bilinmez, ancak özellikle son 10 yıldır Fransa’dan çıkan iyi grup sayısı cidden inanılmaz boyutlarda.
Bu gruplardan biri de hiç kuşkusuz GOROD. Önceki halleri olan GORGASM’ı saymazsak 2005′te “Neurotripsicks“le başladıkları kariyerlerinde, ardı ardına müthiş albümler çıkarmaya ve türün dünyadaki en iyi örneklerinden biri olmaya devam ediyorlar. Muazzam albüm “Process of a New Decline”ın ardından eşsiz gitar ikilisinden Arnaud Pontaco’yu kaybeden grup, “Transcendence” öncesi yeni bir gitarist alıp yoluna devam etmiş ve yine bir şaheser olan “A Perceft Absolution”ı çıkarmıştı. GOROD şimdi de, davulcusunu değiştirmiş şekliyle yeni albümü “A Maze of Recycled Creeds”i kulaklarımıza sundu.
“A Maze of Recycled Creeds”, en baştan söyleyelim, cidden enfes bir albüm. Her bir şarkı GOROD’un yaptığı şeyde nasıl usta olduğunu, teknik death metal gibi sınırları zorlanan bir tür içerisinde nasıl taptaze şeyler çıkarılabileceğini son derece iyi biliyor. GOROD’u çok iyi yapan asıl şeyse, bunların çok ötesinde, bambaşka bir özellik.
GOROD, ya da daha mikro ifadeyle Mathieu Pascal, gerçekten de metal dünyası içerisindeki en yaratıcı ve çok yönlü gitaristlerden biri. Yazdığı rif ve melodiler, çok farklı etkilenimlerin izlerini taşıyan birer yaratıcılık gösterileri. Albümdeki TÜM rifler, TÜM melodiler, TÜM düzenlemeler, GOROD’un çok zeki, çok yetenekli, eşsiz bir grup olduğunu gözler önüne seren yapıtlar ve bunda Pascal’ın rolü çok ama çok büyük.
Dahası, GOROD eleman değişikliklerine gitse dahi müthiş yeni müzisyenlerle grubu daha ileriye götürmeyi başarıyor. Yeni katılan Karol Diers, tek kelimeyle dehşet bir performansa imza atmış. Groove’u, ataklardaki acımasızlığı, geçiş ve süslemelerdeki yaratıcılığı hayran bırakan cinsten. Gitarların uçsuz bucaksızlığı ve her tür duyguya bulaşma eğilimi de eklenince, GOROD’un taptaze, nefes alan, sınırlanamaz müziği büyüdükçe büyüyor, adeta can kazanıyor.
Gitarlar kazımasyon bir rifin arkasına ska etkilenimli akorlar atabiliyor, GOROD’un alametifarikası armonik gitarlar, müthiş davul ve bas kullanımıyla birleşince ortaya biraz açık fikirli bir caz festivalinde gayet de yer bulabilecek müzikler dahi çıkabiliyor.
Konu teknik death metal olduğunda, GOROD’un diğer bir Fransız menşeli grup olan Kanadalı BEYOND CREATION‘la birlikte türün en varyasyonlu, heyecan verici ve öndeki grubu olduğunu düşünüyorum. GOROD “A Maze of Recycled Creeds”de abartısız HER ŞEYİ doğru yapıyor ve ortaya da hem doyulmaz güzellikte bir albüm, hem de pek çok anlamda ilham alınacak bir ders çıkıyor.
Sizi bilmem ama ben kaliteli teknik death metalin şu dünyadaki en müthiş müzik türlerinden biri olduğunu düşünen bir insanım ve GOROD da bu konudaki hislerimin daha uzun yıllar geçerli olacağını bana net şekilde göstermeye devam ediyor.
Kadro Benoit Claus: Bas
Mathieu Pascal: Gitar
Nicolas Alberny: Gitar
Julien "Nutz" Deyres: Vokal
Karol Diers: Davul
Şarkılar 1. Air de l'Ordre
2. Temple to the Art-God
3. Celestial Nature
4. Inner Alchemy
5. The Mystic Triad of Artistry
6. An Order to Reclaim
7. From Passion to Holiness
8. Dig into Yourself
9. Rejoice Your Soul
10. Syncretic Delirium
Gorod benim İstanbul’a verdiğim isim aynı zamanda. Sabahın köründe güneş doğmamışken metrobüste dinliyorum genellikle Gorod’u, makineleşmişlik hissini sonuna kadar yaşıyım diye (teknik death metalin, atmosferiyle bana en çok hatırlattığı duygu nedense). Gorod’la gel-gitli bi ilişkim var biraz, ara ara aklıma geliyo albüm ama daha dinlemedim.
Henüz Leading Vision ile yarıştıracak kadar dinleyemedim (3 kere falan) ancak belli olan bir şey var ki inanılmaz bir iş çıkarmışlar ve önceki iki albümden de iyi diyebilirim. Dur bakalım.
“Önceki halleri olan GORGASM’ı saymazsak” kısmında yaklaşık 8-9 saniye süren bir error verdim ama hemen toparladım kendimi. zaten grup elemanları da sağ olsunlar bu tür durumlara mahal vermemek adına isimlerini Gorod olarak değiştirmişler.
birde yazı çok hoşuma gitti açıp dinleyeyim dedim, derken yere düşüp bayılmışım. şuan kolonyayla bileklerimi ovuyorlar. bu tarz teknik death metali o kadar sevmiyorum ki, anca bu kadar olur. ben en iyisi Psycroptic dinlemeye devam edeyim.
@ismail vilehand, HDD’de bi sürü müzik indirmişim dinlemediğim o kadar müzik vardı. Biraz ucundan dinleyip beğenmediklerimi siliyodum. Daha önce dinledin mi bilmiyorum ama bi göz at derim senin seveceğin tarzda bi iş;
Death’ten inanılmaz etkilenmisler. Aaa chuck lan bu dediğim bayağı bir yer var. Normalde bunun ağır şekilde dezavantaj ortaya çıkarması gerekirken bunu avantaja çevirmek çok büyük iş.
Bayıldım, müthiş, harika diyerek bu albümün övgü seviyesini yavanlaştırmak istemiyorum. Chuck yaşasaydı aynen böyle bir şey çıkartırdı dersem seviyenin benim açımdan nerede olduğunu net açıklar sanırım :)
(8.54/10, Toplam oy: 63)
Loading ...
Gorod benim İstanbul’a verdiğim isim aynı zamanda. Sabahın köründe güneş doğmamışken metrobüste dinliyorum genellikle Gorod’u, makineleşmişlik hissini sonuna kadar yaşıyım diye (teknik death metalin, atmosferiyle bana en çok hatırlattığı duygu nedense). Gorod’la gel-gitli bi ilişkim var biraz, ara ara aklıma geliyo albüm ama daha dinlemedim.
Henüz Leading Vision ile yarıştıracak kadar dinleyemedim (3 kere falan) ancak belli olan bir şey var ki inanılmaz bir iş çıkarmışlar ve önceki iki albümden de iyi diyebilirim. Dur bakalım.
Grave ve Sadist ile birlikte son zamanlarda en çok dinlediğim albüm bu. Gerek besteler, gerek sound 4-4lük bir albüm. Kapağını da ayrı bir beğendim.
9.9 etmez bu album, the faceles’ten fazlasi yok eksigi var ustune.
22.10.2015
@komedi_komedi, niye The Faceless’la karşılaştırarak küçültme yoluna gittiğini anlamadım. Konuyla pek bir alakası yok.
23.10.2015
@Ahmet Saraçoğlu, bu benim görüşüm, niye küçültme oluyor ki, abartmayın isterseniz :)
“Önceki halleri olan GORGASM’ı saymazsak” kısmında yaklaşık 8-9 saniye süren bir error verdim ama hemen toparladım kendimi. zaten grup elemanları da sağ olsunlar bu tür durumlara mahal vermemek adına isimlerini Gorod olarak değiştirmişler.
birde yazı çok hoşuma gitti açıp dinleyeyim dedim, derken yere düşüp bayılmışım. şuan kolonyayla bileklerimi ovuyorlar. bu tarz teknik death metali o kadar sevmiyorum ki, anca bu kadar olur. ben en iyisi Psycroptic dinlemeye devam edeyim.
28.10.2015
@ismail vilehand, HDD’de bi sürü müzik indirmişim dinlemediğim o kadar müzik vardı. Biraz ucundan dinleyip beğenmediklerimi siliyodum. Daha önce dinledin mi bilmiyorum ama bi göz at derim senin seveceğin tarzda bi iş;
https://www.youtube.com/watch?v=riUx-X8z4Uc
29.10.2015
@Osman Gümüş, severek takip ettiğim bi grup. iyi tahmin yapmışsın.
İnanılmaz güzel bir albüm. Benim için şimdiden çok özel bir yere sahip oldu.
Girişteki kısa intro’nun orijinali de şurda: https://www.youtube.com/watch?v=A8rmKq1GS7E
Celestial Nature ve An Order to Reclaim’e takmış durumdayım. Özellikle Reclaim’in giriş melodisi beynimi bi hoş ediyor.
19.11.2015
@Ouz, From Passion to Holiness’in giriş rifi de hayvan gibi, ben de ona takmış durumdayım bir süredir.
19.11.2015
@Ouz, vokalin ‘the world is going through a serious crisis’ diye girmesinden önceki o 2 saniyelik anı her dinlediğimde zevkten kafayı yiyorum.
Death’ten inanılmaz etkilenmisler. Aaa chuck lan bu dediğim bayağı bir yer var. Normalde bunun ağır şekilde dezavantaj ortaya çıkarması gerekirken bunu avantaja çevirmek çok büyük iş.
Bayıldım, müthiş, harika diyerek bu albümün övgü seviyesini yavanlaştırmak istemiyorum. Chuck yaşasaydı aynen böyle bir şey çıkartırdı dersem seviyenin benim açımdan nerede olduğunu net açıklar sanırım :)
Bu albümden bıkılmaz arkadaş. Ne yaptılar, nasıl yaptılar anlamadım ama büyülü gibin.
yeni ep haberi var :’)
https://youtu.be/05ur1rRwFgc
Gorod’un en iyi albümü.
Inner Alchemy nasıl bir şeydir öyle ya.