2003′te kurulan Sumerian hareketinin baş aktörlerinden biri hâline gelen İlinoylu BORN OF OSIRIS, 5. albümü “Soul Sphere”ile tekrardan bizlerle. “A Higher Place” ve “The New Reign“de deathcore’a getirdiği yeni bakışla türe ciddi anlamda bir şeyler katan grup, “The Discovery” ile daha bir oturaklı hale gelmiş, son albümü “Tomorrow We Die ∆live ” ile de daha synth, daha elektronik ve daha minimal bir gitar işçiliğine geçiş yapmıştı.
Her albümünden sevdiğim birkaç şarkısı olsa da, BORN OF OSIRIS benim için “VEIL OF MAYA dururken BORN OF OSIRIS nasıl böyle ön plana çıkıyor?” tadında bir grup oldu. Aynı şirketin bebesi olan bu iki grup, eş zamanlı ve bazı açılardan benzer müzikler yaparlarken, BORN OF OSIRIS’ın hep daha ön planda oluşuna şaşırıp durdum. Bence VEIL OF MAYA’nın müziği her zaman için daha özgündü, hâlâ da öyle. Lâkin BORN OF OSIRIS’e karşı da bir önyargı beslediğim falan yok.
“Soul Sphere” (bu arada “Soul Sphere” demişken; mmmm…), bir önceki albüme kıyasla grubun ilk zamanlarına daha benzer işlere yer verdiği ve karakteristik özelliklerini de aynen sergilediği bir çalışma. Dur kalklar, çoğunlukla gitarın aynı birkaç perdesinin kullanıldığı poliritmik muhabbetler, buna uygun davullar, nakaratlarda daha temizleşen ve klavyelerle birlikte yer yer son dönem (son 10 yıl) IN FLAMES’i anımsatan vokal mantığı ve tabii ki BORN OF OSIRIS’i türdaşlarından ayıran bir numaracı ayırıcı özelliği olan klavyeler…
Gerçekten de klavyeler çıkarıldığı anda BORN OF OSIRIS’in müziğinin pek çok muadili bulunabilir. Engin Sumeriancore âleminde pek çok grubun şaşmadan kullandığı formülleri kullanıyor BORN OF OSIRIS de, ısrarla. Ancak işin içine klavyeler ve ağır synth kullanımı girince, çalan şey saniyesinde BORN OF OSIRIS oluveriyor. Grup “The Discovery”yi ilk çıkardığında, bu enteresan sound’lu klavyelerin süslediği MESHUGGAH’vari rifler, pek çok kişiye çok garip gelmiştiyse de, BORN OF OSIRIS bu olayı alametifarikası kılmayı başardı ve bu durum artık onların değişmez bir unsuru olarak devam ediyor.
Albüme baktığımızda, “Soul Sphere”in heyecan vericilik namına değişken şarkılar içerdiğin görüyoruz. Grubun çok alışıldık olaylarını basan şarkılar, daha taze hisler veren vokale yaslanmış şarkılar ve bilindik formülleri aynen sürdüren ve artık şaşırtmayan parçalar bir arada sunulmuş. Açıkçası gitar kullanımı bu “poliritmik staccato ritim ve üstüne pamuksu melodi” şablonunu devam ettirdiği sürece, BORN OF OSIRIS’in kendini aşması biraz zor görünüyor. Bunun sebebi de grubun ayırıcı özelliği olayı olan klavyelerin bir yerden sonra tekdüzeleşip şarkıları aynılaştırmasının kaçınılmaz olması. Dur kalklı gitar, bu gitarı aynen takip eden davul ve synth/klavye kötü bir formül değil, ancak dediğim gibi, çok uzun ömürlü bir ekmek kapısı olmadığı da açık. Her ne kadar grubun baya sadık bir kitlesi olsa da, müzikal anlamda ben durumu böyle görüyorum.
“Soul Sphere”, bundan daha iyisini yapmışlığı ve yapabilirliği olan BORN OF OSIRIS adına orta karar bir albüm ve grubun diskografisine fazla bir yön verdiği de söylenemez. Umarım bir sonraki albüm daha radikal denemelere sahne olur, çünkü grubun müziği her tür deneyi kaldırabilecek bir altyapıya sahip.
Kadro Ronnie Canizaro: Vokal
Lee Mckinney: Gitar
Joe Buras: Klavye
David DaRocha: Bas
Cameron Losch: Davul
Şarkılar 1. The Other Half of Me
2. Throw Me in the Jungle
3. Free Fall
4. Illuminate
5. The Sleeping and the Dead
6. Tidebinder
7. Resilience
8. Goddess of the Dawn
9. The Louder the Sound, the More We All Believe
10. Warlords
11. River of Time
12. The Composer