Folk metalin dünyadaki en azılı savunucusu olmadığım gerçeği bir yanda dursun, içinde bulundukları türlere bir şeyler katma çabasındaki gruplara olan saygım her zaman baki kalmıştır. Her ne kadar folk metal deyip geçmek ARKONA gibi bir grup için haksızlık olsa da, grubun pagan ve black metal elementleriyle bezeli müziğindeki yerel motifler, onların en geniş çerçevede folk metal kategorisi altına sokulmasına yol açıyor.

Eşim Güzide’nin en sevdiği birkaç gruptan biri olan ARKONA’nın benim için taşıdığı anlam, 2 yıl öncesine kadar “birkaç şarkısını çok sevdiğim bir grup” olmasından ibaretti. Güzide dinlediği sırada kulağıma çalınan şeyler hoşuma gidiyor, gerek müzikal anlamda, gerek de geldikleri yer bakımından isimlerini duyurma konusunda çok da avantajlı olmayan bu grubun “bir şeyler yapmaya” çalışıyor oluşunu takdir ediyordum. Rusya’dan çıkan metal grupları denince akla gelen ilk isim ARIA olsa da, ARKONA da özellikle son 10 yılda yaptıklarıyla günümüzün en parlak kariyerli Rus metal grubu olmayı başardı.

ARKONA’ya dair hislerim, son iki yıldır farklı bir hâl aldı. Son iki yıl içinde hatırı sayılır bir süre Rusya’da yaşamış bir insan olarak, grubun vermek istediği hissi, Rus geçmişine dair yansıtmak istedikleri birtakım unsurları bire bir görme fırsatı buldum. İstanbul’daki evinde oturup ARKONA dinlemek ile, Rus taşrasına gidip köy havasını solumak, eski Rus yaşayışını görmek, olayı bambaşka yerlere getiriyor.

“Yav” ARKONA’nın yıllardır devam eden “vatanımız çok süper, Slavlık aşırı iyi bir şey” duruşunun bir diğer adımı. Grubun alışıldık folk metal kalıplarını çok aşan ve daha ziyade pagan metal sularında yüzen yaklaşımı, “Yav”ın pek çok bölümünde folk metalden ziyade black metale göz kırpıyor. Bu noktada grubu black metal, pagan metal etkilenimleri olan bir folk metal grubundan ziyade, folk metal ve black metal unsurları barındıran bir pagan metal grubu olarak görmeyi yeğliyorum. Bu yönüyle “Goi, Rode, Goi!”a yakın duran “Yav”, çok büyük oranda karanlık ve gizemli bir hava barındırıyor ve çayırlarda hoplamaktan ziyade dalgaların çarptığı Rus kayalıklarını kulaklarımıza sokuyor.

Grubun müzisyenlik namına geliştiğini gözler ve kulaklar önüne seren albümde, Masha’nın tartışmasız bir gövde gösterisi var. Çok farklı türde vokallerle, Rus olmayı gerçekten çok sevdiğini bize şarkı şarkı belletiyor. Grubun geri kalanı da, önceki albümlerden daha güçlü bir prodüksiyon eşliğinde cayır cayır çalıyorlar ve “Yav”ın gerçekten de güçlü bir albüm olmasını sağlıyorlar. Progresiflik namına ARKONA’nın en öne çıkan işi diyebileceğimiz “Yav”, şarkı süreleriyle de bu gövde gösterisini perçinliyor. Albümü açan Зарождение 9, albüme adını veren şarkı ise yaklaşık 12 dakika.

25 Ekim’de garajistanbul’da izleyeceğimiz ARKONA, epik, melodik, hareketli ve bir o kadar da yoğun müziğiyle, şüphesiz ki görülesi bir performansa imza atacak. Hiç durmadan turlayan ve sahne tecrübesi namına da giderek gelişen ARKONA, folk metal ve pagan metal kavramlarına aşina olan herkesin duyması ve izlemesi gereken bir grup. “Yav” da bu konseri daha bir değerli kılacak düzeyde iyi şarkılar barındıran bir albüm.