# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
AFTER THE BURIAL – Wolves Within
| 06.10.2015

Sıkıntıların sona erecek ve talih sana gülümseyecek.

Yaklaşık 10 yıldır metal dünyasını “istila eden” Sumerian Records gruplarının gerçek etkisinin zaman içinde hissedilmiş olması, ya dinlediğimiz şeye karşı peşin hükümlü oluşumuzdan, ya da kaçınılmaz olandan zevk almak zorunda olmamızdan mı bilmiyorum. Ben dâhil sayısız insanın, MESHUGGAH okulundan çıkan ve birbirlerine benzer nitelikleri olan bu bir dolu grubu ilk andan benimsemediğimiz ortada. Alışık olduğumuz pek çok kavramı eğip büken, adeta ezber bozan bu tür gruplara karşı ilk anda bir şaşırma, sonra duruma göre alışma, yahut her anlamda reddetme gibi şeyler sıklıkla yaşandı, yaşanıyor.

Ben de durum çok farklı gelişmedi. THE FACELESS’ı ayrı tutmakla birlikte, Sumerian Records çıkışlı VEIL OF MAYA, BORN OF OSIRIS gibi grupları ilk duyduğumda epey bir meymenetsizleşmiş, burun kıvırmış ve açıkçası bu mutant “şeye” çok da kafa yormamıştım. Karşımda duran şeyin pek bir karakteri yokmuş gibi gözükmesi bir yana, çok benzer bir yaklaşım pek çok grup tarafından benimseniyor, adeta “buından sonra böyle arkadaşım” deniyordu.

Neyse ki böyle durumlarda insanın gözünü açan, “bi dakka lan” dedirten şeyler karşısına çıkabiliyor. Mevzubahis konuda benim gözümü açan şey, AFTER THE BURIAL diye bir grubun “Rareform” adlı albümü olmuştu. Az önce yazdığım kekremsi durum içerisinde, bana “bu adamlar baya ilginç bir şey yapıyorlar yahu” dedirten ve üzerine eğilmekten kaçındığım bu tarz “yeni” müziklerin daha derinine inmemi sağlayan ilk albüm o olmuştu. O albümle birlikte, Sumeriancore muhabbetine dâhil pek çok grubu dinledim, bazısını sevmedim, bazısını çok sevdim, bazısından ilham dahi aldım.

“Rareform”un yaratıcı yaklaşımının ışığında, AFTER THE BURIAL her zaman kendine özel bir yer bulan gruplardan biriydi. Bu tarz müzik içerisinde en tepede gördüğüm albüm her zaman için “[id]” olsa da, şu anda yazmakta olduğum grup da, özgün tarzı ve orijinal fikirleriyle her daim aklımda yer ediyordu.

In Dreams”, her ne kadar çoğu kişi tarafından “Rareform”un gölgesinde kalan bir iş olarak görülse de, ben o albümü çok fazla sevdim ve grubun çok daha olgun, oturaklı ve deneyimli bir kafa yapısına büründüğünü düşündüm. “In Dreams” benim için bu tarz müzik yapan bir grubun yapabileceği en iyi ikinci albümlerden biriydi. Grup yeteneğini sonuna dek göstermesinin yanında, şarkı yazma konusunda ne denli geliştiklerini de ayan beyan gösteriyordu. Bu tarz müziğin, tüm ekstremliğine rağmen kitlelere de ulaşabilir olmasını sağlayan kimi unsurlar, “In Dreams”de cömertçe kullanılıyordu.

Saatli maarif takvimleri namaz vakitlerini, tarihte o gün olan önemli bir olayı, özlü bir sözü ve 2013′ü gösterdiğinde, AFTER THE BURIAL şimdilik son albümü olan “Wolves Within”i piyasaya sürmüştü. Öncelikle söylenmesi gereken, “Wolves Within”in de tartışmasız şekilde bu türü sevenlere yönelik bir albüm oluşu. Üstteki paragraflarda bahsettiğim şeylerden hoşlanmayan dinleyiciler, “Wolves Within”i kendilerini bu tür müziğe alıştıran albüm olarak göremeyecekler; onu baştan söylemek lazım (4 paragraf yazı yazıp “baştan” demek).

Lâkin, bahsettiğimiz müziğe aşina dnleyiciler için “Wolves Within”, pek çok hazineler barındıran, “In Dreams”e göre daha acımasız, daha döner tekmeli bir albüm. Benzer yapıda başka gruplar da olduğundan (hangi türde yok ki), albümü gerçekten içine girmek isteyip dinlemedikçe, karşınızda klasik bir 0-0-0-000-0-00 albümü olduğunu düşünmeniz olası. Gitarlar, bas ve davul, sözünü ettiğimiz türün gerekleri neyse onu yapıyor, “bi dakka lan bu grup ne yapıyor böyle” dedirtecek deneylere girmiyorlar. Vokal de aynı şekilde, Virga’daki Tomas Lindberg taklidi ve yer yer denenen guttural’ler dışında pek bir varyasyon sergilemiyor.“Wolves Within” bu anlamda türü genişletme çabası güden ve güvenli sularda yüzmekten kaçınıp risk alan bir albüm değil. Kelime oyunu gibi kelime oyunu yaptım yeminlen.

“Wolves Within”in içine tam anlamıyla girişim ve yapılan işi takdir edecek raddeye gelişim, albümü 3. dinlemem sırasında oldu. AFTER THE BURIAL, gitar konusundaki yeteneklerini yıllardır geliştirdikleri şarkı yazma becerileriyle birleştirip, iyi kullanılmadıkları takdirde ortaya konan işi sıradan kılacak küçük detaylar ve iyi fikirlerle bezeyerek, gayet sağlam bir albüme imza atmış. 8 telli gitarın tüm büyükbaşlığıyla kullanıldığı albümde, tokat manyağı gaz şarkılar ile, “In Dreams” havası taşıyan daha pamuksu çalışmalar da var. Pennyweight bu şarkıların başında geliyor ve gakgıgıgakgıgı djent rifleriyle dinleyici hop oturup hop kaldımayı, ocaktaki groove’un altını tatlı tatlı açmayı başarıyor. Alışık olduğumuz, benzerlerini on binlerce defa duyduğumuz breakdown’lar, metalcore, deathcore, djent gibi türlerin tillahında duyduğumuz stereotipik ögeler “Wolves Within”de de karşımıza çıkıyor, ancak bir kez daha: hangi türde çıkmıyor ki?

Bu yüzden bu tür müzikleri eleştirme noktasında “hep benzer şeyler” argümanının pek bir anlam ifade etmediğini düşünüyorum. “Hep aynı formüller” metal içinde geçerli bir şikâyet olsaydı, dinlediğimiz grupların %90′ını bu gerekçeyle eleştirmemiz gerekirdi. 35 yıldır aynı şeyi yapan thrash metal gruplarını, hâlâ seksenlerin formüllerini kullanan power metal gruplarını, aman duruşumuza zeval gelmesin diye aynı 5 akorun dışına çıkmaktan korkan black metal gruplarını, gruba klavyeci alınca progresif metal grubuna dönüşen grupları, kısacası metal içerisindeki kalıplaşmışlıkları sürdüren bunca grubu ayıla bayıla dinleyip, MESHUGGAH’ın bensersiz ileri görüşlülüğünü takip ettikleri ve eskiyi yansıtan unsurları kullanmadıkları için bu tür “10 yıllık yeni grupları” hor görmek, bence en hafif ifadeyle abesle iştigaldir.

“Wolves Within”, tutku dolu, içinde bulunduğu türün gereklerini iyi şekilde yapan, prodüksiyon namına eksikleri olduğunu düşünsem de dinlemesi gayet zevkli ve pek çok iyi fikir barındıran, baya iyi, hatta bakıi açısında göre taş gibi bir albüm. AFTER THE BURIAL, gitaristlerinden Justin Lowe’un trajik ölümünün ardından ne zaman ve nasıl bir iş ortaya koyacak bilmiyoruz, ancak kalibresini albümden albüme yükselten bu grubun, Lowe’un ölümünün ardından bugüne kadarki en tutkulu, en yürek parçalayan işini ortaya koyacağından da şüphem yok.

Çok güzel işler yaptın, huzur içinde yat Justin.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.62/10, Toplam oy: 29)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2013
Şirket
Sumerian Records
Kadro
Lee Foral: Bas
Dan Carle: Davul
Trent Hafdahl: Solo gitar
Justin Lowe: Ritim gitar
Anthony Notarmaso: Vokal
Şarkılar
1. Anti-Pattern
2. Of Fearful Men
3. Pennyweight
4. Disconnect
5. Nine Summers
6. Virga
7. Neo Seoul
8. Parise
9. A Wolf Amongst Ravens
  Yorum alanı

“AFTER THE BURIAL – Wolves Within” yazısına 3 yorum var

  1. psylocke says:

    kritik için teşekkürler.
    A Wolf Amongst Ravens epikti. (bu adamların her albumunde en az bir epik sarkı mutlaka oluyor)
    R.I.P Justin.

  2. Oldschoolheaded says:

    Ahmet abi güzel anlatmış.atb nin rareformdan daha iyi bi albümü bence henüz mevcut değil.ama in dreams’de promises kept çok hoşuma gitti.a wolf among ravens da öyle.ama eksik olan şöyle bişey var atb de.clean vocal.en azından nakaratlarda olsa iyi olur.

  3. ismail vilehand says:

    İki gündür son şarkılardan gaza gelerek bu albümü döndürmeye başladım, hakkaten büyük rahatsızlık. Uzak ara bu adamlardan favorim. Rahatsız ibneler sizi. A Wolf Amongst Ravens nedir lan öyle.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.