Yaşadığımız hayatta yalnızca kadına ait olan milyar şey var, gün geçtikçe de artıyor. Erkekler sanki bunca kadına ait olan şeyin arasında bir şeylere ayak uydurmaya çalışan gariban kişi profilinde, kendince ahkâm kesen tipler gibi kalıyor. Yalnızca erkeğe ait olanları da kime sorsak hemen “futbol, siyaset” vs. sıralar. Genel çoğunluğa göre yorum yapacak olursak metal müzik de önceleri yalnızca erkeğe ait olan bir tür gibiydi. Elbette heavy metal için bunu söylemek çok zor, ancak bazı metal türleri hala yalnızca ve yalnızca erkeğe ait olarak anılıyor. Bunlardan biri elbette black metal. Yüzlerini beyaza boyamış, sinirli heriflerin bol çığlıklar atarak yaptığı karanlık müzik olarak halkın gözünde yer eden bir müziğe yakışacak en son şeydi kadınlar. Dediğim gibi kadınların birer çiçek olduğunu öğrenerek büyüdük. Sonra yakın tarihte bir haber çıktı. Tek kişilik kadın black metal projesi diye, üstüne üstlük bu kadının da önceden popüler müzik yaptığını sonradan keskin bir dönüş yaparak black metale döndüğünü duyduk. Çok sert tepkiler geldi, hala da gelmeye devam ediyor. Ancak şunu kabul etmek şart, black metal dahi olsa, hiçbir şey olduğu gibi kalmıyor. Güzelim raw black metale ilk kurşunu kim sıktı tam olarak bilemiyorum ama bugün artık black metal denildiğinde akla gelen ilk görüntü yüzlerini beyaza boyamış adamlardan çok ama çok uzak.
MYRKUR her ne kadar Amalie Bruun’un tek kişilik black metal projesi olarak lanse edilse de, ardında hepimizin tanıdığı ULVER’in beyni, dahi kişilik Kristoffer Rygg var. Elbette bu da her şeyi değiştiriyor. Bir kadının hakkıyla black metal yapamayacağını düşünen bütün herkes “yaeae zaten Garm’a yaptırmış her şeyi, kadını öne koyup reklam yapıyorlar, paranın anasını ağlatacaklar” diye düşünüp, Youtube’da yayınlanan kliplerin altına Amalie Bruun’u kast ederek “sen kocaman bir yalansın, seninle ilgili her şey tamamen kolpa, kocaman bir balonsun” falan yazıyor. Fakat ortada öyle ahım şahım bir albüm yok. Oldukça kişisel ve kendi yağında kavrulan bir yapım var.
MYRKUR’un kendi adında çıkardığı EP’yi şahsen albümden daha çok sevdiğimi söylemem gerek öncelikle. EP’deki bütün vokal, gitar ve basların Bruun tarafından kaydedildiğini, prodüksiyonun yine kendisi tarafından yapıldığını duyduğumda tamam dedim, bu kadın her şeyi yapabilir. Ayrıca çok iyi derecede piyano çaldığını ve birçok hobiye sahip olduğunu gördüğümde, şuan dinlediğim albüme Garm’ın öyle çok da etkisi olmadığını, yalnızca isim olarak ona destek olduğuna inanmaya başladım. “Myrkur” EP’sinin daha soğuk atmosferi olması, gitar rifflerinin daha ağırlıklı kullanılması şahsen benim daha çok ilgimi çekti. “M” ise tam bir albüm olamamış bir iş gibi. Hatta EP için yazılıp, atmosfere uymadığı için atılan, sonra üzerine yeni şarkılar yazmaktansa daha hafif birkaç dakikalık geçiş şarkılarıyla süslenerek albümleşen şarkılardan oluşuyor diyebilirim. Bu bakımdan beklentilerimin bayağı altında kaldı. Yalnız her şey bir yana “Onde Børn”un intro riffi için bile insanın çok sevesi, goygoyunu yapası geliyor yani.
Albümü beğeneceğime çok emindim aslında, ancak “M” sanki EP’ye hazırlık albümü gibi geliyor. Anlayamadığım çok şey var. “Myrkur” EP’si gibi yeterince kararlı, karanlık, sert müzikten sonra neden bunca yumuşak bir çalışma geldi gerçekten anlamak güç. Örneğin “Myrkur”da kullanılan o melek vokaller müziğe süs olmuşken, albümde o kadar fazla ki black metalin kendisi o melek vokallerin yanında süs kalmış diyebilirim. EP’deki güzelim soğuk atmosfer yerini gri tonlardaki kurak doğa manzarasına bırakmış. Ara sıra duyulan çığlıklar ise amacına ulaşamayan vasıfsız haykırışlar olarak kalıyor. Aslında albümün çok iyi olduğunu söyleyeceğim şimdi de. Evet çok iyi, ancak o güzel EP’den sonra çıkmayacaktı ve yanlış lanse edildi. Tek kişilik kadın black metal projesi diye üzerine basa basa reklamı yapılmasaydı, sanırım ben de dâhil olmak üzere herkes tarafından aşırı sevilecek, başımızın tacı bir albüm olacaktı. Şimdi ise yalnızca işin ticari kısmını düşünen harami gibi bakıyorlar güzelim kadına.
Sonuç olarak her şeyi yapın ama black metale kadınsı kırılganlık yüklemeye çalışmayın diyerek hayatımda verdiğim en faydalı öğütle bu kritiğe son noktayı koyuyorum.
Şarkılar 1. Skøgen Skulle dø
2. Hævnen
3. Onde børn
4. Vølvens Spådom
5. Jeg Er Guden, i Er Tjenerne
6. Nordlys
7. Mordet
8. Byssan Lull
9. Dybt i Skoven
10. Skaði
11. Norn
Yoruma kesinlikle katiliyorum. Ep deki myrkur daha sertti. Album yumusatilmis. Pek de lanse edildigi gibi black metal olayi yok. Ve evet abartili reklam kokan bir yani da yok degil. Ancak buna ragmen albumu cok begendim ben :)
baya güzel bir kritik olmuş eline sağlık, özellikle giriş kısmı
ben albümü baya beğendim, özellikle vokaller çok iyi,önyargılı yaklaşan herkese de bir şans vermelerini tavsiye ediyorum,bence gayet özgün ve his dolu bir albüm,(bi de tam sonbahar albümü gibi sanki)black metalci kadın diyince blast davul üzerine kadın screami bekliyordum ve hemen bok atmaya hazırlanmıştım ama karşıma çıkan şey hem şaşırttı hem de mutlu etti
herhalde bir yıl kadar önce natten barns ı dinlemiştim myrkur epsinden. melodiler çok iyi hatunun ses süper ama o lanse edilen adamların bir araya gelip bir davul atağı yazamamalarının nasıl bir açıklaması var çok merak ediyorum. ha adam istediği atağı yazamaz mı, yazar ama benena .
Amalie Bruun ismine ve kritikte bahsedilen türlü hadiseye epey uzak biri olarak dinlediğim şeyden memnun kaldığımı söyleyebilirim. Belli ki bu tam manasıyla bir “proje” ve bana fena gelmedi.
Tabii eğer “bu çok müthiş, acayip bir black metal albümü” diye lanse ediliyorsa o işi geçeceksin.
Black Metal’in bunca zamandır kanatlarını yolduğu, gözlerinin akını siyaha boyadığı, gökyüzünde yakalayıp yeryüzüne indirdiği meleklerin de en sonunda konuşmaya başladığını, içlerine doldurulan karanlık ile şarkı söylemeye başladığını düşünebiliriz.
Şaka yapıyorum :)
Buradaki herkes gibi yorumlara ben de katılıyorum. Projeyi çok orjinal ve güzel buldum. Ama beni rahatsız eden bir şey var. O da şu “kadınsı kırılganlık değil.”
Çok klişe ve boğucu konuşmak istemiyorum ama “Black Metal Ruhu” göremedim ben burada. -ve konuştum- Ama benim bu ruhu, bir Black Metal grubu olmak için gerekli bütün kriterlere uyan gruplarda da gördüğüm oluyor. Yazar burada bunu soğukluk ve karanlık olarak adlandırmış. Sanırım aynı şeyden bahsediyoruz. “Kadınsı kırılganlığın” , Black Metal ruhu ile iç içe olduğu bir karışımı ben kafamda, Gorgoroth’un Funeral Procession’unun 0:43′üncü saniyesini uzatıp bütün bir şarkıya dönüştürerek hayal ediyorum.
Bir de yalnızca erkeğe ait olan şeylerin arasında siyasetin sayılması ne üzücü değil mi? Bu iki tarafın da çabasıyla değişebilir ve sanırım ilk adım bunu öyle görmeyi kesmek. Durduk yere Feminazi’ye dönüşmeden yorumu bitiriyorum.
Kendisi özellikle yaptığı müziği bir kategoriye koymak istemediğini her seferinde dile getiriyor Amalie. Katı bir black metal fanıysanız hayal kırıklığı yaşamanız anormal değil ama benim gibi folk, black, pagan metal sentezlerini de seven biriyseniz bu albümde hoş gelebilir. Ben dediğim gibi bir black metal beklentisi olmadan dinledim ve albümü güzel buldum. Amalie hala koyduğu Myrkur çizgisinde ilerliyor. 8/10
Yoruma kesinlikle katiliyorum. Ep deki myrkur daha sertti. Album yumusatilmis. Pek de lanse edildigi gibi black metal olayi yok. Ve evet abartili reklam kokan bir yani da yok degil. Ancak buna ragmen albumu cok begendim ben :)
baya güzel bir kritik olmuş eline sağlık, özellikle giriş kısmı
ben albümü baya beğendim, özellikle vokaller çok iyi,önyargılı yaklaşan herkese de bir şans vermelerini tavsiye ediyorum,bence gayet özgün ve his dolu bir albüm,(bi de tam sonbahar albümü gibi sanki)black metalci kadın diyince blast davul üzerine kadın screami bekliyordum ve hemen bok atmaya hazırlanmıştım ama karşıma çıkan şey hem şaşırttı hem de mutlu etti
özellikle de şu parçayı dinledikten sonra
https://www.youtube.com/watch?v=SjdkEj_DD6g
Sırf kültür olsun die dinledim bu albümü. Sonuç? Siktirsin gitsin…
black metalin saf halinden çok bu tarz clean vokallerin kullanıldığı, atmosferik hallerini sevdiğimden parçalara direkt like’ı bastım.
Kadın vokalin ilk örneğini wolves in the throne room’da görmüştüm: https://www.youtube.com/watch?v=tLOwALyzKg4 . bu tarz grupların sayılarının artması dileğiyle.
https://www.youtube.com/watch?v=U6y5iNJ2s_A
herhalde bir yıl kadar önce natten barns ı dinlemiştim myrkur epsinden. melodiler çok iyi hatunun ses süper ama o lanse edilen adamların bir araya gelip bir davul atağı yazamamalarının nasıl bir açıklaması var çok merak ediyorum. ha adam istediği atağı yazamaz mı, yazar ama benena .
Amalie Bruun ismine ve kritikte bahsedilen türlü hadiseye epey uzak biri olarak dinlediğim şeyden memnun kaldığımı söyleyebilirim. Belli ki bu tam manasıyla bir “proje” ve bana fena gelmedi.
Tabii eğer “bu çok müthiş, acayip bir black metal albümü” diye lanse ediliyorsa o işi geçeceksin.
Black Metal’in bunca zamandır kanatlarını yolduğu, gözlerinin akını siyaha boyadığı, gökyüzünde yakalayıp yeryüzüne indirdiği meleklerin de en sonunda konuşmaya başladığını, içlerine doldurulan karanlık ile şarkı söylemeye başladığını düşünebiliriz.
Şaka yapıyorum :)
Buradaki herkes gibi yorumlara ben de katılıyorum. Projeyi çok orjinal ve güzel buldum. Ama beni rahatsız eden bir şey var. O da şu “kadınsı kırılganlık değil.”
Çok klişe ve boğucu konuşmak istemiyorum ama “Black Metal Ruhu” göremedim ben burada. -ve konuştum- Ama benim bu ruhu, bir Black Metal grubu olmak için gerekli bütün kriterlere uyan gruplarda da gördüğüm oluyor. Yazar burada bunu soğukluk ve karanlık olarak adlandırmış. Sanırım aynı şeyden bahsediyoruz. “Kadınsı kırılganlığın” , Black Metal ruhu ile iç içe olduğu bir karışımı ben kafamda, Gorgoroth’un Funeral Procession’unun 0:43′üncü saniyesini uzatıp bütün bir şarkıya dönüştürerek hayal ediyorum.
Bir de yalnızca erkeğe ait olan şeylerin arasında siyasetin sayılması ne üzücü değil mi? Bu iki tarafın da çabasıyla değişebilir ve sanırım ilk adım bunu öyle görmeyi kesmek. Durduk yere Feminazi’ye dönüşmeden yorumu bitiriyorum.
Açıkçası EP ayarında olmasını, üstüne koyulmasını bekliyordum fakat yine de dinlediğimden memnun kaldım diyebilirim.
Kendisi özellikle yaptığı müziği bir kategoriye koymak istemediğini her seferinde dile getiriyor Amalie. Katı bir black metal fanıysanız hayal kırıklığı yaşamanız anormal değil ama benim gibi folk, black, pagan metal sentezlerini de seven biriyseniz bu albümde hoş gelebilir. Ben dediğim gibi bir black metal beklentisi olmadan dinledim ve albümü güzel buldum. Amalie hala koyduğu Myrkur çizgisinde ilerliyor. 8/10
Pasifagresif’teki efsanevi röportajıyla hatırladığımız Mykur’un yeni albümü ortamlarda. İlgilisine duyurulur.