# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
HELLOWEEN
21.08.2015

“Pantolonun neden yeterince siyah değil?”

Bugünkü röportaj konuğumuz, power/speed metalin mucitlerinden biri olan efsane Alman grup HELLOWEEN.

Son albümü “My God-Given Right”ı Mayıs sonunda çıkaran ve %100 Metal Fest Headbangers’ Weekend’in 3. gün headliner’ı olan grubun kurucularından gitarist Michael Weikath ile yaptığımız röportajda, usta gitarist bize İspanya’nın en kalabalık adası olan Tenerife’den seslendi.

Michael’la HELLOWEEN’i, yeni albümü, power metali ve yaklaşan İstanbul konserini konuştuk.

Röportaj: Ahmet Saraçoğlu

Selam Michael nasılsın?

İyiyim teşekkürler, umarım sen de iyisindir.

Ben de iyiyim sağ ol. Yeni albümünüz “My God-Given Right” kısa bir süre önce çıktı, albüme gelen tepkiler nasıl?

Tepkiler çok çok iyi. Açıkçası buna biraz şaşırdım, çünkü albümün tam olarak nerede durduğu konusunda şüphelerim vardı. Kesin olan bir şey var, o da albüm kendine özgü bir sıcaklığa sahip. Bu yüzden albümü “Keeper of the Seven Keys” albümlerine benzetiyorum, çünkü diğerleriyle kıyaslayamıyorum. Bu albümde de “Keeper…”lardaki sihir, sıcaklık, ya da netlik var diye düşünüyorum. Bu bence çok önemli, çünkü grup 30 senedir var ve şimdi bir şey çıkıyor ve şaşılacak şekilde kendine özgü bir havaya kavuşuyor. Elbette albümün tipik HELLOWEEN olduğunu, kendimizi tekrar ettiğimizi, melodilerin benzer olduğunu söyleyen birkaç kişi de yok değil. Onları anlıyorum, neden bahsettiklerini biliyorum, ancak bana kalırsa ortada harika bir albüm var. 10 yıldan uzun süredir birlikte olan kadromuz sayesinde bunu başarıyoruz ve bu insanlar bunca zaman bir arada aynı kafa yapısında hareket edince, ortaya böyle bir şey çıkıyor. Yolculuklar, turlar, birkaç saat uyuyup tekrar yola çıkmak, uçakta uyumak, konser mekânına giderken yolda uyumak, şanslıysanız bir gecede 6-7 saat uyuyabilmek; bunlar kolay şeyler değil. Bunu başaramayan çok fazla grup var. Bunu başarabilmiş olmamız çok iyi bir şey.

Elbette.

Ayrıca tüm bunun gerçekleşmesini sağlayan güçlü bir bağlılığımız var, bu müziği çok seviyoruz. Dahası, bizi bekleyen hayranlar olması da bizi motive eden büyük bir faktör. Yağmurda, kötü havada bile sizi bekliyorlar ve oraya çıkıp onlara parasını ödedikleri biletin karşılığını vermeniz gerekiyor. Bu yüzden bu iki yönlü bir konu. Böyle bir albüm çıkarınca çıkıp gururla bunu insanlarla paylaşmak istiyorsunuz. Albüme dair çoğu yorum harika. Bence iyi bir iş çıkardık ve eleştirilere de çok kafa takmamaya çalışıyorum. Bazı insanlar bir şeyi zaten en baştan sevmezler ve ortaya ne koyarsanız koyun beğenmezler; ancak biz insanlarla birlikte eğlenmek istiyoruz ve bu eğlenceyi yaymak istiyoruz. Siz eğlenirseniz karşınızdakiler de eğlenir. Bence bu albüm bugüne dek yazdığımız en iyi albümlerden biri.

Albümü “Keeper…”lara benzettiğini söyledin, peki bir önceki “Straight Out of Hell” ve “7 Sinners”dan farklarını nasıl yorumlarsın?

O ikisi de çok güzel albümler, ancak farklı bir şekilde sunuldular. Onlar dijital imkânların sonuna dek kullanıldığı albümlerdi. Bu albüm ise çok miktarda analog aletle kaydedildi ve bu da bir hayli masraflı oldu. Ama sonuçta bu albümde her şey çok net ve sıcak şekilde duyulabiliyor. Albümü kaydederken, gitar sound’unun resmen havada asılı kaldığını hissettim; her şey aşırı derecede canlıydı. Bu durum yalnızca eski kayıtlarda tecrübe edebildiğimiz bir şey aslında.

Neden bahsettiğini anlıyorum. HELLOWEEN power/speed metalin mucitlerinden biri. Peki sen bugün bu türlere bakınca genel durumu nasıl görüyorsun? Sence power metal zaman içerisinde nasıl evrildi?

Zaman içerisinde farklı şekillerde evrildi. Farklı zevkelere hitap edebilecek şekilde pek çok şekilde icra ediliyoruz. Çok bilindik türde power metal yapanlar var, kötü power metal yapanlar var, çok iyi olanlar var, çok ekstrem power metal grupları var. Bence burada soru şu: Ben bu tür müziği her gün çalmak istiyor muyum, her gün böylesi bir enerji harcamak istiyor muyum? Ama belki de power metalin anlamı bu; belli bir enerjiyi dışa vurmak ve buna hep devam etmek haha.

Haha, evet.

Yapmaya karar verdiğini şeye sadık kalıp ona devam etmelisin. “Tamam, biz bunu yapıyoruz” diyebilmelisin. “Biraz abarttık galiba, bundan sonra biraz geri adım atıp sakinleşelim” demek garip olur değil mi, haha.

Zaten insanların bu kadar fazla miktarda müziğe maruz kaldığı günümüzde müzik yazan birinin dinleyicileri düşünerek bir şeyler ortaya koyması kolay değil, çünkü ne yaparsan yap eleştirilecek bir tarafın oluyor. Siz de hem karakteristik bir tınısı olan, hem de gelişmeyi sürdürmeye çalışan bir grupsunuz.

Evet, gelişmek istiyorsan her zaman için eleştirilirsin. Bence biz son 10 yılda iyi bir denge yakaladık; hatta daha öncesinde de öyleydik. Bir denge tutturup onu korumak önemli, yaptıklarını beğenmeyen birileri mutlaka olacaktır. Ama insanın kendini bilip ne yapmak istediğine karar vermiş olması önemli bir şey. Tabii ki de bir şeyler yaratıp insanlara sunduktan sonra “Of bu çok sıkıcı” yorumunu duymak hoş değil, ancak bu şımarık çocuk karakteri hepimizde var.

Mutlaka.

Televizyonu açıyoruz ve “Bu neden 4K değil?”, “Bu alet neden daha iyi çalışmıyor” gibi şeyler söylüyoruz.

İnsanlar zamanla her şeyi kanıksıyorlar, bu nedenle de bir yerden sonra şikayet etmek kaçınılmaz oluyor.

Kesinlikle. Bu işteysen tüm hayatın bununla geçiyor aslında. Mesela yeni bir takım elbise alıp bir kutlamaya gittiğini ve oradaki herkesten devamlı şöyle şeyler duyduğunu düşün: “Hmm… Ceketin çok kısaymış”, “Ayakkabıların garip”, “Kravatın çok sıkıcı”, “Kulakların neden böyle”…

Ahaha.

“Gözlerinden biri daha mı büyük?”, “Pantolonun neden siyah?”

“Pantolonun neden yeterince siyah değil?”

Hahaha… Evet… Bunca zamandır müzik yapıyorsan, insanların olumsuz eleştirilerine kulak asmak işte buna benziyor.

Anladım. Peki yeni albümden hangi şarkılar konserlerde en iyi reaksiyonu alıyor?

Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. İlginç şekilde “Lost in America” anında sevildi; ne ilginçtir ki önceden yaptığımız ve ona çok benzer yapısı olan bazı şarkıları sevmeyenler olmuştu, şimdi aynı kişilerden “Oh, Lost in America harika bir şarkı” yorumlarını duyuyorum. Bu bana şaşırtıcı geliyor, insanların kafası bazen garip çalışıyor haha. Yine de insanlar gelip albümün ne kadar iyi olduğunu söyleyip duruyorlar. Şarkıların çok sıradan, direkt, eğlenceli olması gibi şeyler söylemiyorlar, genel olarak albümü övüyorlar.

Umarım “The Dark Ride”dan “Immortal”ı çalarsınız, en sevdiğim HELLOWEEN şarkısı o.

O şarkı baya güzeldir evet. O şarkıyı sevdiysen, yeni albümden “The Swing of a Fallen World”ü de sevmiş olabilirsin.

Evet sevdim. Zaten albümün genelinde samimi bir his var ve bence bir albüm dinleyicisine bu hissi veriyorsa, o albüm yeterince iyidir demektir.

Katılıyorum, bu albüm benim için de bir fotoğraf albümü gibi; gerçekten samimi hisler veriyor bana.

Peki Michael, son olarak da 31 Ağustos gecesi kapanışını yapacağınız %100 Metal Fest Headbangers’ Weekend’e gelecek hayranlarınıza mesajını alayım ve röportajı sonlandıralım.

Umarım hava güzel olur, her şey iyi gider ve İstanbullu sevenlerimizle birlikte harika vakit geçiririz. Bunu gerçekten çok istiyorum.

Harika, eminim çok iyi bir konser olacaktır. Zaman ayırdığın için teşekkürler, ay sonunda görüşmek üzere.

İlgin için ben teşekkür ederim, oradaki herkese selamlar, görüşmek üzere.

etiketler:
  Yorum alanı

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.