“Erin’in açıklaması tipik bir pasif agresiflik örneği. “Guðmundur kalan diğer üç üyeyi içeren ve çözülemeyecek derin boyutta bir kişisel sıkıntı nedeniyle artık grupta değil. Kendisi bunun gayet farkında” demişti. Benim bir şeyin farkında olup olmamamın bu durumla alakası yok. Kendisi burada gözlerinize kum üflemeye ve aramızdaki bu uçuruma sebep olan hareketlerin bilincinde olduğumu ve bunun benim suçum olduğunu söylemeye çalışıyor. Bu kesinlikle doğru değil. Ben 19 Ocak’ta e-postayı alana dek bilincinde olduğum derin boyutta bir kişisel sıkıntı yoktu. Kendisi grubun bir üyesiymiş gibi sonradan da şöyle devam ediyor: “Üçümüzden biri Guðmundur ile işleri yoluna koymanın bir yolu olduğunu düşünseydi bunu tabii ki yapardık; bunu yapmak adına gerçekten çabaladık da.” Bu da doğru değil. Grup işleri yoluna koymak adına HİÇBİR çaba sarfetmedi. Hatta işleri oluna koyma yönündeki tekliflerime Aðalbjörn’ın cevabı hepimizin alana, mesafeye ve sessizliğe ihtiyacı olduğu ve tüm iletişimi bitirmemiz gerektiğiydi. Başka bir deyişle, her şeyi halının altında sürükleyip hiçbir şekilde bu mevzular hakkında konuşmak istemedi.

13 Mayıs 2015 tarihinde bu mevzuları mahkeme dışında halletme yönündeki teklifim hala cevapsız. Grubun benimle veya benimle ilgili kişilerle geçtiği tek iletişim avukatlarının 16 Haziran’da ve ardından da 25 Haziran’da yolladıkları ve de “teklifime o hafta içinde cevap vereceklerini söyledikleri” iki e-posta şeklinde oldu Hala da cevap vermediler. Diğer iletişim şekli ise Svavar Austmann Trasusason’un Facebook üzerinden anneme uygunsuz mesajlar yollamasıydı. Annem ve babam emekli ve kendileri çok iyi insanlar. Hatta gruptan zorla çıkartıldığımdan beri gelirim olmadığından yasal ücretler için bana büyük miktarda para verdiler. Grubun bu kadar kişisel bir seviyede onları bu çirkin işin içine çekmesine hiç gerek yok.

Svavar’ın mesajı tamamen yalanlarla ve kendi lehine çevrilmiş doğrularla doluydu; bu yalanlar grubun benim hakkımda yaydığı tek yalanlar değil. Özellikle Svavar’ın bana destek veren insanlara yolladığı diğer mesajları gördüm. Yunan bir hayran grubun Şubat’taki Yunanistan konserinde onlara benim hakkımda bir şeyler sorduğunda zihinsel olarak hasta olduğum için onlarla turlamadığım cevabını almış. Aralarındaki kimsede ilkokul ötesinde eğitim olmayan bir grubun beni “zihinsel hasta” olarak tanımlayabilmesi biraz garip. Bunun yanında gruptan zorla çıkartıldıktan sonra birkaç psikiyatriste gittim ve hepsi de sadece depresyonda olduğumu, ama koşullara rağmen bu durumların altından iyi kalktığımı söyledi. Söylemişken belirteyim: Son yarım yıl benim ve bana yakın olanlar için dev bir yük oldu. İşin en kötü tarafıysa bütün hikayeyi bilmelerine ve benim bana ait olanı almadığımın farkında olmalarına rağmen grubun kalanı ile olan iş ilişkilerini arkadaşlığımızın üzerine koyan bazı arkadaşlarımı kaybetmek. On yıldır mümkün olduğunca tanınmasına katkıda bulunduğum ve duruşu “birbirinize doğru davranın” olarak tanımlanabilecek bir kuruluş için oldukça iki yüzlü bir hareket.

Fakat şunu önemle belirtmek isterim ki, bütün hikayeyi bilen arkadaşlarımdan hiçbiri kendi iş ilişkileri dışında bu durumda grubun tarafını almadı (onlardan birinin dediği gibi “sadece kendimi düşünmeliyim.”). Dolayısıyla sakın grubun sessizliğinin beni korumak için olduğunu düşünmeyin, aslında tam tersi. Bir aziz değilim ve benim de yanlışlarım oldu, ama her hareketimi açıklayabilirim ve yanlış bir şey yaptığımda özür dilemesini bilirim.

Bu durumu kendim ve eski grup arkadaşlarım arasında bitirmek için yapabileceğim her şeyi yaptım, ama sabrım tükendi. Yarım yıldan fazla süren uğraşım gruptan saygısız bir sessizlik ve önceden bahsettiklerim dışında hiçbir şey getirmedi. Dolayısıyla istemeyerek de olsa sizlere bu mevzuları mahkemeye taşımaktan başka çarem kalmadığını bildirmek durumundayım. SÓLSTAFIR isminin ve markasının benim katılımım olmadan kullanımı, satılan ürünlerden gelmesi gereken pay, hakaret ve ekipman hırsızlığı ihtimali (Ocak’ta Almanya’da verdiğimiz son konserde birkaç gün sonraki Avrupa turnemizde aynı sürücüyü kullanacağımız için tur ekipmanımızı orada bıraktık. Bildiğiniz gibi turneye katılmamaya zorlanmıştım ve uçak biletim benim bilgim olmadan iptal edilmişti. O zamandan beri ekipmanımı görmedim ve nerede olabileceğine dair sorularım grup tarafından cevaplanmadı. Fakat fotoğraflarında yerime aldıkları davulcunun benim ekipmanımı kullandığını gördüm). Aynı zamanda bütün bunlar başladıktan sonra bütün şarkıları birlikte yazmamıza rağmen Aðalbjörn’ün benim haberim olmadan bütün eski şarkılarımızı sadece kendi kompozisyonları olarak etiketlediğini gördüm. Bunu da mahkemede halledilecek şeyler listesine ekleyebiliriz.