SHINING’in iki albüm önce biraz daha “sofistike” işlere giriştiği pek de sır değil. Her ne kadar eskiden barındırdıkları her elementi koysalar da farklı enstrümanlar katma olsun, daha da melodikleşme olsun önceki saf nefret müziklerini bırakarak biraz daha sanatsal taraflarını ortaya çıkarmaya başladılar. Bundan kastım grubun esas adamı Niklas Kvarforth’un plastik bayan kısımlarını bırakıp midillilerle oynamaya başlaması değil tabii ki, fakat son zamanlarda grubun müziğinin daha progresif bir yöne gittiği açıkça belli oluyor. Bunu beğenmeyen ve “Halmstad”daki biraz daha “leş” SHINING’i arayan çok oldu tabii ki, ama bir taraftan da en sevdiği SHINING şarkılarından bazılarını bu albümlerde keşfedenler de oldu. Yine de grubun girdiği bu ilerlemeli yol bu sefer birtakım engellerle karşılaşmış gibi görünüyor.
SHINING doğal olarak metal müziğin gördüğü en tartışmalı ve kutuplaştırıcı gruplardan biri. Bu etkilerin ana elementi olan Niklas Kvarforth, hâlâ tavrını hep net bir şekilde ortaya koymaktan ve düşündüklerini dürüstçe belirtmekten çekinmiyor. Bunun birçok örneği olduğundan Niklas’ın genel duruşunu bilmeyen varsa sizi en son verdiği şu röportaja yönlendireyim. “Ergenlik” olarak adlandırılabilecek bolca şey yapmış olsa da yaptığı her şeyi gerçekten yapmak istediğinden ve hiçbirinden utanmadığından gram şüphem yok. Öteki taraftan da kedi sever ve AEROSMITH hayranı bir birey olduğunu söyleyip işin Niklas tarafının bahsini kapatayım.
Dokuzuncu albümleriyle karşımızda olan SHINING, daha albümün ilk şarkısından ortada garip bir şeyler olduğunu belli ediyor. Şarkı güzel bir intro olarak başlasa da dört dakikalık süresi içinde gereksiz yerlere gidiyor, parlayıp sönüyor, melodikleştiğinde tırmanması gerekirken yine sadeliğe bürünüyor. Ve bu etkinin albümün genelinde de görüldüğünü söylemek mümkün. Albümün en kısa şarkısını bile dengeleyemeyen SHINING, ardından gelen şarkılarda işi çorba boyutuna götürmeye doğru ilerliyor. İkinci şarkıyla normal bir gidişata koyulsa da ortadaki aşırı katmanlaşma çabası tüm şarkılardan oldukça fazla şeyi götürüyor. Bolca güzel an içerse de maalesef bu anlar çok fazla sürmüyor ve yerini birdenbire sıradan bir rife bırakıyor. Bir akustik pasaj ya da melodinin devam etmesini istiyorsunuz, ama şarkı bambaşka yerlere gidiyor. Ve bunun genelde iyi bir şey olması gerekirken, bu albümde pek de öyle olmuyor.
Albümde kendini biraz da olsa belli eden başka bir eksiklik de hissiyat. Şu ana kadar hiçbir albümlerinde bu hissiyatın eksikliğini hissetmediğim SHINING, sanki bu albüme o kadar da önem vermemiş gibime geliyor. Bir önceki albüm “Redefining Darkness”ta da böyle hissettiğim anlar oluyordu, fakat “For The God Below” geldiğinde ve hayatımda duyduğum en iyi sololardan birini duyduğumda “Yok lan olur mu öyle şey” diyip albümü tekrar tekrar döndürüyordum. Bu albümde böyle telafi edici nitelikte bir şarkı da yok, cidden güzel olan birkaç an da şarkılara rastgele dağıtılmış gibi duruyor. Böyle olunca da kendinden bayağı soğutuyor, hatta daha ilk dinleyişte “bitsin artık” diye diye dinledim ve bir SHINING albümünü bu şekilde dinlemiş olmak hiç hoşuma gitmiyor, zira önceki albümlerini çoğunlukla aklım gide gide dinlemiştim. Şimdi ise “eh, güzel” ve “hmm, şurası da güzel” diye diye ve bunları da çok fazla demeyerek dinliyorum. Mutlaka en iyi şarkıyı seçmem gerekirse diğerlerine göre daha yapılı ve bilinçli bir kompozisyon olan “Framtidsutsikter”ı seçerdim, albümdeki çoğu sevdiğim anı da bu şarkı içeriyor. Diğer şarkılar da yapı ve hissiyat olarak biraz daha bu şarkı gibi olsa çok daha güzel bir albüm olabilirdi, ama “Everyone, Everything, Everywhere, Ends”de bir şeyler, bir şekilde, bir yerde, bozuluyor. “Människotankens Vägglösa Rum” da genel olarak hiç fena bir şarkı değil örneğin, gayet yerinde bir blast beat kısmı, hoş bir akustik pasaj ve de çok güzel bir solo içeriyor; fakat tıpkı “Framtidsutsikter” gibi o da tek başına albümü kurtaramıyor.
Belirttiğim gibi, albümde çok sevdiğim anlar oldu. Fakat SHINING dinlediğimde bu anların tek bir şarkıda olup patlamasını ya da her şarkıya yayılmasını isterim. Albüm genelinde aldığım izlenim dolu kompozisyonlar yaratılmak için çoğu şeyin feda edildiği oldu, ki bu uzun şarkı alanında oldukça uzman olan SHINING’den pek de beklemediğim bir hareket. Bir yerdeki melodi belki doğru devam etse yürüyecek, alıp gidecek, hatta akıl alacak. Klasik olacak ama kötü bir albüm olduğundan değil, SHINING için yeterli bir albüm olmadığından “Everyone, Everything, Everywhere, Ends”den beklediğim kadar memnun kalamıyorum.
Kadro Niklas Kvarforth: Vokal, gitar, klavye
Peter Huss: Gitar
Christian Larsson: Bas
Rainer Tuomikanto: Davul
Euge Valovirta: Gitar
Şarkılar 1. Den Påtvingade Tvåsamheten
2. Vilja & Dröm
3. Framtidsutsikter
4. Människotankens Vägglösa Rum
5. Inga Broar Kvar Att Bränna
6. Besök Från I(ho)nom
7. Ohne Dich (RAMMSTEIN cover’ı)
8. Black Industrial Eleven (Bonus)
Ben baya sevdim albümü. Hâlâ daha 6. albüm ile arasında seçim yapamadım. Bu arada 7. ve 8. albümden çok daha iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum. Son parça favorim.
bir vilja & dröm kolay yetişmiyor… shining’i shining yapan şeylerin bir arada kullanıldığı ve hiçbir fazlalığa girişmediği bir albüm. kesinlikle hiçbir yerinden katılamadığım bir kritik yazılmış yine de saygılar.
izlediğim en iyi tv eseridir;
http://i.imgur.com/PtOgVFP.jpg?1
13.05.2015
@northern, michael c hall en sevdigim oyunculardan biri oldugu icin diziyi baya merak etsem de bir türlü izleyemedim, hatırlattıgın iyi oldu
Bu arada bu yorumu six feet under kritigine yazmak isterken buraya yazmis olmayasin ahah
13.05.2015
@crowkiller, dostoyevski külliyatı gibi dizidir. depresif ama psikolojiyi yemiş bitirmiş.
bu arada buraya yazmamın sebebi de albümün başlığıydı. bence doğrudan bu diziden alınma.
Krititik çok iyi olmus ellerine saglik,album hakkındaki düşüncelerime tercüman olmussun
Albumdeki sarkilar cidden tam doruk noktasına ulaşırken sönüyor ya da tam güzel bir riff girmisken birden kesiliyor ve bir daha duymuyoruz o riffi
Drudkh un yeni albumunden sonra 2.hayal kırıklıgı oldu benim için
Ben baya sevdim albümü. Hâlâ daha 6. albüm ile arasında seçim yapamadım. Bu arada 7. ve 8. albümden çok daha iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum. Son parça favorim.
bir vilja & dröm kolay yetişmiyor… shining’i shining yapan şeylerin bir arada kullanıldığı ve hiçbir fazlalığa girişmediği bir albüm. kesinlikle hiçbir yerinden katılamadığım bir kritik yazılmış yine de saygılar.
Albüm gayet güzel kritiğe ben de %100 katılmıyorum.
Albümü daha dinlemek nasip olmadı ama beklentim çok büyük. Bir iki haftaya döneceğim buraya.
Ellerine sağlık Mbaybora.
Bugün kesin kararımı verdim. Bu albüm halmstad denen şaheserden sonra çıkan en iyi shining albümü.
Albüm müthiş çok beğendim. Shining’in en iyi işlerinden biri. Kritiğe hiçbir şekilde katılmıyorum, genede yazanın eline sağlık.