# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Serbest kürsü
| 04.05.2015

Yeter! Söz milletin.

Herkese merhaba. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bu başlıkta gönlünüzden geçen herhangi bir konuda dile getirmek istediklerinizi paylaşabilirsiniz. Ülke gündeminden müzik dünyasına, son komik videolardan ligdeki son gelişmelere kadar ister suya sabuna dokunan, ister havadan sudan konularla köşemizi renklendirmenizi arzu ediyoruz. Tek ricamız, yorumlarınızı kimseyi kırmayacak, kendinizi hapse attırmayacak ve sitemizi kapattırmayacak içerikle şekillendirmeniz.

Hepimize mutlu ve özgür günler dilerim.

  Yorum alanı

“Serbest kürsü” yazısına 17,134 yorum var

  1. Arkadaşlar önümüzdeki 3-4 günde geçtiğimiz hafta sitedeki sorundan dolayı girilememiş haberler çıkacak. Bazıları 10 günlük haber, ama sitede olması gerektiği için gecikmeli de olsa yayınlayacağız. Altına günaydın, biraz daha bekleseydiniz, uyan da balığa çıkalım gibi şeyler yazmayın bu site hepimizin ahah.

    ismail vilehand

    @Ahmet Saraçoğlu, “hayırlı olsun internet bağlatmışsın.”

  2. Frostauðn says:

    @deadhouse, Evet ben de okuduğum güzel bir yazıyı link atacaktım da bulamadım daha sonra haber aradım ve 2-3 haber ya çıktı ya çıkmadı (Türkçe) bir NATO ülkesi bir başka NATO ülkesinin enerji tedarik hattını havaya uçuruyor ve haber değeri taşımıyor gündem bile olmuyor. Bir kez daha görmüş olduk ki Nato Amerika için kendi dış siyasitini uygulamak için kullandığı çatı bir örgüt üye devletlerin hiçbir değeri yok her an Amerika çıkarları için harcanabilirler. Son Almanya seçiminde SPD’nin kazanmasını istemiştim en azından diğer adaylara nazaran ancak bu kadar etkisiz bu kadar kötü yönetilemezdi sanırım Almanya’da bile gündem olmamış konuşulmamış hatta inanılır gibi değil. Türkiye’ye sıra gelmesine gerek yok bence çünkü 1950′lerden beri yarı sömürgesiyiz zaten. Ama evet Rusya ve Çin ikisinden de haz etmem ancak Amerika için bir engel olmaları en azından uluslararası dengeye faydası var Amerikanın tek süper güç olmasından daha iyi kesinlikle.

  3. deadhouse says:

    @Frostauðn, Taşradaki günlük tirajı 100 olan gazete ile New York Times arasında hiçbir fark olmadığını anladığım an benim için dönüm noktasıydı.

  4. Enteresan bir biçimde “Cevab ver” çalışmıyor. Kimseye CEVAB VEREMİYORUM.

  5. deadhouse says:

    Hollanda ve Kanada’da psikolojik rahatsızlığınız varsa bile ötenazi yapabiliyormuşsunuz. Veya hayattan mı bıktınız yaşamak istemiyor musunuz devlet ötenazi yapmanıza izin veriyor.

    Ya da iflas mı ettiniz devlete başvuruyorsunuz sokakta kaldım açım maalesef çalışamıyorum da bana yardım edin diyorsunuz. Yetkili size diyor ki bu kadar yoksulsanız ötenazi yapın.

    İlk paragraf tartışılabilir. Ancak ikinci paragrafta bahsettiğim olay kahpelikten başka bir şey değil.

    Yaşamak, barınmak insan hakkıdır. Onurlu bir şekilde yaşamak her insanın hakkıdır.

    Dünyadaki hakim ideoloji sadece para ve güç. İnsan artık sadece “değersiz” bir varlık olarak propagandası yapılan zavallı bir mahluk.

    Yiğit

    @deadhouse, ben gayet mantıklı buldum. Türkiyede olsa uygulardım çoktan.

    Joseph

    @deadhouse, kanada sözde güya insan hakları ülkesi tam bi o.ç devleti
    Afrika’dan sonraki en fakir ülke bide

  6. şeyh hulud says:

    Disco Elysium’u bitirdim, valla ben sonunu da sevdim. Yan görevleri veya yan karakterleri bile ana hikayeye diyaloglar içinde bir şekilde bağlıyorlar. Karakterleri, hikayeyi her şeyi çok iyi planlamışlar, büyük emek var ama zaten olması da lazım çünkü oyunun hikaye anlatımı dışında başka bir esprisi yok, interaktif bir kitap yazmışlar. Görsel roman aslında.

    Planescape Torment ile kısaca karşılaştırırsam, PT’den daha iyi değil ama PT’den daha istikrarlı. Bence baştan sona daha tutarlı bir deneyim sunuyor. Mesela PT’deki oyuna pek bir şey katmayan dövüşler veya aceleye geldiği belli olan kısımlar gibi can sıkıcı şeyler Disco Elysium’da yok.

    Dysplasia

    @şeyh hulud, PT rpg, Disco rpg soslu adventure.

  7. In White says:

    Girişteki “Yeter! Söz Milletin” yazısına bayılıyorum Aklıma hep şunu getiriyor;

    https://www.yeniasya.com.tr/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2023/01/26/y111111111111111.jpg

    Hele o dönemki tek parti durumuna bakarsak cidden Türkiye tarihinin en iyi sloganı diyebilirim

    cotard delusion

    @In White, Şunu yazan adam karşımda olsa ”amk ahmağı” diye bağıra bağıra döverdim herhalde.
    Siyasal islamın başlangıç noktasıdır menderes iti. Kurucu kadro jakoben olmak zorundaydı keza bu halka tam demokrasiyi verirsen son 21 yılını yaşarsın. Ulan bunu yazan fethullahçı mıdır, yetmez ama evetçi midir nedir gerçekten çıldırmamak elde değil.
    Müzik konusunda kim ne yazmış diye okuyorum burayı. Kusura bakmayın bunu yazan adamın bu ahmaklığına izin verildiyse ben de bir cevap vereyim dedim. Daha da uzatmam konuyu merak etmeyin.

    eatthegun

    @In White, Daha çok Türkiye tarihini bitiren slogan sanki. Millete verdik sözü geldiğimiz durum ortada :)

  8. Raddor says:

    Lan bazen beste yaparken bulduğum melodinin bir süre sonra, aslında başka bir parçadan bilinçaltıma kazınmış olduğunu fark ediyorum.

    Başıma gelen son örnek: Cillop gibi tema buldum diyordum. Yaylıları döşerken “acaba bu melodi piyanoyla nasıl olur” diye merak etmemin ardından bariz belli etti geldiği yeri, “anaaaeeaa !!” oldum. Meğer şuymuş amk :

    https://youtu.be/F9cqKafnUrk?t=130

    Neyse benim versiyon çok daha yavaştı ve sonu biraz farklıydı. Her beste birbirine bu kadar benziyor zaten ama benim bilinçaltım melodiyi gerçekten buradan aldı.

    O halde insan düşünüyor. Acaba sanat hiçbir şekilde %100 özgün olamaz mı? Tüm sanat eserleri sanatçının beslendiği sanatların bir sentezi mi sadece? (Türkçe paragraf sorularında kafa açan tarak kürek metinlere benzedi burası)

    ismail vilehand

    @Raddor, Rob Zombie’nin düşünceni doğrulayan bir lafı vardı ama nerde okudum/izledim hatırlayamadım şu an.

    Raddor

    @ismail vilehand, o hırbo çok güzel konuşuyor yav :)

    ismail vilehand

    @Raddor, müziğine de, filmlerine de hastayım. Enfes bir rock ‘n’ roll adamı.

    merdomerdo

    @ismail vilehand, black sabbath ve diğer metal parçaları ile ilgili olanı mıydı? O metal a headbanger’s journey’deydi.

    https://youtu.be/AtuFYWSAdAk

    Boba Fett

    @Raddor, %100 özgün olamaz. İnsan dinlediği, yaşadığı, gördüğü hatta ailesinin yaşadığı, dinlediği, gördüğü ve hatta çevresinin dinlediği, yaşadığı, gördüğü kısaca her şey, herkes birbirinden öyle ya da böyle etkileniyor. Şurada ne yazmış amcık herif dediğin adamın yazısı bile öyle ya da böyle etkiliyor hayatı büyük ya da küçük, bu yüzden sanatın da özgün olması beklenemez, bazısı bire bir çakma olur bazısında esinlenme olur bazısına özgün dersin o bile bir şeylerden etkilenmiştir aslında.

    Black Sabbath diye bir grup var yani, hangi grup bundan etkilenmeden %100 bağımsız bir müzik yapmış olabilir ki? He hiç dinlememiş olan bazı piç kuruları vardır, onlar dinlemediyse bile dinledikleri dinledi bu adamları sonuç olarak özgün müzik yoktur.

    Eğer götten anlamadıysam tabii bu özgün müzik olayını hahahaah

    Raddor

    @Boba Fett, Heavy Match diye bir Youtube kanalı vardı bu konuda ama telif haklarından çoğu videoları silindi. Sevdiğimiz riflerin o kadar çoğu birbirinden araktı ki anlatamam.

    İşin ilginci Metallica’dan örnek verecek olursam: Metallica’nın çoğu rifi arak olduğu gibi, çoğu grubun rifleri de Metallica’nın o riflerinden araktı. Araktan arak… Tüm Metal dünyası birbirinin araklamasından oluşan bir zincirmiş meğer. :d

    Ha önemli mi, değil bence zor olan sanatı bütünlemek zaten.

    deadhouse

    @Raddor, %100 yoktur ama %99 özgünlük vardır. Öncü olmayı, bir şeyi ilk kez yapmayı özgünlük olarak tanımlayacaksak %100 de özgünlük vardır. Yok eğer sanat doğanın taklididir, hiçbir şey tamamıyla özgün değildir diyorsan o ayrı bir tartışma konusu. Ben buna farklı bir açıdan bakıyorum. Tamam bizi oluşturan şeyler sanatımızı da oluşturan şeyler. Bizi var eden şeyler sanatı da var eden şeyler. Ancak yaratıcılık olmazsa bunların hiçbir anlamı yok. Müzikte vokali ilk kullanan kişi özgün değil de nedir? Kuşlar mı o kişiye ilham vermiştir. Belki, bilemeyiz. Ama biz hayvan da değiliz. Neticede öleceğini bilerek yaşayan yegane varlık biziz bu gezegende. İnsanı değersizleştiren, insanı hayvanla eşdeğer tutan veyahut insanı hayvandan da aşağı tutan hakim materyalist ideolojiye bakma sen. İnsan değerli bir varlıktır, fakat akıllı değildir, özel değildir, hayvanlarla eşdeğer yanları vardır, ama hayvan değildir. Düşünür, yaratıcıdır, bulunduğu ortamı güzelleştirir ve yaşama anlam katar, gayet özgün olmasını da bilir.

    Frostauðn

    @deadhouse, “Neticede öleceğini bilerek yaşayan yegane varlık biziz bu gezegende.” belki de hayvanlar da biliyordur ölümü arada ölüm korkusu çekiyorlardır. Mezbahaya götürülen dananın korkması kaçmaya çalışması özellikle kurban bayramlarında defalarca kez o ölüm yoluna sokulan hayvanların sıra onlara gelince korkularına şahit oldum. Hayvanlarında belki insanlar kadar kompleks olmasa da düşünebildiklerini, hissedebildiklerini düşünüyorum. Ama şunu da düşünüyorum ta ki sıra kendisine gelene kadar ya da mezbahaya girene kadar hiç aklına geliyor mu bir fikrim yok.

    deadhouse

    @Frostauðn, Belki de hissediyorlardır. Bilgimizin olmadığı veriyi kabul edemeyiz. İnsan bilgisi, hayvanların öleceğini bilmediği yönünde. Avlanırken veya mezbahada hissetmiş olmaları, yaşamları boyunca öleceklerini bildikleri anlamına gelmiyor. Yalnız şu da var: İnsan olarak biz de ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz, neredeyse her gün öleceğimizi bilmemize rağmen.

    Frostauðn

    @deadhouse, Evet bilimsel bir şey yok ben de son cümlede ona değinmek istemiştim aslında. Son cümlene de katılıyorum hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz hatta bazen çok müsrif yaşıyoruz bu kıymetli hayatın değerini bilmeden.

    Raddor

    @deadhouse, bu konuda bir beyin fırtınası yapmıştık senle zamanında. Güzel muhabbet olmuştu. Linkini bırakayım da canı sıkılan okusun.

    http://www.pasifagresif.com/2017/01/led-zeppelin-led-zeppelin/comment-page-1/#comment-568384

    merdomerdo

    @Raddor, aklıma avrupa yakası bölümü geldi. Aynı konu orada işlenmişti.

    https://youtu.be/pg88Xu2Nb7Q

    Raddor

    @merdomerdo, haha bu bölümü biliyorum bende travma yaratmıştı. Volkan’ın durumuna düşmeyeyim diye türlü yöntemler keşfettim.

    Bunlardan biri Google Asistan’a bulduğum melodiyi dinletmek. Çıkardığın melodiyi “ne çalıyor” komutunu verdikten sonra mikrofona mırıldanırsan sesi tarayarak benzeşen müzikleri buluyor. Emin olmak için farklı tonlarda birkaç tekrarla mırıldanmakta fayda var.

    Bu sayede çok acayip müzikler keşfedebilirsiniz de.

    eatthegun

    @Raddor, Bence %100 özgün müzik diye bir şey yok. Metal özelinde konuşursak başka hiç kimseye benzemeyen en orjinal ve özgün dediğimiz grupların soundunda bile aslında etkilendikleri grupları duymak mümkün gayet. Tamamen sıfırdan bir şey yaratmaktan ziyade elindeki malzemeyi nasıl kullandığınla alakalı bence özgünlük. Yoksa en nihayetinde Black Sabbath bile blues grubu olarak kuruldu.

    Raddor

    @eatthegun, evet ben bütünleme meselesine çok takılıyorum. Serbest bıraksalar; istediğin rifi kullanmakta özgürsün iyi bir parça yap bunlardan deseler yapabilir miyiz? Tamamen oradan buradan monte ederek bir eser oluştursan bile zor olan onlarla iyi bir bütün yakalamak. Yoksa Sabbath Bloody Sabbath’ı dinlemek yerine şunu tercih ederdik.

    https://youtu.be/Pf4Ec7whfJs

    eatthegun

    @Raddor, Bütünlük olayına kesinlikle katılıyorum, güzel örnek bu arada hahahah

  9. Yiğit says:

    @TanSolo ile votka ve bira içip deadhouse dinliyoruz. Birazdan götünü sikecem.

    ismail vilehand

    @Yiğit, iban yolla kayganlaştırıcı parası atıcam.

    Cryosleep

    @Yiğit, Gay.

    Yiğit

    @Cryosleep, no gay shit bruh we are just homie-sexual

    Raddor

    @Yiğit, son cümle müthiş bir punchline yav kola burnumdan geldi. Plot twist hatta. Planet of the Apes’in sonunda kırmızı beyaz çay tabağı bulup, Türkiye’de olduklarını fark etmeleri kadar beklenmedikti haha.

  10. Raddor says:

    Alice In Chains depresyonu > Katatonia depresyonu.

    Fırat

    @Raddor, Görüyor ve artırıyorum :)

    Acid Bath depresyonu > Alice In Chains depresyonu > Katatonia depresyonu

    ismail vilehand

    @Raddor, AiC depresyonu > hepsi

    daud

    @ismail vilehand, En Minor’ı bu konuda kolay geçemezler.

    Raddor

    @ismail vilehand, Alice In Chains’in özellikle erkeklere hitap eden bir yönü de var herhal. Şurada da görüleceği üzere adam kızlarına beğendiremeyip “keşke dick’iniz olsaydı ” diyor.

    https://youtu.be/A3RH260vms4

    Ali Osman

    @Raddor,Alice In Chains cahiliyim hocam bilen arkadaşlar bir el atabilir mi biraz öneri alsam süper olacak.

    daud

    @Ali Osman, Kronolojik olarak dinleyebileceğin nadir gruplardan biridir Alice in Chains, Facelift’den başla derim. Farklı diyebileceğim tek şey William DuVall dönemi Layne Staley dönemi kadar depresif değil bana göre ama bu da gayet normal, ikisi farklı kafalarda müzisyenler.

    Ali Osman

    @daud, teşekkür ederim dediğin şekilde yapacağım.

    Raddor

    @Ali Osman, ben öneremem çünkü uyuşturucuya özendirmek suç.

    Ali Osman

    @Raddor, dinlediğimde yorumlayacağım ama herhangi bir şeyin Katatonia depresyonunu geçebileceğini düşünmüyorum kendi açımdan.

    Raddor

    @Ali Osman, Alice In Chains’in depresyonu zamanla yeşeriyor. İlk dinleyişte sadece ekiyorsun. Örneğin Down In A Hole için başlangıçta ne cici parçaymış diyebilirsin. Fakat on yılı aşkın Alice In hayranları için o şarkı insanda kendini kesme isteği uyandırır.

    Joseph

    @Raddor, hiç biri depresyon değil bana göre. Paradise lost depresif geliyor her albümü

    Raddor

    @Joseph, Dirt parçasını dinleyip sözleri kendinle içselleştirmediysen cidden şanslısın.

    Joseph

    @Raddor, Dirt diye şarkıları yok ararttim bulamadım

    eatthegun

    @Joseph, Dirt albümünün 8. şarkısı

    Joseph

    @eatthegun, aga bana ruhsuz geldi hiç bir şey hissetmedim benim hayaat felsefem True Belief

    deadhouse

    @Raddor, Bir de The Fisher Tale depresyonu var, hiçbir şeye benzemez.

    https://youtu.be/ab1DIfDc2Jw

    Yiğit

    @Raddor, alice in chains ile bir gram derde düşmemek bir yana Katatonia’nın sadece bazı şarkıları bile tek başına Alice in Chains’ten daha depresif diye düşünüyorum.

    Misal Brave. Çok örnek yazılır ama bir tane de yeter.

    Cryosleep

    @Raddor, AIC depresyonu > Deftones depresyonu > hepsi bence

    eatthegun

    @Raddor, Bana en depresif gelen şeylerden biri şu şarkı

    https://www.youtube.com/watch?v=qbygm-LrRgM

  11. TanSolo says:

    @Yiğit, anathema yatış arabadı kaza yaptı

  12. deadhouse says:

    Cevab verememe olayı büyümeye başlıyor. Alfabetik kısım düzeldi nur topu gibi bir sorunumuz doğdu.

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, ne oluyor cevap ver’e basınca? Bende yok bir sorun. Başka pek çok kişide de yok gibi.

    Dysplasia

    @Ahmet Saraçoğlu, deneme bir ki

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Son birkaç gündür arada cevab ver butonuna basınca aktifleşmiyor.

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, anladım. Tamam bakalım ona da.

  13. Raddor says:

    Yaratıcılık ve araklama konusu iki hafta önce Geekyapar’da Doğu Yücel’le konuşulmuştu. Biraz da oradan aklıma geldi. Hoş muhabbet olmuş. Inception’dan John Williams’a…

    https://youtu.be/GPZAbEJ3cBk?t=30

    deadhouse

    @Raddor, John Williams direkt hırsız. Daha önce de yazmıştım burada. Gustav Holst’tan direkt çalmış.

    Raddor

    @deadhouse, örneklere baktım, alakalı gelmedi bana. Bir tek Star Wars Main Theme’in girişi. O da üç saniye. Diğerleri sadece andırıyor.

    Baştan sona tüm müziklerini dinlediğim iki film serisi var. The Lord of the Rings ve Star Wars. Ennio Morricone’un bile her bir film albümünden sadece 2-3 parçayı seçip dinlerken bu ikisinde hepsini ayırmadan dinleyebiliyorum.

    Star Wars Original Trilogy’nin müzikleri toplam 3 saat 15 dakika. İddia edilen melodiler ise bu filmden en fazla toplam 20 saniye falan.

    Öte yandan John Williams Hip-Hop yapmıyor ki bir melodi çarpıp loop’a alarak işinden yırtsın. Composer’ların esas başarısı akor diziliminde ve aralara ekledikleri arızalarda yatıyor.

    Örneğin Han ve Leia temasının dörtlüğünün ilk kısmı aynı denmiş. Halbuki bu eserdeki başarı o melodinin sonraki tekrarlarda geçirdiği değişim. 4′lüğün 2′nci bölümünde öyle bir akora eviriyor ki melodiyi, kulağa hafif arıza gelirken aynı zamanda daha derin ve hüzüntülü bir his kazanıyor parça.

    Youtube’da Doug Helvering diye Classical Composer bir abi var. Pek çok farklı müziklere de reaksiyon videosu çekiyor fakat bakış açısı bizden farklı ve yukarıda dediğim gibi esasen akor dizilimlerine önem veriyor.

    Örneğin adam Megadeth – Holy Wars’u beğenmedi. “Tamamen Mi’den giden tekdüze bir şarkı” dedi. Biz Metalciler için şaşırtıcı çünkü hep zannederiz ki Klasik müzisyenler için Megadeth, Metallica’dan daha iyidir. Çünkü daha çok nota basıyor.

    Doug Helvering ise Metallica’yı daha çok övüyor çünkü Metallica parçalarını Mi’den kurtarabiliyor. Standart gitar akordu Mi olduğu için ve Metal’de rifler gücünü kök notadan aldığından parçayı farklı akorlara çekmek zor ama Metallica bunu iyi başarabilen gruplardan.

    Steve Vai’nin şu performansı için de biz şaşkaloz olurken adam, bir daha ne zaman Sol gelecek diye bekledi. :)
    https://youtu.be/a8P2cyXLOrA

    Çünkü o bir anlık gelen arıza parçayı farklı hisse götürecekmiş gibi oluyor ve heyecanlandırıyor. Bu tarz arıza kullanımı ve akor dizmede Rock müzikte The Beatles çok iyi (özellikle Blackbird ve Elanor Rigby parçaları), Soundtrack’çilerden de John Williams. John Williams bu işin ALLAH’ıdır. :D Kesinlikle katılmadım hırsızlıkla suçlanmasına.

    Dysplasia

    @Raddor, peki izlenme kasmak isteyen müzik analistinin metale sarması?

    Raddor

    @Dysplasia, gördüğüm kadarıyla önce sadece kendi alanında başlıyorlar. Genelde hip-hop. Sonra yavaştan bizimkiler basıyor kanalı Metallica da çek bir tane diye. O gelince Pantera, Slipknot, Megadeth vs. istekleriyle yorumlarda yığılmalar başlıyor, Youtuber bakıyor ki felaket talep var.

    Neyse bu sayede normalde Metal dinlemeyecek insanlar bayağı öğrendi türü.

    https://youtu.be/O4BVDqml_cU

    çaksu

    @Raddor, En sevdiğim arak.. en sevdiğim filmlerden Re-Animator’ın müziği.. Leşlik, utanmazlık abidesi. İlk izleyişte ilk kahkahamı bu title sequence’da atmıştım, müziği tanıyınca.

    https://www.youtube.com/watch?v=PbSDxA9q21I
    Re-Animator Theme 1985

    Raddor

    @çaksu, haha çok iyi.

  14. @Raddor, Portishead, AiC – Mad Season, Jeff Buckley, ibrahim Erkal, Godspeed You! Black Emperor. Benim depresyon listesi bunlar sanırım. Bunları çok dinliyorsam inceden s*ki tuttum demektir.

  15. deadhouse says:

    Şarap+Küflü Peynir+Bolt Thrower

    Joseph

    @deadhouse, sana Fransız peyniri yollayacağım merak etme

  16. owlbos says:

    Bir süredir bana keyif veren her şeyden uzağım. Başta müzik, futbol ve basketbol. Tüm bu üzüntülere ek olarak hasta oldum gözümü yeni yeni açıyorum.

    Ama az kaldı döneceğim, yine burada çene çalacağım. ^^

    deadhouse

    @owlbos, Geçmiş olsun. Sahalara geri dönmeni bekliyoruz. :)

    Frostauðn

    @owlbos, Geçmiş olsun son zamanlarda yaşadıklarımız hepimizi etkiledi ben de uzun bir süre sevdiğim şeyleri yapmadım yapamadım umarım bir an önce toparlarsın.

    Ahmet Saraçoğlu

    @owlbos, geçmiş olsun kardo.

    Koralp

    @owlbos, çok geçmiş olsun.

    lammoth

    @owlbos, geçmiş olsun owlbos başkan

    çaksu

    @owlbos, Geçmiş olsun.

    Çok benzer. İşten eve yarım saat yuruyemiyorum. Kitap okuyamıyorum doğru düzgün. 10 12 saat yatıp, akşamı da bı filmle bı youtube la falan geçirmeye çalışıyorum kaç zamandır.

    Bitmedi gitti.

    TanSolo

    @owlbos, geçmiş olsun üstadım.

  17. Melkor says:

    Bu ay aldığım tek iyi haber, elden ring expansion’ı olabilir. rise tarnished.

  18. Tuna says:

    Nine Inch Nails depresyonu.

    Raddor

    @Tuna, oooovv şet. Something I Can Never Have \m/

  19. deadhouse says:

    Yeni Brandon Cronenberg filmi Infinity Pool çok sağlam. Sene başında sürpriz oldu bu film kendi adıma.

    çaksu

    @deadhouse, Etli kemikli, sıkmalık mıncıklamalık sağlam işler çıkarıyor bu çocuk. Possessor kadar etkileyici bulmadım ama yine göbeğimde hissettim filmi.

    İki başrol de yine şahane idi. Asgard bilinir de, Mia Goth bir sene içinde acayip bir CV ve isim yaptı kendine. Yetenek fışkırıyor kadından. Deli manyak.

    Genre filmi yapıyorsan biraz suyunu çıkaracaksın. Tecrübe yaratacaksın. Aval aval izleteceksin. Atar, atmaz ama direk kaleye gitmeye çalışıyor BC de. Helal.

    deadhouse

    @çaksu, Mia Goth üzerime işeyebilir.

    Bir

    @deadhouse, Aynı Haaland gibi.

    çaksu

    @deadhouse, “Ulan Anna (De Ville) bana işemeli video da izlettirdin” demişliğim var, gurur duymadığım bazı anlar sonrası.

    Anlıyorum sdf.

    Yiğit

    @deadhouse, beden ve beyinle bir alıp veremediği var bu adamın ama çözemedim.

  20. çaksu says:

    Ben de Benson Moorhead filmografisini tamamladım sanırım. Seviyorum bu ikiliyi. Resolution, Spring, The Endless, Synchronic, Something in the Dirt. Bi Synchronic te senaryo göze batar şekilde dandikliydi. Ama yine sevdim mk.

    deadhouse

    @çaksu, Aynı fikrdeyim. Sycnronic kötüydü cidden. Gereksiz bir aşırı ciddiyet ve sahicilik seviyesi yerlerde olan bir olay örgüsü filmi gülünç kılmış. Yine de izlettirdi. Ben en çok Resolution ile The Endless’ı sevmiştim.

    çaksu

    @deadhouse, Ben de bikaç yıl önce izlediğim o ikisi sayesinde takipteydim. Kalan üçünü de ard arda şu günlerde izledim. Spring’in güzelliği bi başkaydı.

    Hafızamda kaldığınca Resolution, sıfır bütçeyle gizem nasıl yaratılır, izleyici nasıl sürüklenir masterclass. Bi kabin, 3 5 CD kaset… haha. Tekrar izlicem. Efsane Doctor Who bölümü Midnight ile de çok benzeşen bi dinamiği vardı bence.

    Coherence vardı çok daha önce izlediğim, onun hakkında da böyle düşünmüştüm. Tekrar izlemeli. Yapan herifin adını hatırlamıyorum. Başka da filmi yoktu galiba.

  21. şeyh hulud says:

    Ashes 2063 diye bir doom 2 modu var. Episode 1′i bitirdim, şimdiye kadar oynadığım en iyi modlardan biri. Doom motorunu kullanarak fallout tarzı post apocalyptic fps yapmışlar. Alışveriş, NPC diyalogları, yan görevler gibi küçük rpg öğeleri bile var. Hevesle yapıldığı her anından belli oluyor. Parayla satılan Ion Fury gibi oyunlardan çok daha başarılı buldum.

    https://youtu.be/B793Asi6IZ4

    Leprosy

    Trey Azagthoth’a yollamak lazım bunu :) Oyun ilgimi çekti John Romero takipçisi biri olarak, sağol.

    şeyh hulud

    @Leprosy, Episode 2 Afterglow’u oynuyorum. Karşılaştığım en iyi mod diyebilirim. Episode 2 bambaşka bir seviyede olmuş. Silahlar için customization falan da eklemişler. Bölüm tasarımları çok iyi, profesyonel bir ekibin elinden çıkmış gibi. Hiç mod diyesim gelmiyor, steam’de oynadığım retro fps’lerin hepsinden daha iyi.

  22. turque says:

    Racist dayı yine yapmış valla hastasıyık..:

    https://sleepterror.bandcamp.com/album/railroad-to-dystopia

  23. Raddor says:

    Başka bir hatıra daha. Kendime soruyorum. Neden geçmişin geçmişte kalmasına izin veremiyorum? Son bir kez geleceğe tutun ve arzularımı kontrol etmesine izin verme. Kararlarımın beni nereye getirdiğini biliyorum. Olan oldu, yeniden başlama zamanı. Beni harcamasına izin veremem. İnanmalıyım.

    Gördüklerim ve yaşadıklarım beni olduğum kişi yaptı. Hayatıma devam etme arzumun olmadığı zamanlar vardı. Kendim için bir yer ya da hayatta kalma isteği göremiyordum. Kendime güvenmeyi hiç düşünmedim. Ya da inkar ettiğim inançlara.

    Ama şu an! Eğer kendimi kontrol edersem yarınımı kontrol ederim. Bugün değişmem lazım. Çünkü bu şu an! Şu an! (Şu an!) Bugün değişemezsem yarın nasıl değişebilirim? Kaderimi kontrol edeceksem kendimi kontrol etmeliyim. Çünkü bu şu an!

    Evet bu yazıyı psikolojisini düzeltmek isteyen bir bireyin kişisel gelişim desteğiyle yönlendirmeli bir kendini ifade etme metni falan sandınız değil mi?

    Değil amk. Alakası yok :D

    https://youtu.be/ic3Bz-7UpCg

  24. lammoth says:

    Bir ülkenin her şeyi mi heyecanlı olur arkadaş? Aksiyon severliğimiz en baskın özelliğimiz sanırım:

    https://www.hizliresim.com/jswwws4

  25. Rust in Peace. says:

    A Scanner Darkly’yi okudum, az önce de filmini izledim. Kitap zaten çok iyi, filmi ise hayatımda izlediğim orijinaline en sadık bilimkurgu filmi diyebilirim. Sadece birkaç küçük nokta dışında hiçbir fark yok, onlar da öyle çok önemli şeyler değil zaten. Karakter seçimleri, performansları muhteşem. Keanu Reeves’i sevmeyenler çok, tel bir rolü var diyorlar yalnız bu filmde çok başarılı. Her sahnede o sahnedeki duyguya sonuna kadar geçiriyor izleyiciye.
    PKD için çok kişisel bir kitap bu, son bölümde kendi notu var tır gibi çarptı bana. Şizofreni, paranoya, madde bağımlılığı ve günden güne beyni tüketmesi, insana, topluma, etrafına yabancılaştırması çok iyi yansıtılmış. PKD, karısından boşandıktan sonra 2 yıl madde bağımlısı olduğu bir döneme giriyor, kitaptaki gibi evine 3-5 madde bağımlısı alıp öyle yaşıyor. Bu kitap da o dönemin yansıtılması aslında, kitaptaki olayların her birini yaşadım diyor adam.
    PKD için fikirleri iyi ama çok iyi bir yazar değil derler, katılıyorum ben de ama bu kitap kendisi için dediğim gibi bayağı kişisel olduğundan tüm gücünü vermiş. Okuduğum 7.kitabı PKD’nin, en iyi kitabı buydu.

  26. deadhouse says:

    Pink Floyd’un Dogs şarkısında büyüsel, metafiziksel bir şeyler var. Açıklayamadım. Kelimeler yetmiyor açıklamaya.

  27. Cryosleep says:

    Bu sene Alonso’cuyuz.

  28. owlbos says:

    Hepinize çok teşekkürler arkadaşlar, sagolun, varolun. 🖤

    *Aslında bu az yukarıdaki yorum dizime cevap olucaktı ama cevap ver butonum çalışmadı.

  29. Boba Fett says:

    Önerebileceğiniz Daw var mı pasifagresif ahalisi?

    asil

    @Boba Fett,

    MacOS için Logic.
    Windows için Studio One, prime versiyonu bir çok işi görüyor, ihtiyaca göre plug-in satın alınabilir. Ayrıca cross platform çalışabiliyor.

    Boba Fett

    @asil, Mac için her şey kolay yemin ediyorum ya, adamların her şeyleri var, ben Ableton aldım, klavye ile de uyuyor. Teşekkür ederim.

  30. sakin says:

    Her şey ‘gerçekten’ çok mu güzel olacak ne?

  31. PA tarihinin, herhangi bir şeyler yazma kariyerimin, hayatımın en büyük incelemesi olan ve aylardır devam eden yazı büyük oranda tamamlandı. Finalize olduğundan emin olduğumda yayınlayacağız ve muhtemelen 1 hafta boyunca başka yazı paylaşmayacağız, manşette duracak.

    lammoth

    @Ahmet Saraçoğlu, Ahmet abi büyük heyecan yaptım. Aşırı merakla bekliyorum.

    Boba Fett

    @Ahmet Saraçoğlu, Teşekkürler Ahmet Bey, Steel Panther’in yeni albümünü heyecanla beklemiştim ama kritiğini veya kritik haberini görememiştim, bu iyi oldu, şimdiden teşekkür ederim, Allah kaleminize taş değdirmesin.

    Candaş

    @Ahmet Saraçoğlu, Tür nedir ağabey, kritik mi? Makale mi?

    Yiğit

    @Candaş, cumhuriyetin 100 yıllık tarihi ya da dünya kupası’nın güney amerika insanları üzerindeki psikolojik etkileri başlıklı bir yazı bekliyorum ben.

    deadhouse

    @Candaş, Sürekli futbol başlığı altında yazıyor. Demek ki futbol. Makale, deneme karışımı bir şey sanırım.

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, ilkini yanlışlıkla oraya yazmıştım. Bunu Serbest Kürsü’ye yazdım. :)

    Ahmet Saraçoğlu

    @Candaş, kritik değil. İnceleme. Ama konusu itibarıyla cidden kapsamlı bir inceleme. Bugüne dek PA’ya yazdığım tüm inceleme, makale vs. yazılarının toplamından daha uzun bir yazı.

    Cryosleep

    @Ahmet Saraçoğlu, Spoiler verme ihtimalin var mı abi?

  32. Yiğit says:

    CD döneminden önce çıkmış albümleri dinlerken bazen psikopat gibi B yüzüne geçmeden önce ufak bir ara veriyorum. Sonuçta o dönem o albüm çıktığında arka yüzdeki şarkı otomatik başlamıyordu, kıçını kaldırıp ters çevirmen gerekiyordu. Haliyle de sanatçılar şarkı dizilişini, açılışını, kapanışını vs ona göre ayarlıyordu. Müziğin ruhuna uygun hareket etmek lazım.

  33. Sorulmaya devam ediyor, o yüzden buraya da yazayım.

    Yayınlanan kritiklere çok kısa sürede çok sayıda 1 not verilmesinin sebebi işsiz güçsüz bir kişi değil. Spam saldırısından dolayı oluyor. Otomatik bir şey. Siteye her gün gelen onlarca spam yorum, bazı yazıların arasına giren ilaç vs reklamlarından bir farkı yok. Düzeltmeye çalışacağız yakın zamanda.

    D

    @Ahmet Saraçoğlu, Guzel bir AI tool ile cozum uretilebilir abi. Nazim abiyi milletce goreve davet ediyoruz :D

  34. daud says:

    Midjourney kullanan var mı? Az önce kısa bir Deathspell Omega tanımlaması yaptım şöyle birşey çıktı;

    https://tinyurl.com/yc2e9t8b

    Sağ alttaki resim hariç grubu üç kişi olarak düşünmesine şaşırdım. Önceden biri DSO ile ilgili bir şeyler tarif etti diye düşündüm ama kendi yazdığım içinde grup ismi geçmiyordu ve başkalarının tanımlamaları ile bağdaştırması da pek olası değil bence. Öncesinde de Abscission’ın sözlerini yazmıştım ama içinde obscene kelimesi geçtiği için 15k ban yedim.

    Drochshaol

    @daud, internetteki tüm veriyle eğitiyorlar aslında dso’dan haberi vardır ancak teorik altyapısına hakim olmadığım için çıkan sonuçlar hakkında açıklama yapmam mümkün değil bir de belki herkesin yazdığından sürekli öğrenmeye devam ediyor olabilir (reinforcement learning – pekiştirmeli öğrenme) deniyor yapay zekanın bu şekilde öğrenme tekniğine.

    daud

    @Drochshaol, Kullanıcılardan öğrenme olayı illaki vardır ya. Diğer türlü sadece geliştiricilerin tanımları ile ilerlese birbirine çok benzer işler çıkardı. Youtube’da bir eleman Angel of Death ve South of Heaven için şarkı sözleri ve tanımlamalar kullanarak görseller oluşturmuş. Çıkan sonuçlar dediğin gibi pekiştirmeli öğrenmeyi destekliyor.

    Angel of Death:
    https://www.youtube.com/watch?v=pLul_XrJYx8&ab_channel=AIArt

    South of Heaven:
    https://www.youtube.com/watch?v=b1hPO89d_AI&ab_channel=AIArt

    Yiğit

    @daud, mikko aspa’nın göbeği yok, olmamış.

    daud

    @Yiğit, Yazdığım açıklamadan dolayıdır o. Tekrar ban yememek için sığ bir şeyler yazmıştım.

  35. eatthegun says:

    Scott Ian/Anthrax fakir muhabbetini hatırlayan var mı? :D

  36. Opethsevenbiri says:

    black midi, bcnr hakkında görüşleriniz neler?

    alican kina

    @Opethsevenbiri, black midi’ye fazla alışamadım ama ants from up there hayatımda dinlediğim en iyi albümlerden biri

    TanSolo

    @Opethsevenbiri, black midi bana kalırsa şu an rock müziği en iyi temsil eden grup. Aynı zamanda inovasyon konusunda da 1 numara. Bcnr da gözümde bir black midi olamasa da oldukça yenilikçi ve kaliteli. Onları da güncel gruplar arasında üst sıralara yazarım. Bence böyle gruplara çok ihtiyacımız var. Gerçi böyle gruplardan ne mutlu ki bir sürü var şu sıralar.

    Ayrıca harika gruplar olmaları bir yana kritik kadro kayıpları yaşamalarının altından bir hayli iyi kalktıklarını düşünüyorum. Sanırım iki grubunda son işleri öncekilerden daha iyi.

  37. Ufuk Sönmez says:

    ahmet abi selam, gorod, haken, periphery ve riverside kritikleri yolda mıdır?

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ufuk Sönmez, önümüzdeki hafta sitede olacak üçü, Riverside’ı ilk iki albümünden sonra hiç dinlemedim, onu yazamam.

    Ufuk Sönmez

    @Ahmet Saraçoğlu, eyv abi eline sağlık, cevabın için ayrıca teşekkürler.

    ilk dinlemelerime göre periphery adeta bir enerji bombası acayip ateş ediyor, minik farklı tat katma denemeleri de var, epey beğendim. senin kritiğini merakla bekliyorum. gorod’u beğen(e)medim maalesef, son iki albümle o özel grup olma havasını kaybetti gözümde gorod. haken ise son albüm virus’te kaldığı yerden (başarı anlamında) devam ediyor kanımca.

  38. Boba Fett says:

    Bu saatte 10 sene önce başlamış 5 sene önce bitmiş bir aşkın özleminden uyuyamadım.

    Yiğit

    @Boba Fett, pa kitlesi olarak pavyona gitmeye ihtiyacımız var hakikaten.

    Boba Fett

    @Yiğit, Yahu bir düşünce bu çukura çıkamıyorsun da, uzun zamandır stabil takılıyordum, nereden aklıma geldi kim kulağıma fısıldadıysa rüyalarıma falan giriyor amk durduk yere.

  39. deadhouse says:

    Tahin harika bir şey. Varlığı karşısında hayretle bakakalıyorum. Yokluğu karşısında ise dehşete düşüyorum. Tahin girmeyen eve doktor girer.

    Susam adlı bitkinin meydana getirdiği bu şey bana şevk veriyor, yaşama sevinciyle dolup taşmamı sağlıyor. Şaşkınım, doğa anaya minnettarım.

    Fırından yeni çıkmış sıcacık ekmekten bir parça koparmak ve onu tahine bandıktan sonra yemek paha biçilemez, kıyas kabul etmez. Ne bir dengi vardır ne kelimeler yeter bu lezzetin tanımını yapmak.

    Coşkuluyum. Nefsime yenik düşüyorum. Tahin beni yaşama bağlıyor. Bu umarsız günahımın kefaretini nasıl ödeyeceğimi bilemez haldeyim. Acı çekiyorum.

    Format C: For Cortex

    @deadhouse, humus, tahin inanılmaz lezzetler + sarımsak, zeytin yağı, limon bunlarda evrenin sırrı sanırım… öldükten sonra yaradana evrenin sırrını sorduğumda, zeytin yağı derse şaşırmam.

    eatthegun

    @deadhouse, Kendim hariç tahin sevmeyen insan görmedim, kıskanıyorum arkadaş tahin sevenleri. Herkes bayılıyor, binbir türlü tarifin içine giriyor, hiçbirini yiyemiyorum. Zaten sevmemekten ziyade tahini ağzıma koyamıyorum kendimi bildim bileli. Açık ara tattığım en kötü şeylerden biri ve zorlasam da hiç boğazımdan geçiremedim maalesef, o kadar bile tahammül edemiyorum düşününce bile rahatsızlık verdi :D

    Boba Fett

    @deadhouse, Çok heyecanlandıran bir şey değil beni ama humus yapmaya başladığımdan beri inanılmaz tüketiyorum, gerçekten çok başka bir şey şu humus.

  40. Oscar ödülleri töreni olmuş haberim yok, tesadüfen instagramdan öğrendim. Bundan 6-7 sene önce olsa tek tek her aday filmi izler uzun uzun yorumlar yapardım. Yeni filmleri zerre merak etmiyorum.

    Bu aralar işsiz olduğum için tekrar tekrar; Terminator, Rocky, Rambo, Die Hard, Alien, Predator, Fight Club, The Lord of the Rigs, Matrix, Robocop, Lethal Weapon gibi filmleri izliyorum.

    Sinemayı sikeyim gerçekten. 1 buçuk, 2 saat civarı bomboş fularlı saçmalıklar izlemek yerine Endonezyalı, Malezyalı, Belaruslu, Slam Death Metal gruplarının albümlarini dinlemek bin kat daha değerli benim için.

    Dijital platformlar zaten sazı eline aldı. Sinemayı artık tarihe gömmemizin zamanı geldi. Her kaliteli seneryo dizi tarzı online içerik olsun, sinema salonları da kapansın. Zaten artık gelen yiyişmeye geliyor, ayrıca fiyatlar korkunç. Birisi ısmarlamadıkça bu yoktukta sikseler sinemaya para vermem.

    Koralp

    @ismail vilehand, Mubi aldım, sinemaya minimum 80 lira bayılacağıma aylık 50 liraya günde en az 1 film izlerim.

    Oscar ödüllerine gelince; The Banshees of Inisherin dururken Everything Everywhere All at Once’ın kazanması da başlı başına bir saçmalık.

    Canoir

    @Koralp, son 5-6 yıldır hem oscarın hem de oscara aday olan filmlerin izlenme oranları çok ciddi düşüyor. Oscar bunu önlemek için çeşitli şeyler denedi. 2 önceki oscarı Soderbergh yönetti, en iyi sinematografi gibi reytingi düşük kategorilere ödüllerini vermeyi ama törende yayınlamamayı düşündüler ama sinemacılardan tepki gelince vazgeçtiler, reytingi artırmak adına Marvel filmlerine ödül verebilmek için kategori yaratmayı düşündüler ama onu da yapmadılar falan filan. Sanırım çareyi seyircide en çok karşılık bulan filme ödülleri dağıtmakta buldular. Ama bi açıdan EEAAO sinemanın geleceğine dair ciddi sinyaller barındıran ve yenilikçi denilebilecek bir filmdi. Cheesy ve sığ bir film kabul ama seyircinin değişen izleme alışkanlıklarını çok iyi bilen ve buna göre de anlatım dilini, sinematografisini dizayn eden bir filmdi. Dolayısıyla en iyi film oscarını almış olması aslında çok da yanlış gelmiyor bana. Ama Cate Blanchett dururken Michelle Yeoh’a, Barry Keoghan dururken Ke Huy Quan’a ödül vermek falan baya leş popülizm

    deadhouse

    @Canoir, Ana De Armas, Andrea Riseborough, Cate Blanchett varken …neyse ağzımı bozmayayım.

    Yenilik yaptıkça boka batıyorlar. Her şeyde olduğu gibi woke ve sjw akademiyi de ele geçirmiş.

    Canoir

    @deadhouse, Blonde sik gibi film ama Ana de Armas döktürmüştü hakkaten. To Leslie’yi hala izlemedim ama Andrea Riseborough için yılın en iyi performansı diyen çok kişi vardı. Michelle Yeoh da kötü değildi tabi ama unutulmaz bir performans falan izletmedi bize. Hollywood zamanında değer görmemiş veya comeback yapmış aktörleri hadi bi ödüllendirelim demiş gibi.

    deadhouse

    @Canoir, Sik gibi film mi?

    Yoksa sen de sanatçının özgürlüğünü kısıtlamak isteyen woke ve sjw tayfasından mısın?

    Bu filme düşük puan verenler tek bir sinemasal eleştiri yapmadı sen de yapacak gibi görünmüyorsun.

    Marilyn Monroe’yu istismar etmiş bu yüzden film sik gibi diyorsun muhtemelen.

    Sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri.

    Muhafazakar, dindar, sjw kafaların anlayabileceği türde bir film değil.

    Canoir

    @deadhouse, Woke’luk ve iptal kültürünün var olan sorunlarla ilgili gerçek bir farkındalık yaratmaktan ziyade sorunları hasır altı etmek ve sahte bir başarı, sahte bir vicdan duygusu yaratmaktan ibaret olduğunu düşünüyorum. Kültür ve sanat dünyasının da bu nedenle aşırı bir neo-sansürcülüğün boyunduruğu altına girdiğini görüyorum. SJW’lerle pek çok açıdan aynı fikre sahibim (ırkçılık karşıtlığı, kadın hakları, eril şiddet vs) ama onlarla asla aynı yolda yürümüyor ve yaptıkları eylemleri ekstrem derecede zararlı buluyorum. Yani woke, sjw vs değilim. Hiç bir zaman muhafazakar da olmadım, dindar da hiç olmadım.

    Bütün bunlara rağmen düşüncem aynı.

    Blonde sik gibi film.

    Filmi eleştiren kimsenin sinemasal bir eleştiri getirmediğini söylemişsin. Ben söyleyeyim. Blonde tam 3 saat süren bir şiddet pornosu. Herhangi bir derinlikten yoksun, karakterini tamamen tek boyutlu ele alan, zaman zaman melodramatikleşen bir şekilde bir kadına yapılan işkenceleri estetize eden tam 3 saatlik bir acı pornosu. Filmin başka da bir olayı yok.

    Kültür ve sanatın içine sızdığından beri eser sahibinin kendini mecburen dönüştürmesine, yaratıcılığından ödün vermesine yol açan Woke kültürü kadar kötü ve yaygın olan bir şey varsa, o da her şeyi Woke’luk ile ilişkilendirmek. Bütün bir dünya da artık woke’luğun temsil ettiği fikirlerin (fikirlerden kastım kadın hakları, ırkçılık vs) en küçük bir kırıntısını dahi gördüğünde “YETER ARTIK SJW’LİĞİNİZ BATSIN, ELİNİZİ TÜKETTİĞİMİZ ÜRÜNLERDEN ÇEKİN” diyerek kuduruyor. Şüphesiz haklı oldukları örnekler de mevcut (ilk aklıma gelen Rings of Power mesela). Ama bir video oyununun tanıtım afişinde yer alan kadın karakterin yüzünde ayva tüyleri görünüyor diye kuduran bir kitle de var. Yine ezelden beri feminist yaklaşımla hiç sanat eleştirisi yapılmıyormuşçasına (üstelik eleştirilerin haklı noktaları da varken) benzer bir eleştiriyi kendi sevdiği filmle ilgili okuyunca senin gibi dellenen de var. Woke’luk ne kadar kör ediciyse, woke karşıtlığı da o kadar kör edici. Sen de bundan nasibini almışsın gibi görünüyor.

    Misal, Blonde ile ilgili söylediğim tek şey filmi sik gibi bulduğumdu. Filme nasıl yaklaştığıma dair tek bir şey söylemedim ama sayın deadhouse benim bir sjw/muhafazakar/dindar/bu filmi anlayamayacak bir kafaya sahip olduğuma kanaat getirmişsin bile. Sinemasal bir eleştiri yapabilecek bir kalibreye sahip olmadığım yönünde de çok kesin bir yargıya varmışsın.

    Bir süredir törpülemiş olmana rağmen yine insanlara tepeden bakmaya, onları kışkırtmaya, dayanaksız bir şekilde kesin yargılarda bulunmaya devam ediyorsun. Anlaşılan o ki bu problemin de asla çözülmeyecek o yüzden tartışmaya girmek istemiyorum. Git kendi köşende ne kadar aşmış bir insan olduğunu bilerek takıl, ona buna tepeden bakarak kendini tatmin et. Ama mümkünse benimle ilgili yargılarda bulunma, yorum yazma. Senin için ne kadar zor olacağını tahmin edebiliyorum çünkü başkalarını kışkırtamamak seni kışkırtan şey. Yine de davranışlarını düzeltmek için bir fırsat kabul edip çabalarsın diye umuyorum.

    deadhouse

    @Canoir, Sinemasal bir eleştiri getirmemişsin.

    İyi ki ön kabulle neden filmden nefret ettiğini belirtmişim. Çünkü gerçek bir eleştiri getirseydin sana karşı ön yargılı davrandığım için özür dileyecektim.

    O filme “şiddet pornosu, acı pornosu, istismar filmi” gibi sığ, sözde eleştiri yaptığını zanneden sjw, woke kölelerine olan öfkem dolayısıyla sert bir yorum yazdım.

    Bir insanın sanat eseriyle ile ilgili öznel fikir belirtmesi ve buna saygı duyulması kadar doğal bir şey yok. Filme 1 veriyorum çünkü sıkıldım, filme 1 veriyorum çünkü kamera kullanımını beğenmedim bile deseydin saygı duymaktan başka bir şey yapamazdım. Meselenin filmi sevmek sevmemek ile ilgili olmadığını yeterince açıkladım sanıyorum.

    Benim öfkem tüm yaratıcılığıyla ortaya bir eser çıkarmış bir yönetmenin aşırı haksız sinema dışı yorumlara maruz bırakılmsıydı. Senin de bu yüzden filmi beğenmediğini tahmin ettiğimden tepkimi dile getirdim.

    Seni tanımıyorum bile. Kimseye üstten baktığım yok. Göte göt diyorum sadece.

    ismail vilehand

    “Şiddet pornosu” dediğinize göre bu film “Kurtlar Vadisi: Irak” gibi bişey herhalde. En iyisi ben bi izleyip geleyim. 3 saat sonra görüşürüz 👋🏻

    ismail vilehand

    Filme başlamadan önce bi bakayım dedim de, “Kurtlar Vadisi: Irak”ın imdb puanı “Blonde”dan daha yüksekmiş.

    riser

    @deadhouse, kamera kullanımı gibi teknik konuları biliyor musun gerçekten? ya da bir filmin sadece çekimlerinin çok iyi olması gibi konular üzerinden mi eleştirilebileceğini düşünüyorsun?

    deadhouse

    @riser, Yazdıklarımdan bunu mu çıkardın?

    Film her şekilde eleştirilebilir.

    Ancak sanatçı sınırlanamaz. Muhafazakar ve sansürcü bakış açısıyla sanat değerlendirilemez.

    Marilyn Monroe’yu neden böyle ele aldın eleştirisi, eleştiri değildir. Yönetmen istediği konuyu, istediği kişiyi, istediği gibi ele alabilir. Seyirci bundan hoşlanmayabilir pek ala. Bunda bir sorun yok.

    Ancak ergen bir tavırla Marilyn Monroe’yu neden acılar içinde gösterdin “o yüzden sik gibi film” diyorsan sen filmi eleştirmiyorsundur, yönetmene egemen olmak istiyorsundur.

    İçerik veya biçim eleştirisi değildir bu.

    ismail vilehand

    @Canoir, filmi izledim, bence sen haksızsın ve sana laflar hazırladım. Öncelikle “Blonde sik gibi film” demişsin ama halt etmişsin. Çok eksik kalmış. Çünkü Blonde yarrrrrrrrrrraaaaaaaaaamın kafası gibi bir filmmiş.

    Filme puanım 0/10 ama SJW tayfa bunda triggerlanacak ne buldu onu da anlamadım. Ortada hiç öyle abartıldığı gibi bir kadın düşmanlığı ve seksistlik yok. Filmde geçenlerin ne kadarı doğru bilemem ama bunlar yaşanınca sıkıntı olmuyor da filmi çekilince mi sorun oluyor? Bu filme seksist ve cinsiyetçi falan diyen tayfa “Léon: The Professional” izleyip “bu film pedofili” diyen tayfa ile aynı kafa bence.

    Ayrıca film kalitesizlik turnusolu gibi. “Daha ne kadar kötüye gidebilir?” diye düşünürken bi baktım ki kadraja Adrien Brody girdi. Sonra film müziklerine baktım ve Nick Cave ismini gördüm, bir projeyi daha da boktanlaştıracak tüm isimler toplanmış.

    Marilyn Monroe’yu oynayan kadının da oyunculuğu enfesmiş. Kadın Skyrim NPC’si gibi. 100 altına balta satıp, eğilerek arkasına geçip baltayı çaldıktan sonra tekrar aynı baltayı 100 altına satabilirsiniz. Öyle bir oyunculuk gerçekten.

    Neyse ben gidip biraz Scott Adkins filmleri izleyeyim de psikolojim düzelsin.

    Son olarak “God bless the girls with daddy issues.” diyerek sözlerimi noktalıyorum.

    Dysplasia

    @ismail vilehand, skyrim npc’si ahahahhssff

    çaksu

    @Canoir, Bi yandan böyle saçmasapan (iyi bişey) bi filmin değer görmesi hoşuma gitti haha. Bi yandan da… Oha Everything Everywhere 31′ine dönmüş hakkaten. Hak yenmesi kesin olmuştur. Diğer filmleri izlememiş olsam da, tahmin.

    Canoir

    @çaksu, ya evet absürd komedi falan ama çok da “saçma sapan” bi film değil bence. İleride sinemanın geçireceği dönüşümün öncüsü olarak anılabilir. Çok bilmiş falan gibi gözükmek istemiyorum bunu derken, ama EEAAO ile ilgili en çok dillendirilen mevzu buydu. Bence şu an için en iyi yerli sinema eleştirmeni olan Aslı Ildır’ın eleştirisini bırakıyorum buraya, bi bakmakta fayda var

    https://altyazi.net/yazilar/elestiriler/her-sey-her-yerde-ayni-anda/

    Yiğit

    @Canoir, sik gibi film bence. Hiçbir sik anlatmıyor, diyaloglar bayıcı, sahneler trajikomik vs vs.

    Ugur

    @ismail vilehand, Feel ya.Her yıl çıkan filmlerden 2-3 tanesi hariç herşey mi çöp olur be karşim.Ben de belgesel izliyorum artık.Firavundur, korsanlardır, ikinci dünya savaşıdır mis gibi vakit geçiyor.

    Oscarlar bu sene All Quiet On the Western Front, Top Gun ve The Banshees of Inisherin ile bir umut vermişti ama işte o kadar.

    çaksu

    @ismail vilehand, https://makeameme.org/meme/what-are-we-d460c6b38e

    Robocop ve Lethal Weapon’ı çocukluktan beri izlememiştim. İndiriyorum lan. \m/ Verhoeven puşt (iyi bişey) sansasyoncu eğlendirici bi herif zaten. Öbürünü tanımirem.

    TAAKE

    -@ismail vilehand, aynı durumdayım hocam,sinema sektöründen epeydir umudu kesitim tam bir sinefil olmama rağmen ben de 70-80-90 lar klasikleri ile eski sexploitation,nunesploitation filmlere falan sardım,rambo,rocky,terminatör,barbar conan,die hard serilerini ve eski teen slasher,italyan giallo ve japon sürrealist sineması takılıyorum,inan daha çok zevk veriyor
    sinemadaki bu fetret devrinden dolayı kendimi oyun ve müziğe verdim,ama oyunlarda da eski tutku yok, SJW ve yüzeysellik beni irrite etti,hala witcher,yakuza,heavy rain,elder scrolls,diablo ,mortal kombat,tekken oynuyorum tekrar tekrar,en son eski bir oyunun remastered ı olan fatal frame 4 mask of the lunar eclipse yi kurdum onu oynuyorum,kaç yıldır adam gibi korku oyunu çıkmıyor,zombi oyunlarından(tlou da dahil) bıktım,usandım,vampire bloodlines hepsini tokatlar,şu silent hill 2 ve resident evil 4 remake çıkana kadar çerezlik olarak the quarry i bitirip,fatal frame 4 mask of the lunar eclipse i yüzde yüz yapmak için uğraşıyorum,like a dragon ishin de pc ye çıkmış,onu japonca bitirmiştim,şimdi türkçe yamasını bekliyorum,catherine classic in de türkçe yaması çıktı,bulmacalı,eğlenceli bir manitacılık oyunu,onu da tavsiye ederim,oyun dünyası biraz gene remakeler,japonlar ve eskiler sayesinde çekiliyor ama sinema gerçekten can çekişiyor,pandemi,dijital platformlar falan da çok kötü etkiledi,pandemiden beri inanırmısın sinemaya gidecek film bulamadım,sadece terrifier 2 ye gittim geçen ay,o da eski kafayla çekildiği için çok beğendim,2,5 saatlik film aktı,gitti,bir de sinemanın boşluğunu oyunlar dışında eski black metal efanelerinin full diskografisini dinleyerek kapatıyorum,dimmu borgir,arckanum,emperor,arkha sva,Avsolutized…,cult of fire,inferno bir ay içinde komple bitti,şimdi biraz norveç,isveç,finlandiya ikinci dalga black metaline bakacağım
    yani bu konuda inan yalnız değilsin,youtube da bir çok sinema kanalı takip ederim,bobin kafa favorimdir,o bile ağır sinefil olmasına rağmen film bulamayıp çizmeli kediye gitmeyi düşünüp altyazılı oynatan sinema arıyordu

    Yiğit

    @ismail vilehand, aday olan da ödülü kazanan da parayı basıyor. Bu yıllardır bilinen bir şey. Asıl sıkıntı bu durum yıllardır böyleyken hala daha bu ödülleri ciddiye alanlarda.

    Oscar töreni tamamen bir ticaret ürünü. Başka bir şey değil.

    eatthegun

    @ismail vilehand, Hocam film zevkin harikaymış. Ben de Terminatör döndürürken denk geldim yoruma, diğerleri de düzenli izlediğim filmler. Bayadır eskilerden daha çok hoşuma giden modern bi yapım izlemedim. There Will Be Blood, No Country For Old Men ve Zodiac izlemiştim geçen hepsi 2007′de çıkmış mesela. Böyle yıllar yaşanmıyor artık sinemada maalesef benim zevkime göre en azından. Büyük yönetmenlerin son filmlerini de beğenmedim maalesef. Hiç yeni film izlemesek bile şimdiye kadar çıkan çok kaliteli filmleri bir ömür zaten bitiremeyiz herhalde zaten

    ismail vilehand

    Zamanında “The Hurt Locker” ödülleri topladığında ağır küfürler etmiştim, “bi daha Oscar ödül törenini izleyeni siksinler”. demiştim.

    Son yılların adaylarına ve kazananlarına bakınca çok özür diliyorum gerçekten. Siyasi görüş olarak Avatar’ın tokatlamasına çok kızmıştım ama şu an tam tersini düşünüyorum. “The Hurt Locker” süper bir filmmiş gerçekten.

    Academy’nin Daniel Day-Lewis fetişizminden de nefret ediyorum. “Eastern Promises” gibi bir başyapıt varken ödülün “There Will Be Blood”a gitmesi çok fazla kalbimi kırmıştı. Korkunç hak yendi o gece.

    Sonuç olarak o yılları çok özlüyorum ve şu an sinemadan nefret ediyorum.

    şeyh hulud

    @ismail vilehand, yeni film ben de neredeyse hiç izlemiyorum. Kenara ayırdığım 30-40 tane film var, yeni bir şeyler izlemektense onları tekrar izlemek daha çekici geliyor.

    The Lord of the Rings serisi benim için terapi gibi bir şey, kendimi kötü hissedince izliyorum. O filmlerin geçenlerde 4k remastered versiyonları çıkmıştı, cgi’ları falan biraz elden geçirmişler, renk paletleri de internetteki ekran görüntülerinde değiştirilmiş gibi gözüküyordu ama doğru düzgün bakamadım hala. Anladığım kadarıyla görsel olarak hobbit serisine yaklaştırmışlar biraz.

    Yiğit

    @şeyh hulud, bazen cidden hiçbir şey izleyemediğim dönemler oluyor. Böyle olunca hafta sonu LOTR maratonu yapıyorum sonra hemen bünyem normale dönüyor.

  41. çaksu says:

    Ay ben de şikayet ediyim gelmişken. Az önce bitti, The Devil’s Candy. Rotten Tomatoes’da critic skoru %92 olan bi filmin bu kadar dandik çıkmasını beklemiyodum. Plot örgüsü saçmalık dolu (film kendini ciddiye alırsa batıyor bunlar), oyunculuklar kötü (şişman deli psikopat herif dışında), diyaloglar kötü.. Baba kız arasındaki “metal” anları da felaket cringe idi. İzlerken utandım haha. Huh…

    Tek tük bi kaç görsel ve aksiyonun kamera açısı dışında gelişip, bizim sadece sesini duyduğumuz sekansları sevdim.

  42. Oblomov says:

    Bu müziği ne kadar sevdiğinizi bir örnekle açıklayın.

    Misal; sol kulağımda işitme kaybı ve ara ara nükseden ağrı/acı olmasına rağmen fırsat bulduğum her an kulaklıkla yardırmasyona devam ediyorum.

    deadhouse

    @Oblomov, Yapma. Kulak sağlığı daha önemli.

    OblomoV

    @deadhouse, Haklısın. Belli bir ses eşiğini ve süreyi geçmiyorum.

  43. Avcı says:

    Bundan daha caydırıcı çok az ceza var dünyada. Jimmy Butler’ın sıradışılığını severdim. Şimdi daha da çok seviyorum. Umarım benim gibi iflah olmaz bir Death Metal dinleyicisidir.

    https://t24.com.tr/haber/miami-heat-yenilince-jimmy-butler-ceza-olarak-takim-arkadaslarina-nickelback-sarkilari-dinletmis,1098483

    deadhouse

    @Avcı, Ahahahaha.

  44. Melkor says:

    Infinity pool tam çerezlik filmmiş. Ama güzelinden o da az bulunuyor.

    Yiğit

    @Melkor, saçmalıkları çok olsa da zevkli film. Mia Goth hakkında burada yazılanlara birebir katılıyorum. Baya iyi hatun.

  45. fuin says:

    alkol + ativan + katatonia

    4. başarısız intihar girişimim mi, ölümüm mü daha yakın olacak bunu düşünüyorum şu sıralar sıkça.

    Fogs Kiss

    @fuin, alkolle ativan xanax gibi ilaçlar almayın solunum depresyonu yapabilir tehlikeli

    ismail vilehand

    @Fogs Kiss, adam ölmek istiyorum diyor sen şunla şunu almak tehlikeli diyorsun. Bu çocuğun acil pavyona gitmesi lazım.

  46. OblomoV says:

    Acaba sitede en çok albüm kritiği yazılmış grup hangisi?

    Ugur

    @OblomoV, Katatonia, In Flames, Opeth üçlüsü olabilir.

    Yiğit

    @OblomoV, Marduk?

    deadhouse

    @OblomoV, Megadeth olabilir.

    deadhouse

    @OblomoV, Iron Maiden sanırım. Yeterli araştırma yapmadım aklıma ilk 2 grup Iron Maiden ve Megadeth geldi. Sanırım Iron Maiden 19′la 1 fark önde. Bahsettiğin konuda en çok albümü olan gruplara bakmak lazım.

    Rust in Peace.

    @OblomoV, buna gelen yorumlara bakarak sanırım top 3 Iron Maiden (19), Megadeth (18), Katatonia (18)

    OblomoV

    @Rust in Peace., Öyle görünüyor. Katatonia’ya şaşırdım doğrusu.

    Boba Fett

    @OblomoV, müzik insanı ahmet beyin sevdiği gruplardan, incelemeleri okursanız görebilirsiniz.

    OblomoV

    @Boba Fett, 👍

  47. owlbos says:

    Darkthrone’un halaya kaldiran şarkıları > Burzum’un yeşilçam filmlerinde kullanılan ambient esintileri

    Yiğit

    @owlbos, natasha in eternal sleep’in riffine halay çekesim geliyor cidden.

  48. Melkor says:

    Sony şu allan belası call of duty için diretmeyip dava falan açmasa şimdi gamepass’ten bedavaya diablo oynuyorduk. Püh.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.