Belirli bir bölgede yaşayan ve benzer müzikal zevklere sahip insanların benzer tarzlarda albümler çıkarması, “sound” dediğimiz şeyin çeşdinin artması açısından oldukça önemli bir olay. Metal dünyasında kronolojik olarak çok önemli türlerin dünya çapında ses getirmesine sebep olan belirli scene’lerin olması, bazı türlerin belirli bölgelerle ilişkilendirilmesi, elbette orada yaşayan insanların birbirlerine destek olmaları, birbirlerini gaza getirmeleri ve ortak bir ruh yaratmalarıyla alakalı. Bugün sizlere bahsedeceğim KATAVASIA da bu bahsettiğim ortak ruhu yansıtma amacını temel alarak kurulmuş bir süper grup. 90’lar Yunan black metali gibi, fazla ses getirdiği söylenemeyecek bir tür içerisinde bulunsalar dahi, gerek Yunanistan’ın ülke olarak metal piyasasında giderek önemli bir yer ediniyor olması, gerekse grup elemanlarının gerçekten yetenekli ve bu müziğe tutkuyla bağlı insanlardan oluşması, KATAVASIA’yı sıkıcı ve tekdüze bir saygı duruşu projesinden çok ne yapmak istediğinin farkında olan ama müziklerine kendi gruplarının karakterlerini de katarak ortaya karbon kopya bir iş çıkarmaktan kaçınan bir grup haline getiriyor.
Grup elemanlarını tanıtarak başlayayım. KATAVASIA’nın 2014’ün en iyi albümlerinden ikisine imza attığını düşündüğüm AENAON ve HAIL SPIRIT NOIR elemanlarını içinde barındırıyor olması, benim “Sacrigelous Testament”ı ortamlara düştüğü an dinlememi sağlamak için oldukça yeterli bir sebepti. Bu noktada grupların yaptıkları müziğe biraz değinmek istiyorum çünkü her ne kadar ikisi de black metal adı altında anılan gruplar olsalar da AENAON’un daha direkt ve rif bazlı bir progresif black metal yaptığını, bunun yanında HAIL SPIRIT NOIR’ın ise çok daha prog/psycheledic rock tabanlı bir black metal yaptığını göz önünde bulunudurmamız gerek. Gitarlarda AENAON gitaristinin ve vokalistini, klavyede HAIL SPIRIT NOIR klavyecisini, davulda daha doom metale kayan bir black metal icra eden AGNES VEIN’in davulcusunu, vokallerde ise 90’lar Yunan black metalinin önemli temsilcilerinden VARATHRON’un vokalistini barındıran grubun kadrosunu gördüğünüzde elbette kafanızda tek bir beklenti oluşuyor: Kaliteli black metal.
Albümdeki müziği genel olarak tanımlaya çalışırsam, Yunanistan ve metal denince akla gelen ilk grup olan ROTTING CHRIST’ın mükemmel “A Dead Poem” albümündeki gothic/black metal dengesinin daha çiğ öğelerle harmanlandığı ve şarkıların orta tempolu, melodik kısımlarının zaman zaman sert ve hızlı, blast beat dolu old school black metal rifleriyle çok daha enerjik bir hal aldığı bir yapıda diyebilirim. Grup elemanlarının helenik black metal’in kendine özgü o kaotik ve “akdeniz hüznü” dolu melodilerini tamamen doğal şekilde müziğe yedirme hedefleri albümün her saniyesinden anlaşılıyor aslında. Başta da söylediğim gibi, KATAVASIA, yapmak istediği müziği kafasında net şekilde belirleyerek bir araya gelen insanlardan oluşan bir grup, bu yüzden de albümde hiçbir zorlama veya olmamışlık ibaresine rastlamak mümkün değil.
Her ne kadar albümü bütün olarak dinlediğinizde bir yerden sonra tekdüze gelmeye başlıyor olsalar da, rif yazımı açısından nefis bir iş var ortada. AENAON’un daha direkt ve saldırgan şarkılarında rahatça fark edilebilecek, iki gitarın olabildiğince varyasyonlu ve tekrardan kaçınan şekilde ortaya çıkardığı ama atmosfer yaratma açısından da inanılmaz başarılı olabilen tarama rifler, albümün daha direkt black metal tarafı diyebileceğim yönünü oluşturuyor. Fakat genelde şarkıların ilerleyişleri kesikli riflerin üzerine yazılmış melodik lead gitarlar şeklinde, ki bunlar o bahsettiğim helenik imzayı müziğe atma adına oldukça önemli bir yer tutan öğelerin başında geliyor. Bunların dışında “Mater Tenebrarum” ve “Eosforou Katavasis” gibi şarkılarda direkt olarak görülebileceği üzere farklı enstrümanlara yer verilmesi, albümün temposunun ayarlanması ve varyasyon katması açısından önemli olduğunu düşündüğüm akustik gitar kullanımı gibi zaman zaman farklılıklar da görülebiliyor olsa da genel hatlarıyla “Sacrilegous Testament” oldukça iyi planlanmış ve en önemli gücünü ortaya koyduğu ortak ruhtan alan bir black metal albümü.
“Virgin Blood”, “Visions of The Misty Night” ve -Sakis Tollis’in konuk olduğu- “The Chariot of Emperor”un albümün zirve noktaları olduğunu düşündüğümü söyleyerek sona gelmiş olayım. Melodik black metal’in daha gothic yönü denebilecek; ama kesinlikle kendine has bir havası olan helenik black metal türüne karşı ufak bir ilginiz varsa veya ilginiz olabileceğini düşünüyorsanız veya yukarıdaki şarkı hoşunuzda gittiyse, bu işi yapmak amacıyla bir araya gelmiş harika müzisyenlerden oluşan KATAVASIA’yı kesinlikle dinlemenizi öneriyorum. Her ne kadar birkaç dinleme sonunda sıkıcı gelebilecek bazı şarkılara sahip olsa da, “Sacrigelous Testament” genel anlamda dinleyiciyi kendine bağlayabilen, epik, vurucu, melodik ve en önemlisi de sonuna kadar Yunan bir albüm.
Kadro Foivos: Davul
Necroabyssious: Vokal
Haris: Klavye
Achilleas C.: Gitar, bas gitar
Astrous: Gitar
Şarkılar 1.Cosmic Nightmare
2.Symphony des gravens
3.Adoration of Darkness
4.Eosforou katavasis
5.Visions of the Misty Night
6.Order of Dogblood
7.Mater tenebrarum
8.Virgin Blood
9.The Chariot of Emperor
Pek güzel bir ‘Helenik okült melodik akdeniz black metal’ albümü.Daha çok Rotting Christ’ın Non Serviam ile Triarchy of the Lost Lovers’ına yakın.Eski dönem RC seven varsa mutlaka dinlesin derim.
albümde grubun yaptığı şeyi yapma yolu güzel de ortaya çıkan şey sıkıcı
demek istediğim şey şu ki enstrüman hakimiyeti, vokal, gitar tonları, genel sound herşey çok iyi ama albümde bir sıkıcılık ve tekdüzelik var
Ben de Ünal gibi AENAON ve HAIL SPIRIT NOIR’un kulu köpeği olarak bu albümü tekdüze buldum. Belki de bu sefer beklentim çok yüksekti falan diyorum ama yok, olmadı. Haris’in kattığı melodileri cımbızla çeker gibi çektim, sevmeye çalıştım, yapamadım. Oysa ki başucu albümü yapacaktım ben bunu. :’(
Pek güzel bir ‘Helenik okült melodik akdeniz black metal’ albümü.Daha çok Rotting Christ’ın Non Serviam ile Triarchy of the Lost Lovers’ına yakın.Eski dönem RC seven varsa mutlaka dinlesin derim.
albümde grubun yaptığı şeyi yapma yolu güzel de ortaya çıkan şey sıkıcı
demek istediğim şey şu ki enstrüman hakimiyeti, vokal, gitar tonları, genel sound herşey çok iyi ama albümde bir sıkıcılık ve tekdüzelik var
Ben de Ünal gibi AENAON ve HAIL SPIRIT NOIR’un kulu köpeği olarak bu albümü tekdüze buldum. Belki de bu sefer beklentim çok yüksekti falan diyorum ama yok, olmadı. Haris’in kattığı melodileri cımbızla çeker gibi çektim, sevmeye çalıştım, yapamadım. Oysa ki başucu albümü yapacaktım ben bunu. :’(
Kritikteki şarkı iyi yeaa. Bir ara bakayım ben buna, eline sağlık Ünal.