# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Haberler
Nergal’in otobiyografisinden hastalığını anlattığı bir pasaj yayınlandı
07.03.2015

Bir kafirin gözyaşları.

Son albümü “The Satanist”i geçtiğimiz sene çıkaran BEHEMOTH’un beyni Nergal, soru-cevap formatındaki otobiyografik kitabı “Sacrum Profanum”u 2012 yılında Lehçe olarak yayınlamıştı. İngilizce versiyonu “Confessions of a Heretic” ismiyle 19 Mart’ta yayınlanacak olan kitaptan, Nergal’in lösemi olduğunu öğrendiği zamanı anlatan bir bölüm yayınlandı.

Doktorunla ilk görüştüğün zaman söyledikleri nelerdi?

Ciğerlerimin röntgenini çekeceğini, bu yüzden giysilerimi çıkarmam gerektiğini söyledi. Bilirsiniz standart prosedürler işte. Ama nefes almakta biraz zorlandığımı kesinlikle fark etmişti.

Sana hastanede kalmanı söylemiş miydi?

Evet. Üç gün boyunca çeşitli testler yaptırdım.

Doktorlar hastalığınla ilgili şüphelerinden sana hiç bahsetmişler miydi?

Hayır. Sanırım moralimi bozmak istememişlerdi; ama bazı teorilerini, Dorota’ya gönderdikleri mesajı görmem sonucu tesadüfen öğrenebildim. Bunlardan birisi tüberkülozdu. Bu o kadar kötü değildi, çünkü tüberküloz olsaydı iki üç ay daha hastanede yatıp evime dönebilirdim. Ancak daha sonra doktorlar HIV virüsü kapmış olabileceğimi söyledi. O an gerçekten güçsüz hissettim. Son iki yıldaki cinsel yaşamım birden gözümün önünden geçti. Bir iki tane istisna olabilir belki ama hatırlayabildiğim kadarıyla korunmaya hep dikkat etmiştim. Tek bir şey düşünebiliyordum: HIV dışında her şey olsun.

Kesin teşhis ne zaman konuldu?

Bana ne olduğunu hemen söylemediler, ama bazı belirtileri kendim de fark edebildiğim için birkaç fikrim vardı. Üç gün sonra naklolduğum Gdańsk’daki başka bir hastanenin hematoloji bölümünde birkaç test daha yaptırdıktan sonra bir doktor yanıma gelip “Lösemisin” dedi. Sadece bunu diyip test sonuçlarımı verdi ve gitti. Odadan çıkar çıkmaz Dorata’yla göz yaşlarına boğulduk.

Löseminin ne olduğunu o zamana kadar biliyor muydun?

Hiçbir fikrim yoktu. Bildiğim tek şey ölümcül olduğuydu. Birden aylardır bir savaşın içinde olduğumu fark ettim. Ben de göz yaşlarımı sildim ve tanıdığım bütün doktorları arayıp: “Lösemi nedir, nasıl savaşırım?” diye sorular sordum, kendim de araştırmaya başladım. Daha sonra, eğer bir savaşa gireceksem, saçımı da buna göre kesmem gerektiğine karar verdim. Sadece ortada bir şerit kalacak şekilde kestim saçlarımı. Artık düşmanımı araştırmaya ve çalışmaya başlayabilirdim.

Neler öğrendin?

Miyolid lösemi hastalığına göre daha iyi huylu olan lenfoblastik lösemi olduğunu öğrendim. Bu tür saklanarak değil, kendini belli ederek vücuduma saldırıyordu. Bu yüzden alt etmesi daha kolaydı.

Hastaneye daha erken gitmediğin için kendine hiç kızdın mı?

Bunu doktorlara sorduğumda bir şeyin değişmeyeceğini söylediler. Sanırım hiç tıbbi müdahale almasaydım en fazla bir iki ay daha yaşardım, çünkü ciğerlerimde yarım litre su birikmişti ve nefes almak çok zorlaşmıştı.

O kadar su nasıl birikmişti?

Bu kadar fazla miktarda olmasa da ciğerlerde su birikmesi normal bir olaymış. Tabi ki de bu su daha sonra süzülür; fakat bendeki şişmiş tümör bunu engellediği için içime koydukları tüpün yardımıyla süzüldü. Yani içime tıpkı İsa’nınki gibi bir delik açıldı ve iki gün boyunca sarımsı yeşil bir sıvı bu tüpün yardımıyla yatağımın yanında duran cam kavanoza aktı. O tüpten ve çeşitli ameliyatlardan kalan yaralarım hala duruyor ve bazen onlara teşekkür ediyorum. Onlar benim stigmatam.

Ailene haber verdiğinde neler oldu?

Önce babama her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım ve annemi buna hazırlamasını söyledim. Annem, Irena, o kadar hassas ki bazen küçük bir kız çocuğu olduğunu düşünüyorum.

Annen nasıl karşıladı?

Beni gerçekten şaşırttılar çünkü hiç drama ve göz yaşı yoktu. İhtiyacım olan onların desteğiydi ve bunu biliyorlardı.

Hastalığının teşhisi öncesinden bahsettiğimizde oldukça gergindin; fakat hastanedeki zamanlarını anlatırken sakinleşmeye başladın. Bu çok şaşırtıcı.

Düşmanımı tanıdığım zaman paniklemeyi bıraktım çünkü mücadele etmem gerektiğini biliyordum. Karanlık bir ormandan geçerken arkanızda bir şeyin saklandığını bilirsiniz ve endişelenmeye başlarsınız; ama düşmanınız gün yüzüne çıktığı zaman onu alt edebilmek için stratejinize odaklanırsınız. Dövüşmeyi ve oynamayı sevdiğim için bütün bunlara bir satranç oyunuymuş gibi yaklaştım.

Yazımında Mark Eglinton, Kryztof Azarewicz ve Piotr Weltrowski’nin yer aldığı kitabın kapağı şöyle:

BEHEMOTH dinleyin:

 

  Yorum alanı

“Nergal’in otobiyografisinden hastalığını anlattığı bir pasaj yayınlandı” yazısına 16 yorum var

  1. ege says:

    merhaba seth siro anton.

    Echoes

    @ege, Demişken Septic Flesh bir albüm çıkarsa şimdi böyle birden alın dinleyin dese ne sevinirim.

    ege

    @Echoes, ya yutupta a great mass’in senfonik altyapısının ön plana çıkartıldığı bi mix’i var. onu çıkarsalar mesela bonus olarak o bile yeter. ama albüme kayarsa iş bi hafta odamdan çıkmam dinlerim. öyle de fanıyım.

    Ugur

    @ege, the great symphonic mass’i diyosan hemen hemen albümle aynı tarihte “edinilebiliyordu”

    ege

    @Ugur, o albümü albüm yayınlanmadan edindim. şundan bahsediyorum;

    http://www.youtube.com/watch?v=XC_v9fNDnm0

    Ugur

    @ege, aa tamam biliyorum bunu.

    ben

    @ege, Artwork için Moonspell’in yeni albümünü alacğaım sanırım. :)

  2. hangi lehçede olacak nergal ?

  3. Fitil says:

    Bir yanlışlık var bunda..

  4. OnurOnur says:

    Ya ben kötü oluyorum böyle şeylerde ya.

  5. GLaDOS says:

    kapakta Nergal tam dünyayı ele geçirmeye çalışan mastermind gibi çıkmış

  6. B U R Z U M says:

    Basliga yarildim:):):)

  7. “Bir kafirin gözyaşları.”

    Başlık etik değil, toplum adına da değil insanlık adına.

    Behemoth’u dinlemem yani bu grubun tamamı diskografisini inceleyip bırakmış bir dinlememek bu. Blackned Death Metal benim için üzerine eğilecek bir tür değil aynı Doom ve Funeral Doom’da yaptığım yani Funeral Doom Metal’i dinlemeyi daha doyurucu ve mantıklı bulurum Blackned DM yerine Black Metal’i bulmam gibi.(Konu daha ayrıntılı ve geniş alınabilir bu tercihi mi doğru anlamak adına tabi)
    Her ne kadar grubu dinlemesem de ne bir “sevgi” durumum olmasa da Nergal hakikaten değerli bi’ müzisyen. Parça klipleri, riffleri, grup temaları olsun gayet sağlam bir koordine mevcut.BDM’i de adam akıllı yapmıyor da değil hatta. Bu yüzden böyle bir hastalığa göğüs gerecek olması(bunu nasıl kaptı, neydi vb. şeylere hiç girmeden) beni biraz düşündürttü. Gerçekten empati kurdum yani bu hastalık sadece içeride bitmeyen bir şey her yanınıza dokunan bir hastalık, insanların kolay kolay benimseyebileceği bir şey değil. En çokta müzikal anlamda böyle adamların gitmesini pek isteyen biri değilim katkıları var BDM’ye de Metal’e de. İnşallah hayırlısı ile sonuçlanır.

  8. delikassap says:

    Hem başlık çok iyi hem bitiş sözü kısa ve net güzel bir haber olmuş birilerigirişiip Türkçe’ye çevirse de bizde okusak…

    Ve evet Behemoth dinleyin…

  9. emre says:

    Zamanında akciğerlere su dolması durumuna, insana yaşattıklarına çok yakından şahit olmuştum ve hem ilginç hem de korkunç bir durum. Zor, fena mevzular.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.