Ömer Kuş
Geçtiğimiz yıl çıkarttıkları “Ótta” albümüyle akıl alan, sitemizin yazarlarının ve okurlarının en iyi albüm listelerinin ikisinde de kendine yer bulan bu albüme imza atan SÓLSTAFIR, Avrupa turnesi kapsamında iki hafta önce Stokholm’de benim için unutulması zor bir performansa imza attı. 2009 yılında çıkan “Köld” albümünden beri severek dinlediğim ve her çıkardığı albümle bendeki yerini iyice sağlamlaştıran, artık benim için çok özel bir yere sahip olan bu grubu ilk defa canlı izleme şansına eriştim.
NORDIC GIANTS
Konserin ilk grubu yalnızca iki kişiden oluşan İngiliz grup NORDIC GIANTS idi. Facebook sayfalarında grubun yaptığı müziği Claustrophobic Cinema Clatter olarak tanımlamış grup, ilginç değil mi? Gerçekten de bayağı değişik bir grup olduğunu söyleyebilirim bu arkadaşların. Elektronik öğelerin yoğunlukta olduğu, enstrümantal, sıklıkla filmlerden diyalogların sample olarak kullanıldığı ve yoğun bir atmosfere sahip şarkıları var. Her şarkıya kısa kısa filmler çekmişler ve bütün konser boyu arkada kocaman bir ekranda bu filmler gösteriliyor. Çok değişik bir tecrübeydi gerçekten. Filmler de çok çok kaliteliydi görsel açıdan, adamlar bayağı para akıtmıştır diye tahmin ediyorum. Elemanlardan birisi klavye ve synthleri hallederken, diğeri çoğunlukla davul çalıyordu ama bazen davulu bırakıp eline bir elektrogitar alıp keman gibi çalmayı da ihmal etmiyordu. Değişik bir grup arayan herkese tavsiye ederim bu arkadaşları.
NEW KEEPERS OF THE WATER TOWERS
Gecenin ikinci grubu ilginç isimli NEW KEEPERS OF THE WATER TOWERS oldu. Bu arkadaşlar ilk gruba oranla nispeten daha normal, orta tempolu, yine atmosferik bir rock/metal icra ediyorlardı. Kağıt üstünde tam konserlik bir grup gibi duruyorlardı ama nedense konser sırasında ara ara sıkıldığımı hissettim. Şarkılar bir patlama yapacakmış gibi yavaş yavaş güç topluyor ama o beklenen patlama hiç gelmiyordu sanki. Genel olarak tempo da bana biraz fazla yavaş geldi herhalde. Bir de evde dinlemek lazım.
SÓLSTAFIR
Bu iki gruptan sonra sıra geldi SÓLSTAFIR’e. Nattfari ile gerçekleşen kısa intronun ardından Köld ile çok hızlı bir giriş yaptı grup konsere. Grubun orijinal davulcusu Gudmundur Oli Palmason kişisel sebeplerden ötürü bu tura katılamadı ve yerinde adını hatırlamadığım başka bir davulcu vardı. Vokalist/gitarist abimiz Adalbjörn Tryggvason konser boyunca gırtlağını patlatırcasına söyledi şarkıları. Adam gerçekten kendini vererek söylüyor ve bunu hissetmemek, bundan etkilenmemek imkansız, en azından kendi adıma konuşursam. Sadece gitar çaldığı kısımlarda da surat ifadesinden ne kadar olayın içinde olduğunu, şarkıları adeta “hissettiğini” görebiliyorsunuz. Konserin çok büyük bir kısmını tüylerim diken diken bir şekilde izledim ve hiç abartmıyorum bunu derken. Seyircinin de büyük çoğunluğunun aklı başındaydı ve “normal” bir metal konserinde olduğu gibi pogodur vesairedir en ufak bir şey olmadan herkes olduğu yerde büyülenmiş bir şekilde konseri izliyor, ara ara müzik izin verdiğinde kafa sallıyordu. Konserin atmosferine rahatça girebilmemde bunun etkisi büyüktü.
Son albümden Lágnætti, Rismal, Otta ve Dagmal çalındı. “Svartir Sandar”dan Djakninn, Svartir Sandar ve tabii ki Fjara. Kapanış şarkısı ise Goddess of the Ages oldu. Adalbjörn dayı şarkı aralarında seyirciyle sık sık konuştu, espri yaptı. Cool bir abi gerçekten. Burada öğrendim ki 20 yıllık kariyerlerinde ilk defa Stokholm’e gelmişler, aklım almadı. Umarım bir daha gelmeleri 20 yılı bulmaz, konserden sonra konuştuğumda bunu kendisine de söyledim zaten.
Bir SÓLSTAFIR konserindeki tek problem şarkılara eşlik edememek herhalde. Şu konserde çalınan şarkıların hepsini sayısız defa dinlemiş olan ben, neredeyse hiçbir şarkıya eşlik edemedim, içimde ukte kaldı. Anca Fjara sırasında işte “alfıramriy, yertar pempar taauurii” falan diye salladık birşeyler etrafta İzlandalı olan birileri yoktur inşallah diye umarak. Grubun diğer gitaristi ile basçısı da çok karizmatik bu arada. Gitarist abi kovboy şapkasıyla köşede sessiz sakin takılıp işine bakıyor, melodileri döşüyor.
Sonuç olarak büyük beklentilerle gidip bu beklentilerimin karşılığını fazlasıyla aldığım, son zamanlarda beni en çok etkileyen konser oldu bu. Konser sırasında tüylerim diken dikenken (kenkenken) aklımdan “Sen ne güzel şeysin be müzik. Sen ne güzel şeysin be SÓLSTAFIR.” şeklinde düşünceler geçip duruyordu. Gerçekten, daha çok albüm yapın, daha çok konser verin ve sakın bizi bu müzikten mahrum bırakmayın tamam mı benim İzlandalı abilerim? Hadi kalın sağlıcakla.
Setlist:
Náttfari
Köld
Lágnætti
Rismál
Ótta
Dagmál
Djákninn
Svartir Sandar
Fjara
Goddess of the Ages
Merch standindaki butun tisörtleri almak istedim bi de. Acaip guzel tisört tasarimlari var heriflerin yahu.
Eline sağlık abi. Şu an canlı izlemek istediğim 3-4 gruptan biri Solstafir. Bir sürü canlı performans izledim yutuptan, bir konser deneyiminin nasıl olacağını acayip merak ediyorum.
Bu arada tişörtler konusunda net katılıyorum, standı süpürürdüm orada olsaydım net.
Her zamanki gibi ciğer parçalayan bir konser yazısı. Solstafir bölümünü okurken üç cümlede bir Náttmál’ın girişindeki gibi “Aaaayyyy” çektim. Neyse ki Náttmál’ı çalmamışlar eheh. (çaresizce avunmak)
Pek konser insanı değilim, Solstafir’e gelene kadar da birçok grubun konserine gitmem gerek belki ama inanılmaz merak ediyorum. Ayrıca Djákninn <3
Konserde oluşan atmosferi tahayyül etmeye çalışıyorum, sonra istemeden de olsa çok sinirim bozuluyor ya eheh. Otta hala tazeyken bu setlistle iyi bir mekanda izlemeyi çok fazla isterdim. Eline sağlık Ömer.
Hayat cok mu guzel lan?