Dinlediğimiz müzik içerisinde, her ne yaparsa yapsın belli bir kalitenin üstünde işler çıkaracağından emin olduğumuz insanların olduğunu bilmek baya rahatlatıcı bir şey. Dan Swanö bu kişilerin başında geliyor. Swanö’yü 15 yıldan uzun bir süredir çok yakından takip ediyorum ve henüz bırakın kalitesizi, çok kaliteli olmayan tek bir işine dahi rastlamadım. Adam elini neye sürse altına çeviriyor. O kadar sevilesi fikirleri, o kadar zevkli bir bakış açısı var ki; Swanö varsa sorun yok, bu kadar basit.
Son albümü “White Darkness”ı 2007’de çıkaran ve o zamandan beri bir sürü farklı iş yapan Swanö, kardeşi ve iki arkadaşıyla birlikte sürdürdüğü melodik progresif rock/metal grubu NIGHTINGALE’i de daha fazla bekletmek istemedi ve şu anki en aktif projesi WITHERSCAPE’in de gayet hareketli olduğu bir sırada, yeni NIGHTINGALE albümü “Retribution”ı çıkardı.
NIGHTINGALE, Swanö’nün 70’ler progresif rock’ı sevgisinden esintiler barındıran, aşırı eşlik edilesi vokal melodilerine sahip, yer yer hüzünlü, yer yer coşkulu, kısacası pek çok farklı duyguyu yansıtabilen, şeker gibi bir müzik yapıyor. Klavyenin etkin şekilde kullanıldığı, Swanö’nün vokal konusunda döktürdüğü ve genelde bir hikaye örgüsüne sahip sözler barındıran NIGHTINGALE albümlerinin şimdiye kadarki kalitesi düşünüldüğünde, “Retribution”a dair beklentim de baya yüksekti. Olayı güzel yapansa, çıkacak sonuçtan emin olduğumdan bu beklentinin son derece rahat temellere dayanmasıydı.
“Retribution” nefis bir albüm arkadaşlar. Swanö’nün mükemmel vokal fikirleri, su gibi akan düzenlemeleri, içinde en ufak bir terslik barındırmayan, olduğu gibi kabul edebileceğiniz, şarkı yazımı konusunda deneyimli olmanın ne kadar önemli bir şey olduğunu apaçık belli eden bir albüm.
Travis Smith imzalı kapağının altında 11 adet şarkı barındıran albümde, Swanö’nün o pamuk şeker kıvamlı klavye melodileri ve sizi sarıp sarmalayan vokallerine teslim olmadan durmak çok zor. Bazı nakaratlar daha ilk dinlemeden, bazılarıysa ikinci üçüncü seferde mutlaka kafanıza yazılıyor. NIGHTINGALE’i güzel yapan şey de bu. Grup çok iyi şekilde bestelenmiş, iyi düzenlenmiş, kafası bu müziğe çalıştığı açıkça belli olan kişilerce yaratılmış bir müziği, çok kolay kabul edilebilir ve anında algılanabilir şekilde sunuyor. Hiçbir şekilde kastırmıyor, ancak sıradanlığın da yakınından geçmiyor. Kısacası NIGHTINGALE, bu işi çok iyi bilen kişilerce yapılıyor olmanın verdiği rahatlık sayesinde parlıyor, seviliyor.
Albümdeki şarkıların bir hikaye örgüsü devam ettirdiğini hissettiğiniz anda, müziğin de bu hikayenin gerektirdiği duygusal katmanları sağladığını, gerekli dramatik etkiyi yaratmayı çok iyi şekilde başardığını hissettiğinizde, “Retribution” sizin için daha ilk andan “olmuş” bir albüme dönüşüyor. Albüm su gibi akıyor, grup şaşırtıcı hiçbir numaraya girişmiyor, buna rağmen ortada takip edilen bir formül ya da kalıplaşmış bir beste yapısı kullanımı hissetmiyorsunuz. Tüm şarkıların kendilerini belli eden farklılıkları, öne çıkarlıkları var. Bu öne çıkarlıklar arasında klavye tonu, Swanö’nün ses rengi gibi ortak bağlayıcılar elbette var ve bu da albümün bütünlüğünü, karakterini oluşturmada baş rol oynayan faktörlerden biri.
Nihayetinde bu kritik şöyle de olabilirdi:
NIGTHINGALE – Retribution
Yeni NIGHTINGALE albümü.
Ama böyle güzel şeylerden bahsetmesi zevkli bir şey, o yüzden kendimi bu zevkten mahrum bırakmak istemedim.
Albüm mükemmel. Swanö’ya söyleyecek söz bulamıyorum. Tüm övgüleri hak ediyor. 9/10
bir Swanö fanı olarak düşüncem sanırım en iyi & en güçlü vokalleri barındıran işi. nefes kesici!
Swanö çok yaşasın cidden ya. Yılın en tatlı albümlerinden biri idi bana kalırsa.
Yine D. Swanö ve yine leziz klavye nameleri.
Tüm şarkılar hoş ama özellikle ‘Chasing The Storm Away’, ‘The Voyage Of Endurance’ ve ‘The Maze’ ayrı güzel.
Albüm o kadar tatlı ki çıktığı haftanın sonunda tüm şarkıları ezbere biliyor vaziyetteydim. Hatta YETER LAN diye gaza gelip internetteki çeşitli vokal training videolarını indirdim.
Bu kadar güzel nakarat mı olur lan? –> http://www.youtube.com/watch?v=FsaGDwLF0ao
Gercekten de tek kelimeyle mukemmel bir album. Bastan sona su gibi tertemiz akiyor. Ancak herseyden ote Swano’nun vokalleri albumu daha da bir essiz kiliyor bence. Divided I Fall’u soyleyecegim diye gotum yirtildi resmen.
Bu arada kritik de cok basarili. Eline saglik
olmasaydı, olmazdık..
Edge of Sanity de geri gelse tadından yenmez.
Progresif rock açlığı çektiğim bir döneme ilaç gibi gelmişti bu albüm, mükemmel cidden. Swanö’nün her işine ayrı ayrı hasta olmaya ve asla kötü sürpriz yaşamamış olmaya bayılıyorum. Tüm şarkıları teker teker övebilirim ama özellikle The Voyage of Endurance, Echoes of A Dream ve On Stolen Wings başyapıt niteliğinde eserler bence. Allah olmaya en çok yakınsayan adamlardan birisin Swanö, başımızdan eksik olma.
mükemmel
Swanö’yü öyle fazla takip eden biri değilim ama şu albüm ne güzel olmuş be. Şarkı sözlerini albüm bittikten sonra veya öncesinde bakarım ama şu albüm sırasında her şarkıyla birlikte sözleri okuyor ve eşlik ediyordum istemsizce. Tam sakinleşmek istenilen anda dinlenilecek bir albüm.
Ölüm metali, şeytancılık, iblislik ve pislik dolu geçen haftalardan sonra nasıl oldu aklıma düştü bu albüm bilmiyorum ama spor salonu gibi alakasız bi ortamda olmama rağmen aniden pamuk şekere, elmalı turtaya döndüm albümü açar açmaz. Bunlar nasıl tatlı melodiler ulan Nightingale, sen en şerrrefsiz metalcinin guilty pleasure’ı olmaya layıksın. Yerim seni.