2014 yılının deathcore türü için pek de parlak bir yıl olarak geçmediğini söyleyebiliriz. Birçok grubun yoluna sound’larına progresiflik elementini katarak devam etmesinin yanında çıkan dinlenilebilir albüm sayısı da oldukça azaldı.
Hatta direkt olarak BETRAYING THE MARTYRS, UPON A BURNING BODY ve CARNIFEX dışında doğru düzgün dinlenip sukse yapmış albüm olmadığını söyleyebiliriz. Bunun sebebi, birçok kişinin eleştirdiği bir sebep olsa da, türün aslında oldukça sınırlı olmasına ve de bir süre sonra tıkanmasına dayalıyor. Fakat deathcore zaten hiçbir zaman sınırları aşmak veya çığır açmakla ilgili olmadı; deathcore her zaman en direkt yoldan dinleyiciye hitap etmekle ilgiliydi. Ortada orta parmak çekmek ya da breakdown’larda kendinden geçmek isteyen bir kitlenin olduğu hep açıktı.
Fakat bu gruplar dışında bu sene albümüyle oldukça başarılı olmuş, hatta belki de türün yıl içindeki en iyi reaksiyon alan işini ortaya koymuş olan WHITECHAPEL var. Ama bu albümde de yapabileceklerinden çok daha azını yapmaları söz konusu. Müziklerindeki her anı olduğundan daha da vurucu yapabilecekken bunun yerine ya oldukça sade bir breakdown ya da bir klişe olarak bir riffte aniden 0-0-1-0 yolunu izleyebiliyorlar. Bunun aynısı sözler için de geçerli; Phil Bozeman çoğunlukla klişelere takılsa da aslında oldukça iyi bir söz yazarı(ydı), ama sonradan sözlerinin kapsadığı konular gitgide daha basit bir hal almaya başladı.
Fakat bütün bunlar sonradan yapbozda birleşiyor. Genel olarak WHITECHAPEL’in hem lirikal hem de müzikal açıdan yaptığının altında kaldığı düşünülüyor, bunun yanında gruba doğrudan “çöp” gözüyle bakanlar da oldukça fazla. Bu tepkiler açısından tür altındaki diğer gruplardan pek farkları olmasa da, WHITECHAPEL’in Facebook sayfasına, klip yorumlarına ve de turnelerine bakacak olduğunuzda ortaya çıkan farklı bir tarafları olduğunu fark edeceksiniz. Bunun temeli de WHITECHAPEL’in kitlesini oldukça iyi tanıyor olmasına dayanıyor.
Önceki albümünde eski işlerine nazaran biraz daha değişik elementler barındırmış olan WHITECHAPEL, aslında bu albümde de bundan ödün vermiyor. Psychopathy’nin clean girişi, Diggs Road ile tarihlerinin en duygusal şarkılarına imza atmış olmaları gibi durumlar buna oldukça iyi örnekler. Fakat albümün geneline baktığınızda, geriye kalan çoğu şey deathcore’un temelini oluşturan elementlere ve de WHITECHAPEL dışında birçok gruptan da dinlediğimiz anları barındırıyor.
Ama olay tam da burada bitiyor: Grubun ele aldığı konular dinleyicinin ya zayıf noktalarına ya da gündemine hitap ediyor. Our Endless War’ın sözlerdeki Amerika öz eleştirisi ve de Diggs Road’ın Phil Bozeman’ın oldukça sıkıntılı geçmişini anlatan bir şarkı olması gibi şeylerle beraber dinleyici zaten şarkılara gereken anlamı kendisi yüklüyor. Bozeman’ın Küçük Emrah geçmişi grubun yapıtaşlarından biri olduğundan, grup albümdeki her şarkıyı dinleticiye bu sıkıntıların patlaması olarak dinletiyor ve de dinleyicilerin kendi sıkıntılarını şarkılarda bulmalarını sağlıyor.
Olayın özüne gelecek olursak: Her ne kadar çılgınca veya saçma gelse de, WHITECHAPEL deathcore’a anlam katıyor. Grup dünyanın en kaliteni müziğini yapmasa da zaten bu yönden bir iddiaları yok. Olayları tamamen vereceği konserler ve de daha da dürüst olacak olursak Phil Bozeman’ın geriye bakıp hayatının tamamını bu müziğe aktarmış olması. Bundan sonra herhangi bir konserlerinde seyircilerin Our Endless War’da ortalığı birbirine katacağını ya da Diggs Road çalınırsa herkesin aklını yiyeceğini tahmin etmek zor değil. Dolayısıyla WHITECHAPEL müzikal açıdan mükemmel bir albüm çıkarmamış olsa da kesinlikle doğru albümü çıkardı, ve de deathcore’un zirvesindeki yerini almış oldu. Sadece ileride bunu daha gelişmiş bir şekilde yapmalarını umuyorum.
Bence bu albüm 7 veya 8′i hakediyordu. Sanırım beklenti çok yüksekti o yüzden 10 üzerinden 6.. Belkide ben pozitif onyargiyla yaklasiyorumdur, ne yapsalar dinlenir diye düşünüyorum
2014′de Tür’ün ıyılerı olarak Betraying the Martyrs ve Upon a Burning Body gibi deathcore niteliklerini ne kadar taşıyıp taşımadığı tartışmalı olan grupları örnek vermeseydın keşke. Çoğu deathcore dınleyıcısı için bu gruplar deathcore bile sayılmaz. Yine çoğu deathcore dinleyicisi için 2014 belkide tür açısından en zengin ve kaliteli albumlerin çıktığı yıldır veya yıllardan biridir. Yapılmış onlarca deathcore albümü arasından
Black Tongue-Born Hanged
Villains-Freudian Slip
Acrania-Totalitarian Dystopia
Lorelei-Lore of Lies
Rings of Saturn-Lugal kı en
Aversions Crown-Tyrant
Ingested-revered by no one, feared by all
Boris the Blade-The Human Hive
As Blood Runs Black-Ground Zero
The Room Colored Charlatan-Primitives
I Declare War-We are vıolent People by nature
gibi tür’ün en sağlam kayıtları öne çıktı 2014′de.
Bir de artık “defkor çok kısıtlı, hep breakdown hep konserlik albümler” gibi yorumlar sıkmaya başlamadı mı? Her iki kritikten birinde bu ifade gecmek zorunda mı? 2000-08 arası için belki doğru olsa da şu son 5-6 yıl deathcore’u için şunu söylemek saçma geliyor. Artık teknik, depresif Black esintili, progresif, slam veya elektronik öğelerle vs. müziğini ceşitlendirmiş, geliştirmiş bir ton deathcore grubu varken hala yıllar önceki muhabbetı döndürmek cidden çok saçma değil mi? Her tür’e hakim olacam derken saçmalamak çok mu elzem birşeydır, abi şu türden de anlama, ne olacakki?
09.12.2014
@GoreMageddon, Ground Zero için kötü yorumlar duydum ben, birde senin fikrini alsam?
10.12.2014
@Cattle Bilmemne, atlamış gibi olmak istemem ama ben vokal olarak Allegiance’ın altında buldum abi. Onun dışında riffler hoş olmuş. Yine de sen de bir dinleyip kritiğini yaparsın.
12.12.2014
@Cattle Bilmemne, 2014′te dinlediğim net en kötü albümdü. ne enstrümantel ne de vokal açısından tatmin etmedi beni.
09.12.2014
@GoreMageddon, Abi bilgisizliğime ver. Depresif black ile deathcore türünün harmanlanması bana çok acayip geldi. Cidden var mı böyle bir şey. Grup ismi önerirsen sevinirim. Ben senin paylaştıklarından şu gruba bir baktım. Benziyor gibi. Yani tam olarak black denmese de, etkilenme bayağı bir var gibi duruyor. Fena değil, ama beğendiğimi söylemeliyim şarkıyı.
http://www.youtube.com/watch?v=G6rM7bLhZLI
09.12.2014
@GoreMageddon, Öncelikle Betraying The Martyrs da, Upon A Burning Body de direkt deathcore türü altında olan gruplar. Senin için deathcore sayılmayabilirler(bu nasıl olur bilmiyorum ama), fakat “çoğu deathcore dinleyicisinin” bu düşünceye sahip olduğunu kestirmen biraz garip takdir edersin ki.
Bunun dışında yılın genel kalitesi açısından da kendi fikrini genele vurmaya çalışmışsın, senin için kaliteli bir yıl olabilir zaten. Ben kritikte çıkan albümler kalitesizdi demedim, sadece sukse yapan albümler azdı dedim. Saydığın gruplardan sadece Rings Of Saturn buna ulaştı. As Blood Runs Black bir nevi hayranlarını dolandırdığından değerlendirme dışı, ve kalan gruplar da zaten sabit kitlesi olan ve de Youtube’da izlenimlerin dibine vurmamış gruplar. Öteki taraftan türün iyileri değil, sukse yapan gruplar dediğim Upon A Burning Body “kayıp” hikayesiyle bütün metal camiasının ilgisini üzerine çekti, Carnifex zaten türün devlerinden biri, Betraying The Martyrs da Youtube’da tek şarkıda iki milyon izlenmeye yaklaşıyor.
En sondaysa neden paniklediğini anlamadım, türün ustası falan değilim ama hatrı sayılır süredir türü dinleyen biriyim. Düşündüğünün aksine türe hükmetme gibi bir derdim de yok.
Bunun dışında sound’a depresif black esintisi katılması(ki bu baya ilginç olsa gerek) gibi gelişmelerin bir grubu %100 oranında iyi yapması gibi bir şey söz konusu değil, hatta elektroniklerin grupları genellikle çok daha aşağı sürüklediğini söyleyebilirim. Bunun yanında bunlar her ne kadar uygulanırsa uygulansın, breakdown ve chugging gibi elementler zaten deathcore’un temelinde var.
Yeterince doyurucu bir cevap olmuştur umarım :)
12.12.2014
@Baybora Topaloğlu, türü hatrı sayılır süredir dinleyen biri olarak, “Upon A Burning Body deathcore yapıyor.” diyorsan bence bu konuda bir sıkıntı yaşıyorsun ve türü baya bi anlamamışsın. yani grupların etiketlenmesi evet, çok acayip gruplara internet ortamlarında acayip etiketler konulabiliyor ama mademki biz kritik yazacak seviyede kalburüstü dinleyiciler isek ve türler hakkında bilgi sahibi olduğumuzu iddia ediyor isek birazda ezberlerden çok kulaklarımıza güvenmeliyiz bence.
bu: http://www.youtube.com/watch?v=EQi6JmdnUBQ
ve bu: http://www.youtube.com/watch?v=3EkT6_MksLo
aynı tür değil bence. yani tüm dünya bunları aynı tür olarak kabul ediyor ve buna karşı çıkan tek ben isem: http://hope.ly/1vWW2t4
12.12.2014
@ismail vilehand, Öncelikle, aynı tür altında olup kulağa farklı gelen birçok grup var. Senin örneğinden yürüyecek olursak The Black Dahlia Murder’ın da Dark Tranquillity’nin de melodik death metal olması var ortada. Bir grubun türünü anlamamanın birini nasıl türü anlamıyor olarak lanse ettiğini anlamamakla beraber Upon A Burning Body’nin bir deathcore olduğunu da tekrarlayacağım. Metalcore’a da oldukça yakın olsalar da grubu bir tür altına alacak olursam bu deathcore olur ve bu internet üzerindeki neredeyse her ortamda da böyle, dolayısıyla bu konudaki sıkıntıyı anlayamıyorum pek. Grubun kendini nasıl tanıttığına bakacak olsak grup kendini doğrudan METAL olarak tanıtıyor zaten, bu yüzden hem kulaklara hem de birçok platformdaki etiketlendirmeye dayanarak Upon A Burning Body’nin bir deathcore grubu olduğunu söyleyebiliyorum.
12.12.2014
bende işte diyorum ki, mainstream dinleyiciler deathcore diyebilir bunda bir sıkıntı yok, yoksa ne gruplara neler diyorlar insanın aklı çıkar cidden. ancak belli kişilerin kendi inisiyatifine göre (özellikle senin benim gibi insanların) biraz da olsa kendince ne duyduğunu belirtmesi ve kendi etiketini koyması gerektiğini düşüyorum. ama sen hala internet üzerindeki neredeyse her ortamda böyle diyorsun ve yazdıklarından anlaşıldığı üzere Upon A Burning Body’nin deathcore yaptığından müthiş eminsin. o bakımdan ortada tartışacak bir şey kalmıyor.
bilemiyorum belkide ben yanlışım. 2003 yılında bu türün ilk peydah olduğu zamanlardan beri Despised Icon ve All Shall Perish ile dinlemeye başladım, ondan beri hiç bırakmadım. ve eminim bu sitede kimsenin umurunda değil ama benim en sevdiğim müzik türlerinden biridir deathcore. şunu söylemeden geçemeyeceğim, eğer şuan Upon A Burning Body gerçekten deathcore sayılıyorsa ve yılın iyilerinden biri ise, günümüzdeki deathcore’dan nefret ediyorum.
bu arada olayı kişisel algılama Ahmet’te albüm kritiğinde deathcore grubu diye anlattı Upon A Burning Body’yi orada da söyledim benzer şeyleri, sen cevap verince senle tartıştık, yoksa Ahmet’le tartışmayı daha çok isterdim hahaha. hani umarım tatlı/sert dilimden ötürü sana karşı bir çıkışım olduğunu düşünmemişsindir. yoksa kritiğin pasifagresif.com tarihindeki en fazla içi dolu ve iyimser deathcore kritiği. baya beğendim.
12.12.2014
@ismail vilehand, Yok abi estağfurullah ahah, asıl ben ters geldiysem kusuruma bakma. Yani çoğu ortamda olması sadece bir destek tabii ki, yoksa benim dinlememin neticesinde yatıyor etiketlendirmemin temeli. Senin türle ne kadar içli dışlı olduğunu da biliyorum az çok, sadece grubu cidden de deathcore olarak tanımlayabiliyorum ben kendi çapımda. Teşekkür ettim ayrıca.
09.12.2014
@GoreMageddon, Lorelei müthiş bir albüm çıkardı, hala dinlememiş olanlar varsa göz atsın derim ben. Keza I Declare War da öyle.
Bu albüm bence en azından 7-7,5 hak ediyordu. Alışılmış Whitechapel albümlerinden biri değildi bence, ama baya sevdirdi bana kendini. Kritik için teşekkürler.
Phil Bozeman’ın sıkıntılı ne geçmişi varmış. Ben bir tek dedesinin öldüğünü biliyorum. Ama hangimizin dedesi ölmedi ki?
11.12.2014
@Volga, http://www.rockedition.com/headlines/news/vocalist-phil-bozeman-posts-meaning-behind-every-whitechapel-song/
A New Era of Corruption yorumları.
albümün en büyük handikapı 2012 çıkışlı self-titled başyapıtında sonra çıkması. haliyle o albümü aşamadılar ama yinede kusursuz bir albüm yapabildiler. Our Endless War ve Let Me Burn grubun bugüne kadar yaptığı en iyi şarkılardan bence.