“Dahi” anlamındaki “de”nin bağlaç olduğu kadar bağımsız, başlı başına bir kelime olduğunu da bilen tüm metalseverlere merhaba. Bu hafta, “da” kadar başına buyruk, kimselere eyvallahı olmayan müzisyenlerden, yani tek kişilik gruplardan bahsedelim.
Bireyselliğin bir hayli ön plana çıktığı, ekip arkadaşlığı, koordinasyon ve sinerji gibi kavramların devre dışı kaldığı tek kişilik projeler, metalin her döneminde ilgi odağında olan oluşumlar. Bilinçli olsa da olmasa da bir noktada Yakın Çağ’ın fenomenleşmiş bestecilerinin yaklaşımını benimsemiş olan bu bireyler sizce 20. ve 21. yüzyıl müziğine neler katıyor? Müziğin farklı beceri, yetkinlik ve yorum gerektiren bileşenlerinin tamamını tek bir şahsın üretmesine ve icra etmesine nasıl bakıyorsunuz? Bu tür oluşumlardan hangi konularda ne tür beklentileriniz oluyor? Bu müzisyenlerin nasıl algılanmak istediğini tahmin ediyorsunuz? Bu kişiler neden tek kişilik bir proje oluşturup sürdürmeyi arzu ediyor olabilirler? Tek kişilik bir grup olmanın avantajları ve dezavantajları neler olabilir?
Yorumlarınızı ilgiyle bekliyor, canınız istemedikçe yalnız kalmayacağınız güzel günler ve geceler diliyorum.
Şöyle bir giriş yapayım; birden fazla enstrümana hakim birinin mutlaka düşünmesi gereken bir hadise tek kişilik proje. Amacıda çok basit, net. İstediğin müziği, istediğin şekilde oluştur. Şahsen çok isterdim her tür kayıt vs olayınada hakim olup başından sonuna, albüm kapağıma logoma kadar herşeyini ben yapayım.
Bu işin gelişen teknoloji ile doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Yetenek faktörü en önemli etken tabii ki ve kayıt teknolojilerinin gelişimi ve herkesin faydalanabileceği ölçekte ve yaygınlaşmış olması işi biraz daha kolaylaştıran noktalar. Ben konser adamıyım diyenler için bi anlamda sorun olabilse de benim için mahsuru yok. Derinlikli ve kaliteli olan her türü oluşumu destekleme taraftarıyım.
Diğer yandan grup sinerjisinin ürünü olan farklı fikirlerin kaynaşması olayı ortaya çıkacak ürünün zenginliğini sağlayacak olan unsur. Ama her grupta bu olmuyor zaten. Bazı elemanların baskın olması durumu vardır bildiğiniz gibi.
Aklıma ilk gelen tek kişilik proje Sleep Terror grubu. Ahmet abinin sayfasına da yazmıştım. Şiddetle tavsiye ederim.
http://www.metal-archives.com/bands/Sleep_Terror/5753
Bence bu akım günden güne daha da güçlenecek. Çoklu bir gruba göre tek kişi olmak baya bir zor olsa gerek. Çünkü tek kişilik projelerde bütün enstrümanları yine tek bir kişi çalacak. Dolayısıyla her bir enstrüman için çaba harcayıp profesyonel seviyeye gelmek baya bi zor olsa gerek. (ben de bunun hayalini kuruyorum).
Tek kişi olunca istediğiniz müzik türünü yapmakta özgürsünüzdür. Mesela hazırladığınız albüm içinde çok farklı tarzlarda, birbirine pek yakın olmayan müzik türlerini bir araya getirebilirsiniz. Bu şekilde da sağlam bir hedef kitlesi yaratmak zor olacaktır. Çünkü çoklu gruplarda bile bazen insanlar tıkanıyor, yeni özgün şeyler üretemiyorlar. Dolayısıyla tek kişide ister istemez kaçınılmaz son bu olacaktır.
Bununla beraber tek kişilik projeleri sürdürüp başarılı olan yok mudur? Tabi ki vardır. Misal “Thy Light”
Ek olarak tek kişilik projelerde canlı performans yapılamaz. Yani internetten takip etmek abone olmak gereklidir. Çoklu gruplarda da grup üyelerinin sorumsuzluğu, her birinin ön plana çıkma çabası olduğu düşünülürse bence tek kişilik çalışmak daha iyidir.
GRAVELAND!!!
Canlı performans kısmı 2. planda ve sosyopatlık olmazsa olmazı olduğundan metal müzikte genelde black türünde gördüğümüz durum.Ayrıca bence tek kişilik projeyi ikiye ayırmakta fayda var.
Birincisi gerçek anlamda tek bir müzisyenden oluşan projeler.(Falkenbach, Burzum…)
İkincisi ise bir müzisyenin yönettiği oluşumlar.(Therion, Ayreon, Death)
Hatta bir üçüncü durum da grup olarak başlayıp zamanla bir kişinin projesine dönüşen gruplar.(Opeth, W.A.S.P, Iced Earth)
Tek kişilik projelerin tercih amacı genellikle daha özgür bir yaratım olsa da, dezavantajı doğal olarak üretimi tek bir kişinin yüklenmesi.Burada Mastodon, Iron Maiden gibi herkesin üretime katıldığı grupların avantajı ortaya çıkmakta.
Dave Mustaine’nin geleceği gibi sanki.
Bu başlığa en sevdiğim tek kişilik black projesiyle cevap vereyim http://www.metal-archives.com/bands/Cosmic_Church/90126. Üretkenlik ya da beste yapmak konusunda çok zorlandıklarını düşünmüyorum tek kişilik projelerin. Bu algının oluşmasında Devin Townsend te etkili gibi.
Şu an benim yapmaya çalıştığım olaydır ki gerçekten çok zor. Ritim ve solo gitar kayıtlarında bir problem yaşamıyorum ancak bas gitarım olmadığı için çeşitli programlarla elektro gitar sesini bass gitara çevirmek zorundayım. En kötüsü ise davullar. Onun için de çeşitli programlarla partisyonlar oluşturmam gerekiyor. Hele ki enstrümantal işlerden sıkıldıysanız vokal de size biniyor. Zevkli oluyor gerçi. Eğer ilerde bu tür yaygınlaşırsa ismini ben koyayım: Asosyal rock/metal
Cloudkicker benim için bir ilham kaynağı.
Bir akımın, bir grubun ruhunu 80′li yıllardan bugüne ilk günkü gibi yaşayabilmek ayrı bir dert, bir de bunu kayıtlar ve prodüksiyona kadar tek başına yürütmek ayrı bir dert. Bir NWoBHM efsanesi Tank grubunun 2007′de çatladığını biliyordum, ancak bölünen taraflardan Algy Ward cephesinin “tek kişi” olduğunu az önce öğrendim.
Algy Ward tek kişi olsa da geçen sene çıkardığı albüm, bildiğiniz Tank müziğine çok daha yakın, hatta prodüksiyonu kirli olmasa şahane bir albüm. Bildiğin Tank 2013′te albüm yapıyor, savaşın yaralarını sarıyor.
http://www.metal-archives.com/bands/Tank/3540365425