# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
JOB FOR A COWBOY – Sun Eater
| 17.11.2014

Açlığın yeni boyutu.

“…Bilim adamları onun dev bir güneşe yaklaşmasını, etrafını sarmasını ve de bir solukta yutmasını izledi…Arkasında gezegenlerindeki yaşamı destekleyemeyecek siyah ve soğuk bir kabuk bıraktı! O zamandan beri evren boyunca dolaştı…Güneşleri, yıldız sistemlerini ve bazen bütün bir halde galaksileri yuttu…Her an büyüyor ve daha güçlü hale geliyordu…”

“Sun Eater”, DC çizgi romanlarındaki yıldız yok etme silahının adı. Superman’e karşı en büyük tehditlerden biri olan bu silah, yukarıdaki şekilde canlı bulduğu yıldızları, ve de bunlara dahil olarak güneşleri yutar ve gerisinde işlevsiz kalıntılar bırakır. Bu albümün “sizi yutacağı ve sonrasında işlevsiz kalıntı gibi hissedeceğiniz” yönündeki malum basit metaforu tabii ki yapmayacağım, zira “Sun Eater” gayet saldırgan bir death metal albümü olsa da, yarattığı etki bir solukta yutmanın belki de tam tersi.

JOB FOR A COWBOY, ilk iki albümleri boyunca death metal hissiyatını taşımış olsa da esasen bir deathcore grubuydu. Bugün grupla ilgili paylaşımların altında gördüğümüz bayat mizahlı eleştirilerin temel sebebi bu. Grubun deathcore etiketi altında da hiç fena olmadığını düşünsem de üçüncü albüme gelelim. “Demonocracy”, grubun resmi olarak kendini death metal janrı altına aldığının duyurucusuydu. Orada burada bazı deathcore elementleri dışında oldukça net bir death metal albümüydü. Grup kayda değer derecede olgunlaşmış ve de kompozisyon ufuklarını gittikçe daha açıyordu. Şimdiyse “Sun Eater” geldi.

Jon Rice’ın gruptan ayrılması sebebiyle yerine birçok projeden tanıdığımız Danny Walker’ın geçtiği “Sun Eater”, grubun dördüncü albümü ve bu albümde ortada neredeyse hiç deathcore etkisinin kalmadığını söyleyebiliriz. Hatta grup sadece saf death metal yönünde evrilmekle kalmamış, albümde teknik hatta progresif denecek türden anlar barındırmış. Bunda bas sesinin yükseltilmesinin bile çok büyük bir katkısı var, zira bestelerin altyapısının daha da sağlamlaştığını hissedebiliyorsunuz. Başta bu olay çok hoşuma gitmese de, bütün albüme nasıl yedirildiğini görünce baslardan oldukça memnun kaldım. Bunun dışında gitar tonu aslında grubun önceden bildiğimiz tonu, fakat bas dışında albümde bir farklılık daha var: Davullar. Metal camiasının ünlü davulcularından biri olan Danny Walker’ın üstlendiği davullar kesinlikle Jon Rice’ın tarzına farklılık gösteriyor. Walker birçok farklı janrada olan projede yer aldığından bu oldukça doğal ve Rice ne kadar çok iyi bir davulcu olsa da, Walker bu albümün sunduğu temel değişimin öncüsü olabilir: Groove.

Albümü dinlemeyi bitirdikten sonra eğer önceki albümleri dinlemiş biriyseniz teknik ve progresif tınılar dışında bir şeylerin daha farklı olduğunu hissedeceksiniz. En iyi şekilde Sun of Nihility’nin başındaki bas-davul kombinasyonunda hissedilen bu olay tamamen groove’a dayanıklı. Albüm tarama riff veya blast beat’lerle dolu değil; bu öğeler oldukça dengeli bir şekilde dağıtılmış. Walker’ın bu değişimde öncü olmasının sebebi ise tabii ki davuldaki serbest partisyonları ve de zil oyunları. Albüm içerdiği bu groove sayesinde akıp gidiyor ve ilk defa bir JOB FOR A COWBOY albümünü detaylı bir şekilde dinlediğinizi hissediyorsunuz, albümün güzel tarafı da bu. Bir önceki albüm de oldukça iyi bir death metal albümü olsa da akılda kalıcı ve incelenecek kadar derin bir şeyler barındırmıyordu, bu albümde ise kulağınızın inceleyeceği birçok detay ve de aklınızda kalacak birçok riff var. Ve grup bu açıdan sound’unu yakalamış gözükse de, aslında bu yönde yine bir kararsızlık hakim. Albümü dinledikten sonra “tamamdır, bu adamlar bu”, en azından ben, diyemiyorum. Bu belirli bir etiket altında olmaktan fazlası, fakat bir sonraki albümde bunun oturacağı kanısındayım.

Yazının başındaki tanımın aksine, albüm olan “Sun Eater” sizi bir solukta yutmuyor; ağzını şapırdatmadan sizi çiğniyor. Genelinde bir kararsızlık yine hakim olsa da aslında grup ne yapmak istediğini biliyor ve bu albüm ile bu amaçlarına oldukça sağlam bir adım attılar. Bundan sonra ekstra durumlar dışında işler onlar için sadece daha iyiye gidecektir diye düşünüyorum. Bir taraftan The Synthetic Sea’nin solosunu tekrar tekrar dinlemeye giderken bir taraftan da DC’deki Sun Eater’ın geri dönüp Superman’i haklamasını umuyorum, zira kendisinden hiç hazzetmiyorum.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.47/10, Toplam oy: 36)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2014
Şirket
Metal Blade Records
Kadro
Jonny Davy: Vokal
Tony Sanicandro: Gitar
Alan Glassman: Gitar
Nick Schendzielos: Bas
Danny Walker: Davul
Şarkılar
1. Eating The Visions Of God
2. Sun Of Nihility
3. The Stone Cross
4. The Synthetic Sea
5. A Global Shift
6. The Celestial Antidote
7. Encircled By Mirrors
8. Buried Monuments
9. Worming Nightfall
  Yorum alanı

“JOB FOR A COWBOY – Sun Eater” yazısına 7 yorum var

  1. Eline sağlık.

    Açıkçası, Job For A Cowboy’a hiçbir zaman ısınamadım. Sound’ları hep aşırı “ara” ve olmamış gelmiştir bana, Sun Eater’ın da bunu değiştirdiğini söyleyemem. Albüm ile ilgili tam anlamıyla sevdiğim tek şey, Danny Walker’ın davulculuğu oldu. Arada sırada akılda kalıcı bir sürü rif kulağıma takıldı ancak beste ve progression açısından hiç ısınamadım albüme.
    Nick Schendzielos’un Cephalic Carnage’a çok daha yakıştığını düşünüyorum ayrıca; burada bas ve davul kombosu çok fazla öne çıkarılmaya çalışılmış ve bu yüzden sound’dan dev bir ödün verilmiş. Gitarların üzerinden bu kadar rol çalınmasını sevmiyorum, albümün ağırlığını alıyor bence. Ayrıca tekdüze vokaller de bu ağırlığın geri verilmesine hiç yardımcı olmuyor.

    Bu albümün sound ve beste olarak ilginç bir bölgede durduğunu ve çoğu kişinin hoşuna gideceğini biliyorum, grubun sınırlarını genişletmesi açısından da iyi gelişmeler içeriyor. Ama genel olarak hiç benlik değil.

    Ozzyen

    @Batuhan Bekmen, Tek düze mi vokaller?

  2. GoreMageddon says:

    Deathcore/death metal ortamlarında sıkça karşılaşılan bir oluşum jfac şüphesiz. Bu kadar dinlenildiğine göre, yeterince odaklanamıyorum diye ‘ruınation’, ‘demonocracy’ ve ‘doom’u defalarca dinlemişimdir. Çok sarmadılar evet. Ama sürekli bir değişim içerisinde oldukları için merak uyandırmaları gibi de bir nokta var ki her yeni albumlerinde açıp dinlemek az da olsa heyecan yaratıyor.

    ‘Sun Eater’ kesinlikle grubun içinde olduğu degişimin bir parçası. Dinlerken ilk dikkat çeken nokta diğer albumlerde olduğu gibi “vurucu” özelliklerden çok “gerginliğin” üzerine düşülmüş. 20-22. dakikalarda başlayan parça az da olsa demonocracy’ide yaratılan atmosferi hatırlatıyor. Onun dışında ‘Sun Eater’ gerçekten “yeni” bir albüm.

    Dış kaynaklı kritiklerde ve yorumlarda da bas’ların çok ön planda tutulmasına dikkat çekilmiş. Bence albümde yakalanmak istenen havaya gayet de uymuş. Bir diğer nokta jonny’nin yokları oynaması; vokaller albümün en zayıf parçası (bence).

  3. Albümü bayağı beğendim, ancak bütün şarkılar birbirine benziyor gibi, hani atılan sololar bile aynı notaları kapsıyormuş gibi geldi kulağıma. Tabi bir de dinleyiciyi adeta tokatlayan bas, ister istemez şarkıdaki odak noktasını çok hızlı değiştiriyor. Vokali bile domine eden bas mı olur arkadaş. Bana çok fazla geliyor bu kadarı. Yine de dinlenebilirliği yüksek bir albüm olmuş.

    Kritik için teşekkürler Baybora.

  4. psylocke says:

    geçen yıl albumden ilk şarkı çıktığında acayip hayal kırıklığı yaşamıştım, bildiğim job for a cowboy dan ayrı bir şey geliyordu, ancak album çıktığından bu yana benim için üstüne çıkan bir albüm olmadı hala. herşeyiyle muhteşem bir albüm. ayrıca lanet süpermen de hiç bi zaman ölmicek.

  5. Rashid says:

    Grubun eski müziğinden kalan tek şey vokaller olmuş. Demonocracy ile birlikde grubun müziğini olgunlaştırmaya çalıştığı aşikardı ama Demonocracy bile kendi içinde o eski tarz “müthiş hızlı ve bir-birine benzer şarkı” düzeninde gidip geliyordu ama bu albüm baya değişik olmuş ve iyi de olmuş. Grubu severim ama playlist’imde her albümlerinden 1 ve ya 2 şarkı olur ve ya olmazdı ama bu albümden şimdiden kafadan 4-5 şarkıyı listeye atmış bulunuyorum. Bass’ın fazla öne çıkması çoğu dinleyici tarafından fazla olması gereğiyle eleştirilmiş ama benim için durum aksine. Bu arada Jon Rice’ten özür diliyorum ama Danny Walker grubun müziğini baya güzelleştirmiş ve daha özgür bırakmış. Son yıllarda şu deathcore’dan death metal’a kaymaya çalışan grupların içinde bence bunu iyi kotaran nadir gruplardan biri oldu Job For A Cowboy. Nihayet Kovboylar kendilerine uygun pozisyonda işe başlamış görünüyorlar.

  6. Uzak ara en sevdiğim progresif death metal albümü.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.