2011’deki “The Aura” ile baya büyük bir patlama yapan ve günümüzde orijinal bir şeyler katmanın hiç de kolay olmadığı teknik death metal gibi bir türü tekrardan heyecan verici şekilde sunan Kanadalı BEYOND CREATION, 2014’e geldiğimizde “Earthborn Evolution” adlı ikinci albümüyle karşımızda.
“The Aura”yı sevdiyseniz bu albümü de seveceksiniz demiyorum, çünkü zaten “Earthborn Evoluion” “The Aura”nın ötesine geçti bile. Son derece akılda kalıcı, son derece zeki, gerçekten de hayranlık uyandıran, enfes bir albüm “Earthborn Evolution”.
Teknik death metal konusuna uzunca bir süredir tereddütle yaklaşan ve dinleyecek grup bulmakta zorlanan şahsım adına, son 1 haftadır “Earthborn Evolution”dan başka bir şey dinleyemiyor olmak, her dinleyişte ortaya konan yaratıma hayran kalmak, bu türü çok çok seven ancak son yıllardaki vasatlık ve klonluk muhabbetinden dolayı türe biraz kırgın olan beni ziyadesiyle sevindiriyor. Peki nedir “Earthborn Evolution”ı iyi yapan.
Bir kere albüm acayip düzeyde bütünlüklü, yoğun ve en önemlisi de çok özgün, ferah ve sağlam bir atmosfere sahip. Bu durum çok önemli, çünkü teknik death metalin genelinin en büyük sorunu da bu tür bir atmosferi yaratamıyor olmak. Teknik death metal, adı üstünde “teknik” olmak zorunda olan bir tür; müzisyenliğin ileri seviyede olması bu tür için zaten bir gereklilik. Artık herhangi bir gruptan bir şey durup da teknik beceri namına aklımızı kaybedeceğimiz, “böylesini duymadık AAAAAAAAAAAA” diye delireceğimiz bir durum yok. Her tür üst düzey müzisyenliği, manyaklığı duyduk, duyuyoruz ve doğal olarak da alışıyoruz, değil mi? “Böyle teknik bir teknik death metal duymadım laaaaaaan” diye geziyor muyuz? Gezmiyoruz. E hal böyle olunca, teknik death metal içerisinde öne çıkabilmek adına yapılması gereken şey, müziğe bir ruh, bir hava katabilmek. BEYOND CREATION işte bunu kusursuz şekilde yapıyor. Ne kadar mükemmel müzisyenler olduklarının mastürbasyonunu yapmadan, son derece müzikal bir şekilde sanatlarını icra ediyorlar ve ortaya da yaptıkları şeyi çok iyi bildikleri kabak gibi ortada olan adamlarca yaratılmış bir şölen çıkıyor.
Gerçekten de bir şölen var burada. Forest’ın basları mı diyeyim, iki gitarın muazzam uyumunu mu anlatayım, davulların hayvanlığından mı bahsedeyim? Ya da uzun yolu seçip tüm (TÜM) şarkıların nasıl karakterli olduklarını; hepsinin baştan aşağı birer müzisyenlik ziyafeti ve beste, düzenleme harikası olduklarını ballandıra ballandıra anlatayım mı?
Ne kadar anlatırsam anlatayım “Earthborn Evolution”ın değerini dinlemeden anlamak cidden imkânsız. İçinde o kadar tatlı fikirler var ki, o kadar zevk sahibi ellerden çıkmış rifler, sololar barındırıyorlar ki… Böylesi teknik, böylesi progresif bir müziğin birkaç dinlemede aklınıza kazınacak kadar akılda kalıcı olabilmesini sağlamak gerçekten büyük beceri. Clean gitarlı bölümlerdeki aşmış davul performansları, iki gitar ve basın birlikte dans ederek yarattıkları öküz gibi güzel katmanlar, ince işçilikle örülmüş enfes sololar, aynı duygu içine sıkışmadan çok farklı ve özgür bir tablo çizen bir müzik…
“Earthborn Evolution”ın en büyük değerlerinden biri, albümün büyük bir kısmının enstrümantal olduğunu fark ettiğiniz andan itibaren –hayır, albümde sadece bir enstrümantal şarkı var- grubun nasıl sinematografik bir müzik yaptığını, enstrümanlarla aktarılan dramatizmin ne denli üst seviyede olduğunu fark etmek. Gitarlar, baslar ve davul resmen şarkı sözüne ihtiyaç duymaksızın anlatıyorlar diyeceklerini.
Teknik death metale karşı özel bir uyuzluğunuz yoksa, bu albümü sevmeniz çok büyük olasılık. Teknik death metali özellikle seviyorsanız, “Earthborn Evolution”a tapınmaya zaten çoktan başlamışsınızdır. Zira ortada uzun zamandır çıkan en iyi teknik death metal albümü var ve yakın zamanda da pek geçilebileceğini sanmıyorum.
Siteye yazmak için yeni albümler dinlemem gerekiyor ancak elim hep “Earthborn Evolution”a gidiyor; ne yapacağım bilmiyorum.
(9.18/10, Toplam oy: 92)
Loading ...
beyond creation parçalarının en sevdiğim özelliği caddede kalabalığın arasından geçerken bile kulaklıkla dinlediğim anda kulağımın odaklandığı ilk noktanın rahatça duyabildiğim basları olması. grubu bu kadar özel yapan şeyin de bu olduğunu düşünüyorum. onlarca teknik death metal grubunun arasından bariz bir şekilde sıyrılıyor.
the aura’dan ötesi olamaz diye düşünüyordum. insan gerçekten hayret ediyor. bu yıl dinlediğim en sağlam albümdür… lakin yine de the aura’nın temiz soundunu özleyeceğim.
The Aura’yı ilk dinlediğimde aklımı kaçırcaktım kritikte bahsedildiği gibi bu müziğe atmosfer ve ruh katmak çok önemli Beyond Creation da yeni nesil gruplar arasında bunu en iyi yapanlardan biri şahsen.The Aura şahsi görüşümce kusursuz bir albümdü aynı şekilde bu albümde tam anlamıyla kusursuz olmuş o yüzden ikisi arasında ayrım yapma gibi bir durum söz konusu değil benim için ayrıca belirtmeden geçmeyeyim bas gitarlar cidden harika yer yer gitarların bile önüne geçebilecek derecede dikkat çekici harika partisyonlar var albümde.Tek isteğim bu grubun da ilerki yıllarda The Faceless (Michael Keene sağolsun pek sıkıntı olmuyo) ve Obscura gibi kadro sıkıntıları yaşamaması ve bu düzeyde mükemmel albümler çıkarması.
Beyond Creation ismini görünce hemen aklıma ilk albümdeki leziz bas tınıları geldi. Bu albümde de durum değişmemiş.
Bas tonu ve ritimleri müziğe ayrı bir hava katıyor.
Albümü henuz dinleme fırsatım olmadı. Kritiğin albüm hakkındaki olumlu yorumları daha çok meraklandırdı beni. Bir albümle gelınebılecek en iyi noktaya geldi BC the aura ile. Haliyle bir sonraki album çok merak ediliyordu.en kısa zamanda albümü edinmeye bakıcam. Bakalım neler yapmışlar.
Bu arada yeri değil ama pasıfagresıf’ın mobil sitesini hazırlamayı düşünüyor mu ilgili kişiler? Haberleri ve kritikleri okumak çok zor oluyor sıteye cepten girenler için.
01.11.2014
@GoreMageddon, Şu son paragrafı en çok isteyen insan benim herhalde.
02.11.2014
@GoreMageddon, fosil nokia c3-00 kullanıyorum, opera mini sayfaya sığdır olayıyla istediğim siteyi %99 rahat rahat okuyorum.
Ben şahsen siteye girmeye üşenir oldum; şimdi kim sayfayı büyütüp satırları ekranda bir sağa bir sola gezindirip haber okuyacak diye siteye girmekten vazgectıgım çok oldu.
Albümü bugün dinledim ve epey sevdim.İlk albümü dinlemediğim için kıyas yapamadım.Bana Quo Vadis in Defiant imagination unu anımsattı.Sanırım bas gitardan :)
Teknik Death Metal benim için bu değil. Progresif açıdan güzel albüm ama Teknik Death Metal dediğin vurucu olmalı benim için.
bende albumu bastan sona dınledım bastan sona vokalden cok enstrumantal kısımlara agırlık verılmıs ıyıde olmus album kapagındakı dunyanın atmosferınde hıssedıyor kendını ha su var bence bu sene en ıyı teknık death metal albumu revocatıon un yenı albumu deathless
mobil cihazlarda opera kullanırsanız sayfayı sığdır özelliği çok kullanışlı oluyor. yani sitelerin mobil versiyonlarını aramanıza gerek kalmıyor.
Earthborn evolution her anlamda mükemmel bir parça olmuş. Albümün ilk 3 parçasını dinleyip başa sarmak gibi bir durum oluştu bende.
2. kez döndürüyorum albümü ve ciddi ciddi çok beğendim. PC’deki arşive sene sonu listesi için 10 albümlük ayrı bir klasör açmıştım; Earthborn Evolution bugün o klasördeki yerini aldı.
SON 10 YILDIR DİNLEDİĞİM EN İYİ TEKNİK DEATH METAL ALBUMU MUHTEŞEM MÜZİSYENLER KADROSU NOKTA AHA BUYRUN.
Sonunda dinleyebildim şu albümü. Neyse şimdi album şöyle; grup henuz ikinci albümünü çıkarmış olduğu için, ‘earthborn’dan önce grup elemanlarının BC karıyerlerine, müziklerini şekillendirmeye olan bakış acılarını bilmiyorduk. ‘Earthborn’u dinledikten sonra rahatlıkla BC’nin yenilikçi bir grup olduğunu söyleyebilirim. “yenilikçi” den kastım; son albumden bağımsız ve etkisinden kurtulmuş olarak yeni şeyler denemek ve yazmak. Neyse işte, bu bağlamda ‘earthborn’u ‘the aura’nın üzerinden değerlendirmek yanlış hatta saçma olur. Çünkü the aura ve earthborn tamamiyle ayrı kafalarda yazılmış iki album.
Belli kı bu herifler tech death’ın progresif yanıyla ilgilenmeyi uygun görmüşler ‘earthborn’da. Uzunca enstrümantal partlar, tekdüze vokal kullanımı felan. Bı ara bir hiçbir High vokal kullanılmamış gibi geldi bana ama sonradan farkettim. The aura’dakı gibi alakasız ama müthiş oturan-birden giren gitar rıfflerinden eser yok. Yine the aura’da vokale de eşlik edilebiliyordu az çok. ‘earthborn’ da o da yok.
Sıkı bir teknik death metal dinleyicisi olmama rağmen ilk albümlerine hiç alışamamıştım. Earthborn Evolution ilk albüme nazaran biraz daha iyi olsa da benden yine geçerli not alamadı maalesef. Fazlaca duygudan yoksun geliyor.
Teknik death metal’in kendi sınırları içerisinde sıkışması maalesef son zamanlarda çok fazla grupta kulağıma özellikle batmaya başlayan bir sıkıntı olmaya başladı. En sevdiğim metal alt türlerinden biri olmasına, bu denli vizyonu geniş ve esnek işler barındırmasına rağmen nedense artık birkaç dakika dinledikten sonra meh dediğim çok fazla albüm oluyor. Beyond Creation ilk albümünden zaten teknik death metal’in bu “meh” kalıpları içinde kalarak müzik yapmakta olacağını gösteren bir grup olduğundan olaya bunu kabullenerek bakmak gerektiğini düşünüyorum. Earthborn Evolution’ın gerçekten de son zamanların en iyi teknik death metal albümlerinden biri olmasının sebebi de bana kalırsa bu kalıplar içinde müzik yapıyor olmalarına rağmen genelde değişime gitmeden; ama oldukça iyi işlenmiş ve her anı planlanmış, amaç doğrultusunda yazılmış olduğu belli olan riflerden oluşuyor olması. Enstrüman mastürbasyonu ve duygu eksikliği gibi sorunları akla getirmeye fırsat dahi vermeyen bu olay, grubu birdenbire türün en üst sıralarına taşıyacak derecede önemli ve değerli aslında. Umarım bu yolda ilerlemeyi sürdürürler ve teknik death metal etiketi görünce yavaş yavaş gruplardan uzaklaşmaya başlayan dinleyicilere “hala umut var” mesajı vermiş olurlar haha.
teknik death demissin ama progressive death bu dostum…
2 yıllık bir süreç geçti ama şimdilik arkadaşların karşısına çıkabilecek güçte bir albüm gelmedi. Tech/prog death’ın en riskli yanlarından biri bir süre sonra yorması oluyordu ama bu amk albümünü insan dinledikce daha fazla dinleyesi geliyor.
Bu albüm başka bir şey harbiden.
Özellikle albümle aynı ismi taşıyan şarkı metalin aktüel zirvelerinden biri bence.
Yıl olmuş 2023 ben daha yeni keşfettim bu grubu, chuck schuldiner benzeri birşeyler bulayım diye kasarken. Ama çok güzel oldu, çok da güzel iyi oldu walla mutluyum. Babalar gibi albüm yapmışlar. Başka albümler de var daha dinleme şansım olmadı. Onlar da bu albüm kadar güzelse ne mutlu bana. Hazine bulmuş gibi oldum.