Ömer Kuş

Yaz sonrası ilk konser yazısıyla karşınızdayım ve bu sefer çok farklı, benim için unutulmaz bir deneyimden bahsedeceğim. Hatta konserin kendisi, grubun performansı vs. hakkında fazla yorum olmayacak, konser öncesi kısım çok daha ilginçti.

GHOST, 1,5 yıllık “Infestissumam” turnesinin son iki konser mekanı olarak Stockholm ve Göteborg’da iki büyük lunaparkı (Stockholm’de Gröna Lund ve Göteborg’da Liseberg) seçti. Daha önce bir yorumda da belirttiğim gibi Nameless Ghoul’lardan birinin kız arkadaşıyla tanışmıştım rastgele. Gel zaman git zaman kızla çok yakın arkadaş olduk, hatta Nameless Ghoul ile de tanıştım birkaç kere.

Liseberg konserine birkaç saat kala arkadaşım istersem büyük ihtimalle backstage kartı ayarlayabileceğini söyledi. Ben de tabii ki isterim ulan dedim ve 8’de başlayacak konser için saat 5 gibi lunaparka geldim. Ardından sahnenin orada arkadaşımla buluştuk ve backstage kartımı aldığım gibi güvenlik şeridinin orada beklemekte olan fan güruhunun yanından geçerek sahne arkasının yolunu tuttuk.

Beni neyin beklediğini tam bilemeden, “kim lan bu tip?” diye beni sallamamazlık yaparlar mı gibi düşünceler içerisinde sahne arkasında buldum kendimi. İlk başta kimse yoktu, bütün elemanlar dinleniyordu sanırım. Arkadaşımla soyunma odalarından birinde oturup muhabbet ettik.

Kısa bir süre sonra ise elemanların akşam yemeği için salonda oldukları bilgisini alıp biz de oraya gittik. Arkadaşım olan Nameless Ghoul ve diğer bir iki ghoul artı papa da oradaydı. Elemanların hepsi gerçekten arkadaş canlısı ve hiç havalarda olmayan tipler, bu beni baya mutlu etti. Beraber yemek yedik ve sanki az önce tanışmamışız gibi samimi, eğlenceli bir muhabbet döndü. Papa baya konuşkan ve sıcakkanlı bir abimizmiş onu gördüm. Bu arada diğer elemanlar ile, ses teknisyenleriyle şunla bunla da tanıştım.

Konserin başlamasına yarım saat falan kalmıştı ama elemanlar hala maskesiz kıyafetsiz ortada geziniyorlardı. Hazırlanmaları beklediğimden kısa sürüyormuş. Nameless Ghoul’ların o son hallerine gelene kadar aldıkları bütün ara formları gördüm herhalde ahah. İlginç bir tecrübeydi.

Bu arada grup küçük bir sahne şovu olarak Body and Blood sırasında grup elemanlarının kız arkadaşları olan iki kişiye rahibe kıyafeti giydirip seyircilere şarap ve ekmek dağıttırdı. İşte bir yandan bu rahibelerin hazırlanışını izlerken yan odadan Papa’nın vokal alıştırmalarını dinledim. Konserin başlamasına birkaç dakika kala anca bütün grup hazır oldu ve birkaç fotoğraf çektirme şansı buldum.

Ardından grup ile beraber sahnenin yolunu tuttuk. Bu arada konserin başlamasından yarım saat önce falan “GHOST! GHOST!” diye bağıran büyük kitleyi oradan duymak bayağı değişikti. Konserin başlamasına saniyeler kala sislerin verilmesi, hoparlörlerden tüyler ürpertici Masked Ball’un çalınmaya başlaması ve seyircinin sesini iyice yükseltmesi, Nameless Ghoul’ların birer birer sahneye çıkmasıyla seyircinin coşması ve bütün bunlara sahnenin üzerinden tanık olmak, o normalde hep arasında olduğum kitleye bu sefer değişik bir noktadan bakmak çok farklı bir tecrübeydi. Infestissumam’ın çalınması ve Per Aspera ad Inferi’nin girmesiyle birlikte Papa’yı da sahnede uğurladık sonra.

Daha önce hiçbir amatör konseri dahi sahne arkasından izlememiş benim gibi biri bir anda İskandinavya’nın en büyük lunaparklarından birinin ana sahnesinde durmuş binlerce kişiye bakıyordu. Davulların sesi çok daha baskın geliyordu tabii ki ama yine de beklediğimden daha iyi duyabildim şarkıları.

Ben sadece davul sesi gelecek falan sanıyordum ama o kadar kötü değilmiş. Tabii ki şarkılarda coşmak, seyirciyle beraber aktivitelere girmek gibi şeyleri bu konserde es geçtim. Kah grup elemanlarını izledim, kah fotoğraf çektim, kah seyirciye farklı farklı noktalardan bakmaya çalıştım, kah sahne arkasında diğer insanlarla muhabbet ettim (Nameless Ghoul’lardan birinin abisi ve onun küçük çocuklarıyla tanıştım mesela. Adamın amcası Ghost’ta çalıyor anasını satayım, nasıl bir hayat lan bu?).

Grubun perfomansı yine bayağı iyiydi, seyirci sayısı da bayağı fazlaydı. Setlisti de aşağıya bıraktım. Konser sonrası yine bir iki fotoğraf seansı gerçekleşti. Ardından after party olayı için Göteborg’un klasik rock/metal mekanlarından biri olan Sticky Fingers’a gidecekti bazı elemanlar ama ben bir arkadaşımla buluşmam gerektiği için onlarla gitmedim. Herkesle vedalaşıp mekandan ayrıldım. Yakında Linköping’de yine göreceğime emin gibiyim zaten.

Sonuç olarak doğum günümden iki gün sonra baya bomba bir hafta sonu geçirmeme vesile oldu bu konser. Unutulmayacak bir deneyim oldu. “Ehe, ehe” diye sırıttım uzun süre. İleride başka detaylar aklıma gelirse yorum olarak yazarım.

Pasifagresif olarak GHOST’un bile içine sızdık yani daha ne yapalım arkadaş?

Setlist:
Infestissumam
Per Aspera ad Inferi
Ritual
Prime Mover
Satan Prayer
Secular Haze
Con Clavi Con Dio
Elizabeth
Body and Blood
Death Knell
Here Comes the Sun
Stand by Him
Genesis
Year Zero
If You Have Ghosts
Encore:
Ghuleh/Zombie Queen
Monstrance Clock