Çıkış Yarası: Adli patolojide, merminin vücudu terk ederken yarattığı hasarlar. Çıkış yaraları, merminin vücut içerisindeki dönüşü ve deformasyonu dolayısıyla genelde giriş yaralarından daha geniştir.
THE HAUNTED her zaman için en sevdiğim gruplardan biri olmuştur. AT THE GATES’ten doğmaları, modern thrash metalin yaratıcılarından olmaları, müthiş rifler yazmaları, beste konusundaki süper yetenekleri, onları her zaman için bir tehdit unsuru yapmıştır. 2005 yılında Zimbabweli bir arkadaşımdan hediye olarak aldığım (şaka değil, cidden) ve artık siyahtan ziyade griye kayan “One Kill Wonder” tişörtümü her ne kadar uzunca bir süredir pijama niyetine kullansam da, THE HAUNTED özellikle ilk 3 albümüyle bana büyük şeyler katmış bir gruptur.
Bir süre önce kadroda yaşadıkları dev değişimin ardından sürpriz isimleri bünyesine katan grup, FEARED’dan tanısak da THE HAUNTED müziğine yapabileceği katkı namına kapalı kutu olan Ola Englund‘la devam edeceği yolculuğunda, bakalım ne tür bir yöne kayacaktı. Elbette ki Patrik Jensen hâlâ yerli yerindeydi, Jonas bir yere gitmemişti ve grubun en vahşi yönünü görmemizi sağlayan Marco Aro ile “The Haunted“ta baget sallayan AT THE GATES davulcusu Adrian Erlandsson da geri dönmüştü.
Kağıt üzerinde gayet heyecan verici bir durum vardı. Peki bu durum, notalara nasıl döküldü?
Etrafa kan sıçrata sıçrata, yukarıdan boca edilircesine döküldü arkadaşlar. Peter ve Anders’in ayrılıklarının ardından grubun kanıtlayacak bir şeyi olduğu ortadaydı. Patrik, “THE HAUNTED sadece Anders değil”i kanıtlamalıydı. Bu isteğinin olduğunu görmemek imkânsız. Zaten kadroyu da buna göre oluşturdu. THE HAUNTED’ın eski, ısıran, koparan yönünü gösterecekti. Kafa kırdıracaktı.
Önce “Eye of the Storm” EP’sine ilk albüme benzer bir kapak koydu; azalan heyecanı, hayranların ağzındaki kekremsi tadı hissediyordu ve “özlenen THE HAUNTED geri dönüyor” mesajı vermek istiyordu. Sonra “Exit Wounds” çıktı; kapakta “The Haunted” ve “rEVOLVEr” referansları vardı: alev, dişleri gözüken karanlık adam ve grubun sert dönemlerindeki pek çok kapağında yer alan detaylardan biri olan, kan…
Belli ki grup “The Dead Eye” ve “Unseen” gibi deneyselliklere girmeyecekti. Zaten nasıl girebilirdi ki? O albümlerin o şekilde olabilmesini sağlayan en büyük faktör Peter Dolving’in varyasyonlu vokalleriydi. Marco Aro’nun katıksız öküz vokalleri ile hangi deneyden bahsediyorsunuz? Bodoslama hayvanlık olacaktı, belli.
Daha fazla uzatmadan albüme geçelim. “Exit Wounds”, grubun yine “yenilendik ve daha güçlüyüz, daha tehditkârız” hissini vermeyi amaçlayan bir isme sahip Cutting Teeth ile açılıyor. Bu tarz değişimlere giden gruplar genelde “shedding skin” (deri değiştirmek) muhabbetine girerler, THE HAUNTED da “cutting teeth”i (diş çıkarmak) uygun görmüş. Her ne kadar THE HAUNTED bebeklik evresini çoktan geçse ve “sıfırdan başlıyoruz” tarzı bir tavırları olmasa da, Cutting Teeth yeni THE HAUNTED için hoş bir metafor.
Albüm THE HAUNTED’ın sert yüzüne dair her şeyi gösteriyor. İlk şarkıyla yaşanan yıkım, ikinci şarkıyla birlikte yerini daha sofistike bir THE HAUNTED’a bırakıyor. Jilet rifler, melodik dokunuşlar, bize albümün sırtını komple sertliğe, bodosa yaslamayacağını belli ediyor. Ne de güzel oluyor.
“Exit Wounds”da öz be öz saf THE HAUNTED’ın yanı sıra, Patrik dolayısıyla bariz SLAYER, Ola dolayısıyla da bariz PANTERA etkileri duymak mümkün. Bu etkilerin birleşimi, yer yer, yine bu iki gruptan büyük oranda etkilenen bir başka grup olan LAMB OF GOD havalarına da kaymıyor değil. XXXX’in verse rifinde 11th Hour’ın giriş rifinin bir bölümünü bire bir olarak duymak mümkün. Time (Will Not Heal) ve Trend Killer’da TESTAMENT’tan Chuck Billy’yi konuk eden albüm, Aro’dan ötürü vokal namına biraz tek boyutlu olsa da, hem melodik nakaratlar bu konuda bir dengeleyici vazifesi görüyor, hem de bu yırtıcı riflerle Aro vokalleri zaten sucuklu yumurta gibi bir birliktelik oluşturuyor.
Albümde öyle dev bir hit olmasa da, tüm şarkılar belli bir kalitenin üstünde ve öyle ya da böyle kendilerini öne çıkaracak birtakım unsurlara sahipler. Dolayısıyla “Exit Wounds”u 10. dinlememde dahi bir heyecan kaybı, sıkılma yaşamadım. Albüm THE HAUNTED’ın çıkardığı en iyi albümlerden biri mi? Bu konuda şu anda bir şey söylemek zor, üstelik kıyaslanacağı THE HAUNTED döneminde çıkan albümler de şu an grubun klasikleri olarak anılıyorlar. Böylesi bir kıyaslamaya da zaten gerek yok. Net olan bir şey var, o da “Exit Wounds”un başarılı bir albüm olduğu.
Umarım grup bundan sonra yeni çözülmeler yaşamaz; Adrian PARADISE LOST, AT THE GATES ve diğer projeleri nedeniyle gruptan ayrılmayı düşünürse ya da diğer elemanlarda bu tarz uzaklaşmalar olursa, korkarım THE HAUNTED ikinci bir yenilenmeyi kaldıramaz, Patrik de “eeeeh sikerler” deyip bilişim teknolojileri danışmanlığına geri döner ve WITCHERY’siyle arada bir şeyler çıkarıp müziği ikinci plana atmak durumunda kalabilir.
Umarım bu olmaz, çünkü THE HAUNTED’ın gücü daha uzun yıllar kafamıza kafamıza vurmaya yeter.
The Haunted’ın sert tarafını özlemişiz sahiden.Özellikle arabada dinlerken dikkatli olmak lazım can kaybına sebebiyet verebilir haha.
sertleşme sorununu çözdüler ya, ay bi rahatladım varya… bu arada temptation parçasının üç daşşağı var…
geyik bir yana ciddi ciddi özlemişim \m/
The Haunted’a girişmek için -kendi adıma- dehşet bir albüm. Thrash açlığımı Exodus’un albümü çıkana kadar tutar diye düşünüyorum.
Marco Aro’nun vokallerini her zaman sevdim. One Kill Wonder bence hala en iyi albümleri ama dinledikçe bu albümü de epey sevdim, bence The Haunted böyle tınlamalı. Eline sağlık Ahmet…
fanboyluk berbat bişi ya. albümü dehşet sevdiğim halde ballandırarak övemiyorum. hala Peter Dolving <3
Genel olarak güzel albüm, Chuck Billy’le düet çalışması farklı bir hava katmış(iyi anlamda). Eye of the Storm şarkısında At The Gates dinliyormuşum havasına kapıldım.
bence 10 uzerınden 8 ı hak etmıyor neden dıye soracaksanız bu kadar usta muzısyenelrın oldugu grupta .son album oldukca vasat 1 2 sarkı dısında akılda kalıcı nakarat ta yok album halı hazırda alel acele yapılmıs gıbı daha ustaca bır album beklerdım benım ıcın hayal kırıklıgı hıc heyecan almadım
07.09.2014
@ertan yılmaz, Katılıyorum. Bana da alelacele yapılmış gibi geldi. Şahsen bu kadar düz bir albüm beklemiyordum. 6 ideal.
07.09.2014
@ertan yılmaz, Türkçe bu değil. Olmamalı.
26.10.2014
@Korhan Tok, +1
Time (Will Not Heal) okul zili gibi oldu. işten güçten fırsat bulursam aralarda bu çalıyor.
Trend Killer’in sözleri ne atarlı yahu. Acaba Peter Dolving’e diss mi atıyor Marco? :)
Time (Will Not Heal) çok büyüksün.