# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
FALCONER – Black Moon Rising
| 25.08.2014

Türünde yılın en iyisi.

15 yıldır aktif olan ve bu süreye 8 albüm sığdıran FALCONER’ın, yalnızca 6 yıl aktif kalabilen ve 1997, 1998 ve 1999’da 3 adet albüm çıkarabilmiş MITHOTYN’in gölgesinde kalmaya devam ediyor oluşunun ne kadar garip olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Adamlar 15 yıldır 1-2 yıl aralıklarla albüm yayınlıyorlar, neredeyse hepsinde belli bir kalitenin üstünde iş çıkarıyorlar, çok orijinal bir ses rengi olan iyi bir vokalistleri var, ancak hâlâ “MITHOTYN’in dağılmasının ardından kurulan” tanımından kurtulamıyorlar. Hayır, bunda kurtulunacak bir taraf da yok, MITHOTYN enfes albümler yapmış harika bir gruptu; ancak power metal bir kesim tarafından öylesine hor görülüyor ki, FALCONER dendi mi hep bir “Aaa evet MITHOTYN vardı, onlar dağılınca şey oldu FALCONER” açıklaması geliyor. 15 yıl oldu ulan. Yeter.

Detaylarda boğulmadan albüme geçelim. “Black Moon Rising” FALCONER’ın şu ana kadar çıkardığı en iyi albümlerden biri, “Falconer“ın ilk albüm olma önemi olmasa, belki de en iyisi. Cidden müthiş şarkılar barındırıyor ve grubun kalıplaşmış müziği içerisinde yapılabilecek çok tatlı denemelerle power metal adına çok ama çok başarılı örnekler sergiliyor. Mathias Blad’ın doyumsuz ses rengi ve yorumu, yılların tecrübesi Stefan Wienerhall’ın melodi ve rifleriyle birleşince, ortaya power metal adına doyumsuz bir iş çıkıyor.

“Black Moon Rising”, FALCONER’ın, hatta MITHOTYN’in bugüne dek yaptığı her şeyden tatlar barındıran bir albüm. Bazı şarkılarda ta “Falconer” günlerine gidiyor ve gizli bir power metal klasiği olan Heresy in Disguise’ın o mükemmel tadını alıyor, sonra “Northwind“e uzanıp hayatımda duyduğum en güzel nakaratlardan birine sahip olan Catch the Shadows‘un eşsizliğine yakın şeyler duyuyoruz, sonra Ages of Runes ile çok bariz MITHOTYN tatları alıyoruz; ancak albümü çok güzel kılan sadece bunlar değil.

“Black Moon Rising” sahip olduğu farklı dinamiklerle de öne çıkıyor. Blast beat’li Viking metal benzeri kısımlar akıllara “Gathered Around the Oaken Table“ı getirirken, Blad’ın belki de ilk kez yaptığı türde vokal yorumları barındıran Black Moon Rising ve There’s a Crow on the Barrow da cidden aklımı başımdan alıyorlar. İkinci dediğimden sonra gelen Dawning of a Sombre Age de aynı şekilde çok etkileyici anlar barındırıyor. Bu 3 şarkının nakaratları, gerçekten de çok zekice yazılmış, ilk dinlemede biraz garip gelen, ancak sonra ne kadar yaratıcı oldukları anlaşılan şeyler. Özellikle albümle aynı adı taşıyan şarkının nakaratını ilk duyunca, “ulan bu ne garip bir nota değişimi tercihi” diye düşünüp azıcık yadırgamıştım, ama şimdi duş yaparken bile “Du yu siiiiiiiiii dığı bleeeek muuuun rağayziiiiiiiiing!” diye çığırıyorum. Duşta FALCONER söyleyen qızlar eqlesin.

Çok uzatma niyetinde değilim. Albüme gerçekten doyamıyorum. Prodüksiyon; MITHOTYN manyağı olduğum 1999-2002 arasını hatırlatan, “Falconer” albümündeki tüm şarkıları gitarla baştan sona çaldığım zamanlara götüren besteler; Mathias’ın dünyada eşi olmayan ses rengi ve yorumu… Kısacası “Black Moon Rising” beni ilk dinlememden beri duvardan duvara vuruyor arkadaşlar.

Power metalle arası olmayanlar elbet bu albümden de bir şey bulamayacaklar, ancak LOST HORIZON‘ın yok oluşuyla birlikte kaliteli power metal grubu konusunda ölümcül bir açlık çeken şahsım adına, böylesi mükemmel bir power metal albümü bulmanın önemini cidden anlatamam. Şu an bu kritiği yazdığım sırada albümü 20. kez falan dinliyorum ve şu an bile kafamı iki yana sallayarak, albümün tatlı riflerine, nefis vokal melodilerine eşlik ediyorum.

Süper de bir kapağı olan albüm, ikisi de benim için baya büyük manevi değerler taşıyan “Falconer” ve “Northwind” ile birlikte en sevdiğim 3 FALCONER albümünden biri oldu, en sevdiğim olmak adına da şansını zorluyor. Tür adına bu sene bundan daha iyisini dinleyeceğimi de pek sanmıyorum. Hatta umarım dinlemem de FALCONER’ın o samimi tadı daha uzun süre kulaklarıma dolmaya devam eder. Çok süper ulan, dinle dinle doyamadım günlerdir.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.83/10, Toplam oy: 24)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2014
Şirket
Metal Blade
Kadro
Stefan Weinerhall: Gitar
Jimmy Hedlund: Solo gitar
Magnus Linhardt: Bas
Mathias Blad: Vokal
Karsten Larsson: Davul
Şarkılar
01. Locust Swarm
02. Halls And Chambers
03. Black Moon Rising
04. Scoundrel And The Squire
05. Wasteland
06. In Ruins
07. At The Jester’s Ball
08. There’s A Crow On The Barrow
09. Dawning Of A Sombre Age
10. Age Of Runes
11. The Priory
  Yorum alanı

“FALCONER – Black Moon Rising” yazısına 10 yorum var

  1. Phaolrym says:

    Melodik, senfonik, neo-klasik ve prog-power olması yüzünden Falconer’a benzemese de, power metalde bu yıl en beğendiğim albüm Tayland’lı Melodius Deite grubunun “Episode II: Voyage Through the World of Fantasy” albümü oldu. Bu tür “generic” epik power’dan epey uzaktım uzun yıllardır, ama karşıma çıkan müthiş bir albümle yeniden dönmüş oldum. Tiz sesle bağır çarğır şarkı söyleyen vokalli (gey de denebilir) gruplar konusunda inanılmaz seçiciyimdir, fakat bunlar acayip iyi. Bilemiyorum dinleyiciler nereye konumlandıracaklar, ama benim için efsane bir albüm oldu bile.

    Freedom Call da fena bir albüm yapmamış, ama fazla “generic” olmuş bence. Özellikle bu türü çok sevenler için mükemmel bir albümdür herhalde, ama bana pek cazip gelmedi.

    Falconer’ın hiç beğenmediğim bir albümü yok. İlk iki albüm ve Northwind biraz daha öne çıksalar da, bu albüm de hiç fena değil. Hiçbir zayıf an barındırmayan, bazı kısımları da farklı ve süper olan bir albüm. Uzun yıllar dinlerim herhalde. Kritik için teşekkürler. 8/10

  2. ali ihsan balı says:

    İlk şarkı hariç çok da ısınamamıştım. Yazıda o kadar çok övülmüş ki tekrar bakma ihtiyacı hissettim açıkçası.

    Deathotek

    @ali ihsan balı, al benden de o kadar =(

  3. cazorp says:

    gitar soloları müthiş!

  4. kavanozkafa says:

    Mithotyn i görünce dayanamadım açtım dinledim..ne gruptu be arkadaş….he is the king of the distant forest!!!!

  5. OtomatikOblomov says:

    Gerçekten dinledikçe güzelleşen bir albüm olmuş. Kritikte söylenenlerin tümüne imzamı atarım. Melodi zenginliği ve harika nakaratlar dikkat çekici.

    ‘Black Moon Rising’ ve ‘Dawning of a Sombre Age’ daha çok dikkatimi çeken parçalar oldu şimdilik.

  6. asstodon says:

    2,3,8, 9, 10 ve 11 güzel diğer parçaları beğenmedim, ama vokal müziğin ritmi ile pek uyumlu gelmedi bana.. çok sakin takılmış adam… insan biraz yırtınır…

    buna rağmen hammerfall’ın (r)EZİL albümünden 10 kat daha iyi bir albüm

  7. Sodom büyükşehir belediye says:

    Andy LaRocque’nin en önemli gruplarından.Boş grubun bunca sene arkasında duracak adam değil Andyciğim.

  8. heaven seeker says:

    bu albüme ”türünde bu yılın en iyisi” diyen yazar güzel laf cambazlığı yapmış..belli ki piyasayı iyi takip ediyor…

    evet dinledim bu albümü ve güzeldi gerçekten… bu türde yapılmış BU SENENİN en iyi albümü denebilir…

    ama bu türde son yıllarda yapılmış en iyi albüm ne derseniz tabii ki de:

    http://www.metal-archives.com/albums/Warlord/The_Holy_Empire/371171

    http://www.youtube.com/watch?v=CPzrUcNiOPM

    Can

    @heaven seeker, warlord’un “w”‘si ile in flames’in jester head’i çok benzeşiyomuş.. Kim kimden çaldı acaba :)) tarihlere bakılırsa IF araklamış gibi duruyor… :)

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.