Gökberk ERSES
Bildiğimiz, aşırı normal bi insan olan yan komşumuzdan aşina olduğumuz, dünyanın en klişe müzik zevki: Kulağa hoş gelmek. Kulağa ne hoş gelir? Sanırım muhtelif evrimsel süreçlerde sürekli belli sesleri duymamız ile birlikte, belli tonlara ve onların belli doğuşkanlarına alıştı kulaklarımız. Sonuçta az çok “mantıklı” tınıyan ve “kulağa hoş gelen” gamlar içinde pentatonik gamlar veya beşliler bulabilir hale geldik. Hatta yarım bırakılan herhangi bir melodiyi kafamızda pentatonik aralıklarla tamamladığımız da bir gerçek. Bu kulağa “hoş” gelen kaynaktan beslenen her tür ise bir şekilde müzik piyasalarının hafızasında geniş yer tutmuş durumda. İlk anda sevilebilen herhangi bir melodinin “kulak tırmalayıcı” olabileceğini düşünmek pek mantıklı da değil. Zaman gerekiyor, ağzı acı yemeye alıştırmak gibi bir şey.
Daha fazla gereksiz fikir yürütmeyi kesip, “stoner” denen müptezelliğe gelirsem; türün kökeni çok ayrı yerlere gitse de, bu kulağa hoş gelen hazineden kendine yarı yarıya pay aldığını görüyoruz. Geri kalanı ise bol fuzz, iştah açan bir “çiğ”lik ve psychedelic kültürlerden ödünç alındığı her halinden belli olan “dumanlı” ve tekrarlı atmosferden oluşmakta. Haliyle bu esrarlı alt kültürlere aşina olan ve belli müzikal geçmişi olan herkes bir şekilde rastgeldi yıllar içinde bu müzik türüne. Kendine has net bir havası olduğu için duyduğumuz ilk saniyelerde “evet bu stoner” diyebiliyoruz çoğunlukla. Bu karakteristik havanın kendine has olumsuz yanları da var tabi. Stoner çok kolay bir şekilde formülize olabilen bir müzik. Çoğunlukla benzer tonlarda, benzer gamlarda ve benzer parça yapılarında olduğundan dolayı büyük bir aynılığa düşmüş durumda. Bu aynılıktan sıyrılıp bir şekilde türde öne çıkan gruplardan olmak epey zor ve takdir edilesi oluyor haliyle.
İsveçli TRUCKFIGHTERS da ilk albümü “Gravity X” ile bu tarz bir izlenim vermişti. Kendine has melodik ve catchy yapısı ile stoner’ın o kendine has netliğini birleştirip gayet rahat, kasıntı olmayan ve aşina olduğumuz şarkı yapılarına yakın bir müzik sunuyordu bizlere. Stoner yapacağız diye kasılıp bütün klişeleri başarısız bir şekilde üst üste dizen gruplardan değildi. Hatta Josh Homme(QOTSA) bir röportajında grup hakkında “TRUCKFIGHTERS dinlediğim en iyi grup olmaktan da ötede, şu ana kadar var olmuş en iyi grup.” gibi inanılmaz iddialı bir açıklama bile yapmıştı. Daha sonra “Phi” ile daha da “çiğ” bir şekilde yola devam eden grup, “Mania” ile ise daha mainstream vokal pasajlarına ve progresif enstrümantal partlara yer vermişti.
Son albüm “Universe”e baktığımızda ise grubun genel sound’unun ortada birleştirildiği dengeli bir albüm görmekteyiz. Yine aynı şekilde hafif catchy, melodik, bol fuzz müziği. Yer yer çizgiden çıkıp çeşitli ilginçliklere giren parçalar kısa sürede o tekrarlı özüne geri dönüyor. Albüm için gayet de klasik bir TRUCKFIGHTERS albümü. Hatta birazcık fazla klasik kaçmış bile olabilir bu. İşte sanırım sorun burada başlıyor. Yine az önce açıkladığım sıkıntıya geri dönersek, sanki bir çeşit çıkmaza girmiş grup. Teker teker incelendiğinde güzel duyulan bir çok melodiyi, parçayı bir arada ve ilk albümlerden sonra dinlersek; aslında grubun pek de farklı bir şey yapmadığını görmekteyiz. Evet gayet net bir albüm, fakat daha fazlasını diyememekteyiz. Hatta özellikle ilk albümün verdiği enerji ve vuruculuk bir daha yakalanamamış gibi.
Bu açıdan albüm için sıradan bir TRUCKFIGHTERS albümü deyip, ek olarak da sıradan ve “güzel” tınıyan, fakat yeni bir şeyler söylemeyen bir stoner albümü demek istiyorum. Stoner’ın yeni bir şey söylemeye ne kadar açık olduğu da sayfalarca tartışılabilecek bir konu farkındayım. Hatta stoner’ın o kendine has güzelliğinin “aynı”lığından kaynaklandığı bile söylenebilir belki. Fakat albüm her şekilde biraz daha iyi olabilirmiş gibi geliyor bana. Yine de düz stoner estetiği içinde gayet de stoner tınıyan, kolay dinlenebilen ve bolca döndürülebilecek bir albüm “Universe”.
Off Truckfighters. Phi ile, Gravity X ile ne de güzel bir grubumuzdun halbuki. Albümden ben de çok memnun olmadım, Truckfighters çok daha iyilerini yapabilecek bir grup kesinlikle. Umarım gelecekte eski havalarını tekrar yakalarlar.
Bu arada davulcu bakımından da dünyanın en şanssız gruplarından biri. En son baktığımda 5. davulcuları gruptaydı, şimdi baktım 7. farklı davulcularıyla çalışıyorlar.
Truckfighters’ı çok iyi bilmediğimden olabilir belki ama ben albümü baya sevdim. daha önce bir tek Mania albümlerini dinlemiştim bunu Mania’dan daha çok beğendim.
20.07.2014
@ismail vilehand, abi kesin Phi albümünü dinlemelisin bence. Çok seviceğini düşünüyorum, senin kafalara gider gibi.
http://www.youtube.com/watch?v=oakwiIJ0OUk
http://www.youtube.com/watch?v=v4hKZCCVhWc
23.07.2014
@Berca B., aga Lemmy ne muradın varsa versin. son 3 gündür Phi albümünü dinlemekten kafayı yedim. Traffic ve Atomic bu türde dinlediğim en iyi şarkılardan. çöl sıcakları bastırmışken tam fon müziği oldu. hatta diğer albümleri de bahaneyle hatim ettim, grubun en zayıf albümü Mania. Mania ile başlamam talihsizlik olmuş sanırım ondan harcamışım grubu.
Phi ve Gravity X ile kıyaslayınca evet, bu son albüm zayıf kalıyor ama yinede güzel yani. Mania’dan baya güzel hatta. 7,5/10 puan işler benden.
Grubu yeni keşfediyorum. Gravity X albümünü ve ismiyle müsemma Majestic parçasını dinledim. Şöyle diyeyim. Aradığım Stoner grubunu sonunda buldum. Türü sevsem de bir türlü tam anlamıyla benimseyemiyordum. Sağ ol var ol Truckdrivers.