Pek çok insan onları “Natural Born Chaos” ile tanımış olsa da, SOILWORK İsveç melodik death metal sahnesinin en önemli gruplarından biri olacağını “A Predator’s Portrait”ta apaçık belli etmişti. Acayip özgün, enerjik, taptaze ve akılda kalıcı bir müzikleri vardı ve nakarat konusundaki ilerici yaklaşımları da sonrasında pek çok grubun önünü açtı. IN FLAMES’in kariyerinin belli bir noktasında başladığı clean nakaratlı müzik, SOILWORK tarafından çok önceden yapılmaya başlanmıştı.
“The Chainheart Machine”, SOILWORK tınısının son derece olgun bir şekilde yansıtıldığı, başarılı bir albüm. Yine gayet iyi bir ilk albüm olan “Steelbath Suicide”daki sound’u daha yukarılara taşıyan ve sonrasında gelecek iki albümün altyapısını kurmak gibi önemli bir görevi de yerine getiren bir çalışma. Özellikle “Steelbath Suicide” ile “A Predator’s Portrait” hayvanlığı arasında düşünüldüğünde, zaten o ikisinin arasında “The Chainheart Machine”den başka bir albüm de yazılamazmış. Albüm tam olarak bulunduğu yeri yansıtıyor.
Sözel anlamda konsept bir yapısı olan albümde, armonik gitarlar sağlı sollu kulaklarımıza dolarken, henüz clean vokalini keşfetmemiş olan yetenekli insan Speed de son derece yırtıcı bir performans sunuyor. Speed’in sadece brutal/scream vokal kullanıyor olması, melodik olmayan hızlı bölümlerde TERROR 2000 dinliyormuşuz hissini de yaratsa da, albümde iyi melodi bolluğu yaşandığından, bu durum yalnızca ara ara karşımıza çıkıyor.
“The Chainheart Machine”in beni için en güzel yanı ise, gruba yeni katılan davulcu Henry Ranta. Ranta albümde tek kelimeyle muazzam bir performans sunuyor. Melodik death metalin en iyi birkaç davulcusundan biri olmasına rağmen adını pek az yerde görüyor olmamıza şaşıyorum doğrusu. Bu kadar müthiş bir davulcu nasıl oluyor da görmezden geliniyor, ay miin kamoon. Atakları o kadar yaratıcı, aralara serpiştirdiği geçişleri o kadar kişilikli ki, “The Chainheart Machine”i çok daha yukarılara taşıyor, değer katıyor Ranta.
Albüme daha yakından baktığımızda, SOILWORK’ün ne yapmak istediğini görmek gayet kolay. Blues gamlarını AT THE GATES zehrine bulayan yaratıcı ve özgün rifler, her yere serpiştirilen ve yine SOILWORK tadını içlerinde barındıran melodiler, ve tabii nakaratlar. Konu nakarat yazmak olduğunda Peter Wichers ve Ola Frenning cidden süper bir ikili olduklarını albümden albüme kanıtladılar ve “The Chainheart Machine” de bu konuda hiç geri kalmayan bir profil çiziyor. Gitarlar, melodi ve rif uyumu adına albümün her anında efsane işler yapıyorlar ve nakaratlar da bundan nasibini alıyor. Kafaya vuran bir rif, üstünde donalıp duran çok tatlı bir melodi ve onun üstüne de Speed’in vokalleri. Zaten grup kısa süre sonra bu konuda ne kadar yetenekli olduğunu fark etti ve clean vokali de olaya dâhil ederek SOILWORK’ün kaderini değiştirdi, çok daha geniş kitlelerce tanınmasını sağladı.
Bu noktada SOILWORK’ün değerinden kısaca bahsetmek istiyorum. SOILWORK bana göre melodik death metalin evrilip “modern metal” olarak anılmasını sağlayan bir numaralı gruptur. Bu müziğe katkısı, mesela bir ARCH ENEMY’den çok daha fazladır. Günümüzde ABD’li sayısız grup, SOILWORK’ün ilk iki albümünde altyapısını oluşturduğu, “A Predator’s Portrait” ile mükemmelleştirdiği ve “Natural Born Chaos” ile de metal sahnesine çaktığı o sound’un ekmeğini yemektedirler. Bence SOILWORK, genel olarak yansıtıldığından daha değerli bir gruptur, cidden önemli işler yapmıştır. Bir Soilworker’s Song of the Damned’i, Follow the Hollow’u, Rejection Role’ü, Shadowchild’ı, Like the Average Stalker’ı, Bastard Chain’i öyle her baba yiğit yazamaz. Cidden yazamaz.
Nihayetinde “The Chainheart Machine” tür adına önemli işler yapacak olan SOILWORK’ün bu etkiyi yaratacağı düzeye gelmesi noktasında çok önemli bir basamaktır. SOILWORK önemli ve değerli bir gruptur, umarım “The Living Infinite”in üstüne yine aynı ayarda bir hayvanlık sunarlar da, kariyerlerinin bu noktasında hak ettikleri ilgiyi artırarak görürler.
SOILWORK çok iyi bir gruptur. Hem zaten Spirits of the Future Sun’ı yazabilen bir grup nasıl kötü olabilir ki?
Harika bir yazı olmuş eline sağlık.
Yalnız bu hayvanlıktan sadece bir sene sonra A Predator’s Portrait’i yazıp çıkarmalarına ne diyeceğiz peki?
Bir de evet Spirits of the Future Sun var bu albümde.
07.05.2014
@Ugur, sağ ol. Bi de ben A Predator’s Portrait’ı çoktan yazdığımı sanıyordum ama nasıl olduysa yazmamışım. Hayatta en sevdiğim albümlerden biridir halbuki. En kısa zamanda yazıcam onu da.
07.05.2014
@Ahmet Saraçoğlu, Benim de en sevdiğim albümlerden bir tanesi APP.Heyecanla bekliyorum onun yazısı da.
07.05.2014
@Ahmet Saraçoğlu, Her zaman ki gibi güzel kritik yazmışsın. Soilwork’u bu albümle tanıdım ve yepyeni şeyler vardı albümde. O zamandan bu yana hastasıyım.Dediğin gibi Soilwork piyasada allanan pullanan bir çok gruptan çok daha iyi müzik yapıyor.
07.05.2014
@Tolga Rodop, APP isteriz.
çok az grup soilwork kadar başarılı ve üretken olabilmiştir.
Keşke müslüm gürses ölmeden önce teoman yerine bir soilwork parçası yorumlasaydı.