İncelemesi ve hazmetmesi zor bir albümün kritiğiyle karşı karşıyayız. Piyasaya sürülmesinin ardından 13 yıl geçmiş olsa dahi bu albümün ağırlığı, orijinalliği ve dinleyicilerin kafasında yarattığı soru işaretleri azalmadı diye düşünüyorum. Aslında yıllardır TOOL dinleyen biri değilim. Konser yazısında belirttiğim gibi, TOOL benim için uzun süre boyunca insanların neden bu kadar sevdiğine anlam veremediğim bir gruptu. Ancak “Lateralus”u defalarca kez dinlememden sonra bu grubun neden bu kadar büyük olduğunu anlayabildim.
“Lateralus” bence kritiklenmesi zor bir albüm. Başlıca sebebi de, içinde müziğin yanı sıra ağır bir mistisizm, kullanılan konseptler ve şifreli şarkı sözleri gibi analiz edilmeye ve tartışılmaya açık birçok öge bulundurması. Bu yüzden çıktığından beri albüm her yerde dibine kadar incelendi, neredeyse saniye saniye deşifre edildi. Hakkında bu kadar çok tartışılmış bir albüm için yeni şeyler söylemek çok zor. O yüzden ben de hiç Fibonacci dizilerine, uzaylı ırklara filan girmeden, çok fazla uzatmadan, sadece müziksel açıdan bu albümü değerlendireceğim.
TOOL’u benim için özgün yapan şeylerin başında melodileri ve aksak ritimleri kaynaştırma anlayışları geliyor. Aksak ritimler, garip tempo değişimleri, ölçünün dışına taşan rifler vs. rock/metal müzikte çok da yabancı olduğumuz şeyler değil aslında. Fakat çoğu zaman böyle hareketler yapılacağı zaman vurgu melodiye değil ritme verilir. TOOL her ikisine birden yüklenerek başka gruplardan duymayı alışık olmadığımız seslere boğuyor bizi. Mesela hemen albümün başına, Grudge’da vokaller kesildikten sonra giren bas melodisini dinleyin, nasıl da devam edecekmiş gibi sizi aldatıp bir anda başa sarıyor! 5/4′lük zaman ölçüsünün bu denli zekice kullanılması, inanın bana sık rastlanan bir durum değil.
Aksaklık sadece melodilerde değil, davullarda da kendisini fazlasıyla hissettiriyor. Danny Carey’e rock davulcusu demeye resmen dilim varmıyor, adam tam bir perküsyon virtüözü.Triad ve Schism gibi parçalarda yaptığı davul oyunları şarkıları alıp bambaşka bir noktaya taşıyor. Bence bir davulcunu kalitesine, verdiği hissiyatın drum machine ile taklit edilip edilemeyeceğine bakarak karar verebilirsiniz. Carey’nin özellikle perküsif hareketlerini bence şu anki teknoloji ile taklit etmek mümkün değil, öyle kendine has bir nabız tutuşu var adamın.
Albümün ritim tarafının bu kadar güçlü olması, bas gitarın da klasik görevinden sıyrılıp, daha melodik bir karaktere bürünmesine fırsat tanıyor. “Lateralus” kesinlikle rock/metal müzik tarihindeki en melodik bas albümlerinden biri. Hemen herkesin bildiği Schism’i geçtim, albümün her yanı şarkıya nefes aldıran ve gitarları sarmalayıp bütünleyen bas partisyonlarından oluşuyor. Prodüksiyonda gitar/bas ses seviyesinin de enfes şekilde ayarlamış olması, bir de gitarist Adam Jones “grupta tek gitar var, ama ben solo atarken de arkada benim kaydettiğim ritim gitarlar çalsın” bencilliğinde bir insan olmadığı için, doya doya dinliyorsunuz bu basları.
Bence bir albümün efsane olabilmesi için içindeki şarkıların farklı karakterlerde olmaları ve albümün kendini tekrar etmemesi çok önemli bir faktör. “Lateralus” bu işin en kral şekilde nasıl yapılabileceğinin mükemmel bir örneği. Özellikle sert ve tempolu şarkılar ile nispeten daha sakin şarkıların hangi sırada gelmesi gerektiğine ciddi kafa yorulduğu belli. Mesela Parabol/Parabola ikilisine kadar bir sert bir hafif şeklinde gidiyor şarkı sıralaması, doğal olarak siz de Parabola’dan sonra daha hafif bir şeyler bekliyorsunuz… derken Ticks and Leeches yumruk gibi iniyor suratınıza. Benzer şekilde sonlara doğru Disposition ve Reflection sizi rüya alemlerine dalacak moda getirirken, Triad sizi uykunuzdan uyandırıyor ve albümü zirveye çıkarıp bitiriyor. Böyle anlatınca basit bir şeymiş gibi gözükebilir, “Ya tamam nolacak, adamlar yavaş ve sert parçaları aynı yerlere yığmamışlar işte” diyebilirsiniz. Fakat inanın ki, dinleyicinin şarkıları dinlerken hangi ruh hallerinden geçeceğini hesap etmek ve şarkıların sırasını buna göre ayarlamak, en az besteleri yapmak kadar ustalık isteyen bir sanat. Bu dediğime inanmıyorsanız sevdiğiniz klasik bir albümü alın ve şarkıları karıştırarak dinleyin. Albümün üzerinizdeki etkisinin ciddi anlamda değiştiğini göreceksiniz.
Yukarıda elemanlardan bahsederken Maynard’ı es geçtim, çünkü ondan bahsetmek için önce yukarıda bahsettiğim şarkıların farklı karakterlere sahip olmasının öneminden bahsetmek istiyordum. Maynard’ı özel yapan bir çok şey var, ama aralarında bence en önemli olan çok geniş aralıkta duygular verebilen bir vokalist olması. Parabol ve Disposition gibi şarkılarda sesi o kadar sakin ve duru ki, resmen ermiş ve huzuru bulmuş bir adamı dinler gibi dinliyorsunuz, bir yandan da Parabola ve Ticks and Leeches da attığı çığlıklar içinizi parçalıyor. Kısacası, böyle farklı duygulara sahip parçalar, işte aynen bu farklı duyguların hepsinin altından ustalıkla kalkabilen bir vokalist ile hayat buluyor.
Bence “Lateralus”, bir müzikal yapıtta gelinebilecek en üst noktayı, mükemmelliği temsil ediyor. Orijinal bir sound, hem teknik ve derin, hem de akılda kalmayı becerebilen besteler, eşsiz bir vokal performansı ve harika bir şarkı sırası/konsept düzenlemesi. Bütün bunlar bir albümü efsane yapmaya yetecekken, bir de utanmadan akıl alıcı bir görsel tasarım ve insanları oturup matematik çalışmasına yol açacak karmaşıklıkta şarkı sözleri eklemiş adamlar… Hayatımda verip verebileceğim en rahat 10/10′u verip kritiği sonlandırıyorum.
tool’un en iyi albümü.Perfect Circle dahil,Maynard James Keenan’ın en iyi olduğu albüm.Şimdi kritiği okumaya geçebilirim
Elit müzik
15.04.2014
@Narcosynthesis, He bir de alt başlık, sitede gördüğüm en iyi alt başlık olabilir.
Ilk Tool kritigimiz hayirli ugurlu olsun. Ben de Kemal gibi uzun suredir degil, yalnizca 1-1,5 yildir falan “gercekten” Tool dinliyorum. Önceleri Sober Tool’cusuydum ve bu grubun niye bu kadar sevildigini anlayamiyordum. Su anda resmen tapiyorum gruba. Butun olarak bakildiginda en iyi Tool albumu bu olabilir ama bence Tool’un en iyi sarkisi 10000 Days’dir, part 1 ve part 2 birlikte. Hatta gelmis gecmis en iyi sarki diyecegim nerdeyse abartip. Dusununce bile tuylerim diken diken oluyor.
Aynen Kemal gibi ben de gönul rahatligiyla 10/10 veririm bu albume.
Sitedeki en önemli eksikti bence. Kelimelerin yetersiz kalacağı, olağanüstü bir albüm.
https://rateyourmusic.com/review?id=25899025
Rymde gördüğüm en iyi review olabilir. 5/10
abicim zaten bana göre tool rock veya metal başlığı altında değil.tool un yaptığı şey olması gereken “müzik”.herhangi bir sınırlaması yok
Parçaların yerine oturduğunu biliyorum, onları parçalanırken gördüm.
Bu cümleyi okuduğum zaman “vay. be.” Dedim
Albüme gelirsek, bu adamlar bi değişik ya. Tool’u anlamak çok zor. O kadar dinliyorum şu albümü, ısınamadım hiç. Zekam bu albümü anlayacak kadar yüksek değil herhalde.
müzik aracılığıyla sanat yaptığının yüzde yüz farkında olan sanatçılar, anlık bir şekilde kapasitelerinin üst limitinde işler çıkarınca böyle şeyler meydana geliyor. ayrıca bence tool’un her alanda en “rafine” albümü de bu. aenima müzikal anlamda bu albüme yakın dursa da (yine de lateralus daha “olgun” bence) sözler olarak aenima biraz daha “dar”. lateralus kadar adamı alıp götürmüyor. 10,000 days güfte+beste anlamında biraz daha “rötuşlanmış”, prodüksiyon/sunum kısmı biraz daha öne çıkmış geliyor. lateralus’ta bu söz, müzik, görsel tema hepsi kusursuz bir bütünlükte. tabi bunlar kişisel görüşler.
hani denir ya “3 ay sadece bu albümü dinledim” diye. cidden bir yaz mevsimini, sabah akşam lateralus ile geçirmiştim. hatta bir gece “faaip de oiad” ile uyanmıştım da 3-5 saniye nooluyo amk diye stand-by modunda kalakalmıştım. ki eminim bu tecrübede yalnız değilim hehe.
bu arada albümü “holy gift” sırasıyla dinlemeyi de daha çok seviyorum, belirteyim dedim.
kritiğe de şu ana kadar sadece 7 yorum gelmesi herhalde “ulan şu kusursuzluğa ne yaazabilirim ki” iç sesi sebebiyle herhalde.
sanırım hayatımın grubu net 70 yaşında da dinlerim herhalde
İlk paragraftaki adam benim. Bir türlü sevemediğim grupların başında geliyor ne yazık ki. Kritikte bu kadar övülmesine rağmen tekrar dinler miyim bilemiyorum. Neyse birşeyden de eksik kalayım amk.
Oldum olası bir Tool hastasıyım bana komplike müziği sevdiren gruplar arasında başı çeker ve bu albüm ilk satın aldığım rock/metal albümüdür o yüzden puanım 10
Tool albümlerine kritik yazmayı çok düşündüm ama bir türlü hakkını verememekten korkarak yazmadım.Yazan arkadaş güzel bir iş çıkarmış.Gerçekten hayatımın grubu,hayatımın albümü.Ben böyle grup başka hiçbir şekide görmedim.Ne olursa olsun hayatı sorgulattıran,sizi derinliklerine çeken,bir maceradan ötekine sürükleyen bir albüm,grup..
Anlayamadım, sevemedim, kafa yetmiyor, galiba müzikten anlamıyorum gibi kendinizi ezikleme triplerini bir kenara bırakın. “Olm tool insan diil lan fibonaccu mibunacci vuhuuu” diyip de sırtına amele gibi the wall dövmesi yaptıran, kulağıma güsel gelen her şeyi dinlerim diyen, death metalde bağırıyolardı dimi la diyen tipler gördüm. Ya onu geç Rush ı ingiliz sanan herif de Tool fanı. Cool falan olmaya kalkmayın yani. Kimse de d(iy)emiyorki psuedo entellerin kurduğu, Maynard ın da iki şaraba sattığı, fanlarıyla taşak geçen allahın overratedı grup. Fan tabanı da mezheplere ayrılmış durumda. Büyük bir çoğunluğu “gerçek tool bu diil” diye diye birbirlerini yiyor. Ama hepsi tek konuda birleşmiş durumda, zilyon kere dinlersen anlarsın ancak. Yeani Tool “sevemeyenler”, kısaca kendinizi eziklemeyin, hayat bize güzel, bide bişeyden de eksik kalın amk. Her dinleyişte sıkıntıdan kendinizi sikmek istiyorsanız zorlamayın.
Bu arada ben Günther seviyorsam başka birinin gerçek anlamda Tool sevmesi de gayet normal, yanlış anlaşılma olmasın.
Tool, Pink Floyd, Black Sabbath, en fazla sevilmeye çalışıp sevilemeyen 3 grup. Sabbatha taparım ama durum aşağı yukarı böyle.
15.04.2014
@Osman, Birde Meshuggah vardır, ona laf ettirmem ama. Biraz abartmışsın ama vermek istediğin mesaja ben de katılıyorum Osman.
16.04.2014
@Osman, …dedi Tool hayranları tarafından dışlanmaktan bıkan genç. Hayatının geri kalanını Rush dinleyip Porcupine Tree dinlemeyen cahil takımıyla uğraşarak geçirecek, belki de death metal ile Porcupine Tree arasında müthiş bir bağ kurup cool falan olmaya çalışanları terbiye edecek.
16.04.2014
@Jester, ahahah
16.04.2014
@Osman, Bunu söylediğin çok iyi oldu ya. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Beni inanılmaz büyük bir aşağılık kompleksinden kurtardın. Sen olmasaydın hayatımın sonuna kadar neden Tool sevemiyorum diye ezik ezik yaşayacaktım:( İyi ki varsın Osman.
tool u sober la tanıdım çoğu insan gibi , ama dinledikçe bende uyandırdığı hisleri anlatmam mümkün değil. hayatımın grubu ama bir kritik yazamam her bir albümünü onlarca kez dinlememe rağmen, hala tam çözdüğümü , anlatmak istediklerini tam anlamamış gibi hissediyorum.
Albümdeki Parabola parçası bu dünyadaki en inanılmaz eserlerden biridir. Bütün sanat dalları dahil.
15.04.2014
Tabi ki Parabol+Parabola’dan bahsediyorum. Ayrı gayrı olmaz.
Abi gayet güzel anlatmışsın olayı, çok Tool dinleyen biri değilim ama Laterus’u bayağı severim. Benim de albümde en sevdiğim şeylerden biri beklenilen yerde beklenileni vermeyip çok anlamsız bir örgü ile şarkıların ilerlemesi ve müziğin karanlık atmosferini mistik havadan ve konsept bütünlükten alması. Bunun yanında bazı şarkılarda tüm enstrümanların sanki farklı bir şey çalıyormuş gibi çaldığı, fakat aslında belli bir uyum ile yardırdıkları bölümler falan gayet zeki düzenlemeler bence.
Gelmiş geçmiş en iyi albüm.
ticks & leeches yapı statiği gibi bişey aq kafam basmıyor/almıyor ilk günden beri. sanatın bu tarafına bayılıyorum ya hayran hayran bakabiliyosun nasıl oluyo ki lan şimdi bu diyerek.
Tool’un zirve noktası, gerçek bir sanat eseri.
Bazı ortamlarda Tool’un stoner grubu olduğunu iddia ediyorum, beni sopayla kovalıyorlar.
21.07.2017 – KAMUOYUNA DUYURULUR
Bu sitede bir çok kez özellikle de SOEN’in haberlerinin altında defalarca uslanmadan itin götüne soktuğum Tool grubunun ehemmiyetini kavramış bulunuyorum. Önceleri discography olarak üstünden geçtiğim bu grubu o zamanlar anlayamamış ve “bu mu lan” demiştim. Ancak “Lateralus” LP’sini rastgele baştan sona dinleyince haksız olduğumu anladım. Bu yüzden bir özür olarak temennilerimi kamuoyuna arz ederim.
.
8.8.17 -KAMUOYUNA TEKRAR DUYURULUR
Tool için üstte yaptığım yorumun yine yanlış bir karar olduğunu diskografiyi tamamen dinlediğimde anladım. Bu grubun bir tane oyda değer işi varsa o da Laterals albümü o kadar ki bende bunu dinleyerek tekrar heves etmiştim ama hata yapmışız. Tool ölümüne overrated bu kadar net. Hele ilk bir iki dayanılmaz derecede kötü. Bir bu albümde bir imzalarını oluşturmuştur o da devam etmemiş. Hala önceden de dediğim gibi SOEN, Tool’u haşat eder diyerek özrümüde geri alıyorum.
Renk ve zevk meselesi, ama dayanılmaz derecede kötü denmeyi de asla hak etmiyor. Tool’u ben yıllarca dinlemedim Sober yüzünden, çünkü sevmemiştim halâ da sevmiyorum. Right in two’yu dinlediğimde çarpılmışa döndüm öyle başladı hayranlığım. velhasıl yanlış şarkılarla/albümlerle başlamak bir grubu çöpe attırabiliyor kişiye.
bana göre de dream theather şişirilmiş bir balon ama seveni çok. demek ki benim göremediğim bir şeyler halen var demektir. ;)
08.08.2017
@Mother Mercury, ”Dayanılmaz derecede kötü” gibi sözler bazı gruplar için söylenmemeli. Ben müziğin her dalına, her grubuna, her müzisyenine, her esere vs. zevk renk meselesi olarak bakılmasını doğru bulmuyorum. Hayır. Zevkler ve renkler bir yerden sonra tartışılır. Tartışılmaz demek sanat eserini küçültmek demek. Atıyorum Bach’ın müziğine ”off inanılmaz derecede kötü” diyebilir misin? Hayır böyle bir şey yok. Bu liberal, klişe ve içi boş bir tavırdır. Her müziğe böyle yaklaşamayız. Bir metal dinleyicisi Reign in Blood’a ”bu ne sikko albüm” derse hassiktir derim zevk renk meselesi olmaktan çıkar.
The Patient kanımca dünya üzerindeki en mükemmel şarkılardan biridir. Her dinlediğimde tüylerim diken diken oluyor. Maynard’ın vokali ile o sözler daha bir anlamlı oluyor zaten
Tool dinlemeyi en ilginç bulduğum grupların başında geliyor çünkü müziklerinde Budist chanting lerinden tutun da üzerinde itina ile düşünülmüş şarkı sözleri, kendilerine has garip davul ritimleri ile grubun müziğinin içerisine girebilenleri çok büyülü , mistik bir yolculuğa davet ediyor. Grubun 96′daki Aenima albümünü de 2001 deki Lateralus albümünden sonraki 2006 çıkışlı 10 000 days albümünü de dinledim . Lateralus albümü bana en çok hitap eden albümü oldu. Lateralus albümünün Rock Müzik Tarihinde en özel albümlerden biri olduğunu düşünüyorum .Albümün konsept ve bütünlük açısından çok akıcı bulmakla beraber dinlemeyi en çok sevdiğim üç şarkı: Lateralus, Reflection ve Triad . Triad’ın albümün kapanışını çok güzel yaptığını düşünüyorum.
Rock ve metal muzik dinleyen ve takip eden, hatta gitar calan birinden “tool diye bir grup kesfettim super” lafini duydugumdan beri Tool dinleyemedim bir sure (hem nasil duymazsin lan simdiye kadar diye dusunup hem de isgal edilmis topraklar gibi hissettim sanirim) Neyse.
Aenima ile birlikte bu album ve tabii ki Perfect Circle in albumleri (Maynard sag olsun) hayatimin bir doneminde arkada hep calmis ve her dinledigimde farkli anilari canlandiran benim icin cok kiymetli eserler (her ne kadar tool sarkilarini yorumlamaya calisirken kimsenin beni takmamasi gibi durumlar olsa da =)
Dünyanın en iyi 76 dakikası.
09.08.2021
@Yiğit, Evet çok mümkün.
Grubun birçok epik ve akıl sır erdirilemeyecek şarkısı var ama Lateralus kadar nakış gibi işlenmiş bir şarkı yok bence. Böyle bir şarkı nasıl yapılabilir cidden anlam veremiyorum hala.
Maynard’ın manyak orospu evladı gibi şarkı söylemesine bayılıyorum. Keşke diskografilerinde Ticks and Leeches gibi Hooker With a Penis gibi daha çok şarkı olsa.
Başyapıt. Nuff said.
-Tool çoh ovırreytid.
-Sus sikerim.