Ertuğrul Bircan Çopur
Bir black metal grubu olarak kurulup sonradan merkezine gotik etkileri alıp çevresinde deneyler yapar hale gelen MOONSPELL’in, bu deneyler sırasında metalden en çok uzaklaştığı iki albümden biri “Sin/Pecado”. “The Butterfly Effect” ile birlikte bu ünvanı taşıyan albüm, ondan da aslında çok önemli (ve basit) bir noktada ayrılıyor: “Sin/Pecado” iyi bir albüm, diğeri ise değil. Elbette “The Butterfly Effect”in de parladığı anlar var; ama toplamda MOONSPELL’in kısa zamanda oluşturmayı başardığı o atmosferin yanında, beste kalitesi olarak da oldukça ileride olduğunu söyleyebiliriz okumakta olduğunuz albümün.
Sonda söyleyeciğimizi başta söyledik, açalım madem biraz. Deneyselliğinin bu virajında grup metalle arasına biraz mesafe koyup, sanıyorum en çok THE SISTERS OF MERCY’ye yakın gösterilebilecek bir rock sound’una kayarken, elektronik elementler ve o kötü telaffuzuyla Fernando Ribeiro’nun kendine has vokallerini ön plana çıkartıyor. Bu ön plana çıkma müzikte bir zayıflığı işaret etmiyor tabii ki; aksine her enstrümanın (özellikle basın) çok yoğun olmayan ve neredeyse sıralarını bekleyerek ortaya çıkması çok değişik bir harmoni yakalamasını sağlıyor şarkıların. Bu harmoni dinleyiciyi müziğe çekerek sonunda Ribeiro’nun o özel vokallerini parlatıyor. Şarkıların atmosferine bir şekilde uyum sağlayan -ve itiraf etmek gerekiyor ki oldukça ilginç olan- şarkı sözleri de bu şekilde insanın ağzına dolanıyor, bir süre sonra tek tek her şarkıya eşlik ederken bulabiliyor insan kendini.
Albümde yer bulan klavyelerin, örneğin EuroticA’daki gibi fazla elektroniğe kaçmadığı yerlerde albüme hafif oryantal bir hava kattığını da söylemek gerek. Açılış şarkısı Slow Down!’dan itibaren kendini albüm içinde orada burada belli eden bu etki de MOONSPELL’i MOONSPELL yapan o muazzam havaya tereddütsüz uyum sağlıyor.
Kapağı, adı, şarkı sözleri hatta şarkı isimlerine kadar her yerinden deneysellik akan, her elementiyle hem MOONSPELL’den o ana kadar alışık olunanlardan hem de genel olarak bir metal grubundan beklenenlerden oldukça farklı duran bu albümün her şeyiyle iyi yapıldığını söylemek de biraz fazla abartmak olur diye düşünüyorum elbette. Her ne kadar toplamda yaratılan atmosfere uygun olsa da 2econd Skin şarkısının hem albüm hem de grup kriterlerinde oldukça zayıf kaldığı bir gerçek örneğin. Yine benzer bir çizgi ve tempoda giden Dekadance şarkısı nispeten daha iyi olsa da o da hemen hemen benzer bir kadere boyun eğiyor. Grubun yaygın olarak kullandığı erotik temanın da bu albümün genel konseptine biraz aykırı durduğunu düşünüyorum ben bunun üzerine.
Her albümünde iyi ya da kötü yeni bir şeyler denemiş grupların diskografilerinde hangi albümün ne kadar önemli olduğu gibi bir yorum yapmak oldukça zor, tabii ki yalnızca MOONSPELL için geçerli değil bu söylediğim. “Sin/Pecado” da zayıf gözüken ve göze batan birkaç kusuru dışında, özellikle “Wolfheart” ve “Irreligious” gibi albümlerden sonra, oldukça yenilikli bir yerde duruyor grup adına. Kötü olmayan, çok iyi olmayı ise bir buçuk şarkıyla kaçıran bir albüm. Grubun tüm albümlerine kendimce not verecek olsam en yüksek oyu almaz; ama kesinlikle de en çok sevdiğim MOONSPELL albümü, böyle de garip. Genelde çok adı geçmeyen bu albümü dinlemediyseniz bence epeyce bir şeyler kaçırıyorsunuz; en başta Mute ve The Hanged Man isimli iki şeyi.
Aahah abi albümde en sevdiğim şarkı 2econd skin..
Sekındskiiin sekındskiin aaaAAAaaaaAAAaaa aaaAAAaaaaAAAaaa..Süper değil mi abi ya.Bi daha dinle çok sevecen bak
Köpeğiyim bu albümün.Deneysel ya da değil Moonspell’in yaptığı en güzel şey Irreligious’la birlikte.
“MOONSPELL’i MOONSPELL yapan o muazzam hava” Evet bu: akdeniz kültürüyle harmanlanmış gotik rock havası.
Irreligious ya da Wolfheart’tan gram eksiği olmayan bir albüm. Bir duygu ve düşün seli.
HandMadeGod’la The Hanged Man’den başka hiçbir şarkıyı bilmiyorum galiba bu albümde ben lan. Bir bakayım ellam, eline sağlık.
http://www.youtube.com/watch?v=rmTyc3Xqfi0
Bu albüm çıktığı zamanın müzikal kalitesinin tavan yapması sonucu çok eleştirilmişti. Fakat günümüzün kısır ortamında bir hazine olabiliyor.
Yahu bu metal müzik bu ne yaman çelişkinin müziğiymiş. Kritikte zayflığından dem vurulan şarkı “lan bu gün bi moonspell best of yapayım çalsın gün boyu ince ince kulaklığımda” dediğimde kafadan playliste gömdüğüm şarkıdır. (bkz: moonspell S.P ikinci cilt)
daha bugün geçiriyordum aklımdan moonspell’in bu albümünün kritiğini de yapsam diye ama yapmışlar sağ olsunlar. iyi yazılmış ancak ben tabi biraz daha fazla puan vereceğim lakin hastasıyım. tişörtünü gururla giyindiğim bir topluluk. 9.5/10
2econd Skin i rockmarket te az izlemediydik. ne günlerdi bea
Moonspell’i daha yeni derinlemesine dinlemeye başlayan biri olarak baya hoşuma gitti albüm. Bu 90ların sonu 2000′lerin başı gibi olan dönemde bazı metal gruplarının elektronik müzikten aldıkları ilhamlarla yaptıkları deneysel albümler çok hoşuma gidiyor. Paradise Lost’un host albümü de öyle mesela.
They promised me a miracle
A private god for me to hold
Can you forgive me?