Bir adam düşünün, Nirvana açıyorsunuz o var, Queens of the Stone Age izliyorsunuz onu görüyorsunuz, biraz gülelim diyor Tenacious D açıyorsunuz o çıkıyor, Rush’ın ödül törenini izliyorsunuz o sunuyor, Obama seçim çalışmasına bakıyorsunuz yine o çalıyor. Her yerde var.
Wembley Stadyumu’nu dolduracak kadar büyüttüğü Foo Fighters’la mı seversiniz? Yoksa Nirvana’yla mı? Ya da konuk olarak bulunduğu 299.883.188.300.188.230 projede mi? Bilemem ama bu adam başka bir adam. Mütevazı takılması, cömertliği, Ohio’nun anahtarına sahip olması, gay hakkı savunması, zorluklara göğüs germesi, dünyanın en büyük bagetlerine sahip olması (cidden), süper belgesel çekmesi, çok acayip davul çalması, süper şarkı söylemesi ve baya iyi gitarcılığıyla adeta bir süpermen.
Foo Fighters onun dediğine göre kendini gizlemek için bulduğu bir isim, çünkü ona göre kimse bir davulcunun yaptığı albümü dinlemek istemezdi. O da kendini bir grup gibi göstermek istedi. Yıllar içinde baya bir grup oldu o ayrı. Grubun 2. albümü olarak çıkan “The Colour and the Shape” şu sıralar kulağımdan düşürmediğim, yoğun, duygulu, basit ama büyük bir albüm. Bu tarz müzikte gerçek bir müzisyeni, gerçekten vizyonu olan bir şarkı yazarını gözümde özel yapan şey, basit ve herkesin anlayabileceği, hatta çalabileceği şeyleri alıp hayal edilemeyecek duygulara dönüştürmesi.
Gitar çalmayı birazcık bilen birisinin bile çalabileceği, hatta abartıyorum ve diyorum ki size yarım saat içinde öğretebileceğim 2 akoru Dave Grohl öyle bir hale getiriyor ki, kocaman bir hikaye yapıyor. “Don’t bore us get to the chorus” yani “canımızı sıkma da nakaratı yolla” mantığını genişletiyor ve tüm şarkıya yayıyor. Baktığınızda birçok FF şarkısı bu kafada.
Özellikle büyük bir avantajı da kendisinin davulcu olması. Rock müzikte şüphesiz davulcu ve gitarist o bestenin ne kadar gerçek olacağını belirleyen 2 unsur. Büyük bir yanılgı gitaristlerin işlerini kendi başlarına yapıp bestelere öylesine birine davul çaldırması. Evet davulcu notalara dökemez müziği ama notalara dökülen müziğin ahengi de davulun ritim kalıplarıyla oluşur ya da dönüşür. Bizler notalara değil davul vuruşlarına eşlik ederiz. Yani birbirine bu kadar sıkı bağlı bu unsur birbirinden uzaklaştıkça gerçeklik de azalıyor. Beste sırasında davullar oluşursa şarkılar çok daha farklı güzellikte oluyor. Dave Grohl’un aslen davulcu olması onun şarkı yazarken önce davul ritmini düşünmesini sağlıyor. Bu sayede de kolayca akıcı şeyler yazabiliyor. Aynı zamanda şarkı söylerken çalması çılgınca zor kısımları çalmasına yarıyor.
Dave Grohl övme seansım bittiğine göre biraz daha “The Colour and the Shape” albümünden bahsedebiliriz. Albüm çoğu FF albümündeki gibi “baba bu hit olur bunu öne koyalım” diye net bir kafayla başlıyor. Kısa bir intro sonrası Monkey Wrench geliyor. Ama durun! Bu albümde My Hero var, bu albümde EVERLONG var. Koca bir EVERLONG. Aman aman, o nasıl bir kabustur, o nasıl bir şarkıdır. Her seferinde bambaşka yerlere götürüyor insanı.
Çiğ ve canlı bir sound’u olan albümün davul tonu ve gecikerek gelen yankısı sizi boş bir salonda ya da siyah bir labirentteymiş hissine sokuyor. Hayatı sorgulatan cinsten. Ağdalı, bayık olmayan hüznünü öylesine çok seviyorum ki, direkt kalbime bıçak saplanıyor. İyi dinlemeler.
Bugüne dek dinlediğim Foo Fighters şarkıları:
– Bu yazıdaki 3 şarkı (ilk kez şu anda dinledim)
– Klibinde Dave Grohl’un hostes/şişman kadın kılığına girdiği şarkı
Sanırım yanlışlardayım.
17.04.2014
@Ahmet Saraçoğlu, Buna çok benzer bir şey yazmaya gelmiştim. Bir gün buluşup akşama kadar Foo Fighters dinlemeliyiz galiba.
17.04.2014
@Ahmet Saraçoğlu, büyük yanlışlardasın Ahmet. Bahadır’ın dediği gibi EVERLONG var bi kere. EVERLONG yahu. Ölürüm biterim bu şarkıya.
19.04.2014
@Ömer Kuş, yanlışlardaymışım hakkaten. My Hero, Everlong ve Monkey Wrench’i çok sevdim, defalarca dinledim bu kritikten beri. Başka şarkılarını da dinliyorum fırsat oldukça.
foo fighters iyidir, her albümü ayrı güzel.keyifle dinleyebilirsiniz (en azından sizi saran bikaç şarkı mutlaka çıkar).
Foo Fighers’ın en sevdiğim albümü. Baştan sona sonsuz kere dinlesem yine bıkmam.
Bugünlerde sitede en sevdiğim grupların kritiklerinin çıktığını görünce sevinçten havalara uçasım geliyor.Gerçekten inanılmaz bir albümdür ve burda önerilen şarkıların dışında bir şarkı önereyim ki size yoktur öyle içten şarkı. Hey,Johnny Park!