Ömer Kuş
Bugün aslında planlarımda olmayan, şansımın yaver gitmesiyle izleme şansı yakaladığım bir konseri anlatacağım. Paskalya sebebiyle sahip olduğumuz dört günlük tatili değerlendirmek için en ucuz seçenek olan Helsinki’ye gitmeye karar verdik bir arkadaşımla. Pek plan program yapmadan spontane bir seçim oldu. Tam geziye başlamadan bir iki gün önce “ya bakayım acaba konser falan var mıdır o günlerde?” diye bir umutla araştırdım ki şansıma ENSIFERUM ve TURISAS’ın ben geri dönmeden önceki akşam konser vereceklerini gördüm. Çok iyi oldu çok da güzel iyi oldu tabii bu.
Tabii ki tek başıma konser mekanının yolunu tuttum ve kuyruğa girdim. Kısa bir süre sonra arkamda baya uzun bir kuyruk oluşmuştu. Bileti kapıda almayı düşündüğümden biraz tırstım bilet kalmamıştır diye ama vardı. Kuyrukta iki Fin elemanla tanışıp muhabbet etmeye başladım ve içeri beraber girdik.
THAUROROD
Gecenin ilk grubu elemanları İsveç ve Finlandiya’dan olan power metal grubu THAUROROD idi. Daha önce adlarını duymuştum ama hiç dinlememiştim. Baya düz power metal olduğu için bana çok da cazip gelmedi ama adamların enerjilerini takdir ettim. Seyirciyi ısındırma görevini başarıyla yerine getirdiler. Vokalist arkadaş İsveçliydi şansıma, yani İngilizce konuştu seyirciyle ben de anladım böylece. Çok hareketli bir arkadaşımızdı. Arada ufak espriler yapmayı da ihmal etmedi. “Marked for Diablo” isimli şarkılarını anons ederken “This is MARKED FOR DIABLOOOOOOOO… three” demesi, özellikle de deyiş tarzı baya kahkalarla karşılandı. Büyük harfle yazdığım yerleri bağırarak ve uzunca, three kısmını ise sessizce ve hemen söylediğini düşünün, öyle. Ama performanstan aklımda kalan en bomba kısım vokalistin eline altı tane muz aldıktan sonra seyircilere “Alright everybody who wants some fucking bananas?” diyerek birer birer muzları seyirciye atması oldu. Konserde seyirciye bildiğin yesinler diye taze muz atmak nereden akıllarına gelmiş bilmiyorum ama herkesi tebessüm ettirdiler kesinlikle.
TURISAS
Battle metal çılgınlığının yaratıcısı TURISAS geldi ardından sahneye. Seyircilerin arasında kırmızı siyah warpaint yapan kişilerin sayısı az buz değildi. Setlisti dengeli seçmişlerdi, son albüme aşırı abanmadılar. En çok coşturan şarkılar tabii ki Rasputin, Battle Metal ve To Holmgard and Beyond oldu. No Good Story Ever Starts with Drinking Tea de güzel konser parçasıymış onu gördüm. Son albümden For Your Own Good çalmalarına da sevindim, zira nakaratıyla falan gayet hoş bir şarkı bence.
Vokalist Nygård şarkı aralarında Fince konuştu tabii ki ve baya da fazla konuştu şerefsiz hiçbir şey anlamadım maalesef. Bunun dışında aklımda kalan enstantanelerden biri davulcu arkadaşın sıklıkla sağ elindeki bageti havaya atıp tutarak çalmasıydı. Tutamadığı zamanlarda davulun arkasında saklanan biri çaktırmadan başka baget veriyordu eline. Niye bu kadar kasıyor anlamadım şahsen.
Sonuç olarak TURISAS yine ne kadar iyi bir canlı grup olduğunu gösterdi ve herkese keyifli vakit geçirtti. Ben enerjimin daha büyük kısmını ENSIFERUM’a saklamayı tercih ettim.
1. Ten More Miles
2. Take the Day!
3. To Holmgard and Beyond
4. The Land of Hope and Glory
5. One More
6. For Your Own Good
7. Battle Metal
8. No Good Story Ever Starts With Drinking Tea
9. We Ride Together
10. Miklagard Overture
Encore
11. Stand Up and Fight
12. Rasputin
ENSIFERUM
Son olarak ENSIFERUM sahnedeydi. Daha kuyrukta beklerken kapıya asılan yazıdan öğrendiğimiz gibi Petri Lindroos bileğindeki bir enfeksiyondan dolayı gitar çalamayacaktı. Yerine eski ENSIFERUM üyesi Jukka Pekka Miettinen gitarları çaldı, Petri Lindroos ise alışık olmadığımız bir şekilde yalnızca vokal yaptı. Ve büyük ihtimalle bu olayın sonucu olarak eski şarkılara ağırlık verilen bir setlist izledik ve benim için süper oldu bu. Petri şarkı aralarında baya konuştu, büyük ihtimalle neden böyle olduğuna falan da değinmişti ama benim tahminim Jukka-Pekka yeni şarkıları bilmiyordur ve çalışacak vakti olmamıştır, o yüzden eski şarkılara yoğunlaşmışlardır. Son albümden bir tek In My Sword I Trust çaldılar. Bir de Bamboleo coverı çaldılar tabii, ama o şarkıda tek gitar vardı ve Markus çalıyordu.
Petri bir yerde vokale girmeyi unutmak dışında yine kusursuza yakın bir performans sergiledi ve kulaklarımızın pasını sildi. Basçı Sami’nin temiz vokalini de çok beğendim bu arada. Önceki konserlerde de bu kadar iyi miydi hatırlamıyorum ama bunda baya ince çığlıklar falan bile attı. Ben de bu arada en ön sıranın hemen arkasındaydım. Bir iki şarkı sonra o kuyrukta tanıştığım Fin elemanın yerini bana vermesiyle kendimi demirlerde yani en önde buldum. En önden konser izlemeye alışık değilim aslında. Evet çok rahat ve yakından görebiliyorsunuz grubu, önünüzde birine kafa atma riski olmadan kafa sallayabiliyorsunuz falan ama özellikle böyle ENSIFERUM gibi bir grubun konserinde arkalarda millet kol kola girip halay çekerken, pogo yaparken falan kaçırıyorsunuz bütün aksiyonu. Ben de en önde 4-5 şarkıya böğüre böğüre eşlik ettikten sonra Hero in a Dream başlarken daha fazla dayanamadım ve geri koşa koşa pite daldım. Buradan sonra neredeyse konser sonuna kadar sürekli bir aksiyon halindeydim. Circle pitler, wall of deathler, halaylar havada uçuştu.
Lai Lai Hei’i baya uzun süredir dinlememiş olmama rağmen bütün Fince sözlere hala eşlik edebildiğimi görmek ilginçti. En son Iron’ın çalınması ve “datdadada, datdadadaaaa” şeklinde klavye melodisine eşlik etmemizin akabinde konser son buldu. Tüm setlist aşağıda. Gerçekten benim için çok sürpriz ve çok da güzel bir setlist oldu. Bu kadar eski şarkılara ağırlık verilen bir setlist aklımın ucundan bile geçmezdi. Her şarkı anonsunda “aaaaa!” “AAAAAA!” derken buldum kendimi.
Böylece iyi bir zamanlama ve büyük bir şansla ENSIFERUM ve TURISAS’ı bir kez de kendi evlerinde izleme fırsatını yakalamış oldum. Bir dahaki yazıda görüşmek üzere.
1. In My Sword I Trust
2. Guardians of Fate
3. Tale of Revenge
4. Treacherous Gods
5. Token of Time
6. Hero in a Dream
7. One More Magic Potion
8. Battle Song
9. Lai Lai Hei
10. Bamboleo
Encore
11. Iron
turisası çok az dinledim (sadece stand up and fight albümünü dinledim). o yüzden yorum yapmıycamda enfireum napmış lan öyle. bu insana yapılırmı ya! orda olsam boynumu incitir geçirir ve boğazımı tahriş ederdim. bide jukka-pekka. kısçanlığımdan kudurduğumuda belirtip çekileyim.
29.04.2014
@angryson, evet bu zamanda böyle setlist bulmak zor, şanslıydık :)